Değerli Antrenör, Öğretmen ve Yönetici Arkadaşlarım,
Öncelikle A Milli Basketbol Takımı teknik ekibine ve değerli oyuncularımıza göstermiş oldukları çaba için teşekkür etmek istiyorum. Çünkü hepsi elinden geleni fazlasıyla yapmaya çalışmıştır.
Bir sayı ile kazanılan İzlanda maçı sonrası ise sevgili Ergin Ataman‘ın oyunculara getireceği olumsuz yükü ortadan kaldırmak adına “kötü oyunun sorumlusu benim” diye açıklama yapmasını güzel bulduğum kadar düşündürücü bulmuş olduğumu da ifade etmek isterim.
Aslında ne oyuncular ne de teknik ekip basketbol milli takımının bu olumsuz durumdan, kötü oyunundan sorumlu değiller. Neden mi?
Nedeni gayet basit ve anlaşılır, sorun Basketbol Federasyonunun bir sistemi, planı- projesi olmaması ve liyakatli yapılanma eksikliği.
Değerli Antrenör, Öğretmen ve Yönetici Arkadaşlarım,
İzlanda maçı sonrası kara kara düşünürken almış olduğum haberler beni bir basketbolsever olarak karamsarlıktan uzaklaştırmış, fazlasıyla mutlu etmiştir.
Gençlik ve Spor Bakanımız sayın Dr. Osman Aşkın Bak ile Basketbol Federasyonu Başkanımız sayın Hidayet Türkoğlu, bakanımızın A milli takım kampı ziyareti sonrası ülke basketbol sorunlarını görüşmek üzere bir araya gelmişlerdir.
Ve bu görüşmede Türk basketbolunun çok daha iyi duruma gelebilmesi için aşağıdaki tarihi kararlar alınmıştır.
1-Hızlı bir şekilde uzman insanlarla Türk basketbolunun gelecek 5-10 yılının planlanmasına,
2-86 milyon nüfusumuz ve onlarca devlet büyüklüğünde olan toplam 20 milyon İlkokul, Ortaokul ve lise düzeyinde gencimizle hızla çalışmalara başlanmasına,
3-Bu okullarımızda görev yapan, Türkiye’nin en ücra köşelerinde bile örgütlü olarak bulunan 50 bine yakın Beden Eğitimi Öğretmenleriyle temasa geçilmesine,
4-Devlet ve özel okullarımıza ait yaklaşık 6.500 spor salonunda taramalara başlanmasına,
5-Basketbol Federasyonu, Gençlik ve Spor Bakanlığı, Milli eğitim Bakanlığı ve YÖK’le ortak çalışmalara başlanıp, ilgili tüm bakanlıklardan destek alınmasına,
5-Tüm yerel yönetimlerle temasa geçilmesine,
6-Yabancı oyuncu sayısının gözden geçirilip Türk oyuncularımızın korunmasını sağlayacak tedbirlerin alınmasına,
7-BSL’de en az 1 BGL oyuncusunun 12 kişilik kadroda yer almasına
8-Türk oyuncularımızın daha çok süre alacağı lig organizasyonlarına yer verilmesine,
9-Basketbol Federasyonu bünyesinde bilimsel bir AR-GE yapılanması kurulmasına,
Ve en önemlisi de liyakatin esas alınmasına…
Sevgili okurlar yukarıdaki maddeler tabii ki biz basketbolseverlerin olmasını istediğimiz idealler ve hayaller. Gerçek sanmayın… İroni… Federasyon keşke bu kararları alabilmiş olsaydı…
Değerli Basketbol Federasyon Başkanımız Sayın Hidayet Türkoğlu,
Bugün siz basketbol ile uğraşmamış ya da basketbol sporunun size kazandırdıklarından dolayı bir yerlere gelmemiş olsaydınız sadece Hidayet Türkoğlu olacaktınız.
Basketbol sporu ile uğraşıp bir yere gelen herkesin-hepimizin Türk basketboluna borcu vardır. Bu borcu öderken ülke basketbolunu ve ülkemiz evlatlarını-gelecek yılları ve nesilleri düşünmek zorundayız.
Bizler nasılsa bir yerlere geldik deyip benden sonrası ne olursa olsun diye hareket etmek asla kabul edilebilecek bir durum değildir. Önemle de ciddi düzeyde sorumlulukları olan Basketbol Federasyonu yöneticileri adına.
Sayın Türkoğlu, İzlanda karşılaşması sonrası Gençlik ve Spor Bakanımız ile sevinciniz ortaya ironik bir durum çıkarmıştır.
Bir yanda kazanılan maç sonrası “kötü oyunun sorumlusu benim” diyen sevgili Ergin Ataman, bir yanda da sevinçten kucaklaşan ‘çak yapan’ ülkenin en üst düzeyindeki spor yöneticileri.
Nüfusu 380.000 olan ve basketbolda dünyada ki sıralaması 48. olan İzlanda’ya karşı son saniye içinde ve son atışla kazanmış olduğumuz maça ağlayalım mı gülelim mi inanın bizler bilemedik. Kendi adıma bu karmaşadan dolayı savrulmalar yaşadığımı söylemek isterim.
