Cumartesi, Temmuz 27, 2024
spot_img

Yannıer’den Sezon Değerlendirmesi Ve Geleceğe Bakış

Fenerbahçe Beko Genel Menajeri Derya Yannier, play-off öncesi Fenerbahçe Televizyonu’nda yayınlanan 40+ programına konuk oldu. Sezonun geride kalan bölümünü değerlendiren ve kalan bölümü ile ilgili de açıklamalarda bulunan Yannier, yapılan çalışmalar ve hedefler ilgili de bilgiler verdi.

DIMITRIS ITOUDIS’E BU 1,5 SENEDE YAPTIKLARI İÇİN TEŞEKKÜR EDERİM

Sezonun genel bir değerlendirmesini yapan Yannier, Dimitris Itoudis’in ayrılış süreciyle ilgili, “Geçen senenin başında hedefimizi, Fenerbahçe’yi her sene Final Four’da olduğu, kupalar kazandığı, tekrar Avrupa’nın zirvesine çıkmak için mücadele ettiği yere geri döndürmek olarak lanse etmiştik. Tabii bunu ortaya koyarken de bunun çok zor olduğunun farkındaydık. Ama bir yandan da Fenerbahçe’de hedefleri yüksek koymak zorundasınız. Bu projeye koç olarak Dimitris Itoudis’le başlamıştık. Kendisiyle belli bir planlamaya başladık. Bazen zamanlama olarak, sezonun içerisindeki takım dinamiklerini gözlemlediğinizde cesur kararlar almanız gerekebiliyor. Bu da bu işin bir parçası. O anda dinamiklerin, şartların getirdiği noktada zamanlama olarak da böyle bir değişikliğin takıma faydalı olacağına inandık. Dimitris Itoudis’e de bu 1,5 senede yaptıkları için teşekkür ederim. Anlaşırken olduğu gibi ayrılırken de medeni bir şekilde oturduk, sebeplerini, böyle olması gerektiğini kendisine anlattık. Profesyonel olarak bizim yükümlülüklerimizi yerine getirmeye devam edeceğimizi söyledik ve kendisiyle ayrıldık.” şeklinde konuştu.

SARUNAS JASIKEVICIUS’LA YENİ BİR SAYFA AÇMAK İSTEDİK

“Sarunas Jasikevicius’la yeni bir sayfa açmak istedik. Sarunas’ın tabii o dönemde boşta olması bizim için önemli bir artıydı. Kendisiyle o zaman uzun uzun konuşmalar yaptık. Tabii ki bu konuşmalarda bir yandan bu senenin özeli –takım yapısı, hedefleri- bir yandan da geleceği inşa etmek üzerine çok fazla istişarede bulunduk. Kendisine özellikle şu açıdan çok teşekkür ederim: Gerçekten benim de yaklaşım tarzım, anlayışım, çalışma tarzım her zaman şeffaf paylaşım ve iletişimden yana; ilk günden itibaren bu bakımdan gerçekten çok açık ve tamamen benimle aynı sayfada buluşan şekilde duruma yaklaştı. Her zaman aramızda fikir alışverişi oluyor. Elbette fikir ayrılıkları yaşanabiliyor. Bu işin doğrusu o. Bundan sonrasında Fenerbahçe’nin geleceğini inşa ederken bu en büyük güvencemiz olacak. Zaten iyi bir takımımız vardı. Hala ben kadromuzun iyi olduğunu düşünüyorum. Sarunas da zaten gelmeden kadroya inandığı için bu görevi devralmak istedi. Geldiğimiz noktada takım buna çok iyi reaksiyon verdi. Elbette bir sezon içerisinde Avrupa’nın sayılı koçlarından birini bir takımdan çıkarıp Avrupa’nın sayılı koçlarından bir başkasını getirmek çok zor bir operasyondu. Tekrardan Fenerbahçe’yi Final Four’a taşımak bizim öncelikli hedefimizdi. 2 sene önce Play-off dışında olduğumuz bir resimden geçen sene son maçta Final Four’u kaçırdığımız bir sürece geldik. Bu sene de inşallah üzerine yeni bir parça ekleyebiliriz ve tekrardan Final Four’daki yerimizi alırız.”

