Cuma, Kasım 22, 2024
spot_img

Benim Önerim Yabancı Federasyon Başkanı (Naci Özonay)

- Reklam-

Değerli Antrenör, Öğretmen, Yönetici Arkadaşlarım ve Okurlarımız,

Türkiye Federasyonu’nu Misyon bölümünde;

Ülkemizi kulüpler ve milli takımlar Seviyesinde en iyi şekilde temsil etmek.

Basketbolu ülke genelinde sevdirmek ve yayılmasını sağlamak.

Bu amaçla yeni nesil tesisleri gençliğe kazandırmak.

Kadın ve erkeklerde Avrupa’nın en üst düzey ligleri seviyesini sürdürmek.

Vizyon bölümünde;

Dünyanın önde gelen basketbol ülkelerinden biri olmak için sportif başarı altyapı gelişimi ve spor organizasyonlarında markalaşmak ve ülkemizde en popüler spor olmak.

Yazılı durumda…

Türkiye Basketbol Federasyonu Başkanı , ‘lig kurulu’ toplantısında 16 spor kulübünün temsilciyle bir araya gelerek, 2024-2025 sezonunda “en az bir Türk oyuncunun sahada bulunması! Ve sahada en fazla 4 saha kenarında ise en fazla 3 yabancı oyuncu” olacağını açıkladı.

Ve hiçbir kulüp temsilcimizden de bu duruma itiraz gelmedi. Ben artık kulüplerimize altyapıların ve Türk oyuncuların önemi ve değerini yazmayacağım. Onlara hepimizin büyüğü, ağabeyi rahmetli Yalçın Granit’in söyleminden seslenmeye çalışacağım.

1955 Avrupa şampiyonası dönüşünde Yalçın Granit basına şu açıklamayı yapar;

“Türk basketbolunun ‘teki 1951 Avrupa Şampiyonası’ndan bu yana hiçbir ilerleme kaydetmediğini düşünüyorum.

“Biz kulüp davalarımıza düşerek oynadığımız oyunu önemli görüyoruz, ancak bunda ne kadar yanıldığımızı Budapeşte fazlasıyla gösterdi. Kendimizi aynı ayarda gördüğümüz takımların bir hayli gerisindeyiz. Şampiyonada bu şartlar altında iyi bir derece almamız mümkün değildi. Demode bir basketbol oynuyoruz, bu manada beş-altı yıldır yerimizde sayıyoruz” * diyerek milli takımın kulüp takımlarının çok önünde yer aldığını anlatmaya çalışmıştır.

Ayrıca Yalçın Granit ağabeyimiz gerek yazılı gerekse de görsel basında “Türk oyuncusunun ne kadar yetenekli olduğunu ve Türk çocuğunun basketbola yatkınlığının erişilmez” olduğunu her fırsatta vurgulamıştır.

Fenerbahçe basketbol takımımız 2017 yılında Euroleague şampiyonu oldu. O yıl sahada olan ülkemizin değerli oyuncusu takım kaptanı bu yıl eleme maçlarında takımını tribünden seyretti.

2017 yılından bugüne ülke basketbolunun ve milli takımlarımızın nereye gittiği hepimizin malumu. Şimdi soruyorum Fenerbahçe basketbol takımı bu sene Euroleague şampiyonu olsa ne olacak? Cevabı basit, koca bir hiç…

Kulüplerimizin anlık başarı dışında hiçbir şey düşünmediği kesin. Sahada 12 yabancı olsun dense hepsi birden mutluluktan havaya uçacaklar.

Kulüplerimiz Türk oyuncuların ücretlerinin pahalı olduğundan dolayı şikayet ediyorlar. Kulüp yetkililerine ekonomi dilinde neden pahalı olduklarını anlatmaya çalışayım;

Bu olay bir ‘arz talep’ dengesidir. Bir yerleşim birimi düşünün ve oranın oturulabilecek bin konutu var. Ancak konut talebi beş bin. Haliyle burada oluşan ‘arz talep’ dengesizliğinden dolayı konut rakamları en üst seviyeye çıkar. Konut rakamlarını düşürmenin en sağlıklı yolu yeni konut üretiminden geçer. (Örneği konut üzerinden verdiğim için Türk sporcularından özür dilerim. Maalesef son 20 yılda üretim denince sadece konut düşünür olduk. Yani kulüp yetkilileri daha rahat anlarlar diye düşündüm) Türk oyuncu yetiştirmezseniz sonucu böyle olur.

Ancak Türkiye Basketbol Federasyonu’nun ülke basketbolunu, milli takımı ve ülke insanını koruyup kollama gibi zorunlu bir misyonu söz konusu. (Tabii eğer bu yazılı olan vizyon ve misyonu hatırlıyor, biliyorlar ve misyon ve vizyonu yazılırken yazıya fikir olarak katkıda bulundular sa!)

