Özellikle NCAA‘in oyunculara ciddi paralar vermeye başlamasıyla Türkiye‘den Amerika’ya giden genç oyuncu sayısı son yıllarda büyük artış gösterdi. Bu durumun birçok yetiştirici kulübün motivasyonunu olumsuz şekilde etkilediği de bir gerçek çünkü oyuncu istediği zaman NCAA’e veya Avrupa’da başka kulübe rahatlıkla gidebiliyor. Bu sezon Amerika yolunu tutanların arasında en dikkat çekici isim kuşkusuz Berke Büyüktuncel idi. Büyüktuncel’in diğerlerinden farkı kulübünde 20 dakika civarında süre alıyor olması ve kendisine çok iyi bir kontratın sunulmasıydı.
Sadece Türkiye değil, bütün dünya basketbolunu etkileyen NCAA konusuyla ilgili olarak TOFAŞ Genel Menajeri Tolga Öngören’le konuştuk. TOFAŞ altyapısına yıllık 13-14 milyon TL kaynak ayıran çok ciddi bir yetiştirici kulüp…
İşte Öngören’in konuyla ilgili görüşleri…
- Oyuncularımızın NCAA’e gitmeleri motivasyonumuzu değiştirmez. Biz gençleri Türk basketboluna kazandırmaya devam edeceğiz, yeni Büyüktunceller’i bulmaya çalışıyoruz ama bu TOFAŞ’ın özelinde bir durum. Oyuncuları ellerini kollarını sallayarak Amerika’ya gidenlerin motivasyonunun düşmesini de anlayabiliyorum. Tabii sadece NCAA değil, işin bir de Avrupa ayağı var. Oyuncunuz Avrupa’da başka bir kulübe gidebiliyor ve siz FIBA‘nın belirlediği 3 kuruşluk bonservis bedeli ile yetinmek durumundasınız.
- NCAA’e dönecek olursak… Artık NCAA profesyonel bir düzen… Yetiştirici koçlar da kalmadı. NCAA koçları artık sadece maç kazanarak pozisyonunu korumaya derdine düşmüş.
- Amerika’nın “Her şey benim olsun” bakışı ile NCAA’in artık sponsorları vasıtasıyla sporculara büyük paralar verebiliyor olması ile özellikle Avrupalı gençlere Amerika’da geniş bir cazibe alanı yaratıldı. Ailelere çok cazip teklifler yapılıyor ve bunları reddetmek kolay değil. 18 yaşındaki çocuğa hangi Avrupa kulübü yıllık 200 bin dolar verebilir?
- Bana soracak olursanız eğitim tarafı hikaye… Sporcular için çok basit bir test yapılıyor. Testi geçemezse oyuncuyu hazırlayıp kendi sınavına sokuyor. Tamamen danışıklı dövüş.
- Oyuncuların gireceği bölümler de belli… Derse gitmen lazım ama alınan dersler çok basit olabiliyor. Yani gelecek vaad eden genç basketbolcular için “hem çok iyi eğitim alsın, hem basketbol oynasın” tezi artık çok doğru değil… Yani doktor, mühendislik olamazlar, kolay bölümlerde okuyabilirler.
- Son 12 senede NCAA’e gidip draft olmuş bir oyuncumuz bile yok. Buna karşılık Avrupa’dan draft olan çok oyuncu var. UCLA’nın 6 uluslararası oyuncu olacak. Demek ki Avrupa altyapıları iyi iş yapıyor.
Avrupa’da o yaş grubunda bir oyuncu yılda 60-70 maç yapıyor, Berke gibi bazıları kendilerinden büyüklerle rekabete giriyor. Avrupa’da, Türkiye’de her maç savaş… NCAA’de ise maksimum maç sayısı 34…
- Artık kabul etmeliyiz ki gelinen noktada yetiştirdiğin oyuncu senin oyuncun değil ve kulüp olarak bunun önüne geçmen mümkün değil. Bizim açımızdan Berke basketbolun yüzü, gençler için de rol modeldi. Berke’ye birlikte onları da kaybediyoruz.
