Dünya Şampiyonası’nda Kanada heyecan verici takımlar arasındaydı. Her ne kadar finale çıkamasalar da ülke olarak tarihlerinin en iyi sonucunu elde eden Kanada kadrosunda Bahçeşehir Koleji‘nin transferi Philip Scrubb de vardı.
Manila’dan direkt Türkiye‘ye gelip kadroya katılan Philip Scrubb ile kısa bir söyleşi yaptık…
Asya’nın çılgın taraftarlarının önünde Dünya Kupası oynamak nasıl bir deneyimdi?
Basketbolu seven ve çok tutkulu taraftarların önünde oynamak her zaman eğlencelidir. Taraftarların sevdiği pek çok oyuncumuz vardı, bu da turnuvada bize yardımcı oldu.
Dünya üçüncülüğü sizi mutlu etti mi?
Açıkçası yaza altın madalya kazanmak umuduyla başladık. Bence yarı finaldeki kötü bir mağlubiyetin ardından toparlanıp son maçımızı kazandığımız için gurur duyabiliriz.
Kanada basketbolu son dönemde oyucu üretiminde lider ülkeler arasına girdi. Bunun sırrı nedir?
Bence bu Steve Nash, Cory Joseph ve Tristan Thompson gibi oyuncularla başlıyor. Bu adamların NBA‘e girip yüksek seviyede oynadıklarını görmek birçok oyuncuya da o seviyeye gelmeleri için ilham verdi. Şimdi de her geçen gün daha iyiye giden çok sayıda yetenekli oyuncumuz var.
Avrupa’da çok sayıda takımda oynamak nasıl bir duyguydu?
Farklı liglerde ve ülkelerde oynamak, farklılıkları görmek eğlenceliydi. Bu kadar çok yer değiştirmek zor ve farklı insanlarla ve onlara karşı oynayarak deneyim kazanmak da iyi oldu.
Türk basketbolu ve Bahçeşehir Koleji konusundaki izlenimleriniz…
Türkiye’de çok yetenekli oyuncular ve tepeden tırnağa harika takımlar var. Her maçın çekişmeli geçeceğini düşünüyorum. Burada oynayanlardan Bahçeşehir hakkında çok iyi şeyler duydum. Edindiğim bilgilere göre oyuncularına değer veriyor ve her zaman rekabetçi takımlar kuruyorlar. Takımın bir parçası olmak için sabırsızlanıyorum.