Cuma, Kasım 22, 2024
spot_img

Hedef Gerçekten Altyapıdan Gelenlerle Oynamak Mı? (Naci Özonay)

- Reklam-

Begüm Hanım,

Öncelikle şu iki konuyu belirterek yazıma başlamak istiyorum. İlki sizin ve ‘nin iyi niyetli oluşundan hiçbir şüphem yok. İkincisi ise 37 ve 29 yaşında iki kız evladım ve bir de 3 yaşına basacak olan bir kız torunum olması nedeniyle, sizin bir kadın olarak Erkekler Basketbol Süper Liginde ‘kadın başkan’ olmanızdan dolayı çok mutlu olduğumu belirtmek isterim.

En son yazım olan ‘Adanmak’ yazısında bundan sonraki 2-3 yazımı rahmetli büyüğümüz olan Yalçın Granit ağabeyimiz için yazılan ‘Adanmak’ kitabından alacağım alıntılar üzerine yapacağımı belirtmiştim.

Ancak Sözcü Gazetesine vermiş olduğunuz mülakatı görünce bu yazıyı hızla kaleme alma ihtiyacı hissettim. Açıklamada “asıl amacınızın altyapıdan oyuncu yetiştirmek ve hayallerine kavuşturmak ve o çocuklarımızı A takıma çıkarıp Avrupa ve ‘de yer almalarını” istediğinizi söylüyorsunuz.

Devamında ise kulüpler düzeyinde benim de ülkemizin lokomotifi olarak gördüğüm ‘i kurumsal olarak örnek olarak aldığınızı ifade ediyorsunuz.

İnanın açıklamanızın bu giriş bölümlerini okuyunca kendi kendime röportajın devamında, ‘nin en önemli ve en başarılı eğitim kurumlarından biri olan Bahçeşehir Koleji son günlerde yaşanan 4+3=7 yabancı kuralı tartışmalarına son noktayı koyup, “maalesef son yıllarda iyi yetişmiş Türk basketbolcu sıkıntısı yaşadık. Bu sıkıntı bizim önderliğimizde 3-4 seneye kadar aşılacak olup, artık formalarımızı ülkemizin bağrından çıkan evlatlarımıza teslim edeceğiz” diyeceğinizi düşündüm.

Devamında ki 4+3= 7 yabancılı sistemle ilgili açıklamanızı okuyunca kendi kendime hangi Begüm Hanımı esas almalıyım diye düşündüm.

Begüm Hanım,

4+3=7 yabancı kuralı açıklamanıza sadece Türk oyuncularımız kızmaz. (Kızma kelimesini açıklamada olduğu için kullandım.) Samimi bir şekilde Türk basketbolunun geleceğini düşünen herkes bu açıklamanızı eleştirir.

Röportajınızda Türk oyuncularımızın ‘konfor alanlarından’ söz ediyorsunuz. Türk basketbolcularımızla ilgili konfor alanı söylemleri maalesef son dönemlerde giderek arttı. Açıkçası ben bu ‘KONFOR ALANI’ diyen insanların neyi kastettiğini anlamıyorum. Birilerinin bunu net olarak ifade etmesi, tanımlaması gerekir.

Açıklamanızın devamında ise maalesef Türk basketbolcularımızın genelini kapsayacak şekilde; bu 7 yabancılı sistemin “Türk basketbolcularımızın daha ‘mücadeleci ve disiplinli’ olmalarını sağlayacağını” söylüyorsunuz.

Size 2-3 soru sormak istiyorum;

Takımınıza ya da ülkemize gelen tüm yabancı sporcular mücadeleci mi?

Takımınıza ya da ülkemize gelen tüm yabancı sporcular o son günlerin moda olan deyimle ‘KONFOR ALANINI’ kullanmıyor mu?

Takımınıza ya da ülkemize gelen tüm yabancı sporcular disiplinli mi?

Begüm Hanım, eğer siz bu sorulara yürekten EVET diyorsanız o zaman hep birlikte takımlarda 7 değil 10 yabancı sporcu olmasını isteyelim.

Yapmış olduğunuz açıklamanın bütününe baktığımızda tezatlarla dolu olduğunu görmemek için insanın ya okuduğunu anlamaması gerekir ya da spordan-basketboldan bihaber olması gerekir.

Bir yandan altyapıdaki Türk basketbolcu evlatlarınız için müthiş hayaller kuruyorsunuz, iki paragraf aşağıda ise o altyapıdaki basketbolcu çocuklarımız için örnek olacak ağabeylerine ağır ithamlarda bulunuyorsunuz.