Sayın Türkoğlu, sosyal medya hesabınızda sayın Cumhurbaşkanının sevincini paylaşmışsınız. Sayın Cumhurbaşkanının sporu ve basketbolu ne kadar sevdiğini Türk kamuoyu gayet iyi bilmektedir.
Ancak sayın Cumhurbaşkanının Türk basketbolunun ne halde olup olmadığını, gerçek başarımızın ne olup olmaması gerektiği konusunu bilip bilmediği ise tam bir muammadır.
Sayın Türkoğlu, siz göreve geldiğiniz 2016 yılında FIBA sıralamasındaki yerimiz dünya 8. İdi. Bugün itibariyle FIBA sıralamasındaki yerimiz dünya 24.
Uzun yıllar sonra FIBA tarafından ilk 20 olarak ilan edilen listenin de dışına düşmüş olduk.
Avrupa ülkeleri arasında ise 15. sıraya geriledik. Kısa bir süre önce Avrupa şampiyonaları 12 takımla oynandığını hatırlatsam sanırım hata yapmış olmam.
Ben şunu merak ediyorum, Cumhurbaşkanımızın Başdanışmanı ve Basketbol Federasyon Başkanı olarak sayın Cumhurbaşkanımıza bu kötü tablonun sorumlusu olarak kimi ya da kimleri gösteriyorsunuz? Sanırım ‘kral çıplak’ demenin zamanı geldi ve geç bile kalındı.
En önemlisi de, bu kötü tablodan sorumlu olan yetkililerin geceleri yastığa kafalarını rahat koyup koymadıklarını merak ettiğimi belirtmeden geçemeyeceğim.
Saygılarımla…
*Abdülhak Hamid’in “Galiptir Bu Yolda Mağlup” sözünden esinlenerek yazmış olduğum başlık.
Sn Özonay yazınızda belirttiğiniz alınmış olan kararlar tamamen göstermelik ve tepkileri yatıştırmak için yapılmış bir manevradan başka bir şey değildir. Zaten bu kararlar içerik olarak da fiiliyatta bir şey barındırmıyor… Demem o ki sözü edilen maddelerin hepsi eksiksiz olarak yapılsa ve taramalar sonucunda doğru seçimlerle potansiyel oyuncu havuzu oluşturulabilse bile bu potansiyellerin Avrupa ve Dünya ile rekabete girebilecek şekilde nasıl yetiştirilebilecekleri/geliştirilebilecekleri noktası tamamen bomboş! Zaten ikinci önemli sıkıntımız da bu noktadadır diye inanmaktayım! Kim geliştirecek?… Bu eylem planı tutulmuş köşebaşları ile ilgili hiç bir şey içermiyor! İfademi mazur görün ama tabiri caizse bu iş tam bir gaz alma operasyonu! Ve bu sorunlarımız şu anki mevcut federasyon döneminin öncesinden gelmektedir. Bu dönemde yalnızca daha da gelişip dallanıp budaklandı diye düşünmekteyim….
Maalesef o kadar doğruki yazdıklarınız. Hiç bir yerde liyakat olmadığı için doğru hedefler zamanında konulup alt yapıdan bir çalışma yapılamıyor.
Naci bey teşhisinize tamamen katılıyorum
Geçen ay u14 bölge şampiyonları oynandı yeni alttan gelen genç yetenekleri izlemeye gelen gözlemciler var mıydı ben söyleyeyim yok peki bu gençler buralara nasıl geliyor ailelerin fedakarlığı ile yani çocuk yetenekli parası yok ise bu turnuvalara katılması zor yakında anadolu basketbol turnuvası oynanacak katılan oyuncuları izlemeye ekip gelir mi hiç sanmıyorum bu çocuklar buraya gelmek için masrafı nasıl karşılıyor cepten kısaca başarılı çocukların basketbol yıllık masrafı ailelere elli bin TLve üzeri bu parayı verecek gücü olmayan çocuklar yetenekli olsa bile evde kalıyorlar federasyon alt yapıya yatırım yapacaksa turnuvaya katılan takımlara yatacak yer ve yemek temin etse gelemeyen tüm oyuncular gelir tecrübe kazanılır yani yetenek arıyorlar ise gözlerini İstanbuldan değilde tüm turkiyeye cevirmelerini tavsiye ederim milli takıma oyuncu bulamıyorum diye hayıflanan hocalarım kendi takımlarında kaç tane yerli oyuncuya şans veriyorlar da hayiflaniyorlar liglerde yerli oyuncuya şans verme sonra kameralara rol yap vay be super oynuyoruz geleceğimiz milli devşirmeler emanet et sonra paşalar gelmiyoruz deyince kına adamları onlar Türk değil o formanın anlamını bilmezler siz kendi evlatlarınızı harcayıp durun sonra şikayet edin milli takım başarısız diye sizleri alkışlıyorum