Büyük başarı göstererek ligi 6. sırada tamamlayan, play-off oynayan Manisa BŞB’nin genel menajeri Nihat Mala ile geride bıraktığımız sezonu konuştuk…
BSL‘ye geçtiğimiz sezon yükselen Manisa BBSK, bu sezon Avrupa kupalarındaki ilk sezonu geçirirken adını play-off’a da yazdırmayı başardı. Bunu Trabzonspor‘da da başarmıştınız. Sırrı ne?
Başarımızın bir sırra sahip olduğunu düşünmüyorum ancak başarı için saha içi ve saha dışı birçok faktörün bir araya gelmesi gerektiğini, bunun da büyük bir ekip çalışması ile desteklenmesi gerektiğini düşünüyorum. Maddi olarak benim çalıştığım takımlardan daha büyük imkanlara sahip olan takımlar yok mu, elbette var. Dün de oldu, bugün hala var ve yarın da olacak ancak görüldüğü üzere başarılı olmalarını garanti altına alacak bir şey yok.
Trabzonspor, göreve gelmemden önce de BSL’de mücadele etmişti ancak play-off deneyimi yaşamamıştı, Avrupa kupalarında boy göstermemişti. Ne mutlu ki benim dönemimde EuroChallenge finali oynamayı başardık, EuroLeague’in hemen ardından gelen EuroCup’ta mücadele etmeyi başardık. Yapabileceğimizin en iyisini yaptık. Şimdi de Manisa BBSK’yi play-off’a taşıyan, Avrupa kupalarında mücadele etmesini sağlayan bir ekibin başında bulunmaktan ötürü büyük mutluluk yaşıyorum. Tek hedefimiz Manisa BBSK’yi BSL’de play-off’un ve Avrupa kupalarının gediklileri halinde getirmek.
YÖNETİM DEĞİŞİKLİĞİNDEN SONRA DA İŞLER YÜRÜMEYE DEVAM ETTİ
Sezon içerisinde Mart ayında gerçekleşen yerel seçimlerde Manisa’da 15 yıllık aranın ardından bir değişiklik yaşandı. Bu değişiklik bir belediye takımı olarak sizi nasıl etkiledi?
Bir belediye kulübü olmanın sayısız avantajı olmasına rağmen böyle dönemlerde dezavantajları da olabiliyor. Seçimin ardından basketbol şubemizin kurulduğu günden bu yana desteklerini esirgemeyen Sayın Cengiz Ergün ve akabinde kulübümüzün yönetim kurulu görevden ayrılmak durumunda kaldı. Ancak Manisa Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Ferdi Zeyrek, yapmış olduğu açıklamalarda Manisa Büyükşehir Belediyesi’nin basketbola desteğinin artarak devam edeceğini deklare etmiştir. Açıkçası bu değişimden etkileneceğimizi düşünen taraftarlarımızın yüreğine su serpmiştir.
Seçimin ardından kulübümüzde oluşan Başkanımız Emre Hasgör yönetiminde oluşan yönetim kurulu da Manisa sporunda yıllarca yönetici olarak görev almış isimlerden oluşuyor. Göreve geldikleri ilk andan bu yana başta oyuncularımız olmak üzere kulübümüzün tüm paydaşlarının kafasında soru işareti oluşmaması, değişimden negatif anlamda etkilenmemesi adına ellerinden gelenin fazlasını yaptılar ve yapmaya devam ediyorlar. Sezonun en kritik döneminde takımımızın sezonu en iyi şekilde tamamlaması için göstermiş oldukları özveri için yönetim kurulumuza bir kez daha teşekkür etmek istiyorum…
KOÇ DEĞİŞİKLİĞİ
Hakan Demir’in İran Milli Takımı ile anlaşmaya varmasının ardından Manisa BBSK olarak 2023-2024 sezonu öncesinde Ahmet Kandemir ile anlaşmaya vardınız. Sezona oldukça iyi bir başlangıç yapmanıza rağmen belki de bu sezon en şaşkınlık veren hamlesine imza atarak Kandemir ile yolları ayırarak yeniden Hakan Demir’e takımı emanet ettiniz…
Hakan Demir’in İran Milli Takımı ile olan takvimi sezon öncesinde hatta sezonun ilk kısmında takımımızın başında olmasını engelliyordu. Bu da bizim gibi kadrosunu baştan kuracak bir takım için oldukça büyük bir risk teşkil ediyordu. Karşılıklı anlaşma sonucunda yollarımızı ayırma kararı aldık ve ardından yönetim kurulu ile gerçekleştirdiğimiz görüşmelerde takımımızı yine tecrübeli bir isme emanet etme kararı alarak başka adaylarımız da olmasına rağmen Ahmet Kandemir ile anlaşmaya vardık.
