Pazar, Haziran 29, 2025
spot_img

Yaşanan Olaylara Farklı Bir Bakış! (İlker Yıldız)

- Reklam-

2024-2025 THY Euroleague play-off 4. maçında temsilcimiz Anadolu Efes kendi sahasında (Yunanistan)’u 85-82 yenerek seride durumu 2-2’e getirdi. Dörtlü finale kalacak olan takım, 6 Mayıs’ta Yunanistan’da oynanacak son maça kaldı.

Serinin dördüncü maçında Anadolu Efes tribünlerinden gerek milli takım oyuncumuz ‘a gerekse de A Milli Erkek Basketbol Takımımızın başantrenörlüğü görevini de sürdüren Sayın ‘a karşı çok ciddi protestolar vardı. Hatta özellikle Ergin Ataman’a karşı edep sınırlarını aşan küfürlü ve aşırıya kaçan saygısızca tepkilere de üzülerek şahit olduk. Sakinliğini koruyamayan Ergin Ataman’ın da gereksiz bir şekilde tribünlere karşılık vermesiyle birlikte, ortaya hiç de hoş olmayan görüntüler çıktı.

Anadolu Efes taraftarlarına, kendi kulüplerinin altyapısından yetişip de üst düzeyde oynayan ve A Milli Takımımızın kaptanlığına kadar yükselen bir oyuncuya karşı ne olursa olsun bu denli tepkilerde bulunmak yakışmadı. Daha da kötüsü ise seversiniz ya da sevmezsiniz o ayrı bir şey ama daha birkaç yıl öncesinde kulüpsel anlamda tarihi başarılar yaşattığından dolayı adeta omuzlarda taşıdığınız bir Türk antrenöre bu denli vefasızlık da ne sporun ruhuna ne de taraftarlığın doğasına uygun değildi.

Ergin Ataman’ın antrenörlük yaklaşımında özellikle çok önemli olan maçlarda hep bir gerginlik üzerinden kendi oyuncularını ve taraftarlarını motive etmek olduğunu en iyi Anadolu Efes taraftarlarının bilmesi gerekiyordu. Bu seride Panathinaikos taraftarlarını ve oyuncularını motive ederken (bu tarz antrenörlük yaklaşımını doğru bulmadığımı da ifade etmek isterim), benzer motivasyon şeklini Anadolu Efes’in başındayken de yaptığını onlarca kez şahit olduk. Yunanistan’daki maçlarda Anadolu Efes başantrenörü Luca Banchi’ye karşı sarf ettiği sözleri doğru bulmadığımı da ifade etmek isterim. Yunanistan’daki maçta Türk taraftarlarımızın, Yunan taraftarlar tarafından uğradığı kötü davranışlar karşısında Ergin Ataman’ın tepki göstermesini beklediğimi de ayrıca ifade etmek isterim. Maalesef Ergin Ataman’dan böyle bir tepki gelmedi. İstanbul’da oynanacak maçlar öncesinde Anadolu Efes’in idari heyetinin (başta İsmail Şenol olmak üzere) ve kulüp yöneticilerinin seri boyunca herhangi bir tatsızlık yaşanmasının önüne geçilmesi adına önlemler almasının da gerekli olduğunu düşünüyorum. Demek oluyor ki, ortam bir hayli gergin hale gelmiş ve akl-ı selim şekilde davranacak hemen hemen kimse kalmamış!

Maalesef sporda yaşanmaması gereken ne varsa bu seride yaşandı, özellikle de dördüncü maçta… Vefasızlık, kulüp fetişizmi, holiganizm, kötü tezahüratlar, değerlerimize sahip çıkamama ve sporun ruhuna yabancılaşma… Yunan holiganların verdikleri tepkiler onların ne ölçüde taraftar olduklarını gösteriyorsa, yanlışa yanlış bir tutumla karşılıkvermek doğru bir yaklaşım olabilir mi?

Pekala, bir kulüp takımımızın maçında yaşanan bu tasvip edilmeyecek olayların meydana gelmesinin arka planında asıl ne olabilir? Tabii ki, ülke basketbolumuzu yöneten ve yönlendirenlerin basketbolumuzdaki öncelikler hiyerarşisini doğru belirlememelerinden kaynaklı olarak ortaya çıkan yabancılaşmadır.

Yıllardır yazılarımda ifade etmeye çalışıyorum, özellikle 2011 yılından sonra kulüp takımlarımızın yabancı oyuncu hegemonyası ile “ver parayı, al kupayı” anlayışı ile bu ülkenin değerlerini arka plana atarak A Milli Takımlar düzeyinde göz göre göre başarısızlığa göz yumulması ve kulüp takımlarının bencil ve popülist isteklerine boyun eğilmesi sonrasında ülke basketbolumuz hem erkekler hem de kızlar kategorisinde büyük bir gerileme yaşamaktadır. 26 Ekim 2016’da Basketbol Federasyonu Başkanı seçilen ve üç dönemdir görevine devam eden Sayın ilk göreve geldiğinde; A Milli Erkek Basketbol Takımımız FIBA Dünya sıralamasında 8. sıradaydı ve 28 Mart 2025 tarihinde açıklanan FIBA Dünya sıralamasında ise 27. sıraya kadar geriledi. Benzer gerileme A Milli Kadın Basketbol Takımımız için de geçerli. FIBA Dünya sıralamasında 7. sıradayken, 9 Şubat 2025 tarihinde açıklanan FIBA Dünya sıralamasında ise 17. sıra yer alıyoruz. Ayrıca A Milli Takımlar tarihinde son 30 yılın en başarısız dönemini yaşıyoruz ki, özellikle A Milli Erkek Basketbol Takımımız maalesef son 30 yılın en başarısız dönemini yaşarken başantrenörlük görevinde Sayın Ergin Ataman bulunmaktadır.

