Fatih Şeker
TBL ekiplerinden Konya Büyükşehir Belediyespor’un 25 yaşındaki pivotu Ahmet Can Duran, Konyaspor‘un geçen sezon mali anlamda yaşadığı zorluklar nedeniyle ilk teklif geldiğinde Konya için kafasında soru işaretleri olduğunu ancak gördüğü kaliteli organizasyon karşısında çok şaşırdığını söyledi.
Ahmet Can Duran ile yaptığımız keyifli röportajdan öne çıkanlar:
* Küçüklüğümde sürekli olarak basketbolcu olacağım diye büyüdüm. 7-8 yaşlarında Kütahya’da yaşıyorduk ve burada basketbola başladım. Kütahya’da iki kulüp vardı o dönem zaten. Aileme basketbolcu olmak istediğimi söyledim ve kariyerime ilk adım attım.
* Kariyerimde unutamadığım iki an var. Birincisi Euroleague şampiyonluğu. Geniş kadrodaydım. Çok büyük tecrübeler ve anılar yaşadım. Kadrodaki oyunculardan çok şey öğrendim. Kenarda olsam bile taraftarların o coşkusunu yaşamak inanılmazdı. Kariyerim boyunca unutamam. Bir de U17 Milli Takımı’nda dünya ikincisi olmuştuk. Yarı finalde halde İspanya‘da İspanya’yı yenmiştik uzatmaya gitmişti. O maçı da büyük ihtimalle hiç unutmayacağım.
* Fenerbahçe’ye geliş sürecim şöyle oldu; Bursa’da Türkiye şampiyonası vardı U16’da. Orada fena olmayan bir performans sergilemiştim. Ondan sonra takımlar beni istemeye başladı. İstanbul’dan büyük takımlar Efes, Fenerbahçe… Babamla birlikte İstanbul’a gittik ve yaklaşık bir hafta kaldık. Takımlarla konuştuk ve ne düşündüklerini öğrenmiştim. Ben zaten Fenerbahçe’yi tutuyorum takım olarak. Fenerbahçe teklif yaptıktan sonra da diğerlerine pek düşünmedim. Direkt Fenerbahçe’ye tamam demiştim.
FENERBAHÇE İLE HASTANEDE İMZALADIM
* İlk profesyonel sözleşmede çok heyecanlıydım ve bunu bana söylediklerinde harika duygular yaşadım. İmzayı atış şeklimi biraz kötü oldu aslında. Çünkü ameliyat olmuştum o sene dizimden. Hastanede imzalamıştım ameliyattan çıktıktan sonra. İlk senem o yüzden biraz sıkıntılı geçmişti. Ama Fenerbahçe gibi bir takıma imza atınca işler bambaşka oluyor. O heyecan ve o duygular ayrıca tuttuğun takım da olunca ekstra bir keyifli oluyor.
* (Obradovic ile ilişkisi) Elbette sinirli ama o sene ben takımdaki en genç oyuncuydum. En küçük bendim. O yüzden bana karşı bir tık daha iyiydi diyebilirim. Büyük oyunculara karşı daha agresifti ama bana karşı biraz daha toleranslıydı.
FESİHNAMEYİ DE HASTANEDE İMZALADIM…
* İşin ilginci Fenerbahçe ile fesih anlaşmasını da hastanede imzaladım. Dizlerimden ameliyat olduktan sonra oynamam ve süre almam gerekiyordu. Fenerbahçe A takımında süre almak kolay değildi. Büyükçekmece’ye gittim süre almak adına ama araya pandemi girdi. Fenerbahçe daha sonra yeni bir oluşum yaptı ve yeni bir teklifle geldiler. Fenerbahçe Koleji ile TB2L’de oynadım ve TBL’ye yükseldik. Geçen sezonu da Bursaspor’da geçirdim. Çünkü bir noktada bu sporu en üst seviyede oynamak için yapıyoruz. En seviyeye çıkma şansı geldiğinde de bunu değerlendirmemiz lazım. Fena olmayan bir sezon geçirdim.
* Açıkçası menajerim bana Konya’nın teklifini söylediğinde biraz temkinli baktım. Geçen seneki Konyaspor’un devamı olduğunu sandım. Onların imajı biraz kötü olduğu için basketbol camiasında maaş noktasında soru işareti ile yaklaşmıştım. Ama ondan sonra menajerimiz Nihat abi ile konuştum. O bana durumu anlattı, kulübün belediyeyle bağlantısını anlattı ve Konyaspor ile bir bağının olmadığını belirtti. Oğulcan ile menajerimiz aynı ve kendisi ile de konuştum. Onun daha önce burada geçmişi de vardı. Konya’yı benden iyi biliyordu. Nihat abinin söyledikleri sonra koç ile konuşmamızda bana vizyonu buranın ne kadar gelişeceğini buralarına kadar profesyonel bir kulüp olmaya çalıştığını anlattı.
