Genç Dinozorlar olarak, Türk basketbol altyapısının son yıllarda yaşadığı dönüşüm, bugünkü durumu ve gelecekteki hedefleri üzerine kapsamlı bir röportaj dizisi başlatmayı amaçladık. Bu serinin amacı, mevcut durumu değerlendirmek ve geleceğe yönelik stratejik planlamalar yaparak Türk basketbolunun altyapısını daha ileri taşımak için yol gösterici bir platform oluşturmaktır. Eleştiri değil, durum tespiti yapmayı hedeflediğimiz bu röportajlarda; daha önce ve bugün görevde bulunanların yaptıkları veya yapmadıklarından çok siz emekçilerin özgürce düşüncelerinizi öğrenmek ve basketbol kamuoyuna duyurmak istiyoruz. Oyuncular, veliler, oyuncu menajerleri, yöneticileri, antrenör gibi ekosistemin paydaşlarına ilham vereceğinizden şüphemiz yok.
Katılımcılardan bu bağlamda, altyapıda nasıl uygulama ve planlamalar yaptığınızı, geçmiş ile bugünün değerlendirmesini, ileri gitmiş ülkelerle kıyaslamamızı ve 2032 Brisbane Olimpiyatları hedefi doğrultusunda nasıl bir planlama önerileri olacağını paylaşmalarını rica ettik.
Bu günkü ilk konuğumuz Ömer Uğurata…
ALTYAPILARIMIZ GERİ GİTTİ
Soru 1: “Son 10 yıl içinde Türk basketbol altyapısında yaşanan gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz?”
Son 10 yıl içerisinde altyapılarımızda bir geriye gidiş olduğunu düşünüyorum. Yetiştirdiğimiz kaliteli basketbolcu sayısı düşmekte. Aslında oyuncu kalitesi anlamında tüm dünyanın böyle süreç içinde olduğu kanısındayım. Bunun en büyük nedeninin de dijitalleşme olduğunu düşünüyorum. Ülkemiz için en büyük sorunlardan biri özellikle büyük şehirlerde çocuklarımızın sokakta oyun oynayamaması ve okullardaki beden eğitimi derslerinin yetersizliği. Çocuklarımız çok erken yaşlarda branşlaştırılarak, çeşitli spor okullarında spor yapmakta. Erken branşlaşmanın da çocuklarımıza yarardan çok zarar verdiğini kanaatindeyim.
A TAKIMLARA ENTEGRASYON
Soru 2: “Size göre bugün itibarıyla Türk basketbol altyapısının en güçlü ve en zayıf yönleri nelerdir?”
Ülke olarak bir basketbol ekolü oluşturamamamız bence en büyük eksiklerimiz. Fransa, Litvanya, İspanya, Avustralya ve Sırbistan gibi ülkelere baktığımızda altyapı takımlarının A takımda sporculardan beklenen ve o ülkenin basketboluna yönelik yaş grupları doğrultusunda bir oyun tarzı ile yetiştiklerini görebiliriz. Tüm spor okulu ve kulüplerinin aynı paralellikte oyuncu yetiştirmesi bu saydığım ülkelerin hem altyapı hem de A Milli Takımlarına organizasyon anlamında da büyük katkı vermektedir.
En büyük artımız olarak ise bence genç nüfusumuz. 2 milyonluk Slovenya bu yaz hem U18 hem U20 Şampiyonalarında yarı final ve final görüyor, A milli takım adayı sporcular ile bunu başarıyor ise biz de bunu yapabiliriz diye düşünüyorum.
FUNDAMENTAL 20 YIL ÖNCEDEN KÖTÜ
Soru 3: “Altyapıya yönelik geçmişte gerçekleştirdiğiniz veya şu anda uyguladığınız projeler nelerdir? Bu projeler ışığında altyapıya bakış açınızı nasıl özetlersiniz?”
Daha önce 2003-2018 yılları arasında altyapı milli takımlarında, 2003-2014 arasında ise kulüp altyapılarında çalıştım. Şu an yaz aylarında altyapı sporcularına yönelik bireysel gelişim kampları yapıyorum. 20 sene önceye kıyasla sporcuların fundamentalı oldukça kötü. Tek zamanlı, çift zamanlı stop yapamayan yıldız takım sporcuları var. Ayrıca çeviklik, kuvvet ve devamlılık anlamında da eski jenerasyonlara göre sporcularımız geride. Bunda yaşadığımız pandeminin de etkisi olabilir. Son 10 yılda lisanslı basketbolcu sayısı artsa da bence oyuncu kalitesi geriye gitmiş durumda.