Ahmet hoca ile oldukça iyi bir takım kurduğumuzu ve sezona da oldukça iyi başladığımızı düşünüyorum ancak biliyorsunuz ki bazen o kimya tutmuyor. Ahmet Kandemir ile de Manisa BBSK’nin kimyasının tam olarak tutmadığını düşünüyorum. Yaşanan sakatlıkların da etkisiyle takımın ritim kaybettiği dönemde yönetimimiz bir kan değişikliği ihtiyacı olduğunu belirtti ve kulüp olarak böyle bir pozisyon almak durumunda kaldık. Kamuoyunda şaşırtıcı bir gelişme olarak nitelendirildi ancak bunun sebebi yönetimimizin işlerin daha da kötü gideceği olasılığına karşılık erken aksiyon almasıydı…
Ahmet Kandemir ile ayrılığın ardından yabancı antrenör adaylarımız da vardı ancak gerek kulüp yapısını bilmesi gerek ritim kaybetmiş oyuncu grupları üzerindeki etkisi gerek hızlı aksiyon almamıza olanak sağlıyor olması Hakan Demir’i doğal ve en uygun aday olarak ön plana çıkardı. Ayrıca Mart ayında gerçekleşecek yerel seçimleri de göz önünde bulundurmamız gerekiyordu. İlk karşılaşmasında da Pınar Karşıyaka deplasmanında oyuncular üzerinde yarattığı etkiyi de göstermiş oldu.
Sonuç olarak Ahmet Kandemir ile başlayıp Hakan Demir ile tamamladığımız sezonda, yola çıkmadan önce koymuş olduğumuz tüm hedefleri yerine getirmiş bir Manisa BBSK var ve bu başarılı tabloda iki antrenörün de payı var.
AVRUPA’DA HANGİ KUPA?
FIBA Europe Cup’a ön eleme turundan katılıyor olmasına rağmen Manisa BBSK, büyük bir iştah göstererek ön eleme turunun dahi ev sahipliğine talip oldu ve hiçbir Avrupa tecrübesi olmamasına rağmen oldukça iyi bir ev sahipliği gösterdi. Normal sezonu 6. sırada tamamlayarak FIBA Şampiyonlar Ligi potasına giren Manisa BBSK, bu iştahı yeni sezonda FIBA Şampiyonlar Ligi’nde de gösterecek mi?
Manisa BBSK olarak amacımız içerisinde bulunduğumuz tüm organizasyonlarda gerek saha içinde gerek saha dışında organizasyon anlamında elimizden gelenin en iyisini yapmak ve buralarda olmayı ne kadar hak ettiğimizi göstermek.
Belediyemizin sağlayabildiği tüm imkanlar, Federasyonumuzun desteği, Pınar Karşıyaka ve Trabzonspor’da yaşamış olduğum tecrübeler sebebiyle FIBA ile bulunan iyi ilişkilerimle birlikte ön eleme ev sahipliğini almayı başardık ve kulübümüzün tüm çalışanlarının büyük gayretleri ile sorunsuz bir şekilde bu ev sahipliğini tamamladık ki FIBA’dan organizasyon sonunda bir teşekkür mektubu aldık.