“Türkiye Kupası bizim sezon başında koyduğumuz 3 kupa hedefimizden biriydi. Bizim için her zaman bir kupa varsa o kupayı kazanmak en önemli hedeftir. Türkiye Kupası’na da bu şekilde yaklaştık. Sarunas’ın geliş süreciyle çok çabuk bir ritim kazanma mecburiyetindeydik. Bu anlamda kendisini çok takdir ediyorum. Bir takımı sezon içerisinde almak, bir gün sonra antrenman yapıp hemen önemli bir EuroLeague maçına çıkmak ve sonrasında bu hedeflerin peşinde koşmak herkesin cesaret edebileceği bir şey değil. Bu anlamda Sarunas’a çok büyük kredi veriyorum. Geldikten sonra direkt asistanı Tomas’la beraber –o da çok değerli bir insan ve gerçekten onun da çok ciddi katkısı oluyor- bu temponun içerisine girdiler. O dönem ilk önümüze çıkan hedeflerden biri Türkiye Kupası’ydı. Türk oyuncuları, genç oyuncuları resme çok güzel dâhil etti. Oradaki birlikteliği, enerjiyi yukarı çekmeyi başarılı bir şekilde sağladı. Takım o dönemde ve ondan sonrasında gerçekten ritimde ve enerjisi yüksek olarak devam etti. Türkiye Kupası’nı net bir şekilde kazandık. Bize özgüven de sağladı.”

KULÜBÜMÜZ ÖZEL UÇAK TALEBİMİZİ HİÇBİR ZAMAN GERİ ÇEVİRMEDİ

“Saat farkı olan ve yolculuk süresi uzun bazı seyahatler EuroLeague’in çift maç haftalarına denk gelebiliyor ya da o maçtan sonra Türkiye Ligi’nde başka bir deplasmana gitmeniz gerekebiliyor. Burada ben Kulübümüze özellikle teşekkür etmeliyim. Bu tür durumlarda seyahatlerimiz için özel uçak talebimizi hiçbir zaman geri çevirmediler. Tabii ki bu, Kulüp açısından önemli bir maliyet teşkil ediyor. Ancak hem oyuncuların sürece adapte olmaları hem de vücutlarının daha fazla dinlenerek sakatlıklar için daha az risk taşınmasını sağlamamız açısından bizim için çok değerliydi.”

“Takımın sahadaki sağlıklı görüntüsü, mücadele etmesi, birbiri için savaşması ve o rekorların gelmesi -ki o rekorların çoğu paylaşımdan geliyor- sadece bireysel performanslardan kaynaklanmıyor. Nigel’ın bireysel rekorunda dahi o gün takımın Nigel’ın o rekoru kırması için ne kadar mücadele ettiğini hep beraber gördük. Dolayısıyla bunların hepsi takımın soyunma odasındaki sağlıklı yapısının bir yansımasıdır. Bir takımın başarılı olmasındaki en büyük kriter budur. Sonrasında şartlar sağlanır, başarılı olursunuz, bir maç kazanır ya da kaybedersiniz, bunların içinde çok fazla faktör var. Fakat en temel şey, bu birliktelik ve sağlıklı yapı diye düşünüyorum. Bu anlamda iki senedir soyunma odası ortamımız gerçekten sağlıklı bir şekilde gelişiyor. Sarunas Jasikevicius geldikten sonra bu daha da ivmelendi çünkü saha içindeki roller daha net belirlendi, daha paylaşımcı bir oyun oynanmaya başlandı. Bununla birlikte oyuncularımız idmanlardan ve maçlardan keyif almaya başladı.

