Bu sezon Euroleague‘de şampiyon olacak takımı bir tarafa bırakırsanız, hikayeyi yazan takımın Paris olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Euroleague’deki ilk sezonlarında onları alt sıralarda görmeyi beklerken, oynadıkları farklı, rakiplerine göre çok daha tempolu basketbollarıyla play off fotoğrafına girmeyi başardılar…
Bir süre önce Paris konusunda Ahmet Çakı’nın değerli yorumlarını almıştık. Paris başlığında bu defa Erdem Can‘ı konuk ediyoruz… İşte Can’ın Paris yorumları…
SAVUNMADA DA FARK YARATIYORLAR
Paris’i izleyenlerin kaçırdığı bir şey var, o da savunmaları… Eşleşme sorununa sorun olarak bakmıyor, pozisyonsuz savunma yapıyorlar. Real Madrid’e bu şekilde savunmalarıyla büyük sorun yaşattılar. Kısasından uzununa kadar penetrelerde Real’i pozisyondan bağımsız hep bir oyuncu karşıladı. Çok iyi çalışılmış savunmaları var, yardımın yardımının yardımının yardımını yapıyorlar. Topsuz hareketliliği savunmada da yapıyorlar. Rakip takımların hücumlarında karşılarında hep bir Parisli var… Savunmada felsefi derinliklerinden söz edebiliriz.
TRANSITION SAVUNMASI FELSEFESİNİ YIKANLARDAN BİRİ…
Hücumda bütün oyuncuları çembere gidiyor, hepsinin kredisi var. Şut atılmışsa ters taraftan hücum ribaudununa girecekleri muhakkak… İyi transition savunması yapan takımların, hücum ribaunduna girmemesi felsefesini yıkan takımlardan biri de Paris… Ribaundu alabiliyorlar, ya da topa dokunuyorlar ve böylece rakibin transition hücumunu engelliyorlar. Savunma takımının baks yapma zorunluluğu, transition için hücuma koşmalarını da etkiliyor.
HÜCUMDA ÇEŞİTLİLİKLERİ YOK
Hücumda fazla oyunları yok… 6-7 saniyede erken boş atış… Girmemişse hücum ribaundu… Bire bier varsa düşünmeden hücum… O atış da yoksa dört köşe erken pck and roll… Hiçbiri olmamışsa üçüncü opsiyonları Dallas Action… Yani 4 köşe pick and roll, sonra topu tepedeki 4’e ver, kendi köşesindeki kısayla hand off veya picck and roll oyna, devamında kısa topu ilk pick and roll oynayana çevirsin, sonra da 5’le o kısa 1 bir pick and roll daha…
KEYİF ALIYORUM AMA BENİM FELSEFEM FARKLI…
Paris basketbolu beni de cezbediyor çünkü kolektif oynuyorlar. Oyunun içinde tempoyu da belli prensiplerle oynuyorlar. Yarı sahada çeşitlilikleri olmasa da keyif alıyorum ama benim basketbol felsefem daha farklı… Tempoyu sevmekle birlikte yarı saha basketbolunda çeşitliliğin daha fazla olmasından yanayım…
SÜRPRİZE AÇIK
Kadro yapıları da yüksek tempo anlayışlarına çok uygun. Ağır 3’le, ağır 5’le böyle oynayamazsın…
Paris’in oyunu üst düzey Avrupa basketbolu değil ama sürprize açık basketbol. Hep 5. viteste oynuyorlar ve skor boarda bakmadan devam ediyorlar.