Kulüplerimizin özellikle 2011 yılından sonra Avrupa kupalarında elde ettiği başarıalrda yerli oyuncuların figüran kaldığını, yabancı oyuncuların ise hegemonya kurduklarını görüyoruz. Kulüp takımlarımızın erkekler kategorisinde Avrupa kupaları tarihinde elde ettiği 8 şampiyonluğun 6’sının, 20 finalin de 17’sinin 2011 yılından sonra kazanıldığını görüyoruz. Aynı dönem de ise A Milli Takımlarımızın hem dünya sıralamasında ciddi anlamda gerilediğini hem de FIBA organizasyonlarında başarısız sonuçlar aldıklarını üzülerek görüyoruz. Oysa hem kulüpsel başarılar hem de ülke basketbolumuzun başarısını aynı anda sağlayabilecek bir sistem kurulabilirdi. Ülke basketbolumuzu birleştirici unsurlar yerine, basketbolumuzu ayrıştırıcı kulüp fetişizminin körüklenmesine de neden olunmazdı. A Milli Takımlarımızın başarıları amaçlanarak, basketbolumuzda öncelikler hiyerarşisi belirlenmiş olsaydı; ne milli takım oyuncumuz Cedi Osman ne de milli takım antrenörümüz Ergin Ataman bu tepkiye maruz kalırdı. Ne de Ergin Ataman bu denli kendini kaybedecek kadar tribünlere tepki verirdi.

Hem kulüpsel anlamda Anadolu Efes hem de antrenörlük anlamında Ergin Ataman ülke basketbolumuza yabancılaşmayı yaşatmışlardır (benzer durum özellikle başta EL olmak üzere, Avrupa kupalarında ülkemizi temsil eden diğer kulüp takımlarımız için de geçerlidir). Ergin Ataman yönetiminde Anadolu Efes’in iki EuroLeague şampiyonluğundan ilki olan 2020-2021 sezonunda yerli oyuncularımızın takım içerisinde aldıkları süre ancak %10,40 iken, 2021-2022 sezonundaki şampiyonlukta ise sadece ve sadece %2,32’ydi. Anadolu Efes’e ve Ergin Ataman’a 2021-2022 EuroLeague şampiyonluğu, EL tarihinde yerli oyunculara en az süre vererek şampiyon olan takım ve antrenör olma rekorunu da kazandırmıştı! Yıllarca ülke basketbolumuzun lokomotifliğini yapmış olan bir kulübün ve kazandığı üst düzey kupalarla ön planda olan bir Türk antrenörlüğün birlikteliğinden bu sonucun çıkmaması gerektiğini düşünüyorum.

Maalesef ülke basketbolumuz her açıdan değer üretmekten uzak bir şekilde büyük ölçüde tüketici anlayışa bürünmüş durumda. Tüketim kültürünün ve anlayışının hakim olduğu basketbolumuzda kendimize ait hiçbir değer üret(e)memeye, olan değerlerimizin de canına okumaktan çekinmemeye başladık… Çünkü bu tüketim kültürü, her şeyi anlık yaşayan ve hiçbir değer ölçütü tanımayacak hale getirmiştir. Kulüp takımlarımızın yabancı oyuncu hegemonyası altında ve kendi ülke basketbolumuza yabancı kalarak elde ettiği başarıların hiçbir kalıcılığı ve değeri olmadığının en net göstergesinin, son yaşanan olaylardan da acı bir şekilde görebiliyoruz. Ergin Ataman’ın son Anadolu Efes döneminde (2017-2023) çok daha kalıcı işlere imza atılabildiğinden söz edemeyeceğimizi söylemek zorundayız. Eğer, bir dönem yerli oyuncu yetiştirerek ülke basketbolumuza değerler üreten ve ülke basketbolumuzun lokomotifliğini yapmış olan bir kulüp, bu özelliğini kaybetmeden de başarılar hedefleseydi ve bir dönemler altyapılarda görev almış bir antrenörümüz de ülke basketbolumuza değerler yetiştirmeyi bir sorumluluk olarak görerek her anlamda ülke basketbolumuza katkı sunmayı görev edinseydi, hem kulüpsel anlamda hem de antrenörlük anlamında ülke basketbolumuzda kalıcı işlere imza atılmış olunurdu diye düşünüyorum. Son yaşanan olaylar, ülke basketbolumuza değer üretmek yerine sadece kulüpsel başarıların hedeflendiği ve yabancılaşmanın yaşandığı bir anlayışın, aslında hiçbir kalıcılığı olmadığının, duygusal bir bağ kurulmadığının ve değer görmediğinin de göstergesi değil mi?

