Cumartesi, Temmuz 27, 2024
spot_img

Erdem Can (Naci Özonay)

Değerli Antrenör, Öğretmen ve Yönetici Arkadaşlarım,

Ne zaman elime liderlikle ilgili bir kitap geçse ülkemizdeki yöneticileri ve ülkemizin yönetici hatalarından gelmiş olduğu noktayı düşünmeden edemiyorum. Bizleri yöneten insanların konuları ile ilgili olarak liderlik konusunda eğitimler alıp almadığını ve liderlikle ilgili kitapları-yayınları okuyup okumadıklarını gerçekten merak ediyorum. Ancak ortaya çıkan tabloya baktığımda her iki durumunda yapılmadığını üzülerek görüyorum.

Basketbol sporu ile antrenör olarak aktif bir şekilde çalışmaya başladığım 1984 yılından itibaren (o yıllardaki adıyla Efes Pilsen) Anadolu Efes’i örnek kulüp kabul etmiş ve izledikleri yol haritasını (önemle altyapıdaki) takip etmeye çalışmışımdır.

Anadolu Efes benim için o yıllardan itibaren Türk basketbolunun lokomotifi konumunda olmuştur.

Anadolu Efes yöneticilerinin sevgili Erdem Can’ı transfer ettiklerinde ise kendi adıma büyük bir mutluluk duyduğumu söylemek zorundayım. Mutluluğumun nedeni, Anadolu Efes’te yeni bir Türk antrenör serisinin başlayacağını düşünmüş olmamdan kaynaklanmaktadır.

Ancak son dönemde Anadolu Efes’te yaşananlara baktığımda ülkemizdeki yönetim eksikliğinden onlarında etkilendiğini-payını aldığını üzülerek görmekteyim.

Değerli Antrenör, Öğretmen ve Yönetici Arkadaşlarım,

Kulüpler tabii ki antrenör ve oyuncularıyla yol ayrımına giderler. Bu çok olağan bir durum. Ancak son yaşanan Anadolu Efes-Erdem Can ayrılığı benim için birçok yönüyle büyük sürpriz olmuştur.

Efes yöneticileri Erdem Can’ı transfer ederken skor olarak hemen iyi sonuçlar alacağını mı düşündü? Peki istenilen başarılı sonuçlar gelmezse eylem planları Erdem Can’la yolları ayırmaktan mı geçiyordu?

Obradoviç, Fenerbahçe basketbol takımına geldiği ilk yıllarında play-off serisinde Karşıyaka basketbol takımına elendi. Ancak Fenerbahçe yöneticileri Obradoviç’le yollarına devam ettiler. Obradoviç liderliğindeki Fenerbahçe hem Türkiye liginde hem de Avrupa’da aralıksız 4 yıl boyunca büyük başarılar elde etti.

Antrenör transfer ederken değerli Anadolu Efes liderlerinin-yöneticilerinin nasıl bir yol haritası çizdiklerini, neler düşündüklerini ve nasıl bir planlama yaptıklarını gerçekten merak ediyorum. Çünkü kulüp liderleri ve yöneticilerinden sonra ki en önemli insan, kulübün antrenörüdür. Bu bağlamda yapılacak antrenör seçimi kulübün geleceği açısından da büyük önem taşımaktadır.

Anadolu Efes gibi tecrübeli bir kulübün önemle antrenör alırken çok ciddi kriterlerinin olması gerekmektedir. Anadolu Efes kulübünün bünyesine katacağı antrenörü en az 4-5 yıllık olarak planlaması gerekmektedir. Hangi antrenör olursa (Türk antrenör bile olsa) olsun geldiği kulübü, organizasyonunu, kültürünü, insanları ve yapıyı tanıması en az bir senedir.

Anadolu Efes lider ve yöneticilerine şu soruları sormak istiyorum:

Antrenör transfer edilirken yöneticiler tarafından sevgili Erdem Can’ın “ZAMANA” ihtiyacı olacağı ve “SABIRLI” olunması gerektiği hiç hesaba katılmadı mı?

