Fenerbahçe Beko GM’i Derya Yannier, TRTSpor Yıldız’da yayınlanan 41. dakika programının konuğu oldu ve çok kapsamlı bir röportaj verdi.
* Tarık ve Nigel’a NBA’den çok ciddi bir ilgi var. Bunlar yaz döneminde aslında biraz elimizi zayıflatacak ve süreci uzatacak unsurlar. Onlar gitmeden de hem bütçe hem de kadro planlaması olarak önünüzü net göremiyorsunuz. Umarım ikisi de bizimle devam eder. Ancak bize gelip ‘ben NBA’de şansımı denemek istiyorum, bu hayalimi gerçekleştirmek istiyorum’ derlerse de günün sonunda hepsi bizim oyuncumuz, bunca şeyi beraber yaşadık, kimsenin önüne bir engel koymayız.
MARKO BAYRAK OYUNCUMUZ
* Marko Guduric bizim bayrak oyuncularımızdan bir tanesi, burayla özdeşleşmiş bir isim. Şu anda opsiyonlu bir kontratı var. Görüşmelerimiz devam ediyor. Biz uzatmaya yönelik adımlar attık. Süreç devam ediyor. Bence Final Four’dan sonrasına kadar bu durum netleşmez ama umarım Marko bizimle devam eder.
TRANSFERDE ŞANS DA ÖNEMLİ
* Transferde her zaman bir şans faktörü vardır. Siz her türlü detayı düşünüyorsunuz, her açıdan bakmaya çalışıyorsunuz ama işler her zaman düşündüğünüz gibi gitmeyebilir. Dolayısıyla bir yandan da biraz şanslı olmayı dilemek gerekiyor. O bahsettiğim ara dönemde Skylar Mays bizim potansiyeline inanarak yaptığımız bir transferdi. Fakat takım kimyasındaki taşlar henüz yerine oturmamıştı. Skylar Mays de ilk kez Amerika dışına çıkıyordu. Biraz yol gösterilmesine ihtiyaç duyan bir oyuncuydu. Açıkçası bireysel anlamda ona çok sabredecek durumda değildik. Bir yandan da Wade Baldwin‘in sakatlık süreci vardı. %100 sağlıklı şekilde geri dönmesi bizim en büyük önceliğimizdi. İlk sakatlandığında zaten sağlık ekibimizle, kulüp doktorumuzla toplandık ve ‚Wade’i Bir gün bile erken döndürmeyeceğiz. Sanki yaz kampına başlıyormuş gibi yüzde yüz hazır olacak, tüm güç testlerinden geçecek ve hiçbir risk almadan dönecek‘ dedik. Ama tabii ki bu süreçte hayatta kalmamız da gerekiyordu. Bu nedenle adaptasyon süreci yaşamayacak, basketbol olarak ne istediğini ve ne vereceğini bildiğimiz, sistemi tecrübesiyle hızlı kavrayabilecek bir oyuncu arıyorduk. Ve son olarak da, soyunma odasındaki iç dengeyi eline alabilecek ve her şeyi kolaylaştırabilecek bir faktör olması çok önemliydi. Dolayısıyla biz bu saydığım bütün özellikleri Errick McCollum‚da bulduğumuz için gönül rahatlığıyla bu işe girdik. O da beklentinin çok üstüne çıktı. Errick yaşına rağmen o kadar aç ve kendini hala ispatlamak isteyen biri ki, biraz kişisel de aldı bu durumu. Bu bakımdan belki de sezonun kırılma anlarından biri olarak tanımlayabiliriz. Ve en önemlisi, Wade’in geri dönüş sürecinde acele etmememizi sağladı.
SARAS’IN HAKKINI VERELİM
* Hem bütçesel anlamda hem de kontratlarımıza ve oyuncu profillerimize baktığınızda, hep takım olgusu üzerine bir yapı inşa etmeye çalışıyoruz. Yani iki oyuncuya bağımlı değiliz; farklı oyuncuların devreye girebildiği, paylaşımın daha fazla olduğu bir sistem kurmaya çalışıyoruz. Zaten ne zaman top paylaşımı artıyor, asist sayımız da artıyor ve bu da takımımızı çok daha tehlikeli bir hale getiriyor. Kurduğumuz plan baştan beri buydu. Elbette bir veya iki oyuncu eksildiğinde etkileniyorsunuz ama sistem işlemeye devam ediyor. Zaten kafamızdaki öngörülen yapı buydu. Son maçta hem Sertaç hem de Nicolo Melli yoktu. Bu çok büyük bir eksiklikti çünkü sahayı açabilecek, dış şut tehdidi olan iki beş numaramızı aynı anda kaybetmiş olduk. Bir tanesi eksik olsa belki formül üretmek daha kolay olurdu, ama bu durumda farklı bir yapıya girmek, farklı bir senaryoyu oynamak zorunda kaldı Saras. Bu konuda Saras’ın hakkını bir kez daha vermek gerekiyor. Benim için bir koçta en önemli unsurlardan biri esnek olmasıdır. Çünkü basketbolda siyah ya da beyaz diye bir şey yok; tek bir doğru yok, doğruya giden tek bir yol da yok. Bir koçun duruma göre çözüm üretebilmesi, oyun planını buna göre hemen güncelleyebilmesi bence çok değerli ve zor bulunan bir özellik. Bu konuda Saras gerçekten takdiri hak ediyor.
* Bence Saras, Avrupa’nın en iyi koçu. Ama o da biliyor ki, bunun taçlanması için bir EuroLeague şampiyonluğu şart. Kafasındaki mental engellerden biri de bu.
UMARIM EFES TURU GEÇER
* Anadolu Efes – Panathinaikos çok güzel bir seri oluyor. Tabii ki bize rakip olacak takım için bir tercihim veya önceliğim olamaz. Gönül ister ki iki Türk takımı Final Four’da olsun. Umarım tekrar aynı şeyi yaşarız. İki Türk takımından birisinin finalde oynayacağı kesinleşmiş olur. Dileyeceğim şey bu. Ancak günün sonunda zor bir maça çıkacaklar, Panathinaikos ev sahibi. Güzel bir atmosfer olacaktır. Hayırlısı olsun diyeyim.
NBA-AVRUPA PROJESİ
NBA, EuroLeague ile bir proje yapmaya da açık. Fenerbahçe olarak biz bu konuların sürekli ortasında kalıyoruz. Bu da kulübün marka değerinin ne kadar yüksek olduğunu gösteriyor. Bizim şu anda net bir duruşumuz yok, biz EuroLeague’in ortaklarından bir tanesiyiz, 13 hissedar kulüpten birisiyiz. Bunun da bir değeri var. Dolayısıyla EuroLeague’in devamlılığı için elimizden geleni yapmakla mükellefiz. Önümüzdeki süreç ne getirir, bizle birlikte bir şey yapar mı bunu zaman gösterecek. Keşke bütün paydaşlar bir araya gelip Avrupa basketbolunu büyütecek bir şey yapılsa. Çünkü zaten şu anda da olması gereken daha fazla yarışma var. İnsanların kafası her şekilde karışıyor. Takvim sıkıntı, milli takımı etkileyen sıkıntılar var. Dolayısıyla bütün basketbol akılları egoları ve çıkarları bir kenara bırakıp ortak bir paydada buluşabilse.