Eskiden antrenörler, oyunculara bazı şeyleri iyi anlatmak, ya da hiç unutmamalarını sağlamak için araç-gereç kullanırdı..
O tarihlerde soyunma odalarında mutlaka takunya bulunur, oyuncular duşa girerken ayaklarına giyerlerdi.. Artık herkes plastik terliğini kendisi getiriyor..
Takunyayı antrenörler de kullanırdı.. Eğitim-öğretim amaçlı.. Maç bittikten sonra eğer, sahada büyük hatalar yapılmışsa, takunyalı eğitim devreye girerdi.. Oyuncunun hatasını anlaması ve unutmaması için vazgeçilmez bir gereçti.. Çünkü can yakardı.. Sonuçta tahta parçası.as.
Dayak, eskiden bugünkü kadar kötü karşılanmaz, hatta desteklenirdi.. Veliler çocukları antrenörlere teslim ederken, “Eti senin, kemiği benim” derlerdi. Hocanın vurduğu yerden, rengi mor da olsa, gül biteceği söylenirdi… Ve bazı antrenörler için takunya, top kadar, çember kadar önemli bir gereçti..
Geçenlerde eski antrenörlerden Armağan Asena için düzenlenen gecede tabii ki, eski anılar dile getirilmiş.. Bu arada Ömer Bozer (Migros’un eski genel müdürlerinden) bir itirafta bulunmuş İbrahim Ortaç’a..
Olay şu..
Yıl 1974.. Bursa’da Tükiye Gençler Şampiyonası oynanıyor.. Ankara Koleji’nin antrenörü İbrahim Ortaç.. İTÜ ile oynadıkları maçın sonlarına doğru bir İTÜ fast-breakini kesmek için Bozer elindeki eşorfmanı sahaya atıyor.. Ancak zamanlaması kötü.. Hem sayı yiyorlar, hem de teknk faul aldıkları için maçı kaybediyorlar..
Aradan 38 yıl geçtikten sonra Bozer’in Ortaç’a itirafı şöyle:
“Abi, maçı benim yüzümden kaybetmiştik ya.. Soyunma odasına senden önce gidip, takunyaları saklayan bendim”
Daha sonra TBF Antrenör Eğitim Kurulu Başkanlığı yapan Seyfetti Kuştimur da, takunyalı eğitim yapanlardandı.. Tabii başkaları da vardı.. Ve inanın çok garipsenmezdi..
Hatta dövmek için maçın bitmesini bekleyemeyen antrenörler, molada “Safları sıklaştırın” der, dışardan görünmeyecek şekilde oyuncularına vururdu..
Galiba dayağa ilk tepki rahmetli Rüştü Yüce’nin kardeşi Ertan Yüce’den geldi.. Abi-kardeş Ankara Şekerspor’daydılar.. Bir molada Rüştü Abi Osmanlı tokadını kardeşine vurmuş, Ertan Yüce de bu olayın üzerine basketbolu bırakmıştı.