Tarık, ben daha burada göreve başlamadan Fenerbahçe Spor Kulübü’nün yatırım yaptığı ve geleceğini planladığı bir oyuncuydu. Ben buraya geldikten sonra da Tarık’ın kontratını farklı şekilde tekrar şekillendirdik ve onun önünü açmaya yönelik bazı planlamalar yaptık. Tabii ki burada masa başında ne kadar plan yaparsanız yapın sonuçta sahadaki performans belirleyici oluyor ve Fenerbahçe gibi bir kulüpte siz oyuncunun önünü açmaya çalışsanız da bu kadar yarışmacıyken oyunun da buna bir karşılık vermesi gerekiyor. Aynı şekilde koçun oyuncudan bu güveni alması gerekiyor. Tarık, özellikle Saras’ın gelişinden sonra bence bu anlamda çok ciddi adım attı. Burada ilk defa Türk milli takımına seçildi ki oradaki performansı da bence onun özgüveni için faydalı oldu. Ama kesinlikle yeterli değil. Tarık’ın daha da üzerine koyarak devam etmesi lazım. Ben Tarık’taki potansiyelin kendisinin bile düşündüğünden daha fazla olabileceğine inanıyorum. Biz de NBA’de bir yıldız oluşunu gururla hep birlikte izleriz. Ama buradaki misyonunu doldurması için önünde daha çok yol var. Ama Tarık gibi birçok oyuncumuz var. Mesela Emre’den bahsedebiliriz. Türkiye Kupası’nda da oynadı. Henüz 22 yaşında ve her maça neredeyse ilk 5 başladı, önemli sorumluluklar aldı. Emre bizim altyapı projemizden yetişen bir oyuncu. Onun da bizde olması, bu tarz genç oyuncuların önünün açılması bence Fenerbahçe’nin en önemli misyonlarından bir tanesi. Şampiyonluklar kovalarken bir yandan da Türk basketbolundaki değerleri büyütmemiz bizim en önemli görevimiz. Biz ne kadar planlarsak planlayalım sonuçta koç onlara bu şansı verip özgürlük alanını açıyor. Saras’a bu konudaki davranış şeklinden dolayı bir kez daha teşekkür ederim.”

ÖMER EGE ALTYAPIDAKİ OYUNCULARA DA BİR HEDEF KOYABİLECEĞİNİ HİSSETTİĞİMİZ BİR OYUNCU

“Saras ile yaptığımız ilk toplantımızda burayla ilgili paylaşımda bulunurken masaya yatırdığımız konulardan bir tanesi Türk değerlerinin nasıl ön plana çıkarılabileceğiydi. Bu oyuncu bazında olur, antrenör bazında olur, çalışan bazında olur, idareci bazında olur, kondisyoner bazında olur… Bunlar Saras’la paylaştığımız en önemli konulardan bir tanesiydi. Ben daha bunu paylaştığım anda Saras, ‘Derya, olması gereken bu. Bizim bu insanlara yatırım yapmamız lazım.’ şeklinde yaklaştı. İşin tabii ki vitrini saha ve bu vitrine Ömer Ege de örnek oldu. Ömer Ege henüz 16 yaşında ve pırlanta gibi bir çocuk. Aynı zamanda çok da üst seviyelerde okuyor ki bu benim için çok değerli bir şey. Çok aklı başında ve terbiyeli, davranışıyla da örnek olabilecek bir Türk oyuncu. Burada ailelere de çok önemli görevler düşüyor. Onun da ailesine teşekkür etmek istiyorum. Altyapı ekibimizle beraber onun geleceğini planlamada ailesi önemli pay sahibi. Bir anda vitrine çıktığınızda çok farklı yollara sapabiliyorsunuz, hatalar yapabiliyorsunuz. Ben de gençken bunları yaşadım. Bu anlamda çocukların doğru yönlendirilmesi çok büyük önem taşıyor. Ömer Ege sadece bir örnek ve onun gibi altyapımızda pek çok oyuncu var. Hepsi yeri geldiğinde bizimle birlikte olacaklar. Fırsat bulduğumuzda bizimle idmanlara da çıkıyorlar. Fakat Ömer Ege o günkü şartlarda bizim A Takıma ilk adapte etmeyi düşüneceğimiz ve açıkçası bütün altyapıdaki oyunculara da bir hedef koyabileceğini hissettiğimiz bir oyuncuydu. İç sahadaki maçlarda doğal olarak tüm taraftarlarımız onu izlemek istiyor. Fakat Denizli’ye deplasman maçına gittik, Ömer Ege sahaya girdiğinde bütün tribünler bir anda sevgi gösterisinde bulundu.”

