Silivri merkezli 6.2 şiddetindeki deprem hepimizi çok korkuttu. İstanbullular kendilerini parklara attı, İstanbul dışındakiler yakınlarının durumunu öğrenmek için telefonlar kilitledi. Bu kadar çok korkmamızın nedeni, Marmara’daki büyük depremlerden bu yana çeyrek asır geçmesine karşın çoğu yapının hala depreme dayanıksız olduğunu biliyor olmamız. Elbette hiçbir şey yapılmadı değil ama hala on binlerce yapı risk oluşturuyor.
1999 depremini sırasında İstanbul’daydım… Rahmetli Alper Mütevellioğlu bende misafirdi. Deprem olunca ben evden dışarı fırlarken, o gazetesini alıp tuvalete girmişti. İşini bitirip toplandığımız alana geldiğinde de yüksek sesle “Depremin merkez üssü Kocaeli.” demiş, bilgi sahibi olmak isteyenler etrafımızda kalabalık oluşturup kulak vermişti. Demek ki önceden depremle ilgili makaleleri okumuş… Allah rahmet eylesin…
İkinci depremde ise Abdi İpekçi Salonu’ndaydım… Salonun çatısı binlerce kişi teneke kutuya elindeki değnekle vuruyor gibi ses çıkarmıştı. Ben koşarak çıkarken, Remzi Dilli ve Erkan Ataç bana gülmüşler, neredeyse 2 dakika sonra dışarıda yanıma gelmişlerdi…
6.2’lik depremler Japonya gibi depreme karşı önlem alan ülkeler için sinek vızıltısı ama bizim gibi depremin ciddiyetini kavrayamayanlar için büyük panik… Umarız son depremi bir uyarı olarak kabul eder ve uykudan uyanırız…
Depremin elbette spora da etkisi oldu ve bugün bazı takımlar antrenmanlarını iptal etti… Marmara Denizi’ne yakın bölgedeki takımların oyuncuları evlerine giremedi. Depreme asansörde yakalanan Büyükçekmece‘nin yabancıları şok geçirdi… TBF de kulüplerle görüşerek bugünlerde oynanacak karşılaşmalarda takım üyelerinin, oyuncularının, taraftarların tedirginliklerini dikkate alarak ya maçları erteler, ya da maçları güvenli bölgelerdeki salonlara alır…
Bununla geçmiş olsun diyelim… Allah korktuğumuzdan bizi sakınsın ama her işi de Allah’a havale etmeden, bilim gereklerini yerine getirelim…
Bilimin gereklerini okumuş insan görünce beni afaganlar basıyor diyen rektör yardımcısı ve benzerlerini makam sahibi yapan, 23 yılda 18 kez eğitim sistemini 45 kez ceza hukukunu değiştiren, yobazlık ve cahillikten beslenen, tarikat ve cemaatleri
heryere dolduran, herşeyi Allah ve kadere bağlayan,depremi ve etkilerini uyaran bilim adamlarına felaket tellalı, dış güçlerin adamı diyen iktidar yapabilir mi?
Necip Abi iyi ozetlemişsin.Ayıp bize 26 yıl gecti..Bu işi çözebilirdik.