Değer üretemeyen, kendi değerlerine sahip çıkamayan ve düşünce anlamında da kendi değerlerine yabancılaşmış bir ülke basketbolumuzun, ne kendi içerisinde ne de dünya çapında değer görmesi mümkün değildir. Tüketici bir yapıda ve sürdürülebilirlikten uzak olan kulüpsel başarıların, ülkemizin öncelikleriyle uyuşmadığı da çok açıktır. Ülke basketbolumuzun, ülkemiz gerçeklerinden kopuk bir yapıda olmasının, ilerleyen süreçlerde basketbolumuzda başta kulüp fetişizmini arttırıcı bir ayrışma olmak üzere daha büyük sıkıntılar yaşanmasına sebep olacağını ön görmek de zor olmasa gerek… Oysa hangi spor branşı olursa olsun öncelik A Milli Takımlar düzeyinde başarı ilk öncelik olmalı ki, sporun bütünleştirici ve milli değerleri arttırıcı özelliğinden yararlanabilelim…

Her şey Türk basketbolu için. Her şey A Milli Takımlarımız için.

- Reklam-

42 YORUMLAR

  1. Efes Taraftarı çocukları ve aileriyle maça gelen elit insanlar bırakın Ergin hocayı yabancı bir takıma oyuncularına ve hocasına küfür edilmesi bu salonda.Bende maçtaydım ve bir sürü fenerbahçeli formalı insan vardı küfür edenlerde bu gruptu zaten ergin hoca mola alsana diye bağıran 40-50 kişilik üni fb tişörtü olan gruptu lütfen bizim maçlarımıza gelmeyin burayıda kirletmeyin.

    • Haklısınız, “mola alsana” diye bağırmak fenerli fanatiklere has bir tavır, doping yapsana, mola alsana bağırışları fenerli fanatiklerin zamanında Efes’in şampiyonluğuna gölge düşürmek için yaptıkları bir şeydi, Efesli taraftarın kendi kulüplerinin şampiyonluğuna gölge düşürücü şekilde bağırmasına imkan yok.

    • Masal anlatma, bir sürü çekim izledik kaçında Fb formalı bilmem neli vardı? İlla Fb’yi işin içine çekeceksiniz de yemezler. Ayrıca tribünler koro halinde küfür etmedi küfür eden taptığınız şeyhinizdi ve oğlu da Efes için çöp dedi o da mı Fb’li?

    • Adam oturmuş titiz, ciddi yazı yazmış, tahlili var, farklı boyuta geçmiş. Senin bu uzunlukta yazıyı bırak anlamayı, okumaya sabredecek kadar kapasitenin olmadığı besbelli. Basit bir kulüpçü trolsün. Bütün salonu inleten tezahüratı “40-50 Fener tişörtlü yaptı” diye bu siteye giren ve senin gibi apaçilerin “elit insanlar” dediği kesimin zekasını kendininkiyle bir mi sandın, ey akıl fukarası ?

    • Adam oturmuş titiz, ciddi yazı yazmış, tahlili var, farklı boyuta geçmiş. Senin bu uzunlukta yazıyı bırak anlamayı, tümünü okumaya sabredecek kadar kapasitenin olmadığı besbelli. Bambaşka alemdesin. Yıllardır gruplar halinde tribüne gelen GS, BJK, TS tayfaları temizdi de FB ‘lier kirletti öyle mi? Sen de o güya “temizlerden” birisin, basit bir kulüpçü trol olduğunu gizleyemiyorsun. Bütün salonu inleten tezahüratı “40-50 Fener tişörtlü yaptı” diyen sen, bu siteye giren ve senin gibilerinin “elit insanlar” dediği kesimin zekasıyla alay etmeye kalkışmışsın ama acemi bir algı operatörü olduğunu ele veriyorsun.

    • Parayı basan istediği maça gelir. Sen git gs maçlarını seyret.Hakaret olmadığı sürecede istediği protestoyuda yapar. F. B efes bu ülkenin gruru. Ama ergin milli takım hocası olmasına rağmen tarafsızlığını koruyamadığı için, fb milli takıma oyuncu vermiyor.

    • Bir spor sever olarak size katılıyorum ve onaylıyorum.Yillarca Anadolu Efes maçlarına iştirak etmekteyim .Bırakın küfür kötü söz bile duyamassiniz.Lutfen burayı kirletmeyin.Bu kötü sözleri sarf edenleri salonumuza almayalım.Hep birlikte.

  2. Efesin taraftar kitlesinin de iyice kalitesi düştü, eskiden elit bir kitle varken artık Fener taraftarına benzemeye başladı, iyice varoş küfürbaz, kıro ve barzo bir kitle haline geldi maalesef.