ALTYAPI ANTRENÖRLERİNİN MOTİVASYONU
Soru 4: “Altyapı programlarımızı geliştirmek için hangi yenilikçi yaklaşımlar ve stratejiler uygulanmalı?” 2032 Brisbane Olimpiyatları hedefi doğrultusunda nasıl bir planlama yapılmalı?
Öncelikle altyapı antrenörlerinin kendini geliştirmeleri için motivasyonlarının artırılması gerektiğini düşünüyorum. 2032 Olimpiyatları için şu anda U16-U17 ve U18 milli takımlarımızdaki sporcularımızın o tarihteki A Milli Takım iskeletini oluşturması lazım. 24-28 yaş aralığında yeterli tecrübeyi kazandırdığımız, kazanma alışkanlığı edinmiş ve birlikte basketbol oynamaktan zevk alan sporcularımız İle önce Olimpiyatlar’a katılmayı sonra da orada bir madalya hedefi koyabiliriz. Bunun içinde aynı sistemde bir birinin devamı şeklinde olan altyapı milli takımlarımızın A Milli Takımımıza sadece fiziksel ve fundemental anlamında değil mental açıdan da hazırlanmış oyuncuları yetiştirmeliyiz.
biraz sivrilen oyuncunun nba yaptığı ortamda, kulüplerin altyapı ile ilgilenmez hale gelişi çok normal. sadece bizde değil, avrupa genelinde de durum aynı.
profesyonel kulüpler bunlar sonuçta. yıllarca emek verdiği sporcular, doğru düzgün a takımda oynamadan nba yaparsa, kulüplerin altyapıya yatırım yapmasının anlamı kalmaz. gençlerin sağlıklı yaşam için spor yapmaları amacıyla sürdürürler altyapı faaliyetlerini sadece.
Nihayet yıllardır 1.neden olarak anlatmaya çalıştiğım konuya katılan bir basketbolsevere rastladım. Dünya nebea’nın çiftliği olmuş, alın size Ömer, gitti dolaştı durdu şu an ne yapıyor bilen var mı? euroleague oynasaydı ne olurdu bilen var mı? Sadece 11 yıllık tv gelirleri 78 MİLYAR AMERİKAN DOLARI olan bir lig mesela alperen’in antrenörüne ne kadar yatiştirme parası ödedi dersiniz? SIFIR LİRA, NEDEN? BİLEN VAR MI? NİYE OYUNCU YETİŞSİN BİLEN VAR MI?
Düşünüyorum,ebiliriz,abiliriz ile konuştukça hiçbir şey olmaz. Ekol olmak için spor kültürü olması lazım biz de var mı? Futbol, basketbol federasyon başkanlarından belli. Erken branşlaşmak kötü doğru bıkkınlık da veriyor ama gençler kaç yaşında branşlaşmalı,15-16 yaşında mı? Elin adamı erken branşlaşmayı başarıyla yapıyor biz niye yapamıyoruz? Altyapı koçlarının çoğu geçim sıkıntısı çekiyor,torpil sporun,basketbolun her yerinde,menajer oyunları,yönetim baskısı da cabası bunları niye açıkça söylemiyorsun? Stop yapamayan,
fundamentali kötü yıldız takım oyuncuları varsa bunda tek suçlu onlar mı? A takımda bile öyle oyuncular yok mu? A takım koçluğu da yaptın ,Türk oyunculara ne kadar süre,şans verdin? Yabancıları oynattın da ne oldu,görev yaptığın takımlardan gönderildin hiç değilse Türk oyuncuları oynatsaydın onlara faydan olurdu. Nba’e de her oyuncu gitmiyor gidenlerin çoğu da bench ısıtıp geri geliyor malum. Oynamayan, hata yapmayan oyuncu gelişir mi, potansiyeli olan çocukların şevki kırılıyor başta Türk koçlar ,kulüp yöneticilerinin umurunda değil, federasyonu söylemeye gerek bile yok sanırım.Bu ülkeye her konuda her şeyden önce doğru düzgün yöneticiler,karar alıcı,vericiler lazım gerisi gelir.
