Darüşşafaka mezunu Doğuş Özdemiroğlu, Darüşşafaka Tekfen formasıyla yıllardır üstüne koyduğu performansıyla bu sezon özellikle savunmada şüphesiz herkesin takdiri topluyor… Üzerine hücumunu da geliştirerek devam etmesi O’nu daha değerli bir oyuncu yapıyor. Biz de kendisinden savunma tüyosu aldık, biraz da Darüşşafaka’da okuduğu zamana döndüğümüz bir roportaj gerçekleştirdik.
Koç Selçuk Ernak senin için ‘Onu birebirde geçebilecek oyuncu yok’ demişti. İyi savunma için tüyolar verebilir misin? Mesela oyuncunun ayağına mı bakarsın? Oyuncuyu iyi tanıdığın için özelliklerine bağlı olarak ne tarafa gideceğini mi bilirsin? Ya da şut mesafesi vermemeyi mi planlarsın? Maçtan önce savunacağın olası rakiplerinle ilgili bir çalışma yapar mısın?
Haftada en az 3-4 tane Euroleague ve Eurocup maçı izlemeye çalışıyorum. Her oyuncuyu farklı savunmanız gerekiyor. Şutu iyi olan oyuncuyu, penetresi iyi olan oyuncuyu özelliklerine göre farklı reaksyonlarla savunmaya çalışıyorum. Selçuk Abi bana zaten savunma konusunda çok yardımcı oluyor. Ama bazen de içgüdüsel olarak özelliklerine göre değil, kendi hissettiğime göre yapmaya çalıştığım da oluyor. O zamanlarda da eksiliyoruz ve Selçuk Abi bana kızıyor. Topa saldırmadan savunursam beni kimsenin geçemeyeceğini söylüyor. Ama ben bazen saldırıyorum (gülerek).
Bazı rakiplerin senin aşırı sert oynadığını iddia ediyor. Senin sertliğin oyun kuralları içinde mi yoksa biraz dışında mı kalıyor?
Oyun kurallarının dışına çok zorda kalmadığım sürece çıkmam. Sert oynadığım bazı zamanlar rakibim kendisine özellikle ve bilerek sert oynadığımı düşünüyor. Bazı maçlardan sonra savunduğum oyuncuya karşı özel bir şey yaptığımı düşünüyorlar. Ama şimdi kimle oynasam benden onları savunmamamı bekliyor. Sağdan soldan beni geçip sayı atsınlar istiyorlar. Böyle olursa da fırçayı ben yerim (gülerek). Bir de iyi yaptığım bir şeyin üstüne koyarak devam etmek istiyorum. Evet bazen geçemediğim oyuncu olduğumda benim de sinirim bozuluyor.
Peki sence böyle bir düşünce var. Neden Doğuş iyi oynadı demek yerine, Doğuş özel bir şey yaptı diye düşünülüyor?
Evet öyle bir algı var. Çünkü bir kere öyle bir olay yaşanmıştı. O günden beri böyle bir şey var. İyi yaptı değil de ona özel bir şey yapmış gibi oluyor. Ama bu yorumlara çok da takılmıyorum. Kendi bildiğim doğrularımı yapmaya devam ediyorum.Aslında bu durum takımların skorerlerini ben tutuyorum, bu sebeple de öyle bir algı ortaya çıkmış olabilir. Ona özel hazırlık gibi bir şey yaratılıyor ama yani o takımın en iyi oyuncusu olduğu için onu durdurarsak maçı kazanabileceğiz. Benim de o yüzden yapabileceğim en iyi savunmamı yapmam gerekiyor. Aslında tüm mesele bundan ibaret.
Peki perdelerin üstünden geçmenin sırrı nedir?
Şimdi öyle o kadar iyi biliyormuşum gibi konuşmayayim (gülerek). Ama daha çok pick’n roll oynamadan önce daha yakınına, yani daha önceden verdiğim mesafeye göre driplinge başladığında biraz daha yakın durmaya çalışıyorum. Tabii burada da tersten geçirme ihtimalı artıyor, onu da iyi dengelemek lazım. Bu denge olmadığında problem yaşadığımız için çoğunlukla iyi yapmaya çalışıyorum (gülerek).
