BKT EuroCup‘taki temsilcilerimizden Bahçeşehir Koleji‘nin formasını terleten Furkan Korkmaz, TRT Spor’un konuğu oldu.
NBA’de geçirdiği yedi sezonun tamamında Philadelphia Sixers forması giyen Furkan Korkmaz, şehrin ve organizasyonun ne kadar kaotik olduğundan söz etti:
“Philadelphia’da takımdaki herkes bunu konuşuyordu ama ben yedi yılın sonunda takımdan ayrılınca ne kadar kaos dolu bir yer olduğunu gördüm. Orada her gün yeni bir gündem var. Aslında organizasyon çok iyi; kaliteli koçlar, kaliteli fizyoterapistler var fakat bir türlü beklenen başarı gelmedi. Ben takımdan ayrıldıktan sonra da pek olumlu bir tablo çizmediler. Dediğim gibi, orada çok hızlı değişen bir gündem var ve yedi yıl Philadelphia’da kalabilmem büyük bir başarı. Çünkü başarı isteyen kulüplerde oyuncu sirkülasyonu daha fazla oluyor her zaman. Ancak ben oranın demirbaşlarından biri olmuştum. Mutluyum, gururluyum, güzel zamanlar geçirdim.
2019-20 sezonu NBA’deki en parlak yılımdı. O dönem keyifliydi. Zaten pandemiyle birlikte NBA’in dengeleri de değişti, Lakers şampiyon oldu. Dediğim gibi, omuz sakatlığı benim için kırılgan bir dönemdi ama Philadelphia’da çok keyifli günlerim oldu.
NBA’e erken gittiğim için pişman değilim. Orada da sezon başlarında birkaç ufak sakatlığım olmuştu ama onun dışında NBA kariyerim hep planladığım gibi gitti. Ben zaten gidip orada pişerek hazır olmak istiyordum. Planım Avrupa’da maç oynayarak oraya hazır olmak değildi. Şu an görüyorsunuz, 27-30 yaşında giden oyuncular bile o duvara çarpıyor ve adaptasyon sorunu yaşıyor. Mesela Vezenkov gitti ama olmadı. O duvara her yaşta çarpabiliyorsunuz, ne kadar hazır gittiğinizin bir önemi yok. Doğru organizasyona gitmek de çok mühim. Ben Philadelphia ile imzalamadan önce takımın 9 galibiyetli, 17 galibiyetli kötü sezonları vardı. Ben gittiğimde 55 galibiyet alan play-off oynayan bir takım halindelerdi. Kaliteli bir takımda olmak güzeldi ama bir yandan da zorlayıcıydı.
Anadolu Efes‘te Koç Perasovic ile uyum sağlayamadık, ben de sonra bir karar alıp Banvit’e gittim. Çok da güzel oldu. Zaten oradan da NBA’e geçtim. Belki o zaman koç değişikliği veya organizasyonda bir değişiklik olsaydı bir sene bekleyip sonra giderdim NBA’e ama erken gittiğim için pişman değilim. Oradaki süreç istediğim gibi gelişti ama birkaç sakatlık yıpranmama sebebiyet verdi.”
Furkan Korkmaz altyapıdan Efes A takımına çıktığında , daha tek bir Euroleague maçı oynamamışken , yanlış hatırlamıyorsam 100 kişilik Euroleague en iyi oyuncular listesine girmişti. İnsan ister istemez , kariyerinin başından itibaren forvet veya skorer gard pozisyonu yerine mesela Luka Doncic gibi devamlı oyun kurucu oynatılsaydı , top hakimiyetini geliştirebilseydi , NBA’e gitmeden önce başarılı olduğu ve çok sevildiği Bandırma’da biraz daha kalsaydı ya da 76ers yerine Avrupa’dan gelen oyuncularla alakalı daha sabırlı ve bilgili stratejiler geliştiren bir takıma kapağı atabilseydi neler olabilirdi merak ediyor. Furkan Korkmaz NBA’e gittiğinde fiziksel olarak epey zayıftı, bu dezavantajına rağmen sebat edip 7 sene boyunca bir NBA takımında yer alabilmek aslında takdir edilmeli fakat NBA kariyeri boyunca 76ers organizasyonu Furkan’ın sadece şutör özelliklerinden faydalandı.(Aynı şey maalesef başka bir takımda Onuralp Bitim’in de başına geldi ) Bu süreçte takımın eski yıldızı Ben Simmons ile bayağı uyumluydu , Simmons Furkan’a uygun şut pozisyonları yaratabiliyordu. Fakat Ben Simmons’ın kariyerinin düşüşe geçmesi, Furkan’ın kendisinin de bahsettiği 76ers takımındaki toksik ortam, takıma Furkan’dan sonra katılan bazı oyuncuların (Maxey vs. ) parlaması hep Furkan’ın aleyhine oldu. Şu anda Eurocup seviyesinde başarılı bir sezon geçiren ve herkesin organizasyonunu övdüğü Bahçeşehir takımında olması bence kendisi için olumlu … Gelecekte milli takım bir başarı kazanacaksa burada Furkan Korkmaz’ın performansı ve kendisinin düz şutör kimliğini kabul etmeyip hem hücum hem de savunmada potansiyelini zorlaması hayati önemde olacaktır. Kendisine sağlıklı,başarılı yıllar dilerim.