Değerli Antrenör, Öğretmen ve Yönetici Arkadaşlarım,
Bir önceki “Takım Sporlarının Eğitim Başarısına Etkisi” yazımın sonunda, takım sporları içinde ‘basketbolun’ çocuklarımıza neler kattığını yazacağımı ifade etmiştim.
Anne ve babalar çocuklarının gelişimine katkıda bulunmak için bir spor dalı ile uğraşmasını isterler.
Yaşamış olduğum deneyimlere dayanarak bende özetle şunları belirtmek isterim:
Seyir düzeyi yüksek olan basketbol sporu bu spor dalları içerisinde takım olarak ta hareket edilmesini gerektirdiğinden çocuklarımıza ileriki yaşamları için sağlayacağı faydaları fiziksel, sosyal ve duygusal olsun saymakla bitiremeyiz.
Çetin Yılmaz ağabeyin dinlediğim bir konuşmasında, “hücumda paylaşmayı, savunmada yardımlaşmayı öğreniriz” diyordu. Basketbolun güçlü bir öğretisi olarak kabul edeceğimiz, yaşamda ve ileride kuracakları aile hayatında paylaşma ve yardımlaşmanın temellerini çocuklarımız basketbol sahalarında atmaya başlarlar. Üzüntüyü ve sevinci paylaşmayı öğrenerek günümüzün en önemli sıkıntılarından biri olan ‘empati’ yapma becerilerini geliştirir, bencillikten-bireysellikten olabildiğince uzaklaşırlar.
Çocuklarımız, takım arkadaşları ve koçları ile girmiş oldukları diyalog ve fikir alışverişinde kollektif hareket etmeyi, eleştiri ve özeleştiri yapmayı, iletişim becerilerini geliştirmeyi, kendilerini ifade etmeyi, sıkıntılarını, sevinçlerini paylaşmayı öğrenir.
Çocuklarımız basketbol sahalarında koçlarını rol model olarak görür. Koçlar, başta ahlaki olmak üzere çocuklarımıza yaşamlarında ilham kaynağı olur. Çocuklarımız gelecek yaşamlarında ihtiyaç duyacakları liderlik konusunda koçlarından çok şey öğrenirler.
Çocuklarımız, şampiyonluklardan ziyade asıl başarının-ödülün aynı amaç uğruna hep birlikte harcanan emek, akıtılan ter ve takım olmanın olduğunu deneyimleyerek öğrenmiş olurlar.
Çocuklarımız, en önemli rakiplerinin kendileri olduğunu, takımlarının daha başarılı olabilmesi için, güçlü yönlerini kullanırken zayıf yönlerini daha iyi hale getirmek için daha azimli, daha çalışkan, daha özverili olmaları gerektiğini öğrenirler.
Çocuklarımız, elde edilen başarılarından dolayı ego ve kibirlerini yönetmeyi öğrenmeye başlayıp, daha mütevazi-olgun olunması gerektiğini takım organizasyonu içerisinde küçük yaştan itibaren öğrenmeye başlarlar.
Çağımızın en önemli sorunlarından biri olan zaman yönetimini basketbol sahasında son saniyede karşılaşmayı kazanıp ya da kaybederek deneyimleyerek öğrenir. Ayrıca okul yaşamlarının yanında basketbol sporunu yapma, devam ettirebilme arzusu çocuğumuzun günü, ayı ve yılı planlama becerisini geliştirmesine neden olur.
Basketbol sporu çocuklarımıza, hedef koymayı, koydukları hedefler uğruna tutkulu bir şekilde saatlerce, haftalarca, aylarca ve yıllarca çok daha fazla çalışmaları gerektiğini öğretir.
Çocuklarımız, basketbol oyunu esnasında analitik düşünme ve pratik-hızlı kararlar alabilme yönünden büyük bir zenginliğe kavuşur. Zor anlarda sorumluluk alarak liderlik vasıflarının gelişmesine yardımcı olurlar.
Çocuklarımız basketbol sahalarında bir şeyleri başarmak, bir şeylere ulaşmak için güçlü bir çalışma ahlakına ve motivasyona sahip olmaları gerektiğini öğrenirler. Basketbol sporunun çocuklarımıza katacağı iş ahlakı, çalışma ve disiplin sayesinde arkadaş ilişkilerini ve ileriki süreçte iş yaşamını daha kaliteli bir şekilde sürdürme ve sağlıklı kararlar alma becerisine sahip olurlar.
Basketbol sporunun kazandırmış olduğu aidiyet duygusu sayesinde girdikleri ortamlarda başka insanlarla ilişki kurma, kendilerini ifade etme ve kabul görme gibi konularda avantajlı konumda kalırlar.
Çocuklarımızın en önemli sorunlarından biri güven konusudur. Kendi ayakları üzerinde duracakları ve asla vazgeçmemeleri-pes etmemeleri gerektiğini, her yere düştüklerinde tekrar ayağa kalkıp savaşmaları gerektiğini ve azimli olmayı basketbol sahalarında öğrenirler.
Çocuklarımız basketbol sahalarında vermiş oldukları büyük mücadeleler sonucunda hem çevreleri tarafından hem de kendi içlerinde mükemmel bir saygı ortamı oluştururlar.
Günümüzde anne ve babaların en önemli sıkıntılarından biri olan, çocukların saatlerce cep telefonu, bilgisayar gibi teknolojik aletlerle sosyal medya ve benzeri platformlarda zamanlarının çoğunu geçirmeleridir. Çocuklarımızın yapmış oldukları spor, zaman yönetimi açısından da bu mecralarda geçirecekleri sürelerin en az düzeye inmesine neden olur.
Çocuklarımız basketbol sahasında geçirmiş oldukları zaman zarfında, antrenman ve takım arkadaşları ile geçirdiği süre nedeniyle zararlı kişi ve alışkanlıklardan uzak kalırlar.
Basketbol sporu göğüs göğüse mücadeleyi gerektirdiğinden çocuklarımıza ahlaki sınırlar içinde rekabetçi olmayı öğretir. Bu öğretilerin en önemlisi mağlubiyetin de kazanmak kadar doğal ve kabullenilmesi gereken bir durum olduğudur.
Değerli Antrenör; Öğretmen ve Yönetici Arkadaşlarım,
Takım sporu çocuklarımızı sınava hazırladığı gibi hayata da hazırlar. Çocuklarımızın takım sporlarından elde edeceği beceriler yaşamda da çok önemlidir.
Günümüzde spor kulüplerinden şirketlere kadar sadece iyi takımları olan kurumlar varlıklarını sürdürebiliyorlar. Kişisel kahramanlık çağı yerini sistemli ve takım halinde çalışmaya bırakıyor. Günümüz başarıları gittikçe tek kişinin altından kalkamayacağı kadar karmaşık hale geliyor.
Farklı karakterlerde insanların bir takım halinde uyum içinde çalışması kolay değil. Ancak takım oyuncusu olmayı öğrenmiş bir çocuk, iş hayatına erkenden hazırlık yapmış oluyor.
Çocuklarımız basketbol sahasında, bireysel yetenek ve başarılarının önemli olduğunu ancak takım olmanın asıl başarıyı getirdiğini öğrenir. Jordanizm kitabında Mıcheal Jordan “YETENEK MAÇ KAZANDIRIR TAKIM OYUNUYSA ŞAMPİYONLUK” demiş.
Saygılarımla.