Şimdi o ellerinde büyük mücadeleler sonucu kazandıkları şampiyonluk kupası ile size gelen aslan gibi genç basketbolcu çocuklarınız sizin hangi açıklamanızı esas alsın istersiniz?

İnanın açıklamanızı 4-5 kez okudum. Açıklamanızın giriş kısmı ile son kısmı bağdaşmıyor. Kendi içimde acaba yanlış mı düşünüyorum-yorumluyorum endişesine kapılınca, çevremdeki tanıdıklarıma okuttum. Ve hiçbir yorumda bulunmadan basın açıklamanız hakkında ne düşündüklerini sordum?

Cevapları kopya gibi oldu; “herhalde bir yanlışlık olacak. Açıklama kendi içinde ciddi düzeyde çelişiyor dediler.”

Samimi olmam gerekirse benim kafam hala karışık. Bu ülkenin çok önemli bir eğitim kurumunda da liderlik yapan biri olarak sizin hedefiniz gerçekten altyapılardan gelecek olan sporcularla oynamak mı yoksa idealleri konuşup yine kolaya kaçmak mı? 

Begüm Hanım,

Hiçbir ülke yoktur ki tembeli olmasın, ‘konfor alanını’ sevmeyen olmasın, yattığı yerden para kazanmayı sevmiyor olmasın, mücadele yerine kaytararak kazanmayı sevmesin. Maalesef bu durum dünyadaki ülkelerin vatandaşlarının bir kısmında görülebilir. 

Son dönemlerde ise ülkemizin değerli Türk basketbolcuları üzerinde bu subliminal mesajların sıkça konuşulduğuna üzülerek şahit olduk.

Eğer Türk basketbolcularımız, hak ettiklerinden çok para istiyorlar diye bu yaftalamalar yapılıyorsa, çözümün bu olmadığını bilmenizi isterim. Başta Türkiye Basketbol Federasyonu olmak üzere tüm kulüpler başını iki elinin arasına alıp “biz buralara nasıl geldik?” Sorusunu sormalı.

Yıllardır altyapıların dibine kibrit suyu ekildi. Ben o zamanki adıyla 1. Deplasmanlı ligde görev yaparken kulüplerin yapmak zorunda olduğu bir kuralı anlatayım;

Her takımda altyapılarında oynamış ya da oynayan 2 oyuncuyu A Takım kadrosuna alma zorunluluğu vardı. (Bir dönem de A takım kadroları sadece 10 oyuncudan oluşuyordu. Yani takımın en az %20’si kulüplerin altyapılarında oynamış oyunculardan kurulmuş durumdaydı.) Bu rakamı sadece zorunlu 2 olarak aldığınızda bile bu Türk basketbolunun geleceği olan en az 32 genç oyuncu demekti.

Ben size bir iddiada bulunacağım. Eğer bu 7 yabancı kuralı Türkiye Basketbol Federasyonu Başkanı ‘nun sporcu olarak ortaya çıkmaya başladığı zamanlarda uygulansaydı, bugün hiçbirimiz sevgili Hidayet’i tanımıyor olacaktık.

Begüm Hanım,

Bahçeşehir Koleji’nin büyük bir heyecanla Türk basketbolu için bir şeyler yapma isteğinin farkındayız. Ve Bahçeşehir Koleji’nin altyapılardaki gayretini de büyük bir takdirle izliyoruz.

Ben kendi adıma, dün çıkan açıklamanızın sadece ilk bölümündeki; ‘altyapılardaki sporcularınızla’ ilgili hayalinizi hayata geçirmeniz için dua edeceğimi ve üzerime düşeni yapacağımı bilmenizi isterim.

Saygılarımla 

- Reklam-

8 YORUMLAR

  1. Ben size bir iddiada bulunacağım. Eğer bu 7 yabancı kuralı Türkiye Basketbol Federasyonu Başkanı Hidayet Türkoğlu’nun sporcu olarak ortaya çıkmaya başladığı zamanlarda uygulansaydı, bugün hiçbirimiz sevgili Hidayet’i tanımıyor olacaktık.

