Değerli Antrenör, Öğretmen ve Yönetici Arkadaşlarım;
Antrenörlük, öğretmenlik ve idarecilik yıllarımda en sık karşılaştığım sorulardan biri, “çocuğum basketbol oynadığında derslerinden geri kalır mı?” sorusuydu.
Anne ve babaları, bir baba olarak çok iyi anlıyorum. Haklı olarak çocuklarıyla ilgili bir gelecek kaygıları var. Anne ve babalar her nedense çocukları spor yapınca akademik olarak başarılarının düşeceğini ya da başarılı olamayacaklarını düşünüyorlardı.
40 yılını eğitim ve sporun içinde çok aktif bir şekilde geçirmiş ve sevgili eşimle birlikte iki çocuk büyütmüş, yıllarca İlkokul, Ortaokul ve lise düzeylerinde yüzlerce basketbolcu sporcu gençle geceli gündüzlü çalışmış biri olarak geriye dönüp baktığımda, iyi ki benden destek alan anne ve babaların çocuklarını basketbol gibi bir takım sporu ile tanıştırmışım diyorum.
Yazılarımda yapılmış olan büyük araştırmalara yer verdiğimi okurlar biliyor. Yine yapılan önemli araştırmalarla anne ve babaların bu konudaki önyargılarına cevap vermeye çalışayım.
South Carolina Üniversitesinden eğitim psikoloğu Matthew Irvin ve ekibi ‘Takım sporunun okul başarısına etkisini araştırmaya karar vermişler. 14-18 yaş arası 9700 öğrenciyi incelemişler.
Çocuklardan hepsi okuldan sonra bir etkinlikle uğraşıyormuş. Kimi sosyal bir kulübe, kimi spor antrenmanına, kimi tartışma kulübüne, tiyatro gibi sanatsal etkinliklere devam ediyormuş.
Araştırmacılar bu tür etkinliklerin okul başarısına etkilerini değerlendirmiş. Sonuçlar ne çıkmıştır sizce? Kazanan hangi etkinlik olmuştur? Gelin hep birlikte bakalım.
- ‘Takım sporlarının, bütün okullardaki öğrencilerin notlarını tutarlı ve anlamlı düzeyde arttıran tek “okul sonrası etkinlik” olduğu bulunmuş.
- Bu sonuç tüm gelir düzeyinden çocuklar için geçerliymiş.
- Takım sporuna katılmakla, daha yüksek not ortalaması ve liseden sonra üniversiteye devam etme oranı arasında pozitif ilişki bulunmuş
- Özsaygı, özgüven ve sosyal becerilerdeki artış da okul başarısındaki artışla ilişkilendirilen bir diğer etki.
Kansas Üniversitesinden 9-12 sınıf öğrencileriyle de benzer bir çalışma yapılmış. Takım sporu yapanların %97’sinden fazlasının liseden mezun olduğu görülmüş. Bu oran hiç takım sporu yapmayanlardan %10 daha yüksek. Takım sporu yapanların not ortalamalarının da daha yüksek olduğu bulunmuş.
Değerli Antrenör, Öğretmen ve Yönetici Arkadaşlarım;
Sonuç olarak takım sporu yapanların başarıyı düşürmek bir yana, desteklediği ortaya çıkmış. Peki bunu sağlayan koşullar neler olmuş? Takım sporu çocuğa nasıl değerler kazandırır? onlara bir bakalım;
- Takımdaki oyuncular ve koçlar çocuğun hayatına pozitif rol model olur. Koçlar gençlere mentorluk yapar. Efsane basketbolcu Kareem Abdul Jabbar, efsane koç John Wooden için şöyle demiş: “Koç Wooden bana sözcükleriyle basketbol konusunda çok şey öğretti. Bundan daha önemlisi “bir insan olarak bükülmez ahlaki gücüyle, olmak istediğim ve olmam gerektiği gibi bir insan olmayı öğretti.”
- Çocuğun sosyal ve duygusal becerileri gelişir. Çocuk endişelerini, umutlarını, zayıf ve güçlü yönlerini ifade etmeyi, paylaşmayı öğrenir. Soyunma odasında havadan suda muhabbet ya da oyun sonrasında koçla yapılan değerlendirme, iletişim becerilerini güçlendirir. kendini diğer çocuklarla hizalayarak değerlendirmeyi öğrenir.
- Topu hangi noktadan atacağını, arkadaşına ne zaman pas vereceğini hesaplarken hızlı ve kritik karar alma becerileri gelişir. Çevik düşünme sadece okulda değil, bugünün iş hayatında da son derece önemli bir beceridir.
- Takım oyunu, bir grubun içinde birey olarak sorumluluk almayı öğretir. Ünlü beyzbolcu Babe Ruth şöyle demiş: “Bir takımın birlikte nasıl oynadığı başarısını belirler. Ayrı ayrı dünyanın en büyük starlarına sahip olabilirsiniz ama takım halinde oynamazlarsa kulüp beş para etmez.” Başkasının yeteneklerine saygı, birbirinin eksiklerini tamamlama anlayışı gelişir. Takım oyunu aynı zamanda sorumlu vatandaşlık provasıdır.
- Takım, aidiyet duygusunu pekiştirir. Özellikle ergenlik döneminde çocuğun geliştirici ve pozitif bir ortamda kabul görmesi zararlı kişi ve alışkanlıklara kaymasını önler. “İnsan en sık zaman geçirdiği beş kişinin ortalamasıdır.” Fikrini ciddiye almak gerek.
- Takım oyununun getirdiği zaman planlaması ve disiplin alışkanlığı, derslerdeki disipline de yansır. Bu bir alandan diğerine içsel tecrübe transferi ile olur. Bir alandaki başarı başka alandaki başarıyı arttırır.
- Sporun kazandırdığı fiziksel dayanıklılık, zihinsel ve duygusal dayanıklılığı da destekler. Efsane atlet Usain Bolt, bu durumu yaralanma üzerinden şöyle anlatmış: “Yaralanmalar iyileşmeyle ilgili olduğu kadar kendini keşifle ilgilidir. Ağrı eşikleri, sabır ve içsel kuvvet, bir koşu dergisinde bulamayacağınız şeylerdir.” Koşu bireysel spor olsa da aynı durum takım sporları için de geçerlidir.
Değerli Antrenör, Öğretmen ve Yönetici Arkadaşlarım,
Bu araştırmalar esnasında okullarda aranan kriterlerin en önemlisi, “OKULUN OKUL gibi olması ve üstüne düşenleri, tüm gereklilikleri yerine tam olarak yerine getiriyor olmasıdır.”
Ülkemizde basketbol sporunu yapan çocuklarımızın gittikleri okullarda sıkça karşılaştığımız, çocukların okula devam etmeden okula gelmiş gibi gösterilmeleri, çocukların sadece spor odaklı hareket etmeleri ve okul disiplininden uzaklaşmaları hiçbir şekilde kabul edilir durumlar değildir.
Bir sonraki yazımda takım sporları içerisinde basketbol sporunun çocuklarımıza neler kattığını, kazandırdığını daha detaylı bir şekilde yazmaya çalışacağım.
Saygılarımla…
Kaynak: Çocuklar Nasıl Başarır-2 s113-116 Dr Bahar Eriş Mümin Sekman