      • Nickin anlamını iyi öğren sonra yorum yap, seversin sevmezsin ayrı kirvelik Anadolu’nun yüzlerce yıllık geleneği, varoş,kıro gibi sıfatlarla da alakası yok. O sıfatların varlığı da insanlarını kasten eğitmeyen,ezen, sömüren sistemi kurup yaşatanlar yüzünden. Ülkemizin gerçekleri ve kültürüne yabancılaşmanın kimseye faydası yok, modern ve çağdaş olacağız diye kirvelik gibi bir değeri küçük göremezsin,edebini bil…

    • Asıl sen ve senin gibilere o sıfatlar yakışır , Fenerbahçe’nin hangi basketbol maçında küfür duydun, rakip koça tükürüp de ayran mı dediler, rakip oyuncunun gözüne para mı attılar, sahaya su mu fırlattılar, olmayan aklınla saçma sapan yorum yapma, yazdığın sıfatlarını iyice ortaya çıkarma, daha da komik olma !

  3. Yıllardır basketbolu yöneten tüm ekibin suçu mevcut durum. Ergin Ataman bu olaylardan beslenen bir kişi. Yazıda belirttiğiniz üzere, yabancı oyuncuları olmasa Beşiktaş, Galatasaray ve Efes’te elde ettiği şampiyonlukları kesinlikle alamayacak, basketbolumuza hiçbir yerli oyuncu kazandıramamış bir antrenör.

  4. Güzel bir yazı değer yargılarımız kalmadı Burada olayı FB GS çekişmesine indirgemek yanlış olur. İnsanlar bu kısır çekişmeden(çoğu zaman tiyatrodan dram olanından) neden zevk alır anlamam, zaten futboldaki gibi rol alanlar hepsi yabancı. Efes kırk yılda bir Erkan ile Doğuşu soktu keyf aldık yoksa Türk takımı mı belli değil Maalesef globalizim ve onun kuralları var Türk milli takımında zorla oynayan Larkin mi yoksa çağrılmayam Ömer mi bence Ömer.

  5. Fb’lidir onlar tabi ki. Oyle fb’lidir ki efes formasi giyer gene kufrederler. İsleri bu zira. Yaziniz da tamamen yabanci oynatan obra ve jasi gibi tiplere tek bir söz yok. Ulke basketboluna yabancilasan fb’ye tek bir söz yok. Bu kadar da korkmayin iki cift laf etmekten mezkûr kulube. Bunlar yabanciysa sayet ve bu ulkenin degerlerini gormezden geliyorlarsa bu kulübün yoneticileri o zaman neden getirir bunları, bunu da sorgulamak gerekli. Kulüp ticareti sadece bu ulkenin problemi degil bu organizasyonun genel profilinin sonucu. Böyle bir ligdeki bir kulübün hocasindan ayni anda hem basari hem de oyuncu yetistirmesini bekleyemezsiniz. Altyapı koçu degil bu. Gelisim ise konu elinde kac oyuncunun gelistigini iyi bilirsiniz.

    • Ne kadar ezik ve kıskançlık içinde olduğun yazından belli. Takımın futboldan başka spor alanında olmadığı için hasetlenmende normal. Ama hasetleneceğine kulübünü eleştir. FB nin hocası yılın antrenörü seçildi, sen işine bak.

      • Başka işleri olmaz bunların, yazar yukarıda tahlil yapmış, ona kafa yoracağına Fener’e kin kusmaya gelmiş buraya. “Basketbolsever” bilmemne süslü rumuz kullanan-kullanmayan böylelerinin işi Fener’le uğraşmaktır, çünkü Fener ülke basketbolunun kadın-erkek lokomotifidir. Gerisi hepsi tahta vagon. Bunların kimisi yerini bilir karınca kararınca çalışır, onların kimileri zevkli marangozluk. Futbol kulüplerinin iliştirilmiş basketbol şubesi olanlar ise odunluk. Bu gerçek de bu odunlukların içindeki böylelerini kudurtuyor. Fener bırak Türkiye’yi, Avrupa’da başka kimsenin ulaşamayacağı kadın erkek birarada F4 takımı ünvanına sahip, her iki alanda da bu kupayı alabilecek tek bir başka kulüp yok 50 ülke 600 milyon nüfus içinde. Avrupa’da saygınlığı en üst düzeyde, içerde ise rakibi yok. Efes kadın takımı da olamaz, ÇBK erkek takımı da, yani ikisi de yarım rakip. Başka takım zaten yok. Fener’i çıkar, Türkiye’de basketbol mu kalır ? Branş hentbolun bile gerisine gider.

    • Kimin ne yaptığını nereden biliyorsun yoksa sen mi şeyhin gibi ortalık karışsın diye Efes formasıyla şeyhine küfür ettin? Fb taraftarlarının Efes forması giyip küfür etmeleri bir olasılıksa gs taraftarının da aynı şeyi yapma olasılığı da vardır öyle değil mi? Ki kimse ona koro halinde küfür de etmedi küfür eden kendisi. Ülke basketboluna Fb yabancılaştı da diğerleri ne yaptı hele bir zamanların Türk oyuncu yetiştirme fabrikası Efes.Ya gerginin görev yaptığı zamanlardaki aşırı harcamaları sayesinde yıllarca fiba’da en çok dosyası olan, amatör branşları yük görüp küçülmeyi hatta kapatmayı düşünen, şampiyonlar liginde 5. senede şampiyon olmayı istemek gibi muazzam vizyonu ! olan gs ve bjk? Obra vs Türk oyuncu oynatmadı doğru da ya geçmişinde altyapı koçluğu da olan gergin ne yaptı, kaç Türk oyuncuyu eurolig’de kaç dakika oynattı ? Efes’in iki F4’ünde kaç Türk oyuncu oynadı? Efes onun döneminde en az yerli oyuncu oynatan ve süre veren kulüp değil miydi? Obra altyapı koçu değil ama kaç Sırp oyuncu geliştirdi, yıldız oyuncu yaptı gergin kaç? Efes’te Türk oyuncuları basın önünde ağır şekilde eleştiren ve sonra kadro dışı bırakan kimdi? Bir önceki dönemde milli takım koçuyken yabancı sayısını ve devşirme oyuncuları eleştirip sonra Efes koçu olunca anında dönüş yapan kimdi? Milli takımın en başarısız dönemlerinde kim koçluk yaptı hala yapıyor ve buna karşı milyonlarca euro alıyor ve hala görevde? Ha bu arada genç oyuncuyu tokatlayan kimdi?

