Balıkesir’deki Küçükler Türkiye Şampiyonası’nı fırsat buldukça izledik ve asla mutlu olamadık. Kimin kazandığı, kimin kaybettiği bizi ilgilendirmez. Biz geleceğe dönük ışık veren oyuncu görmek isteriz. Görebildik mi? Maalesef çok az… İsimlerini vermeye gerek yok çünkü 13-14 yaşındaki diğer çocukların da doğru koçlar, doğru anlayışlarla hala iyi basketbolcu olma şanslar var… Ama bu basketbol felsefesi ile maalesef çok zor…
Takımların yarısı basketbol okulu idi… Çok hoşumuza gitmese de basketbol okulları artık Türk basketbolunda bir gerçek. Basketbol okulu kökenli takımların öncelikli hedefi oyuncu yetiştirmek değil, öğrenci sayısını artırmak, daha fazla para kazanmaktır. 13-14 yaş grubunda da bunun yolu alan savunması yapmaktan geçer… Balıkesir’de olduğu gibi… Doğru basketbol oynamaya çalışan birkaç basketbol okulu kökenlileri dışarıda tutarız…
Kökeni basketbol okuluna dayanmayanların da çok farklı olduğunu söyleyemeyiz… Galatasaray, Telekom şampiyonaya dahi gelemedi, Beşiktaş en zayıf takımlardan biriydi… Anadolu Efes ve Bahçeşehir Koleji ile diğerlerinin arasında büyük bir uçurum vardı.
ALAN SAVUNMASI BELASI…
Yıllar önce altyapılarda genç yaşına kadar alan savunması yasaklanmış, hakemler kıvıramayınca vazgeçilmişti. Balıkesir’de alan savunması yapmayan takım sayısı 4’ü, 5’i geçmez. Bu yaşta oyuncunun öğrenmesi gereken dünya kadar şey varken, antrenmanlarda ağırlık verilen alan savunması sadece takımın maç kazanmasına yardımcı olabilir ama oyuncu yetişmesine yardımcı olmaz. Antrenör yönetime “Maç kazandık.” demek için alan savunması yaparken, ona “Kardeşim, bana dereceden bahsetme, iyi oyuncu yetiştir.” diyecek yönetici bulunmaması ne kadar acı bir durum.
ALMANYA’YI ÖRNEK ALALIM…
İspanya‘da yazılı kural olmamasına karşın takımlar, genç kategorisine kadar alan savunması yapmaz, pick and roll oynamaz. Son Dünya Şampiyonu Almanya, altyapılarda yasak olan alan savunması için bir uygulama getirmiş… Cep telefonundan görüntüleri kaydedip, federasyona göndermeniz yeterli… Cezası, o antrenörün lisansının 1 yıl için dondurulması... Hadi, sıkıysa alan savunması yap…
En kötü ihtimalle savunma 3 saniyesi kuralını getirirsin ki, boyalı alanı boş gören oyuncular çembere atak edebilsin…
BOL BOL PICK AND ROLL…
Küçükler Şampiyonası sırasında bol bol A Takım setleri izledik… Bu yaştaki oyunculara pası, şutu, adam geçmeyi, fundamentali öğretmesi gereken antrenörler, belli ki pick and roll hücumlarına ve savunmalarına da antrenmanlarda büyük zaman harcamış… Büyük olasılıkla bunları öğretecek donanıma da sahip değiller… Yazık… Çocuklara yazık…
SENİ ÖLDÜRÜRÜM LAN…
Bir antrenör oyuncusuna herkesin duyacağı şekilde, “Seni öldürürüm lan…” diye bağırdığında hakem bir şey yapmıyorsa, yönetici duymazdan geliyorsa, veli, “Sen ne diyorsan lan…” diyemiyorsa koyverin gitsin… Balıkesir’de bunu da gördük… Oyuncu hata yaptığında “Demek ki öğretememişim” diye kendisini eleştirmesi gereken koç, faturayı küçücük çocuklara, üstelik kabul edilemez bir ifadeyle şekilde kesiyorsa vay halimize…
BELÇİKA BİLE BİZDEN İYİ…
Aynı tarihlerde Manisa’da da şampiyonlar Ligi’nin genç takımlarının turnuvası vardı… Turnuvasyı izleyen bizim Yasin Yıldırım‘ın özet yorumu şöyle: Almanya’yı bırak, Belçika bile bizden iyi…
Bütün bu tabloyu basketbola gönül vermiş olanlar üzüntüyle izlerken, bir önceki dönemi SIFIR proje ile geçmiş “federasyon ne iş yapar?” diye soracak olursanız… Onlar masraflar azalsın diye BGL’yi küçültmekle meşgul… İyi uykular...