FIBA Europe Cup’ın ardından FIBA Şampiyonlar Ligi’nin kapısında bulunuyoruz. Manisa hem şehir olarak hem kulüp olarak bu seviyede yer almayı hak ediyor ve hak ettiğini de gösterdi. Umuyorum ki kulübümüzün tüm paydaşlarının destekleri ile birlikte hangi aşamadan olursa olsun önümüzdeki sezon FIBA Şampiyonlar Ligi’nde yer alacağız.
HUGHES VE DUVAL…
Sezon boyunca kadronuzda büyük değişiklikler yapmamanıza rağmen sezon boyunca yaptığınız iki transfer hamlesi hem gelişleri hem gidişleri ile oldukça dikkat çekti; Elijah Hughes ve Trevon Duval…
Elijah Hughes transferi, benim kariyerimde yaşamış olduğum en enterasan olaylardan bir tanesi. NBA’de ve G-League’de birçok maça çıkmış ve Avrupa’da şansını denemek isteyen, iyi bir kariyere sahip olacağını düşündüğümüz bir isim olarak kadromuza kattık. Hakikaten de çok yetenekli bir oyuncuydu ancak geldiği ilk günden itibaren jetlag’ı atlatamadı. Atlatamamasının sebebi ise geceleri uyumak yerine ABD’deki ailesiyle görüşmesiymiş. Henüz üç gün geçmeden bize gelerek ABD’de büyük bir ailesi olduğunu, bugüne kadar hep birlikte yaşadığını ve onlarsız yaşama alışamayacağını dolayısıyla kafasını basketbola veremeyeceği için ayrılmak istediğini söyledi. Ailesini de buraya getirmeyi teklif ettik ancak 8 kardeşi olduğundan ve onların da ailesiyle beraber birlikte yaşadıklarından habersizdik. Neyse ki Elijah Hughes’un ayrılığı sonrasında karşımıza James Anderson fırsatı çıktı…
John Roberson’ın uzun süreli sakatlığı sonrası Fatts Russell’ın da Beşiktaş deplasmanında sakatlanması sonrasında kısa süreli kontratla bir oyun kurucu ihtiyacımız doğdu. O dönem başantrenörümüz Ahmet Kandemir, Trevon Duval’ın ismini önümüze koydu. Kısa süreli bir kontratla gelmeye hazırdı ve kendini ispatlamak için bir çıkış arayışındaydı. Sonuçta lise kariyeri boyunca ABD’nin en önemli oyun kurucusu olacağı düşünülen bir isimden bahsediyoruz. Yanlış kariyer planlaması, devasa büyüklükteki beklentilerin kaldıramayacağı bir yük oluşturması ve yaşadığı basketbol dışı talihsizlikler kariyerinin bu noktaya evrilmesine sebep oldu. Oldukça düşük bir maliyete büyük potansiyel barındıran bir oyuncuya bir fırsat tanımak istedik. Fatts Russell sakatlıktan dönene kadar görevini yerine getirmiş oldu. Umarım potansiyeline yaklaştığı bir kariyere sahip olur…
4+3 YORUMU
2023-2024 sezonu TBF Lig Kurulu toplantısında alınan karar ile maç kadrosunda yer alabilecek yabancı oyuncu sayısı limiti 5’ten 4+3’e yükseltildi ve bu karar basketbol kamuoyunu neredeyse ikiye ayırdı. Bu değişiklik hakkında sizin görüşleriniz neler?
