Pazar, Eylül 8, 2024
spot_img

Kunter’den Harika Bir Anektod

- Reklam-

‘le Rodrigue Beaubois’i konuşurken, konudan bağımsız harika bir anekdot paylaştı…

‘te antrenörüm. 2010-11 sezonunun beşinci haftası… İlk dört maçını kazanan ‘yi yendik. Sammy Mejia 32 sayı atmıştı. Tabii bizden çok bütçeli bir takıma karşı aldığımız sonuçtan dolayı çok sevindik… Maçtan sonra Cholet Başkanı Patrick Chiron yanıma geldi ve istatistik kağıdını masaya attı… ‘Fransız oyunculara çok az süre vermişsin…’ Kağıda baktım ve Chiron’a hak verdim…”

Böyle bir olay bizim basketbolumuzda yaşana bilir mi? Olmaz… Aksine ‘Hoca, Türkleri oynatacağım diye maç kaybetme. Bizim için galibiyet çok önemli’ dendiğine dair sayısız duyum aldık…

Diyeceğimiz şudur ki, basketbolumuz geri giderken elbette baş sorumlu olarak federasyonu göreceğiz ama kulüpleri de unutmayalım…

- Reklam-

14 YORUMLAR

  1. Erman hoca doğru söylemiş, kulüplerin elini tutan mı var, oynatsınlar yerlileri, ama yerli oynatıp Eurolig maçını kaybedince bu kez yerli-milli konularda mangalda kül bırakmayan fanatikler koça “neden yerlileri oynattın, bak maçı kaybettik” diye veryansın ederler.

  2. Bodrumspor’un kümeye düşmesini engelleyemeyen teknik sorumlu, U-20 milli takımımızın da küme düşmesini engelleyememiş. Okuduğum pek çok makale, yorum ve köşe yazısına göre “Oyuncu yetişmiyor, Antrenör yetişmiyor, İdareci yetişmiyor, hatta Veli dahi yetişmiyor”, hiç kimse de nereye gidiyoruz ey ahali? diye sormuyor.
    Basketbol için de bir HACIOSMANOĞLU şart.

    • Ülkenin iktidar sayesinde her konuda her işte düşürüldüğü acı durumdan bir kesit. Telefonunda bylock olduğu tespit edilen ve bunu saklamayan şahıs futbol federasyonu başkanlığı yapıyor yetmiyor tekrar aday oluyor karşısına da hakemi statta odada alıkoyan, saraydaki telefon açınca hakemin gitmesine izin veren, benim 250 yeğenim var ona göre diye aklınca mafyavari şekilde millete göz dağı veren zat Türk futboluna çare olarak ortaya çıkıp aday olup başkan oluyor! Basketbolda da doping yaptığı için kariyeri biten, milli formayı para,primle giyen,çetnik selamı verip kanun kaçaklarıyla poz veren Abd vatandaşı şahıs saraydakinin isteğiyle başkan oluyor ve bilhassa milli takım başarısızlığına rağmen hala o koltukta oturuyor tabii milyonlarca euroya milli takım koçu yapılan şahıs da…Bu zihniyetle bu ülke hangi konuda ileri gidebilir ki?

    • Çok yaşayın cimbombonaykos ve trabzonaykos fanatikleri. Stafının tamamı sizinkilerden olan Basketbol sizin yüzünüzden 50 yedi, Fransa basını yıllarca ülkelerinde çalışmış Kunter’in ülkesiyle dalga geçti, bir de böyle bi meczup bulun federasyonun başına, yakışır, tam sizlik. Artık her maçtan önce kemençe-horon. Maç sonrası sonucu beğenmezse hakem rehin alınır.

