U18 Milliler grubundaki üçüncü maçında Hırvatistan‘a 87-79 yenilerek sıfır çekti. Son 16 turundaki rakibimiz Fransa-İsveç maçının galibi olacak. Milliler bu sefer ribaundlarda o kadar zorlanmasa da şutları sokamayınca yenilgiden kaçamadı. Takım halinde kötü oyunumuz bu maçta da sürerken işin sonunun yine küme düşmeme mücadelesine döneceğini söylemek kahinlik olmaz… Umarız herkes bunun farkındadır…
Turnuvada ilk kez bir maça iyi başladık. 10-4 ilk beş dakikayı geçerken fiziksel üstünlüğümüz dikkat çekti. Hırvatlar 7-0 seriyle üstünlüğü alsa da çeyreğin sonunu iyi oynadık. Yiğit Gökay’ın iyi performansıyla ilk çeyreği 22-17 önde tamamladık.
İkinci çeyrekte savunmadaki tüm sertliğimizi kaybettik. Çok kolay geçilip sürekli kolay atışlara izin verdik. Faul hakkını da erken doldurunca rakip sürekli serbest atışlar kullandı. Asla ritm bulamadığımız çeyreğin sonunda devre arasına 45-40 geride gittik.
Üçüncü çeyrekte de Hırvatlar potamıza her atak ettiğinde olumlu sonuç aldı. Gökay ve pota altında Yaman’ın etkili oyunuyla en azından hücumda üretimi sağladık. Çeyreğin ikinci kısmında yine bir anda dağıldık fark da çift haneler seviyesine geldi. Rakibi hiç durduramayınca son çeyreğe Hırvatların 68-61 üstünlüğü ile gidildi.
Son çeyreğin başında çok sert savunma ve baskıyla başladık. Kısa sürede gelen 7-2 seri ile molayı aldırdık. Mola dönüşü Hırvatlar çok daha istekli döndü. Çeyreğin ortasında hücumda yeniden kendini bulan rakibe karşı çok zorlandık fark da tekrar açılmaya başladı. Yine çok kolay faul yapınca sertliğimiz de düştü. Son 3 dakikaya çift haneli farkla geride gittik. Kaosla farkı kapatmaya çalıştığımız son bölümde elimize bir iki fırsat geçti ama onları da değerlendiremeyince karşılaşmadan 87-79 mağlup ayrıldık
u18-u19… gençlerin maşallahı var
Ergin Ataman istifa…
Banvit kapandı, başarı bitti. Banvit’in kapanmasını sadece seyreden, kapandıktan sonra da onu ikame edebilecek hiçbir proje üretmeyen bu federasyon olduğu sürece bu başarısızlıklar sürecektir. Tabii tek neden bu değil ama en büyüğünün bu olduğu ortada. Öte yandan, bunu söylemek üzücü ve en az suçlu olan da bu gençler ama; kadronun yarısı “Nasıl olur da bu çocuk kısıtlı kabiliyetlerle milli takıma kadar yükselebilmiş” dedirtiyorsa bir sıkıntı vardır zaten. Evet böyle devam ederse tüneli sonu karanlık. Bağıra bağıra geliyor düşme fiyaskosu. Ama kabul etmek gerekir ki adaletli olan, hayatın matematiği içinde olan da bu. Yanlış iş yapıp doğru netice alamaman gerekir çünkü. Bu ülkenin silkelenip kendine gelmesi gerekir. Ama çok zor..
Altyapılarda yabancı oyuncu mu var, neden başarısızız, oyuncu yetiştiremiyoruz bütün mesele bu, sorunu başka yerlerde aradıkça hüsran devam eder.