2-3 YIL İÇERİSİNDE TAMAMEN KENDİ ÖZ KAYNAKLARIMIZLA BESLEDİĞİMİZ BİR TAKIM

“Fenerbahçe Koleji Novotel için şunları söyleyebilirim; her şeyden önce ulaştıkları başarı şapka çıkarılacak bir başarı. Ligin açık ara en genç takımı, ligin açık ara belki en düşük bütçeli bir iki takımından bir tanesi, herhangi bir TBL takımı gibi yönettiğimiz bir takım değil. Evet, dışarıdan altyapımızdan yetişmeyen birkaç takviye ile takımın kimyasını oturtmaya çalışıyoruz. Umuyorum ki önümüzdeki 2-3 yıl içerisinde tamamen kendi öz kaynaklarımızla beslediğimiz bir takım haline gelecek. O da alttan beslemek açısından sabrettiğimiz ve planladığımız bir süreç. Ama her şey bir kenara hak ettikleri bir şekilde Play-off’a kaldılar. Final Spor’u geçip belki de yarı finale kalacaklar. Bu anlamda hem genel menajerleri Sercan’ı, hem koç Ertuğ’u tekrar tebrik etmek istiyorum. Tabii bir parantez açalım, bu başarı bir kenara benim için önemli olan oradaki oyuncuların bireysel gelişimi ve buradaki kariyer planlamalarıdır. Orada iki tane Amerikalı oyuncumuz var. Onların dahi gelişimlerini gözlemliyoruz. Kısa oyuncumuz Mike genç olmasına rağmen tecrübeli bir oyuncuydu ama diğer uzun oyuncumuz Ed’in geldiği günden bu yana hem mental hem de teknik olarak kat ettiği mesafe çok fazla. Burada hem koçu hem de tüm teknik ekibi tebrik etmek gerekiyor.”

SAVAŞTAN GALİP ÇIKMAYA ÇALIŞMAMIZ GEREKEN BİR SERÜVEN

“Monaco 2-3 senedir çok ciddi yatırım yapan, kadrosunda çok ciddi yıldızları barındıran, çok atletik, bireysel olarak çok yetenekli, sert oynayan ve size her daim zorluk çıkarabilecek bir takım. Bu sene 2 kere karşılaştık. İlk maç yanlış hatırlamıyorsam Saras’ın geldiği ilk karşılaşmaydı ve kendi evimizde kazanmıştık. Deplasmanda da maçın üç çeyreğini kontrol etmiştik fakat son periyotta özellikle de sertliklerine, fiziksel seviyelerine karşılık vermekte zorlanarak maçı kaybetmiştik. Muhakkak çok zor bir seri olacak. Bence tamamen fiziksel savaşa hazır olmamız gereken bir eşleşme yaşayacağız. Rakibe birebirde üstünlük vermemeye konsantre olmamız gereken bir seri. Tamamen mental olarak hazır olup bu savaştan galip çıkmaya çalışmamız gereken bir serüvene gidiyoruz. Umuyorum ki oradan güzel bir netice ile döner ve burada seriyi kapatabiliriz. O maçlarda burası bence tarihi günlerden bazılarını yaşayacak. Çok güzel hazırlıklar var. Çok iyi bir atmosfer olacağına inanıyoruz. Taraftarlarımız şimdiden o maçlara talep gösteriyor. Tek hedefimiz oradaki seriden güzel dönmek ve burada sonuna kadar mücadele ederek hak ettiğimiz Final Four’a tekrar gitmek. Takımın momentumunu ve seriye mental olarak hazırlanışını çok iyi görüyorum.  Maç zamanında ufak tefek sakatlarımızın da son durumunu göreceğiz. Kim eksik olursa olsun sahaya çıkan herkes elinden geleni yapacaktır. Bu güzel sezona Türkiye Kupası ile başladık. Umuyorum Final Four ve sonrasında ne olacağını hep beraber göreceğimiz şekilde devam ettiririz. Sezon sonunu da bütün çalışmalarımızın karşılığını alarak mutlu bir şekilde kapatırız.”