Erdem Can ve takım oyuncularının birer insan olduğu, duyguları bulunduğu, zor zamanlarda iletişime ve desteğe ihtiyaçları olacağı yöneticiler tarafından hiç düşünülmedi mi?

Takımın geçtiği bu zor dönemde yöneticiler antrenörünün yanında durmayarak takımda ve Anadolu Efes’i izleyen insanlarda ciddi bir “GÜVEN” sorunu yaratmadı mı?  

Süreçte bu gelinen noktadan bir tek Erdem Can mı sorumlu? yani Anadolu Efes’in yöneticilerinin hiçbir hatası, eksiği yok mu?

Yoksa hayatımızın ayrılmaz parçası! olan artık kurumları da yutmuş bulunan “sosyal medya” eleştirileri mi dikkate alındı?

En Önemli sorumda; Anadolu Efes yöneticileri Erdem Can’ın yerine geçip “EMPATİ” yaptı mı?

Sanırım cevabı hayır olacak. Cevabı evet olacak olsa, Erdem Can daha ülkesine dönmeden ilgili yöneticiler ‘akıl tutulması’ yaşayıp kulüple ilişiğinin kesildiğini şık olmayan bir şekilde açıklamazdı. Burada yöneticilere Abraham Lincoln’ün bir sözünü hatırlatmak isterim;

              “Nezaketten daha güçlü bir şey yoktur”

Değerli Antrenör, Öğretmen ve Yönetici arkadaşlarım,

14 Şubat itibariyle BSL’de 18 takımdan 10’u, TBL’de ise 10 takım 12 antrenör değişikliğine gitti. Zorunlu olarak bir soru daha sormak istiyorum. Tüm bu başarısızlıkların nedeni sadece antrenörler mi? Yani yöneticilerimizin süreçle ilgili hiçbir hatası yok mu?

Şunu tüm kulüp yöneticileri çok iyi bilmeli, lider ve yöneticiler antrenörlere rahatlıkla değiştiririz gözüyle baktığı müddetçe antrenörler de kulüplere günlük olarak bakacak ve kulüpte kaldıkları gün ve haftaları kazanç olarak görecektir. Burada kim kazançlı kim zararlı sorusu ortaya çıkıyor. Bu sorunun cevabını değerli lider ve yöneticilere bırakıyorum.

“İki Yanlış Asla Bir Doğru Yapmaz” başlıklı yazımda Michigan üniversitesindeki yapılan önemli bir çalışmaya yer vermiştim. Çalışmada dünyayı bekleyen 10 büyük tehlike olduğunu ve toplumun sonunu getirebilecek bu tehlikelerin üçüncü sırasında “KURUMLARIMIZDAKİ YÖNETİM VE LİDERLİĞİN KALİTESİNİN*” geldiğini yazmıştım.

Değerli Antrenör, Öğretmen ve Yönetici arkadaşlarım,

Ülkemiz insanına karşı sabrımızın ve kredimizin olmadığını, kendi evlatlarımızın yine çok kolay bir şekilde gözden çıkarıldığını son yaşanan Anadolu Efes- Erdem Can ayrılığında görmekten üzüntü duyduğumu belirtmek isterim

Sevgili Erdem Can konusunda şunları söylemek isterim: Gerek kişilik gerekse de basketbol konusunda ülkemizin yetiştirmiş olduğu değerli bir insan. Bu yol ayrılığında kaybedenin Anadolu Efes mi yoksa Erdem Can’mı olduğunu zaman gösterecektir.

Anadolu Efes spor kulübü yöneticilerinin bu yıl sonuna kadar sabırlı olabilmeleri durumunda (çok önemli aksilikler olmadığı sürece) 5 yıl boyunca antrenör arayışına girmeyeceklerini ve ülkemize de geçmiş yıllarda olduğu gibi değerli bir Türk antrenörü kazandıracaklarını düşündüğümü ifade etmek isterim.