Hücumda geçmiş yıllara göre daha iyi durumdasın ama bazı eksik yönlerin var diyebiliriz. Özellikle şut standardı konusunda sorunun olduğunu söyleyebiliriz. Bunu giderebiliecek misin?
Aslında şutuma güveniyorum, hatta olduğundan daha fazla güveniyor olabilirim (gülerek). Ama ben de daha iyi olabileceğini düşünüyoum. Kendi potansiyelimle attığımı düşünmüyorum. Antrenmandan sonra kendi aramızda 2-2 ya da 3-3 oynayarak ekstra çalışma yapıyorum. Çünkü o zaman maç temposunda atmış gibi oluyorsunuz.
Genelde oyuncular maç bittiğinde kaç sayı attıklarına bakıyorlar. Sen en çok neyi merak ediyorsun. Mesela savunduğun oyuncunun kaç sayı attığını mı?
İlk olarak kendi istatistiklerime bakıyorum. Kendime detaylı olarak ne yaptığıma baktıktan sonra takım arkadaşlarıma bakıyorum. Son olarak da tabii savunduğum oyuncuya bakıyorum.Her takımın ana skoreri oluyor, onu bu sene bir şekilde iyi durduruyoruz. Ama rol oyuncularından daha fazla sayı yediğimiz zaman sıkıntı oluyor. Onları da öne çıkarmamaya özen gösteriyoruz. Bence bunları iyi yaptığımız için böyle iyi bir savunma takımı olduğumuzu düşünüyorum.
Aynı zamanda sen Darüşşafaka mezunusun. Buraya ilk geldiğin gün şu anki noktaya gelebileceğini düşünmüş müydün?
Adım adım bakmıştım. Biz Darüşşafaka öğrencileri olarak maçlara hep gidiyorduk. 9-10 yaşlarımda buraya ilk adımımı atmıştım. Elbette adım attığım zaman ben de A Takım’da olma hayalini kurmuştum. Sahaya çıktıktan sonra yavaş yavaş daha fazla nasıl oynayabilirim diye düşünmeye başladım.
Başka bir takımda bu noktada olmandan çok daha farklı bir duygu olsa gerek burada A takımda olman.
Zaten Darüşşafaka’da eğitimimi sürdürürken burada evimden daha fazla oluyordum. Yatılı okuduğum için 10 ay okuldaydım. Kalan 2 ayın da 2-3 haftası sadece ailemle olabiliyorduk. Antrenmanlar oluyordu diğer kalan zamanda da. Yaklaşık 15 senedir bu durum böyle olunca bir diğer ailem oldu burası diyebilirim. Dolayısıyla söylediğiniz gibi benim için çok özel ve anlamlı bir durum oluyor.
Burada pek çok başarıya imza attın. Bunların en önemlisi süphesiz Eurocup şampiyonluğu. Peki senin Darüşşafaa formasıyla başarmak istediğin başka hedeflerin var mı yoksa artık başka yerleri denemek istiyor musun?
Darüşşafaka formasıyla ne kadar çok kupa kazanabilirsem, ne kadar çok başarılı bir iş çıkarabilirsem ne mutlu bana. Bu formayla tabii ki bir BSL şampiyonluğu istiyorum, Türkiye Kupası’nı kaldırmak istiyorum. Bunları başarabilirsem benim için çok gurur verici bir şey olur. Onun dışında BSL’de başka bir kulübe gitmek gibi bir hedefim yok: Olursa bir gün bir Euroleague takımı neden olmasın diyebilirim ama şu an bulunduğum yerden mutluyum ve bu çatı altında takımla birlikte başarılar yaşamak istiyorum.
Savunmakta en çok zorlandığın oyuncu ya da oyuncular kim?
Antrenmandayken en çok savunduğum Scottie Wilbekin çok sinir bozabiliyordu. Eurocup’ı kazandığımız sezon onu durdurmak o kadar zordu ki ben de antrenmanlarda “tutmayacağım, başkası tutsun artık diyordum” (gülerek). Mike James çok güçlü ve patlayıcıydı, Thomas Heurtel çok tempolu oynuyor, hiç durmuyordu. Savunmadayken tabii biraz dinleniyor ama hücumda topu eline aldığında durdurulamıyordu.
Gelecek yıllarda hücum olarak daha farklı bir Doğuş izleyebilir miyiz? Portföyüne üçlükleri ekledin ama hala eksik kalan bir şeyler var diyebilir miyiz?