- Avrupa ne yapmalı? FIBA’nın NBA ve NCAA ile masaya oturup kulüplerin haklarını koruyan ortamı yaratması gerekir. Ayrıca Avrupa içindeki transfer sırasında da yetiştirici kulüpleri koruyan hükümler getirilmeli. NCAA dünya basketboluna değer ve saygı göstermeli, “clearance letter” almadan oyuncuyu transfer edememeli.
- Biz Berke’yi oynatmak için maç kaybetmeyi göze aldık. Berke’nin ayrılmasıyla A takım güç kaybetmez ama kulüpler projeyi kaybediyor. Bazı kulüpler demotive olup altyapıyı bırakabilir. BGL zorunluluğu olmasa kaç takım BGL takımı kurar?
İyi güzel de yeni mezun Abd’lilere veya sıradan yabancılara 200-300 bin dolar,euro verirken sorun yok değil mi? Ucla dediğin okul da sıradan bir yer değil,sıradan bölüm dahi olsa oranın diploması dünyanın her yerinde geçerli. Berke, gençler arasında farklı bir yetenekte oyuncu,her genç onun gibi değil ki Ncaa’ye gidebilsin. Berke ile kaybediyoruz dediğiniz gençlerin önü kapalı,vasat bile olsalar yabancılar her zaman önde,her kritik topu onlar kullanıyor her maç ortalama 30 dk ve üstü sahada kalıyorlar,sürekli parlatılıyorlar peki aynı şansları siz Türk koçlar olarak kaç Türk gencine ve oyuncusuna verdiniz,veriyorsunuz? Berke yetenekli diye 20 dk ortalama ile oynuyordu iyi de ya diğerleri ne olacak,hangi oyuncu yeteneği ne olursa olsun,oynamadan,hata yapmadan gelişebilir ki? En iyi koç ! denilen koçun bile yetişmesine ve gelişmesine katkıda olduğu bir tane Türk oyuncu yok. 5 yabancı kuralı var diye illa 5 yabancı transfer etmek zorunda mısınız? Menajer ve gençlerin ailelerinin olayları da ayrı bir sorun ama federasyon,kulüp yönetimleri ve koçlarda hata çok. Altyapılarda 2-3 kulüp harici tüm koçlar geçim sıkıntısı içinde. Siz önce bu sorunları çözün. Clearance letter olayı da günümüzde çok zor zira her şartta oyuncu korunuyor kulüpler 2. planda. Fıba,Nba,Ncaa avrupa’dan yetişen oyuncular için biraz daha yetiştirme ücreti veya bonservis bedeli vermeli orası doğru.
Tolga abi tarık biberovic i senelerdir türk yapmaya çalışıp birçok Türk gencinin önünü kapatarak adem bona yi devsirmeye çalışan bizler degilmiyiz şimdi Berke gitti diye NCAA ile oturup konuşalım çok cozum odaklı bir düşünce olmamış Berke doğru yapmıştır eğer Berke bir Luka doncic olacak ise kulüp Avrupa kupalarında 40 dk oynatıp topu ona emanet etseydiniz. Yol haritasını ona göre cizseydiniz. Berke doğru yapmıştır bizim ona destek olmamız ve bundan sonra ki berkelerin programmini doğru yapmalısınız.
Ligdeki yabancı sayısı 4’e düşürülmeli. Böylece her takım ilk beşte bir Türk oyuncu oynatmak zorunda olacak. Oyuncu yetiştirmek istiyorsak bunu yapmak zorundayız. Parkede her maç 30 dakika oynayan vasat yabancıları görmekten ben de bıktım.
Voleybolda yabancı sınırı toplam yabancıdan ziyade sahadaki yabancı sınırı ki bu çok daha mantıklı. Bu sayede sahada hep bir oyuncu var ve her oyuncu da sorumluluk alıyor. Berkeye zaman verdiniz sahada da top verdiniz mi acaba? Aynı süreyi önemli maçlarda da aldı mı? Form tutabilsin havaya girebilsin diye 3 şut kaçırda 4.yü atmaya izin verildi mi? Larkin 10 şut kaçırsa maç sonu topu verilir, her takımda da böyle bir amerikalı var ne yazık ki. Hangi Türk oyuncuya bu verildi bugüne kadar? Alperen belki tek örnek. Cedi dahi sorumluluk alamadan oynardı efeste.