  3. Kulüpler ve Türk koçların yapamadığı,yapmak istemediği , Türk oyunculara değer vermek,
    adil rekabet ortamı yaratmak. Bunları yapsak herşey farklı olur da kasten yapılmak istenmiyor işin acı tarafı o. Yabancı oyuncu hata yapsa dahi sahada tutuluyor Türk oyuncu yapınca anında kenara alınıyor,hal böyle olunca da Türk oyuncu yetişmiyor ve gelişmiyor, şevki kırılmış, hevesi bitirilmiş oyuncu gelişir mi? Aynısını yabancılara yapın bakın ne oluyor?Larkin bir röportajında hata yapsam dahi sahada kaldım bu da gelişmeme imkan verdi demedi mi? Yabancı parlatma ve kolaya kaçma hastalığı bitmedikçe iş zor. Federasyon da gerçekten bir şeyler yapmak istiyorsa doğru düzgün 3-5 yıllık planlama yapacak, altyapıya ve koçlarına önem verecek, menajer oyunlarına engel olacak, Türk oyuncular ödemelerini yabancılar gibi gününde alacak kulüpler de federasyona harfiyen uyacak, Türk koçlar idealist olup , işsiz kalma pahasına gerekirse tepki verecek ama kimsenin derdi Türk oyuncu yetiştirme ve geliştirme, milli takımlar başarısı değil, gerekirse çok para harcayıp hazır yabancı oyuncularla kısa zamanda başarılı olmak,kupalar kazanmak, tv gelirlerini,reklam, sponsorlukları arttırmak,göz boyamak gerisi boş. 50 sayı fark yiyip sonrasında itibar ve prestijimiz umursanmadan Sırbistan’daki maçlara takımı çıkarmayan, sırtını yabancılara dayayarak başarılı olmayı marifet sayan, genç millilerin ligden düşmesine seyirci kalan, bilgi istatistik,vermeyen,kendi insanına düşman, spora ve sportmenliğe yakışmayacak tavırlar içindeki zihniyetle hiçbir şey olmaz,olmuyor herşey ortada ama bir avuç azınlık hariç kimin umurunda?

  4. Son cümleye katılmıyorum… Federasyon’u baş şüpheli göremeyiz hele bu düzende… Federasyon başkanı, seçilmek için kulüplere şirin gözükmek zorunda dolayısıyla büyük kulüpler(başganlar!) ne isterse en en en iyisi asgari müşterekte buluşmak zorunda, kısaca tavizler verilmek zorunda!!! O yüzden ilk günden beri ben kulüp başkanlarını sorumlu tutarım!!! Bizde hele son yıllarda başarı gelsinde nasıl gelirse gelsin , başarı için her yol mübah, başarı için gerekirse kaos bile çıkarmak için her türlü ahlaksızlığı yaparım desturu oldukça bu zengin şımarık başganlar da bu düzen devam edecek… Çünkü kulüp başkanları da Şirin gözükmek zorunda taraftara…En basiti Alperen vs gibi Banvit’in kapanışı sonrası planlama yapan pardon yapmaya çalışan Bjk yönetiminin başına gelenler… Paranız yoksa şubeyi kapatın diyenler mi? Vatan millet adına (gençlere yatırım yapacağız açıklaması üzerine) bizi yemeyin lan!!! diyenler mi? Çoluk çocukla maça mı çıkılır? diyenler mi? görmedi bu gözler.Hatta Necip Abi kusura bakmasın , bu sayfalarda bile “zaten zorunluluktan” eleştirileri okumadık mı?!?! İster ondan, ister bundan olsun ama bir kere de oldu diye iki satır övülmedi ki bu zaten yarım yamalak stratejiler…Hatta bu genç takım yenince “kendi çapında büyük takımları” , bu gözler federasyon-hakem torpilli takım deyu başarısızlıklarına kılıf bulan taraftarlar da gördü kompleks kokan yorumlarda!!!Ne diyor Alperen Bjk bana fırsat verdi önüme yabancı oyuncu koymadı!!! Ama Şehmus ‘a ne yaptık, kulübü bir tek bacağına sıkmadı!?!?!?!!?!?! Tabi ki oyuncu ve özellikle menajerlik şirketlerinin de hatası var ama onlar zaten wahsi kapitalizm yolunda, peki federasyon ve kulüpler!!! Eh küçük kulüpler de haklı sayılır basketbolda para kazanmak neredeyse imkansız işte devreye burda girecek federasyon!!! Her pozisyon(milli takım )için strateji belirleyecek. Öyle oyuncu öğüten kulüplere yem etmeyecek oyuncuları gerekirse parasını kendisi verip genç oyuncuyu oynayacağı bir kulübe yönlendirecek.Kunter Hocamın bu NCAA temsilcisi görüşü de çok güzel!!! TBF adam mı yok bunları orda yönlendirecek hele NBA oyuncusu başganımız varken!!! Ama biz ne yapıyoruz bu sistemden bir şekilde başarılı olan oyuncu-koç bulduk mu , tutuyoruz paçalarından çekiyoruz aşağı sen nasıl başarılı olursun deyu!!! Yıl boyu onları eleştirmek için elleri ovuşturarak bekliyenleri hepimiz biliyoruz!!! Dolayısıyla yok öyle sadece federasyon deyu kaçmak, baba parası ile yöneticilik oynayanlar, menajerlik şirketleri, oyuncular hatta aileleri, medya ve tabi ki fanatik taraftar da sorumlu bu düzenden!!! Buraya daha pek çok örnek, hatta takım ismi veya şımarık başkan ismi de yazar, popülizmin dibine vururuz ama yine diyorum bırakalım günlük işleri bari şu U17 deki çocuklara bir strateji belirleyelim…

