Eğitimci, yönetici ve basketbol antrenörü Naci Özonay‘ın basketbolunda atılım yapmak için mutlaka beden eğitimi öğretmenleri ile işbirliği yapılması gerektiği konusundaki yazısına çok sayıda kişiden destek geldi. Bunlardan biri de eski bir beden eğitimi öğretmeni olan Ersin Koparan idi. Sayın Koparan işbirliği konusunda somut önerilerle katkı yaptı.
İşte Koparan’ın mektubu…
Kardeşim Naci, çok haklısın. Bizde beden eğitimi öğretmeni deyince topu verip kenarda oturan öğretmen akla geliyor. Böyle kişiler yok mu aramızda? Mutlaka var ve onlara bakarak tüm beden eğitimi öğretmenlerini değerlendiriyorlar. Halbuki beden eğitimi öğretmeni disiplinli, programlı, sevgi dolu kişilerdir. Onların deyimleri ile boşluk dolduran kişiler değildir.
Branşlar konusuna gelince de genelde kolay olan branşlara katılım sağlanmaktadır. Genelde okullarda 2-3 beden eğitimi öğretmeni olması nedeni ile tüm branşlarda katılım yapamamaktadırlar. Benim naçizane bazı önerilerim olacak.
- Okullar başarılı oldukları birkaç branşa yöneltilmeli.
- Bu branştaki öğrenciler için o bölgelerdeki bir spor kulübü ile protokol imzalanarak il müsabakalarına katılımları sağlanmalı.
- Protokol imzalanan okullara merkezi ve yerel yönetimlerce spor malzeme desteği ve araç tahsisi yapılmalı.
- Lisanslı sporculara salonlara giriş ve belediye otobüslerine ücretsiz biniş hakkı verilmeli.
- Bölge belediyelerince sporcu öğrencilere ek gıda desteği verilmeli.
- Müsabakalar sonucu seçilecek sporcu öğrenciler direkt spor liselerine alınmalı.
Saygılarımla…
Sn Özonay konu ile ilgili daha önceki yazınızı ve görüşlerinizi de okumuş bulunmaktayım. Öncelikle belirtmek isterim ki amacım sizin önerilerinize karşı bir fikir beyan etmek değildir. Bilakis önerilerinizin oldukça değerli olduğuna inanmaktayım. Ne var ki temel ve önemli iki hususa değinmediğinizi düşünüyorum. Birincisi maalesef sağlıklı bir “Beden Eğitimi ve Spor” vizyonu, eğitimi ve uygulaması olmayan bir ülkeyiz. Bunların sonuçları üst seviyelerde özellikle basketbol ve futbol branşlarında apaçık ortaya çıkmaktadır. Voleybol gibi planlamaya bağlı ve stratejik adımlarla ilerleyen tek spor dalımızı yukarıdaki ifadelerime antitez örnek olarak gösterebilirsiniz. Buna verecek cevabım ise, voleyboldaki pastanın büyümesine bağlı olarak dejenerasyona ve liyakatsizliğe ne kadar direnç gösterebileceklerini bize zaman gösterecek. Tepede olmak veya tepedekilerden biri olmak istikrar ister. İkincisi ise basketbol özelinde örnek verecek olursam potansiyelli oyuncu seçmekten çok uzağız. Hasbelkader kendini basketbolun içinde bulan potansiyeli gençler ise akraba, eş dost veya camiadan birinin çocuğunun parlatılması için açıkça harcanmaktadırlar. Özellikle medya tarafından kamuoyu nezdinde şişirtilen bu koruma altındaki genç oyuncular zaman içerisinde üst seviyelerde başüstü çakılıyorlar. Buradan farklı jenerasyonlara ait onlarca isim verebilirim ancak kırıcı olur diye yazmıyorum. Bu durum potansiyel genç koçlar için de geçerlidir. Ancak çarkın dişlisi olabilenler ilerleyebiliyor. Olabilmek için neleri görmezden geldiklerini hepimiz tahmin edebiliriz. Bunun doğal sonucu olarak kamuoyunun basketbol camiası hakkındaki algısı negatif oluyor. Basketbol camiası kendi yarattığı aristokrasi çemberi içerisindekilere ait bir spor durumunda kalmış oluyor. Ki insanlar basketbolu ne kadar çok sevseler de önlerindeki bir çok olumsuz örnek ve yaşanmış tecrübe basketbol ile bu camiaya girmek isteyen veliler/çocuklar arasında görünmez bir duvar oluyor. Bu iki konu elele ilerleyen olumsuzluklardır. Ve beden eğitimi öğretmenlerinin boyunu aşan konulardır diye düşünmekteyim. Bunlar devam ettiği müddetçe beden eğitimi öğretmenlerinden basketbol adına katkı alınması hiç kolay değildir. Sağlık ve huzurda kalın….
Bu yoruma 100% katılıyorum.Ülkenin yönetim anlayışı neyse spor politikası da odur.Yani, basketbol sebep, olup-bitenler sonuçtur…🤔
Öncelikle şunu belirtmek isterim. Benim görüşüme karşı görüş belirtmeniz konunun derinlemesine tartışılabilmesi adına da gayet güzel olur. Beden Eğitimi ve Spor olarak ülkemizde vizyondan bahsetmek mümkün değil. Oyuncu seçme konumuz sizin de ifade ettiğiniz gibi maalesef sağlıklı değil. Sözünü ettiğiniz hakkı yenen çocuklar için şunu diyebilirim, ülkemizin LİYAKAT gibi çok ciddi bir sorunu var. Basketbol sizin de belirttiğiniz gibi sadece belli bir zümre nin tekelinde olmamalı. Beden Eğitimi Öğretmenlerinden desteği çok düzgün bir organizasyonla almak gerekiyor. Tek başına Beden Eğitimi Öğretmenlerinin yapabileceği hiç bir şey olamaz. Saygılarımla.