      • Utanmaz Sırpseviciye… Kaç zamandır ATAMAN VE TÜRK OYUNCU algısını yazayim diyordum eh ihale sana kaldı dostum kusura bakma!!! Bu arada yazdıklarıma itirazı olan mutlaka belirtsin ki bende -kibarca yazalım- kendisinin gözüne istatikleri sokayım!!! BUYRUN EFENDİM: Alt yapılardan beri Hidayet Türkoğlu’nu tanıyan Ataman, 1999’da takımın başına geçtikten sonra o dönem 21 yaşında olan Hidayet’in sürelerini 36 dakikaya kadar çıkarttı.ŞAKA ŞAKA!!!Bu kadar eskilere gidersek şoka girersiniz 🙂 Seneeeeeeeee geçen sene değil 🙂 2014-16 arasında İçimizdeki Papua Yeni Ginelilerin sevgilisi Viç’lerden İvkoviç Efes’de , gözümüzün çiçeği Cedi’yi zar zor 20 dk ortalama ile oynatırken Milli takım Koç’u Ataman, milli takımı Cedi üzerine inşa edip bazen sakat olmasına rağmen her maç 30 dk oyunda tuttu zaten ordaki (NBA menşeili Almanya-İtalya galibiyetleri Cedi’ye NBA yolunu açtı) Gs dönemi ; Cenk Akyol’u parlatıp Efes’e geri yolladı,Sinan Güler’i milli takımın ve Gs’nin yıldızı yaptı(Fb’ye gidip havlu sallayana kadar) Furkan Aldemir’i İYİ OKUYUN BEBELER, NBA ‘e yolladı.(Bence en büyük başarısı 🙂 ) Efes’in efsane dönemi; şutu yok denilen Doğuş’u yüzde 40 üçlükle oynattı hatta maçların son topunu kullandırdı, Sertaç’ı 1 milyon euro’luk oyuncu yaparak Real’e panzehir olarak Barca’ya gönderdi, Buğrahan (TBL’de şampiyonluk maçı kazandırıp Eurolig’de kaybolan) , Y.Saybir(ona bile ligde 20 dk veriyordu) hatta Metecan…(Fb’de oynadığı dakikalar neredeyse aynı) gibi oyuncuları da milli takım oyuncusu yaptı… Bu arada kariyerlerinde EN ÇOK DEĞER kazanan ve market değeri tavana vuran yabancılardan bahsetmiyorum bile… Üstüne bu dönemler(T.C’de çalıştığı) 4 Avrupa Kupası ve Ataman kazanmasın diye iptal edilip oynanmayan ve aslında cepte olan Eurolig kupası KAZANIRKEN YAPTI BUNLARI..Haaaaaaaaaaaa!!! yeter mi tabi ki yetmez ama bu kadar başarılı bir dönemde başka bu kadar oyucu çıkaran koç varsa buyurun yazın… YOKSA SADECE BU SAYFALARDA HEP HATIRLANACAK YUKARIDAKİ VE AŞAĞIDAKİ SATIRLAR OLACAK!!! BUYRUN AŞAĞI: Neredeyse 10 yıl geçti… Ayberkler,İzzetler,İlkaylar,Oğuzlar,Semihler,Ömerler,Kupa koleksiyoncusu Barış Hersekler,Berkaylar, Düverioğulları, Tellioğulları, Seferoğulları veee en son Samet Geyikler… Hepsini yediler bitirdiler ama sonunda Ergin Ataman’ın bir Euroleague yıldızı yaptığı Sertaç’a teslim oldular… İnşallah onu yemezler… Eh Ataman’a bir teşekkürü çok görmezsiniz artık… YAZMIŞTIM SERTAÇ’ın transferi sonrası…

  6. Eşek eşekle tepişir. İstediğin kadar başarılı ol. Önce adam olup saygıyı hak etmelisin. Sakat diye adamın yerine %95 serbest astis yüzdesi olan adama atış yaptır. Tüm taraftara ağız dolusu küfür et..

  7. Sorunlar güzel ama çözüm sunulmamis Ustadim. Türkiye basketbol Ligi’nde yabanci kuralı değişmeli mi? Alt yapıdan gelen oyuncu sayısı arttırılmalı mi vb. )Tabiki bunların eksileri ve artıları da var. )Çözüm önerileri de olsaydı, çok daha doyurucu bir makale olurdu diye düşünüyorum.