GELİRLER HAKKINDA

“Geçen sene biletlemede total ciromuz 4 milyon Euro civarındaydı, 4.5’a yaklaşmıştı. Sezon başı yaptığımız bütçe toplantısında hedef olarak 5.5, 5.6’yı göstermiştik. Kulüpte yaptığımız toplantıda Erol Bey haklı olarak, ‘bu gerçekçi mi? bunu yapabilecek misiniz?’ diye sormuştu.  Bugün geldiğimiz noktada 6.2, 6.3’lerdeyiz. Tahminim 6.5’larda bitireceğiz. Bu anlamda özellikle Evren’e ve sonra da Can’a teşekkür ederim. Tabii başlarında da Egemen var. Biletleme anlamında çok iyi iş çıkarıyorlar. Türkiye gibi kurlara endeksli bir yerde bunu yapmak gerçekten çok zor. Maccabi ile Litvanya’da oynadık. Yanılmıyorsam 2 bin 300 kadar bilet sattık. Yaptığımız ciro 120 bin Euro. Biz burada –kombineler dışında- 5 bin, 5 bin 500 bilet satıyoruz. 60-70 bin Euro ciro yapabiliyoruz. Tamamen kur farkından kaynaklanıyor. Pahalı geldiği için bazen taraftarımızı da kırıyoruz, hâlbuki Euro bazında rakiplerimize göre burada çok dezavantajlıyız. Ona rağmen bu anlamda iyi bir iş yapıldığına inanıyorum. Taraftarlarımızı mümkün olduğu kadar kırmadan hem de kulübümüze bir gelir sağlayacak şekilde bir denge tutturuluyor. Bu anlamda çok çalışıyorlar ve bunun için satış ekibine tekrar teşekkür ediyorum.”

EN BÜYÜK HEDEFLERİMİZDEN BİRİ FİNAL FOUR: KENDİMİZE GÜVENİYORUZ

A takımın durumuna gelirsek; tekrar ediyorum, iki sene önce Play-off dışında bir takım vardı. Geçen sene Play-off oynadık, Final Four’u son maçta kaçırdık. Bu sene değişen statüde ilk 6’ya girmek önemli bir hedefti. Baktığınızda bizden çok daha fazla yatırım yapan, çok ciddi hedefleri olan takımlar bırakın Play-Off yapmayı, Play-In’in de dışında kaldılar. Bu nedenle tekrar bir soluklanıp direkt Play-Off’lara kalmanın değerini bilmek gerekiyor. Bundan sonrası için de bugüne kadarkinden daha aç olmalıyız. En büyük hedeflerimizden bir tanesi bu ve bunu sezon başında oyuncularla da net olarak paylaşmıştık. Final Four dışında bir sonuçtan memnun olmayacağız.  Şu an o noktadayız. Bu bizim için önemli bir fırsat. Evet, saha avantajını alamadık fakat çok saygı duyduğumuz bir rakip olmakla birlikte Monaco, bizim nerede oynarsak oynayalım yenebileceğimize inandığımız bir takım. Play-Off’ta kimle eşleşirsek eşleşelim anlayışımız hep bu şekilde olacaktı. Kendi oyunumuzu oynarsak üstünlük sağlayacağımızı düşünüyoruz. O anlamda kendimize güveniyoruz. İnşallah dediğim gibi 10 gün sonra burada birlikte Final Four’u kutlarız. Sonrasında orada ne olacağını hep beraber görürüz. Oraya gittikten sonra da biz de herkes kadar kupa için iddialı oluruz. İnşallah o günleri Berlin’de hep beraber yaşarız. Sonrasında Türkiye liginde Play-Off’a gideceğiz. Fenerbahçe’nin hedefi Türkiye’de her zaman şampiyonluk. Türkiye Kupası’nı nasıl aldıysak, Türkiye Şampiyonluğu için de en büyük favori olacağız. İnşallah sezonu bütün hedeflerimize ulaşır şekilde tamamlarız. Sonrasında da sezon bitiyor ama işler bitmiyor. Sarunas’la konuşmalarımızın büyük çoğunluğu ileriyi planlamaya yönelik. Yaz ayları geldiğinde de bu çalışmalar iyice hızlanacak. Sonrasında da adım adım Fenerbahçe’nin geleceği için çalışmaya devam edeceğiz.” 

