Bu hikayeyi yazıp yazmamayı çok düşündüm.
Sonunda yazdım.
Mustafa Can beni affetsin..
Bilmeyenler için. Mustafa Can basketbol hakemiydi.
İyi de hakemdi. Saha içinde, dışında bombalar patlatsa da.
O’nu olduğu gibi kabul edenler için son derece sorunsuzdu. Her ne kadar O’nu olduğu gibi kabul eden yoksa da.
Gerede’de A Klasmanı hakem semineri yapıyoruz. 5 günlük.. Bir akşam önceden gidip otelde buluştuk. Program bir sonraki gün başlayacak.
“Ne yapsak” diye düşünürken, teklif Mustafa Can’dan geldi.
“Otelin arkasında güzel bir futbol sahası var, oraya gidip kondisyon antrenmanı yapalım.”
Seminer sırasında fiziksel test de yapılacak ya.
30 kadar hakem, Mustafa’nın peşine takılıp gittik.
Mustafa, Beden Eğitimi Öğretmeni.
“Kaytarmak yok, ne yaparsam aynısını isterim” dedi.
Önce ısınma hareketleri, sonra koşular.
Mustafa ikide bir soruyor:
“Aynısını yapıyorsunuz, değil mi?” Bıkmadan usanmadan tekrarlıyor: “Aynısını yapıyorsunuz, değil mi?”
Kızıp örgütlendik ve çocukken yaptığımız gibi Mustafa ne yaparsa aynısını yapmaya, ne söylerse aynısını söylemeye başladık..
“Şimdi eller belde” diyor.
Aynısını tekrarlıyoruz.
“Bana bakın” diyor, koca koca adamlar “bana bakın” diyoruz.
Mustafa öfkelenmeye başlıyor ama biz sonuna kadar taklidini yapmakta kararlıyız.
Sonunda dayanamıyor Mustafa ve şortunu indirip “edep” yerini gösteriyor. “Hadi aynısını yapsanıza.”
Kimsede o cesaret yok ama cesaret olsa da mecal yok.
Hepimiz yerlerde, tepine tepine gülüyoruz.
Mustafa’nın bombalarından birkaç örnek daha.
İspanya‘daki bir turnuvaya beraber gittiği hakem arkadaşı Halil Baldemir’i dürter:
“Şu Yunanlıya sorsana, maç başına ne kadar alıyorlarmış?”
Yunanlı cevap verir:
“500 Euro, but we are paying 100 hundred tax”
Yani “500 Euro alıyoruz, 100 Euro da vergi ödüyoruz.”
Halil, Mustafa’ya sorar: “Anladın mı?”
Can, “Tabii” der, “500 Euro alıyorlarmış ama 100 Euro taksiye ödüyorlarmış.”
Fatih Söylemezoğlu ile yönettikleri Efes Pilsen-Ülker finali sırasında son dakikalar içinde Mustafa Can dışarı çıkan bir topa yön gösterir ama yanlıştır.
Söylemezoğlu, Can’ın yanına gidip “ters oldu” der. Can, “Düzeltiyorum” deyip aynı yönü gösterir.
Bu olayın birkaç saniye sonrasında Efes Coachu Oktay Mahmudi diskalifiye edilir.
Ülker-Fenerbahçe maçının bitimine 2 saniye kala top 1 sayı önde olan Fenerbahçe’dir. Ülkerliler faul yapmak için Fenerbahçelileri kovalarken Mustafa Can’ın düdüğü duyulur. Fenerbahçe benchine teknik faul vermiştir.
Nedeni, o sırada Fenerbahçe Menejeri Ali Limoncuoğlu (Aliço) maçın gözlemcisi Kadir Özçelik’e “Beraber gidelim, benim vasıtam yok” demek için (Aliço) takım sıra çizgisi geçmiştir. Maçi kazanmak üzere oldukları için hakemlere tepki göstermesi ihtimal dışıdır..
Ancak Can’a göre kural kuraldır.
Ülker, Harun 2 serbest atışı da sayıya çevirir. Fenerbahçe kaybeder.
Bir hakem semineri sırasında konuşma yapan MHK üyesi, “Cep telefonlarınızı kapatın” uyarısında bulunur, ancak az sonra elektrikli tıraş makinası kıvamında bir ses duyulur..
Mustafa Can cep telefonunu açıp konuşmaya başlar.
Konuşması devam ederken MHK üyesi sinirle söylenir: “Kapat telefonunu”
Mustafa Can, ahizeyi eliyle kapatır ve fısıldayarak cevap verir..
“Spor kolundan arıyorlar” (Hani okullarda spor kolu var ya..)
Öyle bir havada söyler ki, sanki Başbakanlıktan telefon almış gibidir.
Bu cevap üzerine MHK üyesi esas duruşa geçer. (Necip Kapanlı)