Eline sağlık Koç…
Erdem,100’den fazla eski oyuncusunun şu an koçluk yaptığı üstadın yanında yetişen nicelerinden biri ya seninkinin yanında Yakup harici kim yetişti peki? Bir iki istisna hariç ne oyunculara ne asistanlara katkısı olmamış narsist, kibir abidesi, çıkarı için her türlü haltı yiyebilecek zihniyetli biri…
Ya bir kes be. Her konunun altina Ataman saldırısı. Başlatma simdi Ataman’a. Onun yetistirdiklerini sen bilmezsin ya yaşın yetmez ya da soyleyebilecek cesaretin. Sen elinden kac kupa aldığına cevap ver. Kaç kupası olduğunu söyle? Habere bak, yoruma bak. Bir de Mertbabaya laf yetistiriyor aklinca
🤣🤣🤣
Şakşakçı avukatı kaça tuttun söyle belki tutmak isteyenler olabilir…
Türkiye’de başarılıysa haklıdır ucuzluğu ve sığlığı var, ülkeyi 23 yıldır yöneten de her seçimi kazandı yani başarılı peki ülkenin durumu ne? Aynı şekilde o kişi kupalar kazandı peki yabancılarla dolu ülke basketbolunun ve milli takımın durumu ne?Fransa’da niye hezimete uğradık, Sırbistan’da maçlara neden çıkmadık, orada da fark yiyip kendi prestiji daha fazla bozulmasın diye mi? Neden bir zamanlar eleştirdiği devşirmeler şimdi milli takıma kurtarıcı diye alınıyor? Neden belli seviyede yıldız oyuncular yetişmiyor, övmekten hal olduğunuz ve yetiştirdiklerini !!! bilmediğimiz ??? kişinin bu konuda ülkeye faydası niye ya yok ya da çok az?
Habere bak yoruma bak, bir de Fener’e laf yetiştiriyor aklınca. Yıllar sonra döndün halâ aynı yerdesin. Fener mi Paris mi sayfasında bile “o seni kaçkere yendi” muhabbetindesin, peki “biz onu kaç kere yendik, kim daha çok yendi ???. tısss” Var mı “cesaretin” ya da “yaşın” cevaplayacak kadar ? Sayı saymayı öğrenemediniz gitti. Üstadın “ya bi kesmiyor” ama, Saras’ın ödül haberinin altına bile “papua yeni gine” muhabbetiyle dalmış, başka kimse bir şey yazmamışken…
Basketbo terimlerini bilmeyenler açısından bol inglizceli bir yorum olmuş.
Yorum yapmak için yazmışsın u kadar terimi bilmiyorsan bu sayfada ne işin var diye sorarlar.
Bilip bilmemek başka, Türkçe’yi katletmek başka. Can değil bir tek, herkes böyle konuşuyor “transition” “penetre” gibi laflar eskiden kullanılmazdı bu ülkede. Ama basketbol 100 yıldır oynanıyor bizde.
Paris basketbol u seyrederken cok keyif alıyorum. 2 mactada yendik ama işimiz zor Fenerbahçe olarak kadro genişligimiz ile yeneriz ama kolay rakip degil.
Ben de savunma ile yeneceğimizi düşünüyorum. Parıs bizi 3 kere yenebilir mi? Monaco olsa mesela fiziki mücadele bizi çok zorlardı. Paris’in göze hoş gelen tempolu basketbolu 5 maçı taşıyabilir mi? Uzun sıkıntısı olan fenerin savunmada baskı ile ve bunu 10-15 dakika çok yukarı çekerek çözmesini ümit ediyorum.
Katılıyorum💙💛
Saras’ın vasatlığına rağmen, ilk maçı alırsak 3-0 geçeriz fikrindeyim.TJ-Short’u tutmak için lütfen Zagars’ı daha fazla oynat.
Tek sorun son 2 maçtır hem Gudiric hemde Hall deciddi fiziksel düşüş söz konusuydu Umarım bu boşluk ve dinlenme işe yarar.
Real yerine tercih edilebilir rakip. Gününde olurlarsa 1 veya 2 maç alabilirler. 3-1 ile geçeriz sakatlık olmazsa. Bence fazla oyuncu değişikliği işe yarayabilir. Sahada dinamik kalmak lazım.