Uzun süre unutulmayacak bir gece oldu.
Fenerbahçe rakibinin sert defansına aynı sertlikle cevap verdi ve daha önceki yazılarımda belirttiğim gibi bir Fransız takımını yenebilmek için onların temposunu düşürmek gerekliliğini bu kez sahaya yansıttı.
Fenerbahçe Monaco yu koşturmadı.
Maçın hemen tamamında oyun disiplini içinde kalmayı başardı ve zor topları da sayıya çevirerek skora ortak oldu.
Başlarda gelen 8 top kaybı endişe verici olsa da yılmadı ve maçı kazanmak için tüm oyuncularıyla zorladı. Bütün oyuncular pozitif motivasyonlarını hiç kaybetmeden akıllı oyun anlayışından vazgeçmeyerek galibiyette ciddi pay sahibi oldu. Maçın sonlarında Wilbekin’in,Tarık’ın ve Calathes’in üçlükleri maçın kazanılmasında ne kadar etkili olduysa bence büyük ödül Papagiannis’e gitmeli.
Savunmada göstermiş olduğu çember altı etkinliği gerçekten takdire değerdi.
Bu arada Monaco maçın kazanılma toplarını hem normal sürede hem de uzatma sonunda son derece kötü kullanarak şansını yitirdi.
Basketbolda birçok maç ayrıntılarla kazanılır ya da kaybedilir. Takımını çok iyi yöneten, ancak bütün maç kötü yüzde ile oynayan Calathes hatırlanacağı üzere yaz döneminde gözden çıkarılmış ve alternatif oyun kurucunun sakatlanması üzerine yeniden takıma dahil edilmişti.
Ve sezon sonunda onun iki üç saylık isabet katkısıyla Final Four’a gitmek çok enteresan değil mi?
Bu arada kazanan koç Jasikevicius un rakibi Obradovic e göre çok daha büyük efor sarfettigini mac sonundaki kan ter icindeki halinden bir kez daha anlıyoruz; adeta kendisi oynamış gibiydi.
Fenerbahçe ‘yi kutluyor ve şampiyonluk bekliyoruz.
Not: Başka enteresan izlenim de maçın bitiş düdüğünden sonra oyuncular sevinirken ve seyirciyi selamlarken gösteri grubu ve seyirciler alkışlamaya devam ediyordu ve hiç kimse tribünden sahaya atlamadı. Ne tuhaf!!
Sevgi ve saygılar .
“Hiç kimse tribünden sahaya atlamadı. Ne tuhaftı.” Ee, medeniyet farkı.
Bizim takımdan da kimse galip geldikten sonra taraftarlara gırtlak kesme hareketi yapıp da milletin sahaya girmesine sebep olmadı, eee medeniyet farkı…Tabii senin gibi olaya tek taraflı bakanlar anlar mı orası ayrı.
Yani? Deplasmanda galip gelen rakip takımdan seviyesiz bir oyuncu gırtlak kesme hareketi yaparsa, orta parmak gösterirse veya arkasını dönüp şortunu indirirse sahaya girmek gerekir, öyle mi? Önce, yenilmiş olan kendi takımını tribüne çağırıp alkışlayıp teselli etmek; sonra, rakip takımı nezaketen de olsa kısa bir alkışla kutlayıp kibarlık göstermek; nihayetinde de, seviyesizliği yapan oyuncu için “Zavallısın XXX, zavallısın!” şeklinde (ve hatta “zavallısın” kelimesini rakip takımın lisanında söyleyerek) çok çok basit bir tezahüratla, maçı kaybetmiş olsak da taraftar olarak seviyesize kapak olacak bir tavır geliştirmek gibi bir kültür oluşturmayalım… Peki…
İstanbul’da yaşananlardan dolayı özür dilediği için Jasikevicius da benim gibi olaya tek taraflı bakanlardan olsa gerek.
FB tribün amigolarına değerli fikirlerinle bir seminer ver, anlarım ama …Saras da üstüne düşeni yaptı, sen ise en baştan gerçekten olayı tek taraflı alıyor ve cımbızlama yöntemiyle Batılı ülkeye haketmediği güzelleme yapıp bizim tarafı da aşağılamaya gayret ediyorsun Mert, Saras gibi “biz bu değiliz” demiyorsun. Doğruları başka doğrularla, yanlışları başka yanlışlarla yarıştırma. Maç izlemede FB seyircisine ders verecek başka ülke veya kulüp gösteremezsin. Çünkü bütün başkalarının defoları çok çok daha ağır. Tribün “ayağa kalktı” oraya kadar normal, bir kaç kişi girmeye yeltendi ve engellendi, temas dahi olmadı – FB güvenlik görevlilerine bravo, onlar da Trabzon’dakilere eğitim vermeli – bunu dallandırıp budaklandırma gayreti acaba Trabzon’daki organize vahşete mazeret veya denge unsuru mu yaratmak ? Bunu açıkça dile getiren ve başka konularda hiç paylaşımı olmayan diğer bazı “paylaşımcılar” peydahlanmıştı burada, umarıım onlar gibi düşünmüyorsundur. Hooliganizm FB cenahında iç dış rakiplere kıyasla minimal düzeyde. Basketbolda bu konuda şöhret sahipleri ülke içinde GS, Bursa, BJK, Trabzon, KSK … ülke dışında Sırp ve Yunan ülkeleridir.
Tek soru; Türkiye ‘de yakın dönemdeki basketbol maçında hangi sahada ve hangi seyirci Efesli oyunculara saldırdı ve tartaklandı? Bakalım cevap verecek mi!?!?!! Hamaset yapmayıp tek bir cevap verirse ben de sıkıntının nerden kaynaklandığını nokta atışı ile yazarım…Hem de kimseyi suçlayıp hedef göstermeden…
Bunu kabul etmek bu kadar mı zor?FENERBAHÇE DÜNYANIN EN BÜYÜK SPOR KULÜBÜDÜR
Turkiyedeki Fransızlar üzgün:)
Onu bunu bilmem .Pisligi yapan mike james di Son macta da agkayan mike james..
Mert yazan yazana…