Fenerbahçe evinde Virtus Bologna’yı pek de zorlanmadan 95-81 yendi ve galibiyet serisini 6 maça çıkardı. Bologna’da sakatlıkları bulunan Clyburn ve Zizic oynamazken Shengelia 35 sayıyla 33 olan kariyer rekorunu kırdı. Fenerbahçe tam 17 üç sayılık isabet buldu, Bologna sadece 11 deneyip 4 isabette kaldı. Guduric 17 sayıyla en skorer oldu, McCollum 15, Colson 12 ve Sertaç 11 sayıyla çift hanelere çıktı. Takımda 9 oyuncu 6 sayı ve üstü atarak skoru çok iyi paylaştı.
Maça hücumda iyi başladık. Bologna’nın hiç dış atış denememsi ve tempoyu düşürmesi biraz oyunumuzu etkilese de üstünlüğü erken ele aldık. Kolay atışların bazılarını sokamayınca maçı istediğimiz yere tam olarak getiremedik. İlk çeyrek sonunda 22-15 üstündük.
İkinci çeyrekte Shengelia ile hücumda çok etkili olan Bologna biraz da dış atış bulmaya başladı. Fenerbahçe ise McCollum’un tecrübesiyle üretime devam etti. Üçlüklerde daha etkili olan temsilcimiz ilk çeyrek kadar potaya gidemese de farkı koruyup devre arasına 46-37 üstün gitti.
Üçüncü çeyrekte biraz daha dengede bir oyun vardı. Shengeila ile üretime devam eden rakibe karşı farklı isimlerden katkı aldık. Çeyreğin ortasından itibaren topu iyi paylaşınca skoru yukarı taşıdık. Son çeyreğe giderken de rahat bir skorla 69-54 öndeydik.
Son çeyreğin başında bir iki kez acaba desek de hepsinden hücumda bulduğumuz dış atışlarla çıktık. Son 4 dakikaya girilirken 15 sayı farkı koruyorduk. Kalan sürede de rotasyonlarla maç geçti ve karşılaşmadan 95-81 galip ayrıldık.
Maçın olayı Melih gibi tarihin en iyi şutörlerinden biri olup çoğu zaman süre verilmeyen bir oyuncunun 1000 sayı barajını aşmasıydı. Demek doğru düzgün süre verilse neler yapardı, tebrikler de Türk oyuncuları figüran olarak olarak görme, onları küstürme geliştirmeme, yabancı hayranlığı, sürekli onları oynatıp parlatma hastalığı ne zaman,nasıl bitecek? Oynamayan, hata yapmayan oyuncu gelişemez ama başta koltuk uğruna 7 yabancı olayını getiren federasyon olmak üzere kimsenin ve hiç bir kulübün böyle bir derdi yok !
Fener erkek takımı, şubenin öbür takımı olan “potanın kraliçelerine” yakışır tarzda “potanın krallarıymışcasına” sonuçlar almaya başladı son haftalarda. “Kraliçeler” bilindiği gibi son seksen küsür iç maçta, son elli küsür dış maçta yenilmeden üçüncü kez üstüste Eurolegue Şampiyonluğuna doğru yürüyorlar, sonunda ne olur bilinmez tabi, erkekte de kadında da kupayı en iyi değil o günlerin en iyisi alıyor, bu yıl da bu iki “en” birlikte olursa üç yıl arka arkaya olacak. Rekorlar kıra kıra, 1 yıldır her maçı kazanama rekoru, 1,5 yıldır Türkiye’de her maçı kazanma rekoru, ….. yenilmeden iç-dış bütün kupaları süpürme rekoru, Euroleague’i hem erkekte hem kadında kazanan tek kulüp olma gibi tüm Avrupa’da erişilmez bir ünvan… Tarih marih yazılmıyor, (“tarih yazmak” tarihten rahatsız olan meraklı oldukları iş, rahatsız oldukları dönemi akıllarısıra kırpıp “atarak” kendi kendini yıldız kralı diye onaylattıranların faaliyeti) tarih zaten bunu yazıyor, kendi kendini yazar tarih ve tektir, alternatifi yoktur. İşte bu “tarihte” yerini almak bu sezonun erkek takımı için henüz çok erken. Arka arkaya kötü mağlubiyetlerin alındığı haftalarda galeyana gelmek yanlıştı. Şimdi de temkinli olmak gerekli. Bekleyip görelim. Euroleague zaten uzun sürüyor, sonundaki dörtlü final de her şeyi ters yüz etmeye çok elverişli bir üç gün.
Üstad, nerelerdesin sen, bizi o güzel yorumlarından mahrum etme. Kadın, erkek eurolig şampiyonluğu haricinde dünyada en çok branşta üst düzey mücadele eden, olimpiyatlara en çok sporcu gönderip ödül alan başka bir kulüp yok, bunu da tarih yazıyor ve yazacak, amatör branşları yük görüp küçülmeyi hatta kapatmayı düşünenleri ve tek branşta faaliyet gösterip ülkeye salon bile yapmayan, ülke çıkarını düşünmeyip korona zamanı ülkesinin başka takımı aleyhine oy kullananları da. Ayrıca hentbol şubesi yoktu o da kurulacak diye duydum inşallah olur.
Redaksiyon seninle aynı şekilde bakmadığı için yorumlarıma, pek görünemiyorum. Bu sonuncusu da üç kere arka arkaya yollayınca – üçüncüsü – çıktı. Belki de öyle gerekiyordur. Saygılar.
Fenerbahçe futbol değil spor kulübüdür aksini iddia edenler hasetlerdir. Cumartesi erkek voleybol takımı en iyi oyuncusu sakatken deplasmanda ezeli rakibini yendi dün de kadın takımı, olimpiyatlarda oynasın diye kadrodaki oyuncuyu kadrodan çıkarttırıp yerine kendi oyuncularını aldırma gibi bir rezilliğe imza atan aynı kulübün voleybol takımını eze eze yendi. Yüzme,yelken,boks,masa tenisi ve daha bir çok dalda da önce örnek insan sonra örnek sporcu yetiştirme vizyonuyla yıllardır başarıdan başarıya koşuyor, tesisleşmede de önde, umarız ki diğer kulüpler de Fenerbahçe’yi örnek alır…