Hidayet Türkoğlu‘nun özellikle altyapıdan oyuncu yetiştirmekle ilgileri olmayan kulüpleri çok mutlu eden, seçimlere dönük 4+3 yabancı uygulamasının, zaten beter durumda bulunan Milli Takım’a yeni olumsuz etkilerini yaşayıp göreceğiz. Tabii ki bizim gibi önceliği Milli Takım olanlar bu karardan mutlu değil… Ancak şunu da kabul etmeliyiz ki, yerli oyuncular havuzdaki darlığı fazlasıyla lehlerine kullanıp, avantajlarını fırsata çevirdiler, iyi paralar kazanıp kenarda oturmaya da maalesef yüksek sesle itiraz etmediler.
YERLİ ÜCRETLERİ DÜŞECEK…
Federasyon, daha doğrusu tek başına Hidayet Türkoğlu kulüplerin 4+2 kuralına razı oldukları toplantıda, seçimlerde unutulmaması hayaliyle 4+3 havucunu uzattı. Bu kararla birlikte Dünya sıralamasında bir zamanlar ilk 10’un içindeyken 23. sıraya kadar gerileyen Milli Takımın yarınları için hazırlanan projeleri olsaydı, 4+3’ü kabullenenlerin sayısı artabilirdi. Oysa kural bu haliyle sadece Türk oyuncuları hizaya çekip, kulüpleri sevindirecek. BSL‘den teknik olarak 32 oyuncu alt liglere inecek, TBL ve TB2L‘de de fiyatlar düşecek.
NEDEN YETİŞTİREMİYORUZ?
Yeterli sayıda büyük oyuncu yetiştiremiyoruz ve bunun birçok nedeni var. Federasyonun altyapıyı özendirecek uygulamalar getirememesi… Altyapı konusunda kulüpleri ikna etmek için en ufak bir çaba göstermemesi… Kulüp yöneticilerinin basketbolumuzun geleceği konusunda kendilerini sorumlu hissetmemeleri… Altyapılarda kulüplerin iyi ücret vermemelerine bağlı olarak antrenör kalitesinin düşük olması… Bizimkiler de dahil çoğu antrenörün işini kaybetme korkusuyla yerlilere ve özellikle gençlere süre verme cesareti gösterememeleri gibi… Uzayıp gider…
KABUL EDER MİSİNİZ?
Ancak bunların hiçbiri yerli oyuncuların arasında en büyük mücadeleyi sözleşme sırasında verenlerin ve sezon içinde yeterince rekabete girmeyenlerin sayısının fazla olduğu gerçeğini ortadan kaldırmıyor.
Konu yerli oyuncuların iyi paralar kazanmasında değil… Çok çalışarak, hak ederek kazanmalarında… 4+3’e itiraz eden yerli oyuncular acaba şunu kabul eder mi? 4+3 yerine, 3+0 yabancı kuralı getirilsin ama yerli oyuncu fiyatlarında üst sınır 300 bin dolar olsun… Sonrasında istatistiklerine, verimliliklerine göre sözleşmelerinde yazan ekstra primlerle gerekirse 1 milyon dolar alsınlar… Yani oyna, kazan… Var mısınız? Yani yerli oyuncuların da aynaya bakmaları lazım…
Biz yerli oyuncuları bugüne kadar hep destekledik ancak onların da ayaklarının yere değmesi lazım. Talep ettikleri ücretleri hak ettikleri zaman işler hallolmuş demektir.. Bunun da yolu daha iyi çalışmaktan geçer…
Sizce 40 milyonluk Türk oyuncusu var mı? Ama bu parayı isteyen var…
Yazınız 4+3 kararını eleştiri ile başlayıp, kararın alınmasının bir mecburiyet olduğunu kabul ile bitiyor farkında mısınız? Eleştiri yapmak için bu kadar kendinizi zorlamanıza gerek yok.
Kimse Türk oyuncuların oynamasının önüne geçilmesini istemez. Peki maç kadrosunda 7 Türk olup da kritik dakikalarda sadede yabancılar (TBL’de dahi) sorumluluk alırken biz İzlanda maçında son topu her seferinde yeni bir devşirme sporcumuza mı kullandıracağız? Milli Takım başarısı gerçekten böyle mi gelecek?