  8. Yaşanan olaylara farklı bakmak istemişsiniz ancak günlerdir herkes aynı noktada. Kimse Banchi’nin taktik üstünlüğünü konuşmuyor. Belki Ataman’ı sinirlendiren asıl faktör budur. Sadece dördüncü maç değil, eldeki kadroyu çok iyi yönetti Banchi. Sayın Efe Aydan gibi federasyon başkan adayı bir üstadın “PAO’nun koçu Türk, parkede iki Türk oyuncusu var” gibi hiçbir soruna çare olmayacak türden popülist açıklamaları yerine Banchi’nin Smits’i hem hücumda hem savunmada kullanma şeklini konuşmuyoruz. Doğuş ve Erkan’ın yansıttığı hustle mesela… Eksikleri de var bence. İlki Sloukas’a hücum etmemesi, diğeri de Poirier’e üçgende top indirememesi (Özellikle rakip çift dörtle oynarken)… Ataman neticede favori ve rakip takımın antrenörü. Ona yapılan tezahüratı gereksiz yere uzatıp durmak yerine altıncı sıradan girip iki maç kazanan koçu incelemek, farklı bakmak olacaktır.

    • Üstad, güzel yorum yazmışsın tebrikler. Efe abimiz iki Türk oyuncu diyor ama onların Türkiye’den değil de Nba’den oraya gittiklerini niyeyse söylemiyor. Pana koçu çıkar uğruna Efes koçunu sindirmek ve hata yapması için yine klasik akıl oyunlarına ! başvurdu, ortalık karıştırıp,
      kaos yaratmak istedi ama Banchi yemedi ve sonuç ortada. Şu an stres pana koçunun üstünde. Doğuş ve Erkan’ın oynatılmasını ve onların iyi performans göstermelerini beklemiyordu. Evet Banchi bazı hataları yaptı, sonuçta bu seviyelerde süresi pek yok,tecrübesi kısıtlı ama 5. maçta daha da iyi koçluk yapacağını düşünüyorum.

  9. Sayın Yıldız konuyu kulüpçülüğün abartılışına taşıdığınız için teşekkürler. Hüseyin Çiçek ve Uluğ’a da. Ben de onlar gibi farklı bir bakışla tartışmak istiyordum ama trol bombardımanından kafamızı kaldıramıyoruz, yokmuşlar gibi yapmak da elde değil. Neyse…
    Dün gece kadın voleybolunda sezonun en iyi takımı F4’da çaresizleri oynadı. 15 yıldan beri kah yenen kah yenilen Türk takımları şampiyonlar ligi F4’da böylesine rezil ve telef olmamışlardı. İtalyan takımları Türk takımlarının tamamının tozunu attılar bu yıl her üç kupada. Kadın voleybolu kesinlikle erkek voleybolumuzun gerisine düştü. 2023 yılında zirve yapan “halkın sevgilisi” Türk kadın voleybolu iki yıldır adeta serbest düşüşte. Orada da sizin bahsettiğiniz kulüpçülük davasının milli takımın önüne geçme musibeti ilk kez geçen yıl yaşandı, futbolda entrikacılığıyla ün yapmış bir kulüp başkanı ağırlığını kullanıp kendi yetersiz oyuncusunu başkasının yerine son günde olimpiyat kadrosuna aldırmıştı. Yozlaşma oraya da sıçradı. Biz İtalya ile İtalyan takımlarının yaptığı gibi bol yabancılı takımlar kurarak mücadele etmeye çalıştık, bir süre başarılı da olduk ama artık tıkanmanın da ötesinde iflas ettik ve en son olarak 2025’de rezil olduk. Kadın voleybolunda aşırı tantana yapılıyor, reklamı-magazini bilmemnesi, meselâ sahaya makyajsız çıkanlar iyice azaldı – onlar da çoğunlukla yabancılarımız – bu durumlar oyunculara ve performanslarına zarar veriyor. O branşta Türkiye dünya piyasasının odaklarından biri olmaktan çıkarılmalı. Takımlara Rusya’da olduğu gibi 2 yabancı yeter. Fazlası zarar. Takımlarda eski inat ve hırs yok. Alt ligde yabancı ise kesinlikle yasaklanmalı. Oyuncular ve kulüpler ciddiyetle mücadele etmeli, başka şeylere odaklanmamalı. Transferde parayı bastırınca işin çözüleceğine inanan ultraliberal fanatizmden kurtulmak gerekiyor. Bakın erkek voleybolu 2 adım ileri 1 adım geri yıldan yıla ilerliyor. Orada medyanın ilgisizliği aslında avantaj, kendi hallerinde gidiyorlar.. Medya erkekleri haber yapmasa da bankaların Avrupa ve biribirleriyle maçları Ankara’da 7500 kişi topluyor, o curcunayı basketbol Ankara’sı rüyasında göremez..İtalyan-Polonyalı demiyorlar yeniyor veya yeniliyorlar ama maç içinde böyle hiç ezilmeden. Kulüplerimizden biri Avrupa’nın bu sezon en iyi takımını (Son şampiyonlar ligi şampiyonu, voleybolun NBA’si olan İtalya’da bu yılın normal sezon birincisi, şu anda play-off finalinde oynuyor) yarıfinalde eledi ve Kupa-2’yi aldı, öbürü Kupa-1’de F4 oynayacak ayın 16’sında (Onlar da geçen yılın lig şampiyonu ama bu yıl play-off’tan sekizinci çıktılar, rekabete dikkat). Milli takımlarla kulüplerin başarıları çok daha paralel o branşta. Elbette voleybol file arkası, basketbol ise mücadele sporu, her yönleriyle birbirlerine örnek olamazlar ama bahsettiğiniz kulüpçülüğün abartılışının orada olmayışı açısından ışık tutucu bir örnek diye düşünüyorum.