Hidayet Türkoğlu ve federasyondaki ilgili kurulların Türk insanını, Türk basketbolunu, milli takımları düşünme gibi bir durumu söz konusu değil. Yani yönetim konusunda son derece yetersiz, beceriksiz ve eğitimsiz durumdalar. Türk insanından vazgeçtiklerini görmemiz için dahi olmamıza gerek yok.

Ben bu Türk basketbolunun ‘ipini’ tamamen çekecek kararı alırken kimlerle görüştüklerini çok merak ediyorum. “Ben yaptım oldu, ben istiyorum olacak” tarzından düşünceler asla ve asla kabul edilebilecek bir durum değildir.

“TÜRK BASKETBOLU, TÜRK GENÇLERİ ve MİLLİ TAKIMLAR” hiç kimsenin, tek bir kişinin keyfiyetine bırakılmayacak kadar önemli, değerli ve hayatidir.

En çok merak ettiğim konulardan biri de uluslararası arenada Türk basketbolu, Türk oyuncusu ve milli takım konuşulduğunda Hidayet Türkoğlu’nun bizlerle ilgili neler söylediği oluyor.

Değerli Antrenör, Öğretmen, Yönetici Arkadaşlarım ve Okurlarımız,

Hidayet Türkoğlu ve ekibi 4+3 kuralı ile Türk insanına ve oyuncusuna güvenmediğini çok net olarak ifade etmiştir. Ben de bir öneride bulunmak istiyorum;

“Basketbolumuzu en az 4 yabancı idareci yönetmelidir. (Bakın ben insaflı davrandım +3 yabancıyı da istemedim) Hidayet Türkoğlu’nun yerine yabancı bir başkan ve Türk basketbolunun gelişiminden sorumlu ilgili kurulların başına da ivedi olarak yabancı yöneticiler gelmelidir.

Basketbol Federasyonu’nun başına bir yabancı oturtsak bile Türk basketboluna ve Türk insanına bu zararı vereceğini düşünmüyorum. Nedeni gayet basit, tecrübeleri ve almış oldukları ‘eğitimler’ yetenekli insanların yok olup gitmesine izin vermeyecektir. Bakın ‘vicdanları’ elvermez dahi demedim. Zaten azıcık vicdanı olan ister Türk olsun ister yabancı Türk basketboluna, insanına bu kadar hoyrat davranıp süreci bu kadar berbat yönetmez. 

(Ayrıca Hidayet Türkoğlu’nun, Türk sporcusuna olan bu tutumunu soyadına yakıştırmadığımı da belirtmeden geçemeyeceğim.)

Ülkemizin Değerli Evlatları, Değerli Türk Basketbolcuları,

Türk basketbolcularına biçilen durumu hiçbirinizin kabul edeceğini sanmıyorum. 19 Mayıs’ın 105. Yıl kutlamalarına bir hafta kaldı. Büyük deha Mustafa Kemal Atatürk, ülkenin kurtuluş günü, Türk kurtuluş savaşının başlangıcı olan 19 Mayıs’ı siz Türk gençlerine armağan etmiş ve “Gençlik ve Spor Bayramı” olarak ilan etmiştir.

“Ey Türk Gençliği” hitabesinde de her türlü ahval ve şerait içinde mücadeleden asla vazgeçmeme direktifi vermiştir.

Gelmiş olduğumuz noktada Basketbol Federasyonu yetkililerinin sizlerdeki yetenekleri, azmi görmediğini daha doğrusu görmek istemediğini ve sizleri sahadaki 12 oyuncuyu tamamlayacak son insanlar olarak gördüğünü çok iyi bilmekteyiz. Önemli olan sizlerin bu durumu kabul edip etmeyeceği dir.

Basketbol Federasyonu yetkililerinin sizlere-hepimize “yerel halk” gözüyle bakması, güvenmemesi Türk insanını tüm dünyaya yeteneksiz, değersiz göstermesi kesinlikle kabul edilebilir bir durum değildir. Şunu unutmayın lütfen bu ülkenin gerçek sahipleri sizlersiniz-bizleriz. Hiçbir şey sizlerin-bizlerin onur, gurur ve şerefinden önemli değildir.

Sizlerin bu durumu reddedip sahada büyük bir ‘kurtuluş mücadelesi’ vereceğinizden hiçbir kuşkum yok. Hiçbiriniz sakın bugün kazandığınız (oda zaten bir elin parmaklarını geçmez) paralara aldanmayın.  Gözünüzü açıp kapayacaksınız çocuklarınız ve onların geleceği ile karşı karşıya kalacaksınız.