7 YORUMLAR

  1. ”Baktığınızda bizden çok daha fazla yatırım yapan, çok ciddi hedefleri olan takımlar bırakın Play-Off yapmayı, Play-In’in de dışında kaldılar.” demek zorunda kalmış garibim Derya çünkü ilk göreve geldiği gün röportajında ,”Obra dönemi en yüksek bütçeli 3 kulüpten biriydik” diyerek doğruları söyleyip linç yemişti kendi taraftarından…Ben de; “böyle dürüst yöneticilerin kıymetini bilelim” demiştim… Bence yine mümkün olduğunca objektif konuşmuş ancak demeç kısmında işi öğrenmiş!??!?!?!??!?? Derya FB için bir şanstır…

    • Tek branşta mücadele eden veya basketbol,voleybol gibi branşlarda yatırım yapmayan ya da şube kapatan takımlarla hemen her branşta üst düzey mücadele eden Fb’yi ne bütçe ne de başka bir konuda kıyaslama ve o muazzam bilgin ve öngörülerinle !!! sen git taraftarı olduğun gs,efes ve pana hakkında yorum yap manevi evlat mertis babayannis…

    • Anla artık, üç kişiye kokmuş laf salatasıyla bir yere varamıyorsun, masturbasyon bi yere kadar. Git dökülen gs futbol kulübünü kurtar da arada yıllarca sonra bi rekabet olsun, kapişi? Cevap nikli arkadaş seni denize dökmüş, tıraşı kes işimize bakalım, kapişi, fikir kirliliği yaratıyorsun, mandıra filozofluğu hotantu da bile işe yaramıyor, ikileeeeeeeee…

    • Fener’in bütçesi, transferleri, satışları, kulüp yöneticilerinin demeçleriyle taraftar çok ilgili değildir ama rakiplerin ezik fanatikleri titizlikle izler, anlamak yormak için uğraşır didinirler biçareler.

  2. Masal anlatma, Saras da bu sene patlama yapan Tarık ve Sertaç harici Türk oyunculara eurolig’de süre ve şans vermiyor, sürekli yedek oturan veya bir maç katkı verip beş maç esamesi okunmayan Madar ve Dorsey’e verilen şans neden Şehmus ve Melih’e verilmiyor,niye bunun sebeplerini Saras’a sormuyorsun ya da soruyorsun da yeterli mi olmuyor? Oynamayan,
    oynatılmayan,hata yapmayan oyuncu nasıl gelişecek ve yetişecek de takıma ve ülke basketboluna fayda verecek?

    • Bu kişilere kızmak yersiz, onlar zaten bu aşırı ithalat sisteminin parçaları, her kulüpte birer tane var. Görevleri demeç verip durumu kıvırmak, taraftarı mesela “2 yıl bekle Ege büyüsün” veya “bak Saras ne kadar Türksever, Ege’yi oyuna soktu “ diye avutmak. Sanki biz o Ege’nin büyümüş yetişmişlerinin kadroda varlığından habersizmişiz gibi.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Sosyal Medya

15,872TakipçilerTakip Et
36,695TakipçilerTakip Et
65,321AboneAbone Ol

REKLAMLAR

popüler

zonguldak psikolog
zonguldak bireysel terapi