Gerçekten de öyle çıktı. Benim şu ana kadar oynadığım düzenli ve profesyonel organizasyonlarından birisi. Böyle beklemiyordum açıkçası ve beni de çok şaşırttı. Her şeyi yapmaya çalışıyorlar kulüp olarak ve gerçekten bize çok yardımcı oluyorlar. Ödemeler zamanında yapılıyor ve hiçbir sıkıntı yaşanmıyor. O yüzden buraya gelirken bana söylenenlerin hepsini gerçekleştirmiş olmaları beni çok mutlu etti.
* Bizim şöyle bir artımız var. Takımdaki yaşlar birbirine gerçekten çok yakın. Herkesin kafa yapısı birbirine yakın. O yüzden idmanlar, soyunma odası, maçlar hepsi çok eğlenceli geçiyor. Tabii ki arada yükselmeler düşüşler oluyor. Takımın ortamı çok eğlenceli. Gerçekten herkes birbiriyle şakalaşıyor ve birbirini çok iyi anlamaya çalışıyor. Herkes birbirine yardımcı olmaya çalışıyor. Bu durum şu an takıma bence olumlu yansıyor. Böyle devam ettiği sürece de pozitif bir şekilde ilerleyeceğimizi düşünüyorum.
* Ben bir tık daha duygusal bir insanım. O yüzden yenilgileri birazcık daha derin yaşıyorum. Özellikle kötü kaybettiğimiz ve hiç geri gelemediğimiz iki tane maç var. Ormanspor ve Finalspor maçları. Gerçekten buna staff hepimiz çok üzüldük. Ekstra olarak duygusal birisi olduğum için bir gün kesin kapanıyorum. Ondan sonraki günlerde maçı izliyorum ve hataları görüyoruz. Zaten toplantılar da oluyor. Bunları gördükçe ve izledikçe daha iyi anlıyoruz. Daha iyi anlayınca bu durum artı olarak ekleniyor bize.
* Kötü kaybettiğimiz iki maç haricinde ben fena olmayan geçerli bir o ilk yarı geçirdiğimizi düşünüyorum. O iki maçı kazansaydık her şey çok daha güzel olabilirdi. Ama şimdi bir maçımız kaldı. Bu hafta evimizde kazanırsak bence yine istediğimiz noktada oluruz.
* Uzun pozisyonunda bir süre eksik oynamak zordu. Eşleştiğim oyuncuların hepsi genelde yabancı oluyor. Onların değişimi olabiliyordu maç içinde. Daha enerjik oluyorlardı, ben ise daha yorgun olabiliyordum. Benim için tempolu oyundan ziyade set oyunu daha güzel oluyor. Bazen tempo gerçekten çok artıyor, savunma ve hücum olmadan pozisyonlar oluyor. Verimli bir 30 dakikayı çıkarabilirim diye düşünüyorum.
* Önümde uzun bir kariyer daha var ama sonraki süreçte yine sporunun içerisinde olmaya devam edeceğimi düşünüyorum. Çünkü 7 yaşından beri bunun içindeyim hayatım hep böyle geçti. Bu konumda daha iyiyim. Koç, staff kısmına geçebileceğim pek düşünmüyorum. Bilmiyorum zaman ne getirir ama antrenörlük kısmına geçebileceğimi düşünmüyorum. Çünkü oyuncularla uğraşmak ve herkesi mutlu etmeye çalışmak benim yapabileceğim bir şey değil gibi geliyor. Herkesin mutlu etmek imkansız gibi bir şey. O kısım bana çok uzak geliyor. Oyuncu menajerliği ya da genel menajerlik daha yakın geliyor.
BSL‘DE OYNAMAK DAHA KOLAY
* BSL ve TBL arasındaki fark bu seneyi saymazsak geçen senelerde çok daha fazlaydı. Ama bu sene yeni yabancı kralıyla TBL’ye inen Türk sayısı arttığı için ve gelen oyuncular da kaliteli olduğu için bu sene bence aradaki fark daha az. Ama önceki senelerde tabii ki belli farklar vardı. BSL’de oynamak TBL’de oynamaktan biraz daha kolaydı diyebilirim. Hatta şu anda da öyle. Çünkü orada oyun daha basketbol olarak oynandığı ve basketbolu bilen insanlar daha fazla olduğu için orada daha rahat edebiliyorsun. TBL’de sertlik ve temas daha çok olduğu için daha zor oluyordu. Yabancı kuralından sonra TBL, BSL’ye yaklaştı.
* Bu sezonu güzel bir şekilde bitirmek istiyoruz. Mümkünse play-off potasında yer almak. Bireysel olarak da Süper Lig’de düzenli oynayan bir oyuncu olmak istiyorum.
alt yaş kategorilerinde müthişti..alperen şengünden önceki alperen şengündü