U17 Dünya Şampiyonası’nda Milli Takımımız kötü başladığı turnuvayı çok iyi bitirdi ve beklentilerin üzerindeki üçüncülükle kürsüye çıktı.
Takımın Koçu Hasan Özmeriç hazırlık süreciyle birlikte milli takımımızı değerlendirirken ekibinden övgüyle söz etti, altyapı oyuncularına ise kariyer planlaması aşamasında kulüp antrenörlerini dinlemelerini önerdi.
Özmeriç’in açıklamaları şöyle…
TEKLİF DEĞİL TEBLİĞ EDİLİR
“Mart ayında Fırat Eser ve Fikret Doğan’ın telefonla arayıp U17 Milli Takımı’nı çalıştırmamı istediklerinde onlara “Milli Takım teklif edilmez, tebliğ edilir dedim.” ve görevi kabul ettim.
Bence çok vizyoner bir bakış açısıyla 1 yaş küçük olmamıza rağmen Almanya’daki Meinheim Turnuvası’na gönderdiler. Orada ben takımı tanıdım, takım da beni tanıdı. 20 Mayıs’ta Çanakkale Milli Takımlar Tesisleri’nde başlayan çalışmalarımız süresince 46 basketbol antrenmanı, 13 kondisyon antrenmanı ve 7 hazırlık maçı yaptık.
STAFFA ÖVGÜ
Burada Milli Takım teknik ekibi Anadolu Efes BGL Antrenör Özcan Çakar (bence 10 yıl sonraki A Milli Takım antrenörü), Bahçeşehir BGL ve U18 Takım antrenörü Güray Güven ve Mersin BŞB asistan koçu Cihan Gündüz benim bütün teknik-taktik yükümü aldılar, ben görevim sadece çocukların topu paylaşmaları, beraber savunma yapmaları ve ego yönetimi oldu. Menajer Erdal Bibo, kondisyonerimiz, sağlık ekibimiz, malzeme sorumlularımız harika iş çıkardıkar.
ANTRENÖRLERİMİZ ÇOK BİLGİLİ
Dünya üçüncülüğü gerçekten büyük bir başarı. Yalnız biz 50 gün içinde çocuklara basketbolu öğretemeyiz. Gerçek başarı sahipleri bu çocukların kulüpleri, bu çocuklara değen bütün antrenörler, anne-babaları ile A Milli Takım seviyesinde çalışma ortamı hazırlayan Basketbol Federadyonudur. Ben 4 yıldır TBF Eğitim Kurulu Başkanı Aydın Örs’ün ekinindeyim. Fahri olarak yaptığımız bu işte esas antrenörlerin yetişmesi ve yurt dışındaki rakiplerimizle aynı satandartlarda bulunmasıdır. Bu yetenekli çocukların oynadığı basketbolun yanında yardımcı antrenörlerimizin bilgisi ve seviyeleri aynı oranda beni sevindirmiştir.
İLK GÜN STRESİ
Pandemiden dolayı geçen yıllarda çok az yurt dışı maç yapabilen bu jenerasyonumuzda turnuvanın ev sahibi olmamız, Spor Bakanı ve TBF Başkanı’nın maçı izlemesi takımda stres yarattı ve ilk günkü Yeni Zelanda karşılaşmasını çok farklı kaybettik.
TEK ÇAREMİZ SAVUNMAYDI
Hazırlıklarımızın başından itibaren savunma prensiplerimiz olan, birebir adamı tutma ve yardım savunmalarını uygulayamadık. Maçtan sonraki toplantıda tek çaremizin savunma yapmak olduğunu, ancak bu sayede ayakta kalabileceğimizi oyuncularımıza inandırdık. Bundan sonraki 4 maçta da 50 civarında sayı yedik. İlk günün mahcubiyetiyle gerçekten çok iyi bir takım olan İtalya’yı, daha sonra Arjantin’i yenerek averajla grupta ikinci olduk.
İSPANYA MAÇI VE ŞANS TOPU…
Çapraz eşleşmede benim bildiğim kadarıyla son 8 yılda altyapılarda galibiyetimiz olmayan İspanya maçında turnuvanın en iyi oyununu oynadık. Maç 57-57 iken İspanyolların dörde bir fast breakinde Mert Kocagözoğlu’nun görünmeyen eliyle top mucizevi şekilde Kaan Onat‘ın eline düştü ve Rrezon’un smaçıyla galip geldik.
Fikret Doğan’ın bana aktardığı bir anıyla maçı özetleyeyim… Yıllar önce Efes Pilsen, Maccabi maçında Volkan Aydın’ın son saniyede attığı üçlükle galip geliyor. Aydın Örs, Pini Gerschon’a maçtan sonra “Şans bizden yanaydı.” diyor, Gerschon da “Şans iyilerin yanındadır. ” diye yanıt veriyor.
FIBA’ya bir eleştiride bulunmak istiyorum… Turnuva üç maç, bir ara, iki maç, bir ara şeklinde oynanmış olsa daha kaliteli yarı final ve final izlenebilirdi.
KÜRSÜ HEDEFİMİZE ULAŞTIK
İspanya galibiyetinden 24 saat sonra yarı finalde İtalya maçında hiçbir enerji koyamadık. Aynı şekilde İspanya da Porto Riko‘ya kaybedip son 7-8 maçına çıktı. Üçüncülük-dördüncülük maçında bütün konsantrasyonumuzla baştan beri koyduğumuz kürsü hedefimize ulaşmamız istek ve mücadeleyle sona erdi. Yanımızda olan herkese teşekkür ediyorum…
ANTRENÖRLERİNİZE KULAK VERİN
Kariyer planlaması açısından oyuncuların yalnızca kulüp stratejileri doğrultusunda kulüp antrenörlerinin önerilerini değerlendirmeleri, hedeflerine daha kolay ulaşmasını sağlayacaktır. Kulüp yetkilerine de seslenmek istiyorum… Lütfen Türk antrenörlerine güvenin. Çok donanımlı ve kaliteli Türk antrenörler yetişiyor.”
Altyapı koçlarının çoğu geçim sıkıntısı çekiyor bu ciddi sorunu da birileri artık görsün ve çözüm bulsun,bu arkadaşlar olmasa zaten oyuncu yetiştirme ve geliştirme gibi dertleri olmayan A takım koçlarıyla ve vizyonsuz ve umursamaz federasyon ile hazırcı kulüp yöneticileriyle oyuncu nasıl yetişecek ve gelişecek? A milli takımın hali ortada. Gençler başarılı olsa ne olacak onlar da şimdikiler gibi ya bench ısıtacak ya 2-3 dakika belki oynayacak hele 4+3 kuralından sonra. Ayrıca millî takım koçluğu tebliğ edilir doğru ve millî takım koçluğu parayla yapılmaz,milli takım forması para,primle giyilmez hele sözde milliyetçi ve vatanseverler bunu hiç yapamaz da olanlar bunun tam tersi !