Şehmus Hazer (1999) ve Furkan Haltalı (2002) üç sezon aradan sonra tekrardan aynı takımda buluşuyorlar. Şehmus Hazer ve Furkan Haltalı en son 2020-2021 sezonunda BSL’de Beşiktaş formasıyla mücadele etmişlerdi. 2024-2025 sezonunda ise Bahçeşehir Koleji‘nde birlikte forma giyecekler.
Şehmus Hazer, Furkan Haltalı ve Alperen Şengün (2002)’ün ortak özelliği üçünün de Banvit BK’nın altyapısından yetişmiş oyuncular olmalarıydı. Banvit BK kapandıktan sonra proje takımı olarak kurulan Beşiktaş’a 2020-2021 sezonunda transfer olmuşlardı. Üçü de 2020-2021 sezonu Basketbol Süper Ligi (BSL)’nde çok ciddi basketbol gelişimleri göstermişlerdi. Furkan, özellikle 2021-2022 sezonunda Beşiktaş forması ile gelişimini sürdürmeye devam etmişti. Üçü de takımlarında ciddi süreler ve sorumluluklar alarak basketbol gelişimlerini üst düzeyde gerçekleştirdiler. A Milli Takımımızda da yerlerini aldılar.
Alperen Şengün, Beşiktaş forması ile 2020-2021 sezonunda BSL’nin en değerli oyuncusu olurken, Şehmus ve Furkan da sezonun en önemli gelişim gösteren yerli oyuncuları olmuşlardı. Alperen Şengün, başta ülkemizdeki EuroLeague takımları olmak üzere, birçok takımdan ciddi transfer teklifleri almasına rağmen, sonradan anlaşılacağı gibi çok doğru bir tercih ile NBA’in yolunu tutmuştu.
Alperen Şengün, 2021 NBA Seçmeleri’nde 1. tur 16. sıradan Oklahoma City Thunder tarafından seçilmiş ve daha sonra Houston Rockets’a takas edilmişti. Houston Rockets’taki son sezonunda sakatlanmadan önce, bir Türk oyuncunun şu ana kadar NBA’de kırabileceği bütün rekorları kırmış ve maç başına aldığı 32:30 dakikada; 21,1 sayı- 9,3 ribaunt- 5,0 asist- 1,2 top çalma gibi çok üst düzey istatistikler yakalamıştı.
Alperen Şengün NBA’de adeta fırtına gibi eserken, 2020-2021 sezonunda Beşiktaş’taki takım arkadaşları Şehmus Hazer ve Furkan Haltalı ise basketbol kariyerleri adına pek de doğru olmayan takım tercihleri ile EuroLeague’de yerli oyunculara en az süre veren takımlarımıza transfer olarak, adeta kariyerleri adına boşa geçen yıllara imza attılar! Alperen Şengün basketbol adına kariyer basamaklarını adeta uçarcasına çıkarken, aynı düzeyde olmasa da basketbol kariyerlerinin çok iyi noktaya geleceğini ve A Milli Basketbol Takımımızın hem değişilmez oyuncuları hem de milli takımımızla önemli başarılar elde edeceklerini düşündüğümüz Şehmus Hazer ve Furkan Haltalı’nın basketbol kariyerleri beklenenin çok altında kaldı. Hatta Beşiktaş’taki basketbol seviyelerini bile mumla aratır duruma geldiler.
Maalesef hem basketbol kariyerlerini iyi planlayamamaları hem yakın çevrelerinin yanlış yönlendirmeleri hem de aracıların manipülasyonları sonucunda, birçok yetenekli genç oyuncumuzun basketbol gelişimleri sekteye uğruyor ve sonrasında da potansiyellerini gerçekleştiremeden basketbol kariyerleri sonlanıyor.
Ülke basketbolumuz adeta yerli oyuncuları öğüten bir çark gibi… Son yıllarda ülke basketbolumuzda üst düzeyde performans gösteren yeni yüzlere tanık olamıyoruz. Olanları da köreltmekte ve kariyerlerinin beklenilen düzeye ulaşamaması konusunda üstümüze de yok! Bu öğütücü sistemin içerisinde tabii ki basketbol kariyerlerini doğru planlayamayan ve basketbol gelişimleri yerine kısa sürede banka hesaplarının genişlemesini önceleyen oyuncuların da sorumluluğu var.
