İki gün önce uzatmaya giden maç oynamışken böylesine kritik bir maçı bu kadar yüksek tempo ile oynamaya çalışmak ne kadar doğru bilemiyorum.
Değerli yorumcu arkadaşımız Ihsan Bayülken bir ara şöyle dedi: ‘Tempo yükseldikçe oyuncular doğal olarak sağlıklı düşünemiyorler.’
Bu görüşe katılıyor ve şu soruyu soruyorum :
Tempo yükseldikçe mı sağlıklı düşünemiyorlar, yoksa maçın stresinden olsa gerek sağlıklı düşünemedikleri için mi tempo yükseliyor?
Ya da yüksek tempolu maç oynamaya çalışırken işler ‘şans kader kısmet, size de çıkabilir’ anlayışı ile bu kadar kontrolsüz atışlar yapabiliyorlar.
Oyunun tamamını basketbol oyununu ve seyretmeyi seven seyircilerin büyük zevkle izlediklerini sanıyorum. Ancak işin heyecanı dışında oyunun kaliteli bölümü ikinci yarısı hatta son çeyreğiydi.
Galatasaray‘ın bugün uyguladığı en iyi strateji Erick Mc Collum un Göksenin’le baskılanması idi ve maçın büyük bölümünde etkili oldu. Bunun dışında koç Yakup Sekizkök Dee Bost ve Buğrahan’ın kolay kontrol dışına çıkabilmelerine rağmen onları iyi kullanırken, maçın sonunu değiştirebilecek Akwasi Yeboah’ın sinirlerine hakim olamayarak kendisini imha edeceğini hesaba katmamıştır.
Yeboah bu hareketi ile Galatasaray ı belki de ilk dört dışında bıraktı.
Karşıyaka peşini bırakmayan sakatlıklardan yine nasibini aldı ve oyunun büyük bölümünü üç yabancı oyuncusu ile oynadı. Kenan Sipahi bence sahanın yıldızı idi. Son iki sezonda ne kadar geliştiğini ve tecrübe kazandığını bir kez daha gösterdi. Onun iyi oyunu yanında Erick Mc Collum son periyotta gerçekten takımının en önemli sayı gücü olduğunu kanıtladı.
Karşıyaka da Furkan’ın, Mert in.,Ergi’nin ve Thomas Akyazılı’nın katkılarını da belirtmek isterim .
Karşıyaka’yı ve koç Ufuk Sarıca‘yı tebrik ediyor; üçüncü maçın herkes için seyir zevki ve basketbol kalitesinin yüksek olmasını diliyorum.
Sıradan kariyeri olan eski bir basketbolcuyu sırf federasyon başkanının spor okullarının direktörü diye torpille yorumcu yaptılar ne suya ne de sabuna dokunmuyor, nabza göre şerbet veriyor,4+3 kuralı için kimseyi kızdırmamak için ağzını açıp fikrini söyleyemiyor. Bir de koç diyorlar,ne koçluğu,nerede,kimi yetiştirmiş,ne yapmış bilen de yok…