    Imza

  2. İyi niyetli bir yazı da olsa eksiklikleri olduğunu düşünüyorum. Konfor alanı kısmını ben size açıklayayım. 85 milyonluk ülkeyiz. Bunların ışığında son sezon Eurobasket’e bile katılamadık. Nedeni basit kendini beğenmiş yerli oyuncularımızın belki de Avrupa’da ilk 15 lig arasına bile giremeyecek takımdaki basketbolculara diş geçiremediğinden dolayı oldu. Siz analiz yapmayı seviyorsunuz evet ama 6 milyonluk Sırbistan ülke basketbolunda bu kadar gelişmiş ve Avrupa’nın en iyi liglerine oyuncu gönderiyor olurken biz neden Ömer Can İlyasoğlu dışında herhangi bir takıma yerli basketbolcu gönderemiyoruz? Giden ve mücadele eden basketbolcuların daha iyi performans verdiği bu kadar açıkken üstelik? Ben söyleyim saçma yerli kurallarının dayattığı balon fiyatlamalardan dolayı. Basketbolcular ne zaman 1 milyon daha fazla kazanıp 5-10 dk oynayım kafasını bırakıp, potansiyellerinin sonuna kadar gitmeyi tercih ederse o zaman bu tür tartışmalar son bulur. Bunuda alt yaş kategorilerdeki genç basketbolcuların azami çeyrek final-yarı final seviyelerinde olup, gitgide düşen A milli takım performansıyla gayet net gözlemleyebilirsiniz.

    • Obradoviç kafası Türk oyuncular çalışmıyor diyordu, oynatmamak için takla atıyordu, Ömer Yurtseven olayında anlaşıldı kendi manager i ile çalışsın istiyordu sürekli alanı kontrol etme maksadı var. En büyük sıkıntı altyapıdan oyuncu yetiştirmek kimse istemiyor masraflı görüyorlar belki de haklılar hele kısa oyuncu hiç yetiştiremiyorlar çünkü anteranör yok maaşlar yetersiz, çocuklar potansiyeller kaybolup gidiyorlar torpil ve manager baskısı had safhada her zorluğa rağmen oyuncu olursa palazlanıyor ve doğal olarak şımarıyor. Ömer Can İlyasoğlu manager takımında pişirilip pazarlanacak inşallah.

      • Sadece Obradovic değil Türk koçların da hepsi aynı kafada tabii kulüp yöneticileri de. Ömer Faruk olayında Fb haklıydı, ona 5 yıllık Nba çıkışı olan kontrat önerdiler ama Amerika’da okuyup,oynamayı isteyen 18 yaşında bir çocuğu nasıl tutabilirsin ki? Ki kendisi de Fb beni tutmayı çok istedi ben gitmek istedim demişti. Torpil ülkede her yeri sardı ,altyapı koçlarının çoğu geçim sıkıntısı çekiyor, gençler kendilerini geliştirmek yerine uzun süreli bol sıfırlı kontrat peşinde, aileler de çocuklarını para kaynağı olarak görüyorlar, kulüpler hemen başarı gelsin derdinde,koçlar da koltuk. Menajer olayı da artık anlatılmaz boyutta. Basketbolda baştan aşağı her yerde ciddi sorunlar var, nereyi tutsan elinde kalıyor ama başta federasyon kimsenin hiçbir şey umurunda değil…

        • Bundan 15 yıl önce bir dedikodu attılar ortaya işte futbol da süper ligde olan her takımın bir basketbol birde voleybol takımı kurma zorunluluğu olacak diye, bence derlenip toplanırsa proje bazında güzel bir organizasyon çıkabilir ortaya böylece hem daha fazla takım hemde daha fazla sporcu yetiştirme şansımız olur, illerinde bir basketbol ve voleybol takımının olması altyapı da oynayan çocukların iştahlanlarını da kabartır.

    • Safak bey varsa yoksa Türk oyuncular, Türk oyuncular. Malı götüren bi kamyon dolusu yabancı oyunculardan ne haber ? Bu yabancı çöplüğü ve bunları ülkemize kakalayan simsar tayfası, bunları Türklerin yerine oynatıp oynatıp duran koçlar sizin gibi yorumcuları acaba neden rahatsız etmez ? Bu asalaklara ödenen çuval dolusu paralar hangi ülkenin cebinden çıkıyor ? Böyle saçmasapan bir BSL ve TBL neden bu ülkede oynanıyor da yurtdışında bir yere taşınmıyor ? Ne ilgisi var bu çöplüğün bizimle ?

  3. Bahçeşehir altyapısı kıpırdanmalar olmakla beraber en büyük başarılarını 2007 jenerasyonundan Erenköy Işıktan gelen çocuklarda yakaladılar.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Sosyal Medya

33,250TakipçilerTakip Et
37,544TakipçilerTakip Et
65,321AboneAbone Ol

popüler

zonguldak psikolog
zonguldak bireysel terapi
online terapi