Anadolu Efes Spor Kulübü lider ve yöneticilerinin bana kızdığını hissediyor gibiyim. Lütfen bana kızmasınlar. Yazımın girişinde de belirttiğim gibi “Türk basketbolunun lokomotifi” konumunda olan bir kulübün bu hataları yapmasını kabul edemediğimden ve ülkemizin yetiştirmiş olduğu sevgili Erdem Can’ın böyle bir ayrılığı hak ettiğini düşünmediğimden dolayı bu yazıyı yazma ihtiyacı hissettim.

En büyük korkum ülkemizdeki liyakatsizlik kanserinin bizler için rol model olan kurumlara da sirayet edecek olmasıdır.

Saygılarımla

*Kaynak Bir Lider Olabilmek  Warren Bennis  s 3-4 

33 YORUMLAR

  1. Nasıl Türk dizileri yıllardır “Romantizm’den” kurtulamadı, eski kuşak da “Efes Pilsen Romantizm’inden” kurtulamadı.Wahşi kapitalizm geldi a dostlar , artık para değerli ne kadar reyting o kadar sabır… Game off Thrones’ da Eddans Stark nasıl ilk sezonu göremediyse , Erdem Can’ın da ilk sezonun sonunu görmemesi normal… Romantik değil artık dünya, öyle baş karaktere kıyamam 5 sezon kalsın yok artık , Realist dünya bu, ilk sezon demez alırlar kelleyi!!(dizi gerçek saha mecaz) Dolayısıyla hepimiz isteriz Efes Pilsen hala eskisi gibi devam etsin amma velakin Anadolu Efes artık o!!! Saygılarımla…

    • Sevgili okur, bende yazılarımı romantizm den uzak liderlik le ilgili bilimsel kitaplara dayanarak realist bir şekilde yazıyorum. Neticesinde sanırım sizde bir çalışan birisiniz. Çalışan biri değilse bile bir ebeveynsiniz. Size de liderlikle ilgili kitapları her koşulda okumanızı öneririm. Saygılarımla.

    • Yazıyı tam olarak anlayamadınız heralde. Erdem Can in sadece görevine son verilmesi değil, tavır ve güvensizliğin takıma etkisinden de bahşedilmiş. Uzakta konulduğunu öğrenmek realist ise sporun bir kıymeti kalmadı demektir lakin sporun özü sadece rekabet değil. Ha siz sadece rekabet olarak görüyorsanız ha at yarışı ha basketbol. Yazarın ellerine sağlık. Güzel analiz ve tavsiyeler.

    • Yazıda romantizm yok, tam tersine rasyonel olma gereğinin altı çiziliyor. Efes yönetimi fevri ve yanlış kararlarla yine kaotik bir döneme girdi, önümüzdeki sezon her şeye sıfırdan başlanacak ve böyle giderse yine sabır gösterilmeden yanlış kararlarla süreç devam edecek. Bu filmi daha önce izlemiştik.

  2. Erdem hoca, kişilik, karakter, bilgi birikimi veTürk insan yapısını en iyi bilen ,Türk basketbolunun gelecekteki en flaş ismi olacak sabrında bir hoca. Ama yeterli yönetici ve liderlik nosyonuna sahip olamayanların yapısal özelliği olan sabırsızlık hastalığı ve plansızlık, ufuk ötesi düşünce yoksunluğu gereği en kolay yol tercih edilerek Erdem hoca harcanmıştır. Kaybeden hep kurumlar ve ülkemizdir. Selamlar saygılar.

    • Osman Bey merhaba. Altını çizdiğiniz konularda çok haklısınız. Liyakatsizlik konusunda hepimize görevler düşmekte. Ülkece bu kangren yapıdan kurtulmak zorundayız. Saygılarımla

  3. Yazının, Erdem Can’ın tarafında olunarak kaleme alındığını anlamak çok zor değil. Yazarın görüşünün bu yönde olması da hiç anormal değil, yazının içinde de bu durumu haklı çıkaracak çok sayıda notlar var. Ancak yine yazarın bahsettiği gibi 1984 yılından beri basketbol kültürüne sahip bir kurumun ve bu tedrisatta yetişmiş yöneticilerin de, kendilerine uygun antrenörü seçme kapasitelerinin olmadığını ima edebilmek te, pek şık olmamış. Her kulüp için antrenör değişikliği şartları oldukça farklıdır. Buradan anlaşılan, Anadolu Efes için antrenör değişikliği şartlarının gerçekleşmiş olduğudur. Bu ne Erdem Can’ın kötü antrenör olduğuna, ne de Anadolu Efes’in kötü yönetildiğine işaret eder.

