Salı, Ekim 8, 2024
spot_img

Bir Belgesel Çekebilir Misiniz? (İlker Yıldız)

- Reklam-

Son yıllarda A Milli Kadın Takımımızın ve A Milli Erkek Basketbol Takımımızın tarihi başarısızlıklarına tanık olduktan sonra, A Milli Erkek Futbol Takımımızın da bu başarısızlık kervanına katılmasıyla birlikte üzüntümün, hayal kırıklığımın ve kızgınlığım had safhaya ulaştığını belirtmek isterim. Bu üç milli takımımızda da nedense birbirine benzer sorunların ve milli ruha hiç yakışmayan olayların yaşanması da ayrıca hem üzüntümü hem de kızgınlığımı daha da arttırdığını söyleyebilirim.

Ben de bu üç milli takımımızla peş peşe yaşadığımız hayal kırıklıklarını unutmak adına A Milli Kadın Voleybol Takımımızın karakterli ve bu ülkeye karşı sorumluluklarının bilincinde olan oyuncuları “Filenin Sultanları”nın başarı hikayesinin ele alındığı 2021 yapımı “Filenin Sultanları – Sebat” belgeselini bir kez daha izledim. Bu sayede, beni adeta basketboldan ve futboldan soğutma noktasına getiren bu üç milli takımımızın başarısızlıklarını ve bizlere yaşattıkları tarifi zor hayal kırıklıklarını bir nebze de olsa unutmaya çalıştım.

Bir kez daha gördüm ki; “Filenin Sultanları” gerçekten de kendilerine verilen ismi sonuna kadar hak ediyorlar. Onlar, popüler kültür ikonları yapılarak ortaya bir şey koymadan tepemize çıkardığımız ve şımarıklıklarıyla uğraşmak zorunda kaldığımız “12 Dev Adam”, “Potanın Perileri” ve “Bizim Çocuklar” gibi isimlere yakışmayan performanslar sergileyenler gibi değiller.

Onlar, kimilerinin yaptığı gibi milli takım ruhunu yerlere indirmediler, göklere çıkardılar. 25-30 günlük milli takım kampını çok görüp de kampa katılmamak adına bin bir bahane üreterek görevden kaçmadılar. Tam tersi 4-5 aydır milli takım kamplarında bu ülkeye olan sorumluluklarını yerine getirmek adına alın teri döküyorlar. Kimilerinin kendi kulüp takımlarında oynaması zora girince milli takımı hatırlayıp, bencilce de kişisel istatistiklerine oynayarak kulüp takımında süre bulma hesabı yapmadılar. Kimilerinin tatil programı mı milli takım kamp programımı belli olmayan bir program içerisinde yer almadılar ve sonunda yaşanan başarısızlıklara değinmeden başka bir ülkede soluğu almadılar. Her şeyi konuşacağız diye demeçler veren ama bir aydır izine rastlanmayanların sorumluluğunda yaşanan birçok absürt olayın yaşanmasına müsaade etmediler.

Herkes bir iz bırakır…
Bizim gibi sevindiler, bizim gibi üzüldüler, bizim gibi milli ruhu yüceltmek adına canını dişine takarak mücadele verdiler; biz de onlarla sevindik, onlarla üzüldük, onlarla sevinç göz yaşları döktük… Onlar için uykularımızı böldük ve sabahın erken saatlerinde ekran başına geçtik. Çünkü, onlar bu ülkeye değer verdiler, bu ülkeye değer kattılar, bu ülkenin insanını mutlu etmek için fedakarlıklar yaptılar. Kimileri gibi milli takım kamplarını yaz tatili havasında değil, yaz mevsimini göremeden yoğun bir şekilde geçirdiler. Kısacası bizim gibiydiler. Kimileri gibi hak etmedikleri şekilde göklere çıkarılmadılar ve müsabakalara özel uçaklarla değil, bizler gibi tarifeli uçaklarla yolculuk ederek katıldılar. Kendilerini kimileri gibi Olimpos Dağı’ndaki pagan tanrılar zannetmediler. Bu nedenle de onlar bizim sultanımız ve başımızın tacı olmayı hak ettiler. Diğerlerinde ise milli takım konusunun kimileri tarafından sıkça pazarlık haline getirildiğine üzülerek tanık olduk ve sonuçlar da ortada… Kimi başarılarıyla ülke spor tarihimize kalıcı şekilde silinmez izler bırakırken, kimileri ise sorumlu oldukları başarısızlıklardan dolayı hatırlanmak istenmeyenler listesine adlarını yazdırdı…

Basketbolumuzda özeleştiri yok mu?
Değerli Basketbol Federasyonu yetkililerine bu ülke adına çok basit bir soru sormak istiyorum. A Milli Kadın Voleybol Takımımızın bu ülkeye yaşatmış olduğu başarılar karşısında, hem A Milli Erkek Basketbol Takımımızın hem de A Milli Kadın Basketbol Takımımızın bu ülkeye hak etmediği şekilde yaşattığı başarısızlıkları ve milli takım kamplarına katılmama adına yaşanan olayları mukayese edip de hiç mi özeleştiride bulunmayı düşünmediniz?

