Pazar, Nisan 27, 2025
spot_img

BİL Mİ YO RUM… (Naci Özonay)

- Reklam-

Değerli Antrenör, Öğretmen, Yönetici Arkadaşlarım ve Okurlarımız;

Antrenörlük ve okul idareciliği yaptığım yıllarda birbirinden değerli çalışma arkadaşları ile birlikte görev yapma şansına sahip oldum.

Sağ olsunlar tüm çalışma arkadaşlarım bana güvenmelerinin yanı sıra büyük sevgi ve saygı gösterdiler. Hepsine bu anlamda çok teşekkür ediyorum. Ancak onlarla çalışırken sıkıntıya düştüğüm en önemli konulardan biri, bana soru sorduklarında “bu konu hakkında yeterli bilgiye sahip değilim, ilgili (antrenör-öğretmen) arkadaşlarımıza danışalım” dediğim zaman olurdu. Çalışma arkadaşlarım nezaketlerinden dolayı bana bir şey demeseler de gözümün içine “Hocam sen (lider olarak) bu konuyu nasıl bilmezsin? der gibi bakarlardı.”

En son yazdığım “savunma” içerikli yazı sonrası antrenör arkadaşlarımla konuşurken birkaçından “Naci Ağabey sen zaten yıllarını basketbolla geçirdin, bu konuları bilirsin!” yorumları gelince önemle ülkemizdeki idarecilerin sıkıntılarından biri olarak gördüğüm “bilmiyorum” demenin önemi ve zorluğu üzerine yazmaya karar verdim.

Değerli Antrenör, Öğretmen, Yönetici Arkadaşlarım ve Okurlarımız;

“Biliyorum” kelimesi kesinlik ifade eder, anlam ve sonuçları açısından ciddi sorumluluklar gerektirir… Ve yükü de çok ağırdır… Bu yük sadece beni (kişiyi) enterese edecek olsa sorun yok… Bu yük benle birlikte başka insanları da ilgilendiriyorsa “biliyorum” diyeceğim zaman hep birlikte çok iyi düşünmeliyiz… Kaldı ki çalıştığım yıllar boyunca alacağım(ız) kararların önemli bir kısmı bir sürü insanı etkileyecek olan yargılardı…

O yüzden en az düzeyde hata yapma(mız) için mutlaka ve mutlaka uzmanlara danışıp hep birlikte karar almaya gayret ettim. (Ve bunun da büyük keyif ve mutluluğunu yaşadım.) Ayrıca ben tek başıma, tekil olarak karar alacaksam, kimseye danışmayacaksam! Benimle birlikte çalışan onca insana, takım olmaya ne gerek var?

Şimdi bana, risk almaktan çekindiğimi-korktuğumu söyleyen arkadaşlarımı duyar gibi oluyorum. Az önce de yazdığım gibi alacağım risk bir tek beni-şahsımı ilgilendiriyorsa (ki yine de kesin karar vermeden önce iyice araştırma yapıp ilgili uzmanlardan görüş almalıyım) o zaman sorun yok diyebilirim…

Her şeyin çok daha detaylı hale geldiği çağımızda “ben biliyorum” demenin getireceği yük ve sorumluluğu (aynı zamanda sorumsuzluğu), ilgili makamlarda görev yapanların dikkate alması gerekmektedir. Önemle de alacakları karar(lar) geneli ilgilendiriyorsa çok daha özenli olmalıdırlar. Yoksa faturası çok ağır olur. Hepimizin de bildiği bunun yaşanmış bir sürü örneği vardır…

Değerli Antrenör, Öğretmen, Yönetici Arkadaşlarım ve Okurlarımız;

“Bilmiyorum” ya da “emin değilim” kelimesini kendine bu kadar sorun, kompleks yapan başka bir ulus var mı? İnanın “bilmiyorum!”

Bilmiyorum kelimesinin olgunluk, dürüstlük ve kendini bilme olduğunu ne zaman kabul ederiz?