    • Aşağılık kompleksinden; Türkiye’nin uzak ara en iyi oyuncusuna (sadece sayı değil aldığı rol , sorumluluk, süre ve genç kızlarımıza rol modellik) çukur haline gelmiş fanatik yorumumdan sonra okumayı bıraktım. İçlerinden bir değer yaratamayanlar yabancı hayranı olanlar tabi ki sadece ve sadece hamaset yaparak kin kusarak ömürlerini geçirecekler… 40 yaşından genç kardeşlerim en büyük tehlikele ülkemiz için bunlardır…

      • Masal anlatma,yunan takımının başarısına sevinen, o takım hakkında yorum yapan, sürekli oynatıp parlattığı yabancı oyuncularla başarılı olmayı marifet sanan, milyonlarca euroya yaptığı milli takım koçluğu ortada olan kibir abidesi, narsist şeyhin uzocu,sirtakici müridi mertis babayannis…

      • Attığın palavralardan fasiküller olurdu da geri dönüşüm onların hepsini topladı, ama bi tek şu sonuncusunu merak ettim – kimmiş “uzak ara en iyi oyuncu genç kızlara rol model” fena halde şüpheleniyorum kimi (“onu”) kastettiğinden, ama bence yazma kim olduğunu, yazarsan (yani onun adını yazarsan) 112 kapar götürür seni bi daa da bırakmaz ömürboyu, yazık edersin kendine, zaten etmişin edeceğin kadar. (ha bu arada “çukur haline gelmiş fanatik yorumum” lafında tam isabet etmişsin, sakın harf yanlışı deme, çarpılmayasın, Allah yazdırmış.)

    • Üstad, hakikaten rumuzunun hakkını veriyorsun,bravo. Senden voleybol hakkında da bilgiler almak çok güzel. Rezilce endüstriyelleşmiş ve paranın esiri olmuş sporun, sporluktan çıktığını üzülerek görüyoruz. Maç,kupa kazanmak tek geçer akçe oldu.Ülkemizde başarılıysa haklıdır ucuzluğu ve sığlığı iyice yer edindi. Koskoca ülke, olimpiyatlara en çok oyuncu gönderme ödülünü alan tek kulüp olan Fenerbahçe olmasa birçok branşta sporcu yetiştiremeyecek ve uluslararası temsil edilemeyecek halde. Zannediyorum bir tek erkek ve kadın hentbol de faaliyeti yok. O da olur inşallah diyelim. Erkek voleybolda takım ve milli takımlar bazında İtalya’dan çok geriyiz ki İtalya erkek voleybolunda da yabancıların fazla olduğu bir lig(sports tv maçları canlı yayınlıyor, bir teşekkür de onlara edelim)ama milli takım seviyesinde uzak ara bizden ilerideler. Demek ki yabancı oyuncularla kendi oyuncularını adil bir şekilde rekabet ettirmeyi biliyorlar bizdeki gibi vasat da olsa tüm krediyi yabancılara vermiyorlar. Kadınlarda bir dönem iyiydik şimdi yine eskiye dönüş başladı, milli takım olarak da istikrarlı değiliz ki bence en önemli şey istikrar yoksa bir sene şampiyon olup 10-20 sene bunu anlatmanın hiç anlamı yok. Ayrıca varlık fonuna devredilmiş yani tasarruf yapın denilen vatandaşın vergisiyle fonlanan devlet kurumları ve şirketlerinin milyon euro,dolara rekabetçi takımlar kurup mücadele etmesini de doğru bulmuyorum onun yerine Türk oyuncu yetiştirme ve geliştirme amaçlı takımlar kurmalarına elbette itirazımız olamaz. Spor herşeyden önce bir kültür ve iyice yozlaştırılmış,yozlaşmış bir toplumda o kültürü yaratmak,yaşatmak da zor. Sevgiler…

  10. Ergin hocaya ve milli oyunculara tam destek oynadıkaları takımda tabiki sonuna kadar mücadele edecekler.onlar sayasinde basketbol dahada güzel ….asıl problem tezahürat ve hakaret içerikli sloganlar kötü ve art niyetli azınlıkta olan bu kişileri salonlara sokmamak gerekli…..