Az önce Fenerbahçe basketbol takımının kıymetli oyuncusu Şehmus Hazer’in maçı sonrası yapmış olduğu “OYNAMAYI ÖZLEMİŞİM” açıklamasını büyük bir üzüntü içerisinde okudum.

Değerli Türk sporcuları, oynama isteğinizi Mevlana’nın bir cümlesi ile anlatmaya çalışayım;

“Çölde susuz kalmış birinin canla başla su araması gibi” oynamayı istemelisiniz. Ve o uğurda savaşmalısınız.

Değerli Antrenör, Öğretmen, Yönetici Arkadaşlarım ve Okurlarımız,

Aklımın almadığı bir diğer çok önemli konuda, çemberin bu kadar daralıp, Türk oyuncu ve antrenörlerinin boğulmaya çalışıldığı ortamda ülkemizin yetiştirdiği, basketbol sporu ile var olmuş kıymetli antrenör ve sporcuların bu durumlara sessiz kalıp “suya sabuna karışmama” durumlarıdır.

Türk sporcusu, Türk antrenörlerine yapılan bu muameleden sessiz kalan herkes sorumludur. Ses çıkarmayarak bu yapılanlara dolaylı olarak destek vermektedirler. Bu günler mutlaka geçecek ileride sessiz kalanların konuşma hakkı olmayacaktır.

Türk gencine güvenmeyen, inanmayan ve gençlerimizin güvenini kıran her kim olursa olsun bizler için “yok hükmündedir”

Değerli Antrenör, Öğretmen, Yönetici Arkadaşlarım ve Okurlarımız,

Bu konuda sayfalarca yazabilirim. Ancak ben bu ülkenin yetiştirdiği bir öğretmen olarak Hidayet Türkoğlu ekibine bir ‘ev ödevi’ vererek yazımı bitirmek istiyorum.

Ödevim; Ali Granit’in yazmış olduğu ve rahmetli Yalçın Granit ağabeyimizin basketbol yaşam öyküsünü anlatan “ADANMAK” kitabını okumaları olacak. Onları bu kitaptan sınava tabi tutacağım.

Son sözü yine rahmetli Yalçın Granit ağabeyimize, büyüğümüze bırakmak istiyorum;

“24/3/Çarşamba 2010

Bu yaşta hala sıhhatim fena değil

Yürüyorum, yiyiyorum, uyuyorum, okuyorum

HALA TÜRK BASKETBOLUNA FAYDALI OLMAK İÇİN ÇIRPINIYORUM

Rahşan sıhhatı oldukça iyi Ali var Ayşe var

Kimseye borcum yok.**

Saygılarımla

Ali Granit Adanmak kitabı s:89*

                                               S:372**

Not: Türk basketbolunun acilen bir ‘ANAYASAYA’ ihtiyacı var Türkiye Cumhuriyeti Anayasası gibi. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası 4. Maddesi şunu söylüyor;

“Anayasanın ilk üç maddesi değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez.”

- Reklam-

16 YORUMLAR

  1. Naci hocam , tebrikler .. 19 Mayıs Gençlik ve Spor bayramının hemen öncesinde Türkiyedeki Türk basketbolcuların yaşadığı bu zalimce kararlar onları üzdüğü kadar , duyarlı olan her bir vatandaşın anlam vermekte zorlandığı bir karardır . Spor Bakanımız #drosmanaskınbak ne düşünüyor acaba ??

    • Bu güzel yazı için öncelikle yüreğinize ve cesaretinize sağlık. Türk basketbolunun uzun yıllardır iyi yönetilmesini açık. Ancak federasyonlar kulüplerin taleplerini dikkate almadan yönetemez. Bu işte en az federasyon kadar kulüpler de sorumlu. Öte yandan sahada her zaman bir türk yer alması zorunluluğu olumlu. Yerlilere para vermemeye çalışan kulüplerin, sezon içinde pek çok yabancı oyuncuya para verirken bu kadar ihtiyatlı hareket etmediği ortada. Bu iş çözülecekse tüm kulüpler ve antrenörlerin işbirliği ile çözülecek. Atıyorum Erman Kunter TBF baskani olsa bile, bu yapıda tek başına federasyonun bu sorunları çözmesi mümkün değil.

  2. Değerli Naci hocam şimdi disiplin kuruluna verirler hemen müthiş hukukçulardan kurulu bence gugukçular kurulu hiç bir somut delil olmadan basarlar cezayı.Yazına tamamen katılıyorum.Bu şartlarda altyapının da sonunu getiriyorlar.İşleri Basketbol değil benim görüşüm.