Yerli oyuncuların figüran olduğu ve yurt dışına göre çok daha yüksek ücretler ile kontrat imzalayana yabancı oyuncuların assolist olduğu Basketbol Süper Ligi’nin Avrupa’nın en iyi ligi olduğunu iddia ediyor ve bundan da övünüyorsunuz! Pekâlâ, hem erkekler hem de kadınlar Basketbol Süper Ligleri bu kadar kaliteli ve başarılı da neden bununla ters orantılı olarak A Milli Takımlarımız her geçen gün bu kadar başarısız olmaya devam ediyor? Yoksa bizlerin bilmediği bir şekilde TBF’nin önceliklerinde A Milli Takımlar yerine, yerli oyuncularımızın figüran olduğu başta ‘de yer alan olmak üzere Avrupa Kupaları’nda başarılı olmak adına milli takımlarımızı öncelemeyen bazı kulüplerin öncelikleri mi geliyor!

8’den 24’e, 7’den 14’e…
26 Ekim 2016’da Başkanlığına seçilen Sayın Hidayet Türkoğlu ve ekibinin ilk göreve geldiklerinde Dünya sıralamasında 8. sırada yer alan A Milli Erkek Basketbol Takımımızın, son açıklanan (2023 Ağustos) FIBA Dünya sıralamasında 24. sıraya gerilediğini üzülerek görüyoruz. A Milli Kadın Basketbol Takımımız da mevcut federasyon döneminde FIBA Dünya sıralamasında 7. sıradan, 14. sıraya geriledi. A Milli Takımlarımız son 30 yılın en başarısız sonuçlarıyla karşı karşıya durumdayken, yabancı oyuncular ligleri, özür diliyorum Türkiye Basketbol Süper Ligleri Avrupa’nın en iyi ligleri olsa ne olur, olmasa ne olur!

Ülke basketbolumuzun gelişimine engel olmaya başladı
Hangi spor branşında olursa olsun A Milli Takımlar düzeyinde elde edilen başarılar; toplumsal bütünleşmeye, o spor branşına olan ilginin artmasına ve gelişimine, paydaşlarının motivasyonunun yükselmesine ve daha nitelikli işlere imza atılmasına katkı sağlayan en önemli unsurdur.

Kadrosunda yerli oyunculardan çok yabancı oyuncuların yer aldığı, süre ve sorumluluklar açısından da çoğunlukla yabancı oyuncuların ön planda olduğu kulüp takımları ile Avrupa Kupalarında elde edilen başarılar ise; hem milli takımlarımızın başarılarını hem o spor branşındaki oyuncu havuzunun genişlemesini hem toplumsal bütünleşmenin sağlanmasını hem o spor branşındaki paydaşların motivasyonunun artmasını hem gerçek emekçilerin değerinin anlaşılmasını hem de önceliklerimizi doğru tespit etmemizi engellemiştir.

Voleybolda “Sebat”, basketbolda “Ya Sabır” belgeseli
Pekâlâ, Türkiye Voleybol Federasyonu tarafından A Milli Kadın Voleybol Takımımızın başarılarını ölümsüzleştirmek için çekilen “Filenin Sultanları – Sebat” belgeselinin bir benzerini, basketbol ve futbol milli takımlarımız için de çekebilir miyiz? Ya da çekseydik nasıl bir belgesel olurlardı?

Türk Dil Kurumu sözlüğünde “Sebat” kelimesinin anlamı: 1. Sözünden veya kararlarından dönmeme; direşme. 2. Bir işi sonuna değin sürdürme; direşme. Filenin Sultanları sebat ettiler ve başardılar. Çok daha önemli başarılar elde etme adına yine sebat ediyorlar ve yeni “Sebat” belgesellerinin çekimi adına malzeme biriktiriyorlar. Basketbol milli takımlarımız için bizler ise “Ya Sabır” belgeseli çekiyoruz. Aradaki fark maalesef bu kadar büyük!

Her şey Türk basketbolu için. Her şey A Milli Takımlarımız için. Saygılarımla.