    • Sevgili Okur, yazımı Anadolu Efes yanında olarak yazdım. Türk basketbolunun lokomotifi olmuş bir kurumun bu tip davranışları yapması şık değil. Kendinizi Erdem Can’ın yerine koyup empati yapın lütfen. Saygılarımla

      • uzun zamandır 90larda ve 2000 lerin başında tanık olduğumuz Anadolu efes kültüründen kurumsal olarak çok uzaklaştıklarını düşünüyorum. Ergin Ataman dönemi bu bozulmayı sadece örten bir dönem oldu. Furkan Korkmaz, Onuralp Bitim ve daha niceleri Anadolu Efeste tutunamayıp başka mecralarda çok başarılı olabildiler. Anadolu efes yönetimini adece sonuç odaklı ve bugünü düşünen kurumsal hafızası maç sonuçların göre şekillenen çok parası olup sadece harcayan bir yapı olarak görüyorum. Açıkçası Aydın Örs’ü yoktan vareden oyuncularını sürekli yetiştirebilen ve geliştirebilen günlerini özlüyorum.

  4. Erdem Can gidince, Anadolu Efes maçlarını yeniden seyretmeye başladım.
    Avrupanın en yetenkli kadrolarından kurulu takımı ne hale düşürdü. Yaptığı kenardan sürekli bağırmak, el kol hareketi yapmak, çözüm yok.
    Gitti takım rahatladı.

  5. Örnekler çok yanlış obradoviç Ksk ilk sene elendi sabır gösterdiler bir kere o obradoviç !!! İkincisi o ilk seneki takımda kontratı devam eden oyuncular vardı obradoviçin almadığı oyuncular bir önce seneden kalan !!! Şimdi ilim bilim kitaplar okudunuz eyvallah ta gerçeği okumak için ainstein olmaya yada bütün bir kütüphaneyi okumaya da gerek yok nie mi buyursunlar sen obradoviçin yardımcılığı yapabilirsin ama ikinci senende ben obradoviç oldum dersen haraketler tavırlar arpa boyu gidemezsin gitmedide ! Bunu hiçbir kitapta yazmaz iki tane kupa almış oyunculara gelip birde bu yol var die anlatırsan o oyuncu grubu sana inanmaz inanmadıda yine kitapta yazmaz !!! İşin özü şu biz ne zaman adam oluruz başkası gibi olmaya çalışmadığımız zaman !!! Liyakatsizmiş liyakatliymiş düzen bütün dünyada böyle kimse değiştiremedi güçlü isen haklısın bu bugün kabîlelerde bile böyle maalesef diyoruz ama gerçek bu! Bugün Avrupa’ya bakın dünyaya bakın hepsinde aynı şeyler aksini iddia eden ıspat etsin buyursunlar ap parlementosunda Yunan vekil lobi faliyetlerinde katar dan neler almış. Aynı şekilde senatör menendez altınlar babaannemden kaldı dedi. Yani bu sorun küresel kimsenizde gücü yetmiyor bunu engellemeye dünyanın en zengin 62 kişisinin mal varlığı toplam nufusun yarısına yaklaşık 3.8 milyar insan denk geliyorsa bizim burada konuştuğumuz herşey Faso fiso kalıyor maalesef diyorum yine ama yapacak birşey yok