  11. Konuya, analitik/objektif yaklaşmaya çalışan yazınızı zevkle okudum. Sonuçta klüpler bazında yaşadıklarımızın milli takımın gerileme sebeplerine getirmeniz yerinde olmuş.
    Ancak klüplerdeki yabancı oyuncu sayısının artışı sadece bizim ülkemize has bir durum olmaktan çıkmıştır. Tüm EL takımları yabancı oyuncu ağırlıklı. Bu durum Avrupa basketbolünde ekol olan Sırbıstan’da da çok tartışılan bir nokta. Obradoviç, Partizan da sırp oyunculara ağırlık vermiyor diye yoğun eleştiri alıyor ama o’da ısrarla başarının pasaportlara bağlı olmadığını ifade ediyor. Sırplar milli maçlara yurt dışındaki elit oyuncuları getirip kombin yaparak sonuç almaya çalışıyorlar.
    Bize gelirsek; milli takım, elit yerli oyuncuların, çalışma, milli bir ruh, birliktelik ve heyecanla başarılı olabileceği bir alandır. Ataman’ın milli takım koçu olarak başarılı olmasının hiç bir şekilde mümkün olmadığı düşüncesindeyim. Zira başta kendisi milli takım koçu olduğunu unutan, o ruhu taşımayan, fanatizmini dizginleyemeyen karaktere sahiptir. Başarısızlıklarını FB camiasına yıkmaya çalışırken ve bazı insanlarda buna inanırken birde Efes basket camiası ile kavgası ortaya çıkmıştır. Kendisi GS koçu iken de ultra aslanlar ile tartıştığı için klüpten kovulmuş bir kişidir. Kısacası milli takım koçluğu herkesi kucaklayan, saygın bir kişilik gerektiren makamdır. Bugüne kadar milli maçlarda başarılı olmamızın en büyük nedeni Ataman’dır. Efes olayından sonra artık oyuncuları bir araya getirecek, birlik sağlayacak huzurlu bir ortam mümkün olamaz.

  12. Obradovic’in 30 yılda yetiştirip geliştirdiği bir sürü oyuncu var hatta basketbolu bırakıp koç olanlar da var ve hemen her ligde de Sırp oyuncu görebilmek mümkün ya yurtdışında oynayan kaç Türk oyuncu var? Şu dönem istedikleri seviyede oyuncu çıkaramıyor olabilirler ama mevcut oyuncularla hala dünyadaki en iyi iki milli takımdan biriler. Ve bugüne kadar milli maçlarda başarılı olmamızın en büyük nedeni o şahıs mı, hangi ülkede veya dünyada yaşıyorsun,onunla hangi başarıyı elde ettik, Macaristan gibi basketbolda adı sanı olmayan ülkeyi yenmek mi başarı? Tarihin en kötü milli takım koçu kendisi. Sayesinde geçen yazı boş geçirdik, Fransa hezimeti sonrası olmayan prestiji daha da bozulmasın diye Sırbistan’da maçlara takımı çıkarmadı iyice rezil olduk sen hala ortalık karıştırıcı,kaostan beslenen rakip koç ve oyuncuları,taraftarları tahrik ederek başarılı olmaya çalışan şahsı övüyorsun!

    • Ergin’i övmüyorum, tam tersine ağır eleştiriyorum. Yazımın genel içeriğinden rahatlıkla anlaşılabilir. “Milli maçlarda başarılı OLMAMAMIZIN en büyük nedeni Ataman’dır.”

  13. Ergin’i övmüyorum, tam tersine ağır eleştiriyorum. Yazımın içeriğini iyi okumanızı öneririm.Milli maçlarda başarılı olamamamızın en büyük nedeni Ataman’dır. Ayrıca Obradoviç’in koçluk kalitesi zaten tartışılmaz ve Ergin ile kendisi mukayese edilemez.

    • Yazınız çok haklı ama “yabancı artışı bize has olmaktan çıktı” derken atladığınız bir nokta var ki, diğer ülkelerin takımlarında süre alan yabancı oranı ile bizimkiler arasında büyük fark var yıllardır, İlker Yıldız da istatistik yayınlamıştı sadece El hakkında. Son olarak “süre alan yerli” oranında bu sezon – sondan sayarsak –
      sanırım Efes ve Baskonia en başta (% 3 filan) FB ise %10-20 gibi “ilk beşte” mi neydi. EL’de Ortalama ise %40 gibiydi galiba. Diğer kupalara katılan 7-8 erkek takımımız da %10 altında yerlilere süre veriyor Avrupa maçlarında. Yani dış ülkelerle aynı durumda değiliz. İspanya’da Baskonia da uç örnek, İspanyol takımlarının ortalamasına bakarsanız çok yukarıda. Velhasıl biz bu yabancı işinin şeyini çıkarmış durumdayız. Bize öyle serbest bırakmaya veya geniş tutmaya gelmez, adamakıllı kısıtlanmalıdır.

  14. Evet yazının genelinden eleştirdiğin anlaşılıyor ama yazım hatası olunca da milli takımda başarılı olmuş gibi anlaşılıyor. Neyse ki düzeltmişsin ve doğruyu yazmışsın…

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Sosyal Medya

33,250TakipçilerTakip Et
38,158TakipçilerTakip Et
65,321AboneAbone Ol

En Son Haberler

zonguldak psikolog
zonguldak bireysel terapi
online terapi