Bilmiyorum diyen birinin bilgi sahibi olma ihtiyacı hissettiğini, kendine öğrenmenin kapılarını sonuna kadar açtığını ve karşısındaki insanlara güven verdiğini ne zaman kabul ederiz?

Bilmiyorum diyen birinin öğrenmeye devam ettiğini, keşfetme merakının olduğunu ve yaşam boyu öğrenme kapasitesinin olduğunu ne zaman kabul ederiz?

Bilmiyorum demenin kişinin sınırlarını bilmesi açısından başarıya giden yolda en önemli araç olduğunu, aslında yeteneğinin bir göstergesi olduğunu ne zaman kabul ederiz?

Bilmiyorum diyen birinin karşısındaki kişi ile yarışa girmediğini, karşısındaki insanı eleştirmediğini, erdemli biri olduğunu ne zaman kabul ederiz?

Bilmiyorum kelimesinin bizi küçültmediğini ne zaman kabul ederiz?

Bilmiyorum diyen birinin aslında tevazu sahibi olduğunu, sorumlu davrandığını ne zaman kabul ederiz?

Değerli Antrenör, Öğretmen, Yönetici Arkadaşlarım ve Okurlarımız;

Merak ettiğimden sorma ihtiyacı hissediyorum:

İdareci-lider pozisyonunda görev yapan insanlar her şeyi bilmek zorunda mı?

İdareci-lider pozisyonunda olanlar yetkin ya da emin olmadıkları konularda bir uzmana danıştıkların da küçük mü düşmüş oluyorlar?

İdareci-lider pozisyonunda olanlar bilmedikleri konularda bilgi sahibi birine sorduklarında kaybettiklerini mi düşünüyorlar?

Ne zaman kendi bildiğimizden daha geniş bilgiye sahip olan insanların olduğunu kabul ederiz? Bulunduğumuz çağın gereği olarak bugün doğru olanın yarın eksik ya da geçersiz olacağını göz önüne alıp neden danışma ihtiyacı hissetmeyiz?

Bilmiyorum ifadesi çok değerlidir. Bir problemin yanıtlarını takım halinde, ortak hareket ederek bulmaya çalışmanın yaratacağı heyecan, coşku ve keyfi inanın tahmin bile edemeyiz…

Saygılarımla…

- Reklam-

4 YORUMLAR

  1. Naci hocam artık hiç bir şey bilmiyorum desem her halde gülersin bana. Bildiklerim tabi ki var ama danışan yok, bu arada ben bilirim diyen o kadar çok insan varki. İçinde bulunduğumuz yıllarda ben bilirimciler basketbolun yönetiminde olduğundan işler bir türlü düzelmiyor. Ne dersin ?

  2. Sevgili Efe merhaba. Basketbol yaşamın ta kendisidir. Ve takım olmanın en güzel örneğidir. Aslında hiçbirimiz tek başımıza bir şey ifade etmiyoruz. Bir araya gelince, ürettiğimiz fikirler sayesinde farklı pencerelerin açılmasına neden oluyoruz. Başkasının penceresinden bakınca da hiçbir şey bilmediğimizi ya da eksik bildiğimizi görmüş oluyoruz… Bu çerçevede görevimiz ne olursa olsun yetkili olduğumuz alan(lar)da uzman bir ekiple çalışıp onları dinlemek zorundayız. Steve Jobs’ ın çok sevdiğim bir sözü var:
    “Zeki insanları işe alıp sonra onlara ne yapacaklarını söylemek mantıklı gelmiyor.
    Biz zeki insanları işe alırız ki onlar bize ne yapacağımızı söylesinler…”

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Sosyal Medya

33,250TakipçilerTakip Et
37,773TakipçilerTakip Et
65,321AboneAbone Ol

popüler

zonguldak psikolog
zonguldak bireysel terapi
online terapi