Sn Uğurata bu sayfalarda yere göğe sığdıramadığımız 95-96 (+97) jenerasyonlarımız (altın jenerasyon!)ile Avrupa’da birçok derece almıştı. Üstüne basketbolumuzun gelecek 10-12 yılı bu jenerasyonlarla uçacak diye beklentiler yaratılmıştı. Şimdi nerede bu çocuklar?…. NBA gidenler yarım yamalak! Milli takım kamplarında görünmüyorlar!… Kalanlar kendi ülkelerinde yabancı oyuncuları dinlendirici rollerde kariyer tamamlıyorlar! Fundamental, fizik kuvvet, atletik özellik ve mental eksikleri hem NBA’de hem EL’de hem BSL’de hem de A Milli’de kabak gibi ortaya çıkıyor! Demem o ki en iyi diye erkenden göklere çıkardıklarımız gerçekte potansiyellerine ulaştıramadığımız oyuncular…. Peki nasıl oluyor da piyasada kapış kapış gidiyorlar! Manejer hegemonyası sayesinde. Manejerler özellikle de belli bir grup manejer kulüp koçlarının ve altyapı milli takımlar koçlarının üzerinde etki sahibidirler. Hep kendi oyuncularına daha çok sorumluluk ve daha çok koruma ve kollama sağladılar. Bu manejerler basın, basketbol haber siteleri, “youtube yorum kanalları” vs ile bu oyuncuların PR ve piyasasını da yaptılar. Bir tek yapamadıkları potansiyel oyuncuları üst seviyeye hazırlamaktı… Şimdikilerin fundamentalini düzeltseniz ne yazar? Çark aynı çark! Suyun başındakiler aynı kafada devam ediyor!… Zaten potansiyel diye seçilenlerin bir çoğu yanlış seçim veya taraflı seçim!…
Ekol denilen ülkelerde hemen her branşta stat,salonlar dolu ükemizin en popüler spor dalı futbolda bile bir kaç takım harici tribünler dolmuyor, en iyisiyiz dediğimiz kadın voleybolu da öyle basketbol da. Hal böyle olunca ülkemiz için spor ülkesi demek mümkün değil. Spor ülkesi olmayınca sistem de olmuyor istikrar da gelişim de. Siyasetin etkisi de ayrı. Olimpiyatlarda da başarısız olduk beklenen olmadı. Ancak bazı dönemlerde hasbelkader çıkan oyuncularla veya devşirmelerle başarı elde ediliyor çıkmayınca veya yetiştirilmeyince de günümüzdeki gibi bilhassa tüm milli takımlarda başarısızlıklar da art arda geliyor ama kimse sorumluluk almıyor. En son a milli takım hezimetinden sonra hazıra konma meraklısı koç niye açıklama yapamadı, Sırbistan’daki maçlara çıkmamak kabul edilebilir bir şey mi? Koç konuşmadı dopingden kariyeri bitmiş başkan neredeydi? Amerika’da mı, Bodrum’da mı? Koç röportajlarda hiç bu konulardan bahsetmiyor varsa yoksa kendisi. Gençler ligden düştü nerede sorumlular? Federasyon başkanı seçimleri yani kendi çıkarını düşünerek lig başlama tarihini ileriye attı kulüplerden çıt yok. Yeni yabancı kuralı Türk oyuncular dolayısıyla geleceğimiz için kötü oldu yine başta oyuncular kimseden tepki yok. Altyapı,üst yapı, oyuncu gelişimi , koçların sıkıntıları, yönetimsel hatalar gibi sorunları herkes biliyor ama kimse çözmek istemiyor, ülkede nereyi tutsan elinde kalıyor sporumuz da öyle. Ülkenin ekonomik ciddi sorunlarını ve spora yansımalarını da kimse göz önüne almıyor. Hali hazırdaki zihniyetle sporda gelecek olamaz ki haritası olsun.
Ömer Uğurata çok güzel söylemiş, ancak konuşunca herkes güzel konuşuyor ama iş başa düşünce hepsi kazanma derdinde,daha evvel buradaki koç ropörtajlarında gördük altyapı vbs sonra uygulama yok (arşivde var) Türk oyunculara sabır gösterilmiyor hep söylenen yatarak para kazanıyorlar kısmen doğru da olsa 4artı3 sisteminde 7 yabancı alınır 2 türk oynar diğerleri yatar.Bu sitemden acilen vaz geçilmeli. Yukarıda yazmışlar çok büyük bir manager baskısı var alt yapı milli takımlarına direkt F Doğan üzerinden işleri hallediyorlar. Yine yukarıda yazmışlar ekonomik sorunlar ön planda antranöre askari ücretin biraz üzerinden para veriyorlar orada iş kopuyor.