Tabii benim de şu anda en büyük hedeflerimden biri oyunun iki tarafını da iyi oynayabilmek. Hücumda da birçok şeyi öğrenerek geliştirebileceğinizi düşünüyorum. Çünkü pick’n roll oynamak, doğru şutu atmak, doğru pası vermek, maç temposundayken o şutu atmak, dripling üstü şut atmak, bazen çok, gerekiriyorsa az dripling yapmak. Bunların hepsinin ayrımını yapmak zor ve bunların oynanarak öğrenildiğini düşünüyorum. Bir önceki seneye baktığım zaman kendimle ilgili olan gelişimi farkedebiliyorum. Her sene üstüne koyarak ilerlemeye devam edeceğim.
BSL’ye baktığımızda senin yaşında olup bu kadar çok süre ve sorumluluk alan oyuncu sayısı maalesef az. Burada sen kendi yeteneğinin yanında Darüşşafaka’nın da senin için büyük bir şans olduğunu düşünüyor musun?
Elbette, bu anlamda benim burada olmam çok önemli ve değerli. Elime bir şans verdiler ve ben de bunu iyi değerlendirdim. Hala da daha iyi olması için uğraşmaya devam ediyorum. Bu aslında çok uzun ve tartışılması gereken bir konu. Çünkü biz altyapıdayken gittiğimiz tüm turnuvalardan madalya ile döndük. Bizden bir önceki ve sonraki jenerasyonda aynı şekilde madalyalarla döndüler ama şimdi baktığımızda o yaştayken bizim yendiğimiz oyuncular 15-20 dakika oynama fırsatı bulabiliyorlar. Basketbolda saydığımız pek çok özellikler hep oynayarak geliştirebileceğiniz şeyler. Elbette biz oyuncuların da suçlu olduğu, hata yaptığımız, çalışmadığımız yerler de vardır. Ancak benim gözlemlediğim, bizde genç oyuncuların Avrupa’daki gibi süre ve sorumluluk bulamamaları… Bu süre ve sorumluluğu biz yaklaşık 25’inden sonra bulabiliyoruz.
Belki yukarıda senin gibi örnekler çoğaldıkça bu süreç daha da hızlanacaktır.
Açıkcası ben şu olaya çok inanıyorum. Çok göz önünde olan bir kulüpteki genç bir oyuncunun yaptığı iyi hareketin diğer kulüplerdeki kendi yaşıtlarını etkilediğini düşünüyorum. Çünkü o yapıyorsa ben de yapabilirim demeye başlıyor. Ayrıca çalıştığı coachu da etkilediğini düşünüyorum. Ama bizde de biri çıkıp iyi bir şey yaptığında onu nasıl aşağıya çekebiliriz gibi bir durum var. Aslında tam aksine o ileri çıkanı hep birlikte daha ileriye çıkartırsak o çıkan diğerlerini de çekecektir. Bu işi de en iyi yapanların Sırplar olduğunu düşünüyorum. Onlardan da biri bir yere gittiğinde hepsi korumaya kollamaya başlıyor.
Sizin jenerasyona yapılan bu kadar yoğun eleştirilerin sosyal medyanın bu kadar aktif geldiği döneme denk gelmesinin de etkisi büyük olsa gerek…
Evet ama bu sosyal medya gerçeğini kabul etmek gerek. Şu an çok önemli bir platform sosyal medya.
Peki sen maçlardan sonra sana gelen yorumlara bakıyor musun? Gelen kötü yorumlar seni düşürüyor mu?
Evet zaman zaman bakıyorum. Beni etkilediğini söyleyemem, bana daha çok eğlenceli, komik şeyler olarak geliyor. Çünkü bazen o kadar yaratıcı şeyler okuyorum ki inanamazsınız…
Mesela desem ilk olarak aklına hangileri gelir?
Mesela ‘Doğuş nasıl basketbol oynuyor. Düz yürüyemeyen adam nasıl oynuyor’ tarzı bir sürü yorum alıyorum. ‘Ellerin olmadan nasıl basketbol oynarsın’ gibi yaratıcı yorumlar da alıyorum. Ama bu gibi yorumlar beni olumsuz etkilemek yerine aksine güldürüyor. Okurken eğleniyorum.
(Ece Ergez, 25-02-2020)