    • Ülkede siyaset her şeye rezilce etki ediyor evet başkanlar da suç çok ama siyasi baskıyı da unutmayalım. Mevcut başkanı her kulüp istiyor ve destekliyor mu,bu mümkün mü? Harun’u da şimdi ne olduysa yanına çekmeye çalışıyor başkan. O da başkan ne zaman nereye çağırsa koşarak gidiyor o da ayrı. Düne kadar birbirlerinden uzak olanlar ne oldu da bir anda yan yana geldiler?Yazdığın gibi başarı gelsin de kimden nasıl gelirse gelsin, başarı için her yol mübah,kaos çıkarmak gibi zihniyete bir tek başkanlar değil anlı şanlı Türk koçlar da sahip. Taraftara küfür edip ortalığı karıştırıp hatta işin içine sarayı da katıp hedefe ulaştıktan sonra da büyütülecek bir şey yok diyen gibi mesela. Alperen olayında da Bjk isteyerek,bilerek onun önüne yabancı getirmedi durumu yok zaten bütçeleri kısıtlıydı üst üste 6 yenilgiden sonra 3 guard,forvet yabancı transfer etmek zorunda kaldılar, yanlış hatırlamıyorsam bir de 4-5 oynayan yabancı almışlardı ama o sonradan kısa süreli gelmişti. Federasyonun gençler maçlarıyla ilgili istatistik ve bilgi vermemesi,
      ligden düşmek,yabancı oyuncu sayısı çokluğu, hakemlerin kalitesizliği gibi ciddi sorunlar var ve bunların da başında federasyon başkanı ve ekibi var, Fransa’dan fark yemek sorun değil sonuçta favori ülkelerden ve tam takım ama sakatlığı bahane edip diğer turnuvaya katılmama rezaletinin tutulur hiç bir yanı yok. Sonuçta işin içinde itibar ve prestij var. Olimpiyatlarda tek bir hakemimiz yok o da apayrı bir konu. Basketbolun içinde kim varsa hepsi sorunun bir parçası ve hiçbiri de basketbolda ki sorunların gerçek manada çözülmesini istemiyor bu çarpık düzen de böyle sürüp gidiyor da nereye kadar?

  5. Teşekkürler eksik kalan yerleri doldurduğunuz için… Koçlar konusuna tek ek; onlardan da istenen sadece başarı dolayısıyla onlarda bu lokomotife kuyruk oluyorlar…

    • Rica ederim,faydam olduysa ne ala. Doğru, koçlardan istenen tek şey başarı ama biraz da idealist olmak gerekir hele maddi olarak belli bir seviyeye gelmişlerse onlardan bazı fedakarlıkları beklemek de hakkımız, aksi halde sporumuz beklenen gelişmeyi gösteremez, sporcularımız yetişemez de ne fayda…