    • Mert Bey merhaba. Ben de itirazımı Obradoviç’e gösterilen sabrın sevgili Erdem Can’a gösterilmemesi üzerine yaptım. Size bir soru sormak isterim, biz ülke olarak Obradoviç ayarında antrenörleri ne zaman ve nasıl yetiştireceğiz. Sizin bakış açınızdan hareket edecek olursak, bizim ülke olarak Obradoviç düzeyinde antrenör yetiştirme imkanımız hiçbir zaman olmayacak. Obradoviç’te başarılı olana kadar bir sürü başarısızlıktan geçti. Sayısız maçlar kaybetti ve sonunda Obradoviç oldu. Oyun anlayışı, felsefesine gelince her antrenörün bir felsefesi vardır. Hiç kimsenin bir şey deme hakkı olamaz. Başkası gibi olma konusuna gelince, öğrenme olayı diğer insanlardan gerçekleşir. Yani hepimiz bir başkasından bir şeyler öğreniriz. Ancak eleştiriniz başkasını bire bir kopyalamak ise orada sizle hem fikir oluruz. Bütün dünyanın liyakatsiz olduğunu söylemek gerçekçi olmaz. Ancak ülkelerin önemli bir kısmının liyakat konusunda sınıfta kaldığı konusunda size katılırım. Zaten bu yüzyılın en önemli sorunu yönetici ve liderlerin iyi yetişmiş olmaması. Yunan vekilin ya da başka birilerinin yapmış olduğu yanlışlar bizim onları örnek almamızı gerektirmez. Yanlış, yanlıştır. Dünyada ki adaletsiz duruma değinmişsiniz orada size katılmamak mümkün değil. Ancak yanlış yapılanı örnek almayacağımız gibi, adaletsizliği de örnek almamalıyız. Yapacak bir şeylerin olup olmadığı konusuna gelince, hepimiz yakın çevremizle doğru olan şeyleri yaparak başlamalıyız-yapacak çok doğru şeyler var diye düşünüyorum

      • Ergin Ataman’ımız var Obrqadoviç ayarında. Gittiği her takımla hem ulusal ligde hem de Avrupa da şampiyon olmuş bir hoca. Erdem bey ise şampiyon oyuncuları: karşınızda Ergin Ataman yok diye fırçalamış, bahsettiğiniz yönetimsel kabiliyetleri haiz olmadığı anlaşılır bir antrenör. Yol ayrımı çok doğru bir karar fikrimce

  6. Erdem Can, ayrıldığı Türk Telekomdan Rıdvan öncel, Erkan Yılmaz ve tyrıque jones gibi Anadolu Efes seviyesinde olmayan oyuncuları transfer ederek Anadolu efesin kalitesini çok düşürdü. Bunu da Euroleague ve fenerbahçe kupa finalinde gördük.Erdem can Anadolu Efes i çalıştıracak kalibrede değildir.

  7. Kaleminize saglik, katilmamak mumkun degil. Efes Pilsen ve Anadolu Efes arasi fark cok carpici. Dogru yapilanma icin dogru kisiler ve sabir gerektigi suphe goturmez. Problemli yapilanmayi da daha hizli akan hayata ayak uyduramamak ile aciklamak dogru degil kanimca. Yatirimi yapan hala yapiyor inandigi sisteme; Madrid Laso, Bayern Laso, Grimau hala guncel ornekler gelir odakli yapilanmanin parcasi olarak. Problemler sorumluluk almasi gereken insanlarla ilgili gorunuyor. Belki Laso’da bunu gorerek uzun donemde Anadolu Efes’i degil, Bayern’i secmistir.

  8. Kusura bakmayın ama çok tek taraflı olmuş yazınız. Erdem CAN kulüp yönetimini uzun vadede başarı geleceğine dair ikna edememiş olamaz mı? Kaldı ki bu ikna kabiliyeti de coaching e dahildir. Obradovic ve Erdem CAN kıyasınız sırf bu kıstası baz alsak bile komik kaçar.