- Reklam-

4 YORUMLAR

  1. Sayin Ilker Yildiz.
    Yaaaaaaaaaaaaa … Sabir.
    Telif haklari bana aittir. Deeee … kulanabilirsiniz hic problem degildir. Duyurayim dedim taaaaa uzaklardan. Saygilarimla. Hollandadan Hasan Ulu

  2. Bilmiyorum izlediniz mi, birkaç gün önce NBA’in youtube kanalında “The Rise of Turkish Basketball” başlıklı yaklaşık 50 dk’lık bir belgesel yayınlandı. Basketbolumuzun özellikle milli takımlarımızın dibe vurduğu bir dönemde böyle bir belgesel yayınlanmasını ilginç buldum. Acaba dedim TBF başkanı NBA’deki bağlantılarını kullanarak böyle bir PR çalışması mı yaptı. Başkanın NBA’de böyle bir lobi gücü varsa takdire değer, keşke bu eforunu biraz da ülke basketbolunun sorunlarını çözmek için harcasa. Belgeselde başta Euroleague takımları olmak üzere kulüp takımlarının başarılarına odaklanılmış, maç görüntülerinde tabii ki ağırlıklı olarak yabancı oyuncular var, videonun kapak resmi olarak da Allen Iverson’ın Beşiktaş formasıyla resmi kullanılmış, işin iç yüzünden habersiz olanlar Iverson’ın Türkiye’de geçirdiği kısa zamanın kimsenin hatırlamak istemediği bir fiyasko olduğunu bilmiyor nasıl olsa. Şu an NBA’de yer alan oyuncularımızla ilgili bölümler de var, ama Alperen Şengün hariç bu oyuncular için de gidişatın parlak olmadığından söz edilmemiş tabii ki. Sonuçta keşke belgeselin adındaki gibi Türk basketbolu yükseliş döneminde olsaydı, ancak maalesef tam tersine Türk basketbolu dibe vurma dönemini yaşıyor.

  3. Ne yazık ki, basketbola da aynı tür (kadın voleyboluna olduğu gibi) yatırım yapmak isteyen Eczacıbaşı çekildi. Aydın Örs, uzaklaştırıldı. Yerli basketbolcudan önce yerli hocalardan vazgeçildi. Onlar her sezon bir yıldız parlatırlardı. Sonra saçma sapan yabancı hocalar ve en az onlar kadar saçma (ve aslında yerli olmayan) Ergin Ataman gibilere kaldı basketbol sahaları. Fenerbahçe’nin Obradovıc hamlesi, başarılı bir kulüp hamlesiydi ve asla milli bir hamle değildi. Başarılı da oldu, Euroleague şampiyonluğu büyük sinerji yarattı, ama bu sinerjiyi milli yatırıma dönüştürecek federasyon yerine, kişisel çıkarları için kullanacak bir Federasyon yönetimi (liyakat değil siyaset destekli) oluşturuldu. Çalıştırdığı takımlarda, sakatlık, bütçe vs. gibi zorlamalar olmadığı sürece, tek bir Türk Basketbolcuya sorumluluk vermemiş, bazılarını bir saniye süre vermemiş Ataman’a teslim edildi her şey. Herkes sustu. Kimse düşman bilinmek istemiyordu. Ataman basketbolu futbol fanatiklerine indirdi ve fanatik desteği ve hayal taciri başarısı ile bu noktaya getirdi. Hak etmiyoruz, ama hak ettik.

  4. Sayin Bulent Turhan Gunduz.
    Yorumunuza saygiyla. Koc Obradovic icin yazdiginiz kisa bolume katilmiyorum. Yanlis anlasilmasin keske Obradovic hoca tekrar ulkemize gelsede o guzelim rekabeti parkelerde seyiredebilsek tekrar. Koc Obradovic ulke basketbolumuza hic bir sey katmamis dir. Klub takimlar seviyesinde deeeeee …az bir sey yapmis dir o da ilk defe THY EuroLeagu Sampiyonlugunu ulkemize getirmisdir guzide klubumu FB – Ulker sayesinde. Hic bir tane oyuncu cikarmamistir. Hep yaptigi kendi SIRP GENC oyuncularini 19 yasinda getirip bol – bol oynatmistir ve bir ust seviyeye hazirlamistir. Bilmem anlatabildimi. Tabiki bu BENIM – actigim PENCEREDEN – bakis acim. Herkesin affina siginarak. Saygilarimla. Yoksaaa uzun kacacak ve Kapanli Hocaaaam gene kulagimi burkacak. Vahahahahaha. Hollandadan Hasan Ulu

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Sosyal Medya

33,250TakipçilerTakip Et
37,470TakipçilerTakip Et
65,321AboneAbone Ol

popüler

zonguldak psikolog
zonguldak bireysel terapi
online terapi