  6. Boş laflar ordusu, boşa kürek çekme yarışı, bir defa cehalet bu problem üzerine konuşmamalı, konuşamaz zira daha problemin ne olduğunu anlayamıyor!!! Eyy mandıra yorumcuları: Kaç tane altyapı maçına gittiniz? Bir altyapı antrenörü kaç para alır, hangi şartlarda çalışır? bilir misiniz? Bir oyuncu hangi temellerle nasıl basketbolcu olur bilir misiniz? Caferağa’da Hidayet daha 14 yaşında Çavuşoğlu kolejinde oynarken koridorda kendi oyuncumu tebrik ediyorken yanımızdan hidayet ve antrenörü Hakan geçti, Hakan’a dönüp bu çocuk nebea da oynayacak, ona iyi bak dediğimi hatırlıyorum. (maçı kazandık FB Yıldız) Ama ben kimim ki? Cehalet Kenan’ı gönderen Obra’ya, Şehmus’u gönderen Şaras’a inanmazken, hala pehlivan tefrikaları anlatıp zaman verilmedi, şans verilmedi gibi acuzluklara sığınanlara soruyorum: Kenan mesela, hangi euroleague takımında oynayabilir? Zaman alıyor, hata yapmasına izin var, Milli Takımda da aynı şekilde, soruyorum; hangi seviyede? Yılarca ne kadar ilerleme kaydetti? elinizi vicdanınıza koyun ve söyleyin, Son 10 sene nebea oyuncuları dışında Tarık hariç kim umut verdi, veriyor, kim? Adı ne? Mesela sen bir tarafını sıksan bu ülke topraklarında kahve yetişemiyor, bu da onun gibi, OYUNCU YETİŞMİYOR, SABAHTAN AKŞAMA OYNATSAN KENAN OLABİLİYOR. Bir konu üzerine önceden karar verip olanları kendine bükmeye çalışmak cehaletin ağababasıdır, kolaycılık 360 derece üç boyutlu bir evreni TEK BOYUTLA yorumlamaya çalışmaktır. Mesela Fenerbahçe, bir hiçken Bogdanovic’i aldı ve ondan bir yıldız yarattı, Bjelica nebea sampiyonu oldu, Obra Ömer’e gitme kal dedi ne oldu? dönmek üzere… alperen’e gel dedi ne oldu? MADEM TÜRK BASKETBOLUNU BU DENLİ DÜŞÜNÜYORSUN NEDEN GİTTİ DİYE NEBEAYA AMERİKAN KOLEJLERİNDEN DAHA FAZLA OYUNCU GÖNDERMİŞ TAKIMA GELMEDİ DİYE GÖBEK ATIYORSUN? PLAYOFF BİLE YAPAMAYAN HUSTON NEDEN FENERBAHÇE’DEN DAHA DEĞERLİ? NEYLE NEDEN GURUR DUYUYORSUN? İşte küçüğüyle büyüğüyle bu vizyonsuzlukla bu problemi çözemeyiz, çözemiyoruz. Nerede nasıl yetiştiği belli olmayan, üzerine yatırım yapılmamış, üç kuruş para alan, Kapıkule’nin dışına çıkmamış bir antrenör kimi yetiştirebilir? Para ve başarıdan başka bir planı olmayan biri, galibiyeti mi kovalar yoksa oyuncu yetiştirmeyi mi? nasıl idealist bir karaktere evrilebilir? Sadece bu sorunun üzerine yatırımlar yapsanız kısa sürede büyük ilerlemeler kaydedersiniz. İkinci önemli konu ise; hayatımın 6 yılı yurtdışında geçti, onların çocuklarıyla kendi çocuklarımızın özgüven farkı dağlar kadar, bakkalına borçlu, ay sonunu getiremeyen, tatile çıkamayan, kitap alıp okuyamayan ailelerin çocukları nasıl bir basketbolcunun en büyük özelliği olan özgüvene sahip olabilir? Günümüz şartlarında bu çocuğa et ve protein gerek, buna da ayda en az 2.500 tl. harcamak gerek, gerisini siz hesaplayın. Voleybol bu sorunları voleybol liseleriyle aşma yoluna gitmiş, sonuçları konuşmaya bile gerek yok. Herkesin anlayabileceği gibi anlatayım: Obra’ya güvenmeyelim, Şaras’a güvenmeyelim, Itoudis’e güvenmeyelim de cehalete mi güvenelim? Ayağın kırıldığında bakkala, ilaç almaya nalbura mı gidiyorsun? Okben’i, Yiğitcan’ı, Furkan’ı, Sadık Emir’i ve Şehmus’u en az 5 senedir konuşuyoruz, daha kaç sene beklemeliyiz? 1 milimetre ilerleme yok, boş hayallerle gerçek ilerleme olmaz. Onlardan vaz mı geçelim? Asla… Ha Şaras Tarığı oynatmazsa gelin hep beraber ayaklanıp antremanı basalım. Çözüm doğru teşhisle olur, yanlış teşhis sağlam kolu kestirir ki şu an ne kolumuz ne de bacağımız var. Cehalete değil, akla bilime inanmak, objektif ve gerçekçi olmak tek çaremiz.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Sosyal Medya

33,250TakipçilerTakip Et
37,204TakipçilerTakip Et
65,321AboneAbone Ol

popüler

zonguldak psikolog
zonguldak bireysel terapi
online terapi