  9. Erdem hocayı Fenerbahçe’de tanımıştım. Mütevazi,alçak gönüllü işini çok iyi yapan bir hocayı Efese geldiği zaman bir Fenerbahçeli olarak çok sevinmiştim. Kadroyu kendisi yapmamanına karşın hep son dakika kaybettiği çok maç oldu. Ama Türkiyede herkes antrenör olduğu için çok erken bir ayrılık oldu. Bu yazıyı yazdığınız için kaleminize sağlık diyorum.

  10. Selamlar,
    Erdem Can’ın geçen sezon tüm avrupa ve önemli bsl maçlarını izledim.
    Erdem Can ‘ın final maçı performansı felaketti.(Otobüste yaşananlar diyebilirsiniz ancak bence otobüste yaşananlar da maçın stresini kaldıramamasının işareti. Koç olarak şöför ile muhatap olması çok yanlış.[bu işle ilgilenecek bir görevli yok mu?])
    20 yıldır Efes’in evindeki maçlarını yerinde takip ediyorum. 80 lerin ortasından beri de basketbolu takip eden bir basketbol severim. Az çok bu sporla ilgili bizim de bir gözlemimiz var.
    İlk EL maçtan itibaren Can her gün bu işin ona büyük geldiğini/kaldıramadığını/uyum sağlanmadığını bize gösterdi.
    Bu spor için değil tüm iş ve sosyal hayat için böyle değil mi, bazen doku uyuşmaz!. İyimser seçimimiz bu olsun.
    Ben Efes’i sadece bunu neden bu kadar geç gördüğü için eleştiriyorum.
    Kaç maç koç yönetimi nedeni ile kaybedildi, kaç maç özel oyucu performansı ile kazanıldı? Ligi en pahalı kadrosunun son üçe demir atması nasıl izah ediliyor? Eski kadro denip duruyor, şampiyon kadrodan larkin, baourbois, plies, briant, erten kim kaldı? Hangisi gitmeliydi?
    Bunda da sizin gibi koşulsuz destekçilerinin etkisinin büyük olduğunu düşünüyorum.
    EL de iddialı bir ekibin koç yetiştirmek gibi bir misyonu/görevi/lüksü olamaz, bu ve buna benzer yorumlar, yorum yapanın samimiyetini sorgulatır.
    Bir defa eleştirmeyenlerin (eleştiri insanın kendini geliştirmesi için bir fırsat tanımaktır, sana inanıyor, güveniyoruz ama şunları yanlış, eksik yapıyorsun hatta şöyle yapsan iyi olur demeyip) bu savunmaları göz yaşartıcı.
    Bu destek yazılarını yazanların çocuklarına bile bu kadar tahammül edebildiklerini düşünmüyorum.

  11. İsmi lazım değil malum kişi ayrılırken bitik oyunculara fahiş kontratlar verip Erdem Can’ı adeta sabote etti. Bu kadroyla ancak bu kadar olurdu…

  12. Ülkemizdeki basketbol yorumcularının hiç bir zaman Türk basketbol antrenörlerini eleştirdiğini görmedim, konudan bağımsız hiç mi kötü basketbol antrenörü yok bu ülkede, neden basketbolda hocalar hiç eleştirilmiyor! Basketbolda sanki hocayı konuşmak eleştirmek yasakmış gibi bir kanun var! Çok gördük oyuncularını suçlu ilan edip ortaya atan hoca, netice itibariyle erdem can başarısız oldu, oyuncular istemedi, kan uyuşmadı, kendisine görev veren efes yönetimi sezon başından majör hata yapmıştır, efes le imzalamadan yarı finalde tekekom ksk ye 3 1 kaybetti elendi, erdem can o seride oynattığı korkak basketbola bakın, ligi lider bitiren, kadrosu ksk den iyi olan telekom ksk ye elendi, o maçları izleyin, erdem can la neden olmayacağı daha o gün den belliydi..ayrıca efes li oyuncular da benimsemedi hocayı, telekom dan getirdiği adamlara çok aşırı süre verdi! Euroligde sondan üçüncü sıradaydı, telekom ve daha düşük seviyedeki takımlar için olabilir erdem can.