Ancak, asıl kabahatli olanlar: Ülke basketbolumuzu yönetenler, yönlendirenler ve paydaş olarak hepimiziz. Yerli oyuncularımızı koruyan, kariyer gelişimlerini en iyi şekilde sağlamalarında yol gösterici olan ve sistemin paydaşlarını bu yönde ikna etme kabiliyetine sahip bir ülke basketbolumuzun olması gerekiyor. Ancak, böyle bir bakış açısına sahip olanları ara ki bulasınız!
Ülke basketbolumuz adına önemli beklenti içerisinde olduğumuz yerli oyuncularımızın basketbol kariyerleri adına boşa geçen yıllar, aynı şekilde ülke basketbolumuz adına da boşa geçen yıllardır.
Umarım geçmiş yıllardaki gibi yeteneklerimizi köreltici değil, yeteneklerimizi parlatıcı ve geliştirici bir ülke basketbol yapısına kavuşuruz.
Her şey Türk basketbolu için. Her şey A Milli Takımlarımız için.
Tek gayesi bu çocuklardan daha çok dolar kazanmak olan menajerlerden neden tek kelime etmediniz?
Alpereni kazandık da ne oldu? Milli takıma katılmak yerine bodrumda youtuberlar ile karpuz yeme yarışı yapıyor. Hiç bir nba oyuncusunun umurunda değil ülke basketbolu. Giresundaki salona çivi çakmadı Alpi. Siz neden bahsediyorsunuz????
Giresun’daki salona çivi çakması gereken Alperen Şengün mü kardeş? İstersen şehirdeki kanalizasyon borularını da o döşesin! Millî Takım’a katılıp katılmaması da sadece onunla ilerleyen bir sürecin sonucu değil. Federasyon’daki hidayetli başkanın muhteşem iletişim ve yönetim becerilerinin yansıması.
Ülkedeki insanları, hangi alanda olursa olsun, aidiyet bilinciyle donatmazsan alacağın karşılık bu olur.
Bu konuda kimse egemen güveni geçemez camianın çocuğu olarak için karşıyakada kalıp kendi kendini bitirdi yanılmıyorsam NCAA de Kansas City onu istemiş gitmemişti
Belimizi bağladık banvitlilere ülke basketbolu bitti başka yerliler de var ülkede
Ağzınıza sağlık. Sürekli iyi niyetinizi koruyor bariz ve ısrarlı yanlışları da ifade ediyorsunuz.
Kendi kendimizi öğütüyoruz, gerçekten çok üzücü ve sinir bozucu. 20 senede birşey değişmez mi ??
Ne yani Furkana şehmuz aldılarda nba a mi gitmediler ne biçim mantık bu şehmus gerçekten çok harcandı ama geçte olsa uyandı ama Furkan öyle değil Beşiktaş’a Karşıyaka oynatabilecek takımlar o biraz gelişimini hızlandırılması şutu olsa herşey çok farklı olur
L
Türk basketbolu filan hikaye herkes cebini doldurma derdinde menejeri de oyuncusu da cukkaya bakıyor kendi kariyerleri ile ilgilenmeyen adamlar için ben neden dertleneyim ?
Artık takımlar yetenekli değil babası zengin olanı tercih ediyorlar basketbol sadece büyük şehirlerde var oda 4 şehir diğerleri para tuzağı
Kim bu yorum haberini yazmissa ve ona yapilan yorumlara bakınca soyleyecek cok lafım var . Ellerini ayaklarını tutuyorlarda bunlar koreldiler yok oldular gibi laflar ediliyor . Adamlar bir yerlerini sikip ust duzey olmak icin hic bir ilerleme yapamıyorsa kendilerini gelustiremiyors kimi sucluyorsunuz ki.