4+3 kuralı ile en azından son dakikada da sahada bir Türk olacak ve kenarda da benchi ısıtmak için kontrat yapanlar azalacak.
Neredeyse 10 takımı Avrupa’da mücadele eden bir ligin yurt dışı ile rekabeti açısından 3+0 ile sahaya çıkmaya siz var mısınız? Bence sorun yok, takımlar küçülsün, ligler küçülsün, ücretler düşsün belki de artık Federasyonun desteği ve çabasıyla ayakta kalan takımlar ayakta kalamasın. Moda deyimle zombi kulüpler kapansın, ister misiniz? O halde bitti-gitti diye ah vah ettiğiniz bölgesel liglerin dibi bile sıyırılmaz hale gelecektir. Var mısınız?
Bir de şu kulüpleri alt yapıya yönlendirme işinin konuşulmasına inanamıyorum. Türkiye’ye mercek tutup yorum yapmak ne kolay! Basketbolcular dolaşım halinde, tüm dünyayı geziyorlar. En iyileri Amerika’ya gidiyor, kalanlar Avrupa’da sirkülasyona dahil oluyor ve kontratlar genellikle bir yıllık. Yani bonservis diye bir şey yok. Sıfırdan kurulan bir takım iyi bir yönetimle Eurolig alabiliyor. Ne kadar düzenleme yaparsanız yapın oyuncuyu ancak 22 yaşına kadar tutabiliyorsunuz o da belki. Şimdi bu durumda kulüpler neden alt yapıya yönelsin? Peki ancak Türkiye içi için düzenleme yapabilen Federasyon FIBA düzenleme yapmadıkça benzer şekillerde yurt dışına gidebilecek oyuncuları “kulüplerin” Türkiye’de yetiştirmesi için ne yapabilir, sınırları mı kapatacak?
İki büyük kulüp maneviyat dışında hiç bir getirisi olmadığı için belki de haklı olarak basketbola yatırım yapmıyorken, Avrupa ikincisi, dünya üçüncüsü olan alt yaş milli takım oyuncularımız dünyadaki sistem nedeniyle kulüplerine hiç bir şey kazandırmadan yurt dışına gidip rekabete girmeyi tercih ediyorken (bu kısım olumlu), kulüplerin alt yapılarını geliştirmeleri için “sadede Türk oynatan takımlar 6 kişi oynayacak” deseniz dahi bir işe yaramaz.
Ayrıca; sırf eleştirmek için yazıp ortaya “somut” bir çözüm koymadığınız yazınızda, yabancılarla daha az kontrat yapan takımların teşvik edileceğini duyuyoruz keşke o kısımları da aydınlatsaydınız.
Çözüm önerisi sunmadan sadece eleştiri yapmak çukuruna düşmemek adına söylemek isterim ki Amerika’yı yeniden keşfetmeye gerek yok. Oyuncu yetiştirmenin yolu Federasyondan değil, Milli Eğitim Bakanlığı ile Spor Bakanlığının bir araya gelip tüm branşlar için yapacakları uzun vadeli planlama ve organizasyondan geçiyor. Konu ile ilgili ciddi çalıştaylar yapıldı, raporlar hazırlandı.
Ortada bir kısır döngü var olduğunu iddia ediyorsanız, bunun en önemli dişlilerinden birinin yanlış ve derinliksiz eleştiri olabileceğini düşünüyorum.
Saygılarımla.
Son dakika dahi olsa sahada bir Türk olacak doğru da top kullanabilecek mi peki? Sahada olacak olan Türk oyuncu kritik şutları atabilecek mi onun üstüne set kurulacak mı yoksa görüntüden mi sahada olacak?
Peki neden bizim oyuncularımız Avrupa’ya gidemiyor? Neden sürekli aynı oyuncular kulüpler arasında geziyor. İşte bu yüzden alt yapı zorun olmalı . Türk kuralına ilaveten sahada her takım alt yapısından yetişmiş 20 yaşından küçük bir oyuncusunu bulundurmak zorundadır kuralı getirmeli.