  13. Guzel yazmissiniz, kaleminize saglik. Sizce Efes’in baska bir problemi daha yokmu? Clyburn sydromu??

    Efes’in ritmini ve takim oyununu bozmuyormu?

    Saygilar,

  14. Sn Özonay yazınızı hayretler içinde okudum. Belirtmiş olduğunuz düşüncelerinize katılmadığımı başından belirtmek istiyorum. Andoluefes taraftarıyım. “Sözde” büyük veya küçük tüm takım ve camialara eşit ve oldukça uzak mesafedeyim. Lütfen ifadelerim herhangi bir camia merkezine veya karşıtlığına çekilip oradan değerlendirilmesin. Erdem Can Anadoluefes’e gelmeden önce birçok basketbol sever gibi ben de heyecan duyup beklentimi yüksek tutmuştum. Merkezinde insan olan her işte iletişimin en önemli unsur olduğuna inanan biriyim. Sizin ifade buyurduğunuz gibi özellikle de öğretmenlik ve antrenörlük söz konusu olduğu zaman iletişim faktörü benim için birinci sıradadır. Çünkü ikisinin de amacını eğitim olarak görmekteyim. Erdem Can’ın Anadoluefes sürecinde daha sezon başlamadan gereksiz ve hoş olmayan olaylar başladı. Devamında tribünlerden ve tv’den izlediğim müsabakalarda özellikle molalar sırasında oyuncuların yüz ve vücut ifadelerinin, müsabakalardaki isteksizliklerinin koça olan güvensizliklerinin bir sonucu olduğunu düşünüyorum. Bu durum hemen her zaman iletişim noksanlıklarının sonucu olarak oluşur. Bir kere bazı nüanslar yakalayıp şüphelendiniz mi gözleminizi bu yönde yoğunlaştırırsınız ve arkası gelir. Erdem Can Anadoluefes sürecinde oyuncularının güven ve saygısını kazanamadı ve ilerleyen süreçte tümden kaybetti. Bu benim kişisel gözlem ve görüşümdür. Diğer yandan yönetici ve yönetim konusundaki ifadeleriniz daha ilginç! Anadoluefes Spor Kulübünün yönetim kurulunu oluşturan kişilerin CV’leri internette mevcut. Türkiye’nin en büyük ve köklü özel iktisadi organizasyonlarında yönetici olarak görev yapan kişilerin yöneticilik konusunda zayıf olduklarını ifade etmek çok iddialı bir yaklaşım değil mi? Sonuç olarak Anadoluefes 1976 yılından beri Türk basketbolunun içerisinde olan bir organizasyon. Belli başlı basketbol birikimi, tarihi ve kültürü olan bir organizasyon. Her sezon onlarca milyon avroyu basketbola yatıran bir organizasyonda yöneticilerin yönetim ve liderlik konusunda kendilerini geliştirmemiş oldukları ifadelerinize katılmıyorum. Bu ifadeleri ancak bir iki sezon görünüp kaybolan belediye kulüpleri için kabul edebilirim… Ayrıca Anadoluefes Spor Kulübü geçmişte Duşan İvkoviç gibi bir basketbol duayenini de göndermiştir! Günü geldi üç olabilecekken iki EL şampiyonluğu kazandıran Ergin Ataman ile yollarını ayırmış bir Anadoluefes Erdem Can’ın gönderilmesinde mı hata yaptı? Anadoluefes tarihindeki bir çok değerli basketbol adamından Erdem Can’ın farkı neydi? Anadoluefes, Fenerbahçe gibi rekabeti üst düzeyde yaşayan kulüpler koçların olgunlaşma yerleri değildir. Obradoviç FB’ye gelirken çok önemli ve rekorlarla dolu bir kariyerle gelmişti. Erdem Can’ın Anadoluefes’e gelirken böyle bir durumu yoktu yani Erdem Can’ı Obradoviç ile aynı kefeye niye koyalım? Türk olduğu için mi? Türk koçlar bizim çocuklara çok mu toleranslı? Aslında Erdem Can