Alan savunmasını ısıtıp ısıtıp önümüze koymayın Allah aşkına bir dönem kaldırıldı sorumluluk hakemlere verildi teknik fauller havada uçuştu kim kime ceza verecek yapabiliyorsak alan savunmasını oyi yapalim bari belki milli takıma faydası olur basketbolu bilmeyen bir suru hakem var kim kime ceza verecek gelelim uyanık günü kurtaran antrenor arkadaşlara alan savunması kalkti zone press alan savunması başladı hangimiz neremiz dogruki
Necip Kapanlı, genel konuşarak çanak tutma. İsim ver ifşa olsun. Dava açılmasından, kıytırık para cezası ödemekten mi korkuyorsun? Anca laf, icraat sıfır.
Turkiye’de Hangi basketball adamina sorsan begenmedikleri Birlesik Krallik da bile – ozellikle Ingiltere- organizasyonel baz da ve oyuncu kesfinde bizleri fersah fersah gecmis durumda!! Ha bir de – saha da oldugum icin- SIKIYORSA U-16’ya kadar zone yap alirsin lisansini eline! Fark 20 oldu mu press dahi yasak! Herkes potansiyeli kesfedip , gelistirme pesinde! Skor kimin umrunda ki buralar da!
Genç oyuncu tokatlayan, bağırıp, çağıran küfür eden kendi çıkarını düşünen bazıları anlı şanlı Türk koçlarla, onlara çocuğumu iyi basketçi yapsın biz de o sayede para kazanalım diye göz yuman ebeveynler, birileriyle ortak menajerler ve mevcut federasyon ile kasten yaratılan yanlış sistemle ne oyuncu yetiştirmek ne başka bir şey yapabilmemiz mümkün değil. Mevcut federasyonu siyasi ve kişisel güç ve çıkar adına tekrar seçen kulüplere ne desek az. Yeni Türkiye’de nereyi tutsak elimizde kalıyor ne yazık ki…
Seminer ve kurslarda etik etik derler. Etik değerleri ayaklar altına alan adamları milli takımlarda baş tacı ederler. Milli takım ekibini yıllarca İstanbul Ankara dışına çıkarmazlar. E o zaman Antalya’daki adam niye adam adam savunma yapsın. Alperen’i basketbola başlatan Giresun’daki antrenör hiç onure edildi mi acaba? Ya da küçük bir ilçeden çıkan Berfin Sertoğlu. Yel değirmenleri o kadar güçlü ki Cem Çağal bile mücadele edemedi. Bastakiler kimseyi dinlemiyor ki…
Valla kimse kusura bakmasın Efese bahçeşehir kolejine fenere ülkenin 4 bir yanından oyuncu seçiyor, kimse egeasist,yesimspor bunlardan bahsetmiyor İzmirli Bursalı cocuklar ile her yıl bir şekilde şampiyonalarda yer alıyor A takim yok bütçe kendi imkanları ile (sporokulu) eee nerede destek Tbf nerede, antrenör eleştiriyorsunuz sanki Anadolu’daki antrenörlere destek mi var ben artık hiçbir şeye inanmıyor ve bir beklentiye girmiyorum ülke basketbolu tepetaklak yere cakilmaya devam ediyor.
40 yıldır aynı şikayetler ve aynı sorunlar devam etmekte. Camiadaki herkes kendini kurtardığı şekilde yönetenlere, hakemlere, antrenörlere, eğitenlere ithamda bulunuyor. Öncelikle şunu kabul edebilir miyiz? “Camia olarak seviyemiz bu kadar”. Tabii ki edemeyiz! İşte işlerin düzelmemesinin sebebi de tam bu noktadaki hassas kolektif dirençtir. Her şeyin başı olan bu sorunu çözebilecek cesaret (özellikle irade kelimesini kullanmadım) maalesef yok! Olsaydı 2025 yılında bunlar konuşulmazdı! Ömrüm varsa 2035’te aynı konu üzerine yine yorum atarım…😆
kalemınden Bal Damlamış Abi……………….
Necip bey çok iyi yazı ancak bir ara yasaktı ne oldu gayet iyi hatırlıyorum bir çocuğa 72 sayı attırdılar, olay olmuştu, tam olarak ne yaptılar dört çocuk sürekli kenara geldi bir çocuğu bire bir bıraktılar burada niyet önemli kötü olunca yapacak bir şey kalmıyor, bunu Almanya ‘da tabiki yapamazlar.