Burhan Felek Spor Salonu’nda Tofaş, hatırlayamadığım bir İstanbul takımı ile özel maç yapıyor. Ben tribündeyim. Bir Tofaş hücumunda Efe Aydan kendisine faul yapıldığı görüşünde, hakemler ise değil.. Efe sinirleniyor ve hakemlere “S..tir” diyor.. Başhakem Özcan Akkaya.. Babasını tanımaz.. Arnavut’un önde gideni.. Bir düdük.. Efe disklifiye..
O tarihte Tofeş’ın menajeri olan Nedim Karakaş ise isyanlarda.. “Nasıl atarsın, ne dedi ki?”
Nedim’in tepkisine şaşırıyorum: “Yahu duymadın mı? Küfür etti, s..tir diye bağırdı”
Nedim bir açıklamada bulunuyor..
“Balıkesir’de bir kişi bu sözcük yüzünden mahkum olmuş ancak Yargıtay’a başvurmuş ve bu sözcüğün aslında -hadi canım sen de- anlamında kullanıldığını savunmuş. Yargıtay da bu kişiyi haklı görerek mahkemenin kararını bozmuş.”
Düşündüm, bu görüş esasta haklı olsa bile içerdiği kelime çirkin.
Efe’yi zorla da olsa sahadan çıkarıyoruz..
Sonra Nedim’e dönüyorum, “Bak” diyorum.. “Hani bazen ben maç yönetirken sen bana itiraz ediyorsun ya… İşte böyle bir durumda ben sana -hadi canım dersem- aslında Efe’nin kullandığı sözcüğü ima ediyorum..”
Bu olaydan 2 hafta sonra Bursa’da Tofaş maçı yönetiyorum… Nedim Karakaş kenardan “3 saniye” diye bağırdığında bana asist yapmış oluyor ve Tofaş benchine dönüp, “Hadi canım sen de” diyorum…
(Necip Kapanlı)