Yöneticiler kulüpleri sıçrama tahtası gibi değil, evleri gibi görmelidir. 40 bin lira geliri olan aile, 80 bin liralık rezidansta oturabilir mi? Bütçeleri buna imkan verir mi? Ama görüyoruz ki kulüp yöneticileri çok büyük bir sorumsuzlukla hareket edip arkalarında büyük borçlar bırakıyorlar. Onların namı yürüse, iş adamıysalar belli noktalara daha kolay ulaşsalar da olan kulüplere oluyor.
Son günlerde Karşıyaka‘yı konuşuyoruz, Karşıyaka’ya üzülüyoruz… Ama sanmayın ki lastik patlatan tek kulüp Karşıyaka… Olmayan gelirlerle bütçe yapan çok sayıda kulüp batma noktasında. Köklü kulüpler zaman içinde toparlansa da, birçok kulübün kapandığını hepimiz biliyoruz. Gerekirse küçülüp küme düşmek onursuzluk değildir ama verilen sözlerin tutulmaması onursuzluktur.
Bizde yöneticinin başarısının yegane kriteri, sportif başarı… Uygar ülkelerde ise denk bütçelerle sürdürebilirlik içinde gelişme… Almanya‘da, Fransa‘da geliriniz 100 liraysa, size 120 lira harcatmazlar… Çünkü orada kontrol mekanizması, yasalar, yönetmelikler göstermelik değildir. Bizde ise mali kriterleri getirdiği için alkışladığımız federasyon, özellikle son sene seçimlerde kulüpleri üzmemek adına kulağının üzerine yattı.
Şu andaki aktif oyuncuların, antrenörlerin en az yarısının geçmiş yıllardan alacağı var. Özellikle TBL‘de birçok kulüp iki sözleşme yapıp, federasyon sözleşmesindeki bedelleri ödüyor ve böylece katılım hakkını almayı sürdürüyor. Herkesin bildiğini federasyon bilmiyor olabilir mi? Yabancı oyuncular gerek BSL’de, gerekse TBL’de ister paranın tamamı sözleşmelerde gösterilsin, ister iki sözleşmeye bölünsün, ödemeler gecikmişse FIBA‘ya gidip haklarını koruyabiliyorlar. Yerliler ise “Aman dava açarsak ileride kulüpler korkup bizle anlaşmaz” endişesiyle yutkunuyorlar.
Yerliler pahalı diye federasyonun yabancı sayısını 7’ye çıkarması, kulüplerin mali sorununu çözdü mü? Hayır. Kulüp yöneticileri, gerek mali açıdan rahatlamak, gerekse ülke basketboluna gerçek anlamda hizmet etmek için geçerli yolun oyuncu yetiştirmek olduğunu anlamadıkları sürece bu tür sorunları konuşur dururuz. Bir zamanlar Milli Takıma harika oyuncular gönderen Karşıyaka’nın altyapısından yetişen son büyük oyuncuyu hatırlayanınız var mı?