Türk basketbolunun draması yukarıda özetlenmiş, bir Türk oyuncu euroleague şansını denemeyecek!!! ama bir diğeri taa amerikaya gidecek ve biz onunla gururlanacağız!!! Öyle mi? onun gücü hırvat takımına yetmemiş ama ben toronto raptors’u yendi diye gururlanacağım… Ne başarı ama o milyon dolarlar almış antrenörü ülkesinde kasaba gidemiyor… Siz houston’un neresindensiniz acaba? Yine yeniden bitmeyen şark kafası, ameliyat çok iyi (alperen nebeaya gitti) ama hasta öldü (hırvat faciası) Kimse kusura bakmasın, yukarıdaki satırlar daha problemin ne olduğunun bile anlaşılamadığının bir göstergesi, Şehmus için Fenerbahçe yanıldı diyelim, diğer tüm euroleague ve eurocup takımlarıda mı yanılıp sonu bahçeşehir oldu? Temel sorunlardan biri belirtilmiş Sn.Alican Kazanalp tarafından: alperen milyon dolarlar kazandı da biz ne kazandık? Tarihimizde belki 25 yıl sonra uzuuuuun bir tatile çıktık, alperen nebea mvp’si olsa kaç yazar? Bize, basketbolumuza yararı ne? Anlatın da dinleyelim…
Karar vermek lazım! Öncelikle Avrupa’da söz sahibi olabilecek üst düzey oyuncu yetiştirebilen bir ülke mi olmak istiyoruz Yoksa Avrupada kupa kazanabilmek için maddi ve beşeri kaynaklarını hovardaca harcayan bir ülke olarak devam mı edeceğiz?…. Mevcut ekosistemde yetenekli Türk oyuncularımız kendi ülkelerinde mağdur duruma getirilenlerdirler. Türk oyuncularımız içinde çalışanı ve potansiyelli olanı var. Bir de fazla kasmadan ekosistem böyle diyerek ekosistemin ilahları tarafından desteklenerek malı götürenler var! Keşke bunları karıştırmadan eleştiri yapabiliyor olsak! Ancak tüm Türk oyuncular besin zincirinin en altında olduklarından günah keçisi konumuna en kolay konulanlardır. Ki kurulan tezgâh işlemeye devam etsin….
Bu konuda oyuncular kadar Euroleague onlara az süre veren Fenerbahçe ve Efes’in de kabahati var . O kulüpler hala daha yerli oyuncuları lig için kullanmaya devam ettiği sürece bir yere varamayız
NBA takımlarının diğer ülkelerden ve de Türkiye den oyuncu almasının nedeni NBA liginin tüm dünyada takip edilirliğini arttırmaktır. Kendi içimizde çıkardığımız oyuncuları oraya buraya göndermeye çalışmak yerine, kendi yetiştirdiğimiz çocukların ağırlıklı olduğu, gerçekten ihtiyaç duyulan pozisyonlarda sınırlı sayıda yabancı oyuncu takviyesiyle güçlü takımlar oluşturulmalı. Yerli oyuncu maliyeti sınırlanmalı, kulüplerin sürdürülebilir takımlar kurmasına imkan sağlanmalı. Süper ligde TBL de TB2L de bir kaç takım haricinde köklü takım yok. Koskoca şehirlerde kurulan takımın ömrü 3 yılı geçmiyor. Emek vermiş oyuncular alacaklarını alamıyor. Kulüpler borç batağından çıkamıyor. Davet usulü liglere takım almak çok gerçekci olmuyor. Süper ligde bile bir kaç takım haricinde kulüplerin maç gelirleri yok denecek kadar az. Seyirci olmayınca reklam veren şirketlerde uzaklaşıyor. Basketbol Belediyelerin itelemesi ile şehirlerde var olmaya çalışıyor lakin belediyelerin bütçeleri ortada. Belediye başkanı değişince her şey değişiyor kulüp kepenk kapatıyor. Dökme suyla değirmen dönmüyor. Vesselam köklü bir yapılanma gerekiyor.
Doymayan oyuncuya ihtiyacımız var. Çalışmaya, ilerlemeye, başarıya, kendini geliştirmeye, kişisel rekorlarını her maç geçmeye, kendiyle yarışmaya, rakibiyle yarışmaya, istatistik listelerinde üst sıralarda olmaya … doymayacak oyunculara ihtiyacımız var.
Ancak bizim anlayışımız “paraya doymayan” oyuncu üzerine kurulu. Çünkü oyuncu kazandıkça menajeri ve ailesi de kazanacaktır. Sistem böylece sürer gider. Sistemi düzenlemesi gerekenler ise, “maddi manevi” açıdan sistemi kuranlar veya sistemi kuranlarla yakın temas içindekiler olduğu sürece, konuşmak bile abesle iştigal.
OYUNCU ADAYINA NOT: Çok kazanıyorsan, bu senin iyi oyuncu olduğun anlamına gelmez. Ama iyi oyuncuysan eninde sonunda çok kazanacaksın. Seçim senin.