  3. Değerli Necip Ağabey,
    Hidayet bey zaten yabancı değil mi?!!
    Hem hayata hem de basketbola karşı oldukça yabancı hatta. O bulunduğu mevkiye gerek bilgi-birikim, gerekte karakter olarak hiç yakışmayan (maddi-manevi) birisi kendisi !!! Anlamak isteyen ince mesajları anladı zaten…

  4. Çok güzel yazmışsınız tebrikler. Haklısınız ama bize sadece basketbolda değil her kurumda yabancı başkan ve yöneticiler lazım ve Türk oyunculara da naçizane tavsiyem üçe beşe bakmadan gitsinler başka ülkelerde oynasınlar takımlar da 7 yabancıyı değiştire değiştire oynatıp dursunlar. Nasılsa betoncu ve iktidardan torpilli federasyon ve kulüpler için önemli olan sponsorluklar, reklam, tv vs geliri yani kısaca para gerisi boş…

  5. mevcut yapıda süre alan türk oyuncuların kalitesizliği bu kararı aldırmış olabilir mi? kalitesiz oyuncularımızla avrupa basketbolunda esamesi okunmayan milli takımlara maçlar kaybediyoruz. acaba onların oyuncuları kaç para kazanıyor bizim oyuncularımız kaç para kazanıyor? bunları da karşılaştırmanızı rica ediyorum. türk basketbolu türk oyuncuların insafına bırakılmamalı. hem bu karar süre alamayan oyuncuların yurtdışına çıkmasını da sağlayabilir. nba’de oynayan oyuncularımız bile garanti kontratlardan sonra yatıyor. alın furkan korkmaz bu sene takımsız kalmasına rağmen bile kendine takım bulmak yerine amerikada yatmayı seçti. konunun yabancı sınırlaması ile alakası olmadığını anladığımız anda basketbolumuz eski günlerine dönecektir.

  6. Ne güzel, yabancılar istediği kadar kalitesiz olsun, istediği kadar pahalı olsun yine de takımlar yabancılarla dolsun. turgay yorumcu diyor ki yabancı olsun isterse çamurdan olsun. Yabancı muhipleri ciyak ciyak doldurdu ortalığı. “Yabancıya kanımızı sütümüzü derimizi verelim” sektörü mübarekler. Birinin Samsun’a çıkıp basketbol milli kurtuluş savaşı başlatması gerekiyor.

  7. Iyi de Hidayet zaten yabanci ,kendisi Amerikan vatandasi!
    Nba kariyerinde ABD vatandasligi aldi.
    saka degil yani aslinda Amerikali Federayon baskanimiz var:)

  8. Hidoya laf soyleyenlerin hangisi hangi levelde nerde calosmis veya oynamis. Turk oyuncular transfer doneminde istedikleri paradan habriniz varmi acaba ? Efeste bir turk oyuncu seneye 40 milyon istedi bunu biliyormusuniz ? Emekli maasiyla gecinemeyen kisilikler burdan yorum yapsin senin muhtesem turk oyuncularinin agzina kasik sigmasin brawo naci dunyadan hbri olmayan ankaranin gururu naci :))))

    • Sen önce doğru düzgün Türkçe yazmayı öğren. Yağcılık yaptığın zatın ne başarıları var,Nba’de şampiyon mu oldu, mvp mi seçildi, istatistikleri neydi, doping olayı, çetnik selamı vermesi, gazetecilerin elinden zorla kamera alma girişimi,milli formayı giymek için para,prim istemesi, kanun kaçaklarıyla pozlar vermesi gibi karıştığı rezil skandalları da yazsana. Ve kimmiş 40 milyon tl isteyen onu niye yazmıyorsun ? Geçen biri de Göktuğ için 20 milyon tl istedi dedi sonra iş 20-25 arasına çıktı en son 30 civarıydı. Bir aya kalmaz rakam 100 milyona çıkar her halde! Ne hikmetse bir anda bu siteyi Türkçe özürlü senin gibi troller sardı!!!

  9. Turgay yazan şahsa,
    Ankara’nın gururu dediğiniz kişi gerçekten Ankara’da yabancı olmadan, hatta lise öğrencileri ile süper ligde yıllarca oynadı. Sadece 2 yabancı oyuncu ile çalıştığı takımı Koraç Kupası’na götürdü. Eleştirirken önce Naci hocanın Türk oyuncular ile geçmişte neler yaptığını öğrenin önce.

  10. bence türk oyuncularının yapması gereken şey milli takımdan toplu olarak aflarını istemeleri ancak bu şekilde maçlara çıkaracak oyuncu bulamadıkları zaman akılları başlarına gelebilir protesto böyle olur,

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Sosyal Medya

33,250TakipçilerTakip Et
37,541TakipçilerTakip Et
65,321AboneAbone Ol

popüler

zonguldak psikolog
zonguldak bireysel terapi
online terapi