Ülkemizin özellikle son birkaç yıldır içerisinde bulunduğu ekonomik zorlukların, başta enflasyonla birlikte hayatımıza önemli ölçüde etki etmesiyle birlikte basketbol piyasaları da elbette bu durumdan etkilendi…
Piyasa kaynaklı olarak yerli basketbolcuların yıllık ücretlerinin 2-3 sezondur önemli bir sıçrama yapması kulüpler olarak hepimizin gündeminde olan bir konudur. Döviz fiyatlarının artması, yabancı basketbolculara ödenen ücretlerin artmasına sebep olmaktadır, bu doğrudur ancak yerli basketbolcuların kontratlarının da incelendiğinde yalnızca TL bazında değil döviz bazında da sanki bir enflasyona uğramışçasına arttığını gözlemiyoruz.
İçerisinde bulunduğumuz ekonomik şartlar yalnızca yerli basketbolcuları değil kulüpleri, sponsor olarak basketbolun paydaşlarını da etkileyen bir durumdur. Tüm kulüplerin, sponsorların pasaporta bakmaksızın döviz cinsinden baktığımızda aynı maaşları verdiği oyunculardan aynı performansı beklemeye hakkı vardır.
Ben bu kararı piyasanın dengelenmesi adına kulüplerin opsiyonlarının arttırılması olarak görüyorum. Nasıl dileyen kulüp maç kadrosuna 7 yabancı almakta özgürse dileyen kulüp geride bıraktığımız sezonlarda olduğu gibi yalnızca 5 yabancı ile karşılaşmaya çıkabilir. Ayrıca bu kararın da geçtiğimiz sezona kıyasla en az bir Türk oyuncunun sahada bulunmasını zorunlu hale getirdiğini hatırlatmak gerekiyor…
LİGİN KALİTESİ…
Geride bıraktığımız sezon boyunca birçok kulüpten ‘ligin kalitesinin bu sezon aşağıya çekildiğini’ ifade eden açıklamalar geldi. Manisa BBSK’nin tarihinde ilk kez play-off oynamış olduğu bir sezonda siz bu görüşe katılıyor musunuz?
Bu kadar değişkenlikler içeren bir sporda ve böyle bir spor piyasasında takımların istikrarlı yapılarını korumaları gerçekten çok zor. Türk Telekom’da Erdem Can, Anadolu Efes’e geçti diye Dusan Alimpijevic, Bursa’dan ayrılarak Beşiktaş Emlakjet’e geçiş yaptı diye elbette bu takımlarda belli değişiklikler yaşanacak ancak bu takımların küçüldüklerini veya ligin kalitesini aşağı çektiğini söyleyebilir miyiz? Tabii ki hayır. Beşiktaş, yeni yapılanması ile birlikte EuroCup’ta yarı final oynadı. Aliağa Petkim Spor istikrarlı yatırımının karşılığını alarak bu sezon play-off’ta yer aldı. Bursaspor, Serhan Kavut ile birlikte yine play-off yarışı verdi. Onvo Büyükçekmece ve Yukatel Merkezefendi Belediyesi ise her zaman bildiğimiz gibi mücadelelerini sürdürdüler…
Ligin kalitesinin düştüğünü düşünen isimler veya organizasyonlar, keşke böyle bir ortamda üst sıralarda yer alarak kalitelerini gösterme fırsatını kaçırmasaydı. Görüyorum ki iddia ettikleri durumu fırsata çevirmeyi başaramadılar.
Bu sezon Reeder Samsunspor’un içinde bulunduğu durum dışında ligin kalitesinin olumsuz anlamda etkilendiğini düşünmüyorum. Lige veda ettiklerini düşündükleri anda yabancı oyuncuları ile yollarını ayırmalarının ardından yayıncı kuruluş dahi Samsunspor karşılaşmalarını hafta sonunda yayınlamak istemedi. Türkiye Basketbol Federasyonu’nun da Reeder Samsunspor’un durumunu emsal alarak önümüzdeki sezonlarda bu tip durumların yaşanmaması adına önlemlerini almaları gerektiğini, yaşanması halinde ise sert bir yaptırım uygulaması gerektiğini düşünüyorum. Başta seyirciler olmak üzere bu ligin paydaşları çok daha fazla saygıyı hak ediyorlar.