Haremspor bütçesi itibariyle averaj altında bir takım. Zirveye oynayanlardan Erok, Ankaragücü ve Çayırova’ya kaybetmiş, Trabzonspor’u deplasmanda yenmiş. Ayrıca Ormanspor ve Gaziantep‘e galip gelmiş, deplasmanda Konya BŞB ve Finalspor‘a mağlup olmuş. Takımın kapasitesine göre başarılı oldukları söylenebilir. Koçun ve takımın eleştiriyi hak ettiği tek maç ise bu hafta 21 sayı öndeyken kaybettikleri Pizza Bulls Cedi Osman Basket mücadelesi… Bu mağlubiyet koça yazar ama büyük fotoğrafa baktığınızda Serhat Çetin’in, özellikle oynattığı basketbola baktığınızda başarısız olduğu yorumunu yapmak insafsızlık olur…
Serhat Çetin kibar bir açıklama ile görevden ayrıldığını duyurdu. Oysa arkasında yönetimin, başkanın kararının olduğunu tahmin etmek hiç de zor değil…
Sadece Haremspor değil, kulüplerin tamamına yakını için yöneticilerin basketbolu çok çabuk öğrenecek zekaya sahip olduğu muhakkak… Bizlerin 30-40 yıldaki birikimimizle elde ettiklerimize, onlar 1-2 yılda ulaşabiliyor ve basketbol uleması olabiliyor.
Basketbolda işler kötü gittiğinde refleks olarak federasyona yöneliriz… Ancak Türk Basketbolunun geldiği noktada kulüplerin sorumluluğu, herkesten çok daha fazla… Her türlü enstrüman, malzeme, kaynak onların elinde… Oyuncu oyuncu olacaksa kulüpte olacak… Antrenör kulüpte büyüyüp gelişecek… Bunları yapabilmek için ukala olmak, ego sahibi olmak değil, vizyon sahibi olmak gerekir. Bugün kulüplerin acaba kaçı proje üretiyor… Ya da kaçı hafta sonundaki maçtan başka bir şey düşünmüyor?
İşin en kötü tarafı ise bilgisiz, vizyonsuz, donanımsız yöneticilerin sadece kendi kulüpleri ile ilgili değil, seçimler vasıtasıyla Türk Basketbolu hakkında karar veriyor olması…
Şu bir gerçek ki, basketbolumuzun en zayıf halkası, açık ara kulüp yöneticileri… İyilerini tenzih ederiz… (Basketfaul)
Yönetemeyici desek daha doğru aslında.