Her şeyi futbolla değerlendiriyoruz sonra neden futbol 1. spor dalı diyoruz.Yazılan öneri süper üst sınır miktarı oynamaya pirim yerine maç başı bedel olmalı ;oyuncu hep bana hep bana dememeli futboldaki gibi birde ucunda transfer bonservis bedeli olmalı yani işin içine kulüpte girmeli yani kulüpler yaşatılmalı ki oyuncu kazansın…
Çok kereler yazıldı ama yine de bir daha yazalım, Türk basketbolu ve Türk basketbolcular kimsenin umurunda değil ne federasyon ne anlı şanlı Türk koçların. En başarılı denilen koçun bile Türk oyuncu yetiştirme ve geliştirme konusunda ülkeye zerre katkısı olmamış.Türk oyunculara yeterli süre verilmiyor, adil rekabet ortamı yaratılmıyor, yabancı hata yapsa dahi sahada tutuluyor Türk en ufak bir hatada kenara alınıyor, şevki kırılmış hevesi bitirilmiş oyuncu da kendini basketbola vermiyor. Ancak Türk oyuncular da kontenjana güvenip kendilerini geliştirmek için ekstra çaba sarf etmiyor, oyunculara sabah 9-10 da bireysel idman var deniliyor çok erken kalkamayız öğlen olsun diyorlar, gençler ve aileleri iyi bir kariyerden önce uzun süreli bol sıfırlı kontrat
peşinde , kulüp yöneticileri ne olursa olsun başarı talep ediyor, kişisel çıkar için yabancı parlatma meraklısı koçlar malum, altyapı koçlarının çoğu geçim sıkıntısı çekiyor onlara önem veren yok, hokkabaz menajerler her yerdeler, federasyon göz boyama,sponsorluk
reklam,tv vs geliri gelsin derdinde. 4+3 kuralı mecburiyet değil isteyen kulüp 1 yabancıyla da oynayabilir ama hiçbir şekilde Türk basketbolunun gelişmesine, geleceğine katkı vermez. Eskisi gibi 2 yabancı kuralı gelsin veya 3+2 1 sezon denensin duruma göre hareket edilsin, 7 yabancılı sistemde yine belli başlı Türk oyuncular sahada olur gerisi bench ısıtır. Necip abinin teklifi denenebilir, kulüplere salary cap benzeri uygulamalar getirilebilir. Unutmayın bir sezonun hatası 5-10 seneyi etkileyebilir herkes ona göre hareket etmeli ve doğru yol bir an önce bulunmalı.
İyi günler 70 ilimizi basketbol sporundan yok sayarak Türk basketbolu tartışmaya devam etmemiz abesdir.Bu 70 ilde basketbol sporu olmayacak mı? Neden gündem olmuyor ? Basketbol okulları çürümesi,alt yapıda oluşturulan gazoz takım problemleri,Gençlik ve Spor Bakanlığında oluşan antrenör enflasyonu neticesinde büyük bir problem olan tesis kullanımı,H.E.Müdürlüklerinden doğan kamburlar ortada iken 4+3-3+0…mü tartışalım.Günü kurtarma muhabbetleri bunlar Alt yapı ligleri ve M.E.B okul maçları çakışmaları öğrenci veli kulüp ve okul karesi nasıl düzenlenecek ? Kök yoksa gövde de yoktur. iyi çalışmalar.
1- 4+3 kuralı ilk açıkladığında, maç öncesi söyleşisi yapılan 2 oyuncu, maçta serbest atışta bile topu potaya yetiştiremedi. Bu oyuncular mı BSL’de oynayacak? Önce Türk oyuncular Dusan’ın sezon başı söyleşisinde söylediği gibi kendilerini geliştirmek için çabalısın (Dusan yerli oyuncuya en çok süre veren koç). Kaç oyuncu ekstra antrenman yapıyor, kaçı bu süreyi kafelerde geçiriyor? Kendisini geliştiren oyuncular zaten kendisini NCAA veya NBA’a atıyor.
2- Ulusal takımın başarısız olmasının en önemli nedeni (yukarıdaki madde dışında) liyakatlı seçimlerin de yapılamamış olması değil mi? Son açıklanan kadroyu kimin içine siniyor?
3-Kurulan BASKED adlı dernekçik Türk oyuncuların gelişimi için ne yapıyor?
4-Basketbolun gelişimi için hakemlerin de belirli bir kalite üzerinde olması lazım. Bu camianın arkadaş torpilinden vazgeçmesi lazım. Basketbol topunu görse karakola bomba diye götürecek kişilerin hakem yapılmaması lazım.
Milli takım işi kolay nasılsa orda muhatap Ergin Ataman, dolayısıyla Hido zaten çok mutlu yenilince Ataman eleştiriliyor ben işin içinden sıyrılıyorum deyu… Üst sınır vs ise benimde sıcak baktığım olay ama bunu vergi ile yapmak(lüks vs) sanki daha mantıklı…Hatta milli oyuncu sıfatı (tavan ücret) hem manevi hem maddi olarak karşılık bulursa belki bizim çocuklar da silkelenir!?!?! Büyükler daha iyi bilir ama bu kuşak kısayolcu her alanda , unutulmasın… Bu arada koca Konya Belediyesi para yok diye şubeyi kapatıyor biz hala bazı şeylerin farkında değiliz ki bu zaten tez konusu…
kusura bakmayın ama 3+0 kuralıyla ligin izleneceğini, gelir yaratacağını ve kulüplerin ayakta kalabileceğini düşünüyorsanız bence hayal görüyorsunuz.
2000’ler başında türkiye ligi 3 yabancıyla oynanırken ligin kalitesi bugünkü polonya ligi kalitesindeydi. efes/ülker harici türk takımları da üçüncü kupada başarılı olmaktan dahi uzaktı. ve o esnada milli takımın öyle avrupa’yı domine etmişliği falan da yoktu. sadece iki turnuvada başarılı olduk, o milli takımların esas aktörleri de zaten ligde oynamıyorlardı. yani biz 3 yabancı ile oynarken de yeterli seviyede yerli oyuncu üretemiyorduk.
3 yabancı ile lig oynamak, fener ve efes harici her kulübü basketboldan çıkmaya zorlamak demek, zira kimse o lige sponsor bulamaz, halihazırda bile bulamıyorken. zaten yeterince yerli oyuncu olmadığı için, kalite tbl seviyesine düşer, ligin halihazırda düşük olan izlenme oranları iyice dip yapar. türkiye’de basketbola ilgi de giderek düşer. ondan sonra hep birlikte “tüh demek çözüm bu değilmiş” dersiniz.
kötü niyetli olduğunuzu düşündüğümden değil ama bu “milli takım başarılı olsun istiyoruz” diyen grup, türkiye basketboluna iyilik etmek isterken iyiden iyiye uçuruma yuvarlama ihtimalini görmüyor.
Hakemleri böyle olan ülkenin basketcileri de bu kadar olur. Mecburiyetten oynatiliyolar ve memnunlar.
Hakkı yenen mağdur yerli oyuncu masalıdır gidiyor, kulüplere bakıyoruz koçlar değişiyor ama aynı yerli oyuncu grubu senelerce o kulüpte bençte kariyerini tüketip emekli oluyor, tabii ki bir takımda az süre alan oyuncular olacaktır ama genç oyuncu için bu dönem kısa sürmelidir, hakkın olan süreyi alamadığını mı düşünüyorsun, kulüp değiştir kendini göster, örnek: Onuralp Bitim. Öğrenilmiş çaresizlikten muzdarip arabesk zihniyetle bir yere varılmaz.
Türk çocukları 16 yaşından 19-20 yaşlarına kadar hep çslışkan çünki alt yapı milli takımlarınjn aldığı sonuçlar bunu doğruluyor.sonra bu oyjncuların gelişimi için parmağını dahi oynatmayan kulüpler ve antrönörler basketbolu yalayıp yutmuş ncaa ve nba çıkışlı oyuncularla rekabet istiyorlar.kıta dışı 2 yspın yşne 4+3 olsun bakjn bakalım bizim çocukların avrupalılardan bir eksiği var mı?
Necip Bey siz bu satırları yazarken belki de Türk basketbolunun en potansiyelli pivotlarından Furkan Haltalı muhtemelen dakika olarak iki elin parmaklarını geçemeyeceği Bahçeşehir’e 2 yıllık imza attı. En çok oynaması gerektiği sezonda yedek pivotluğu ve parayı tercih etmiş oldu. Türk oyuncular bu kafadayken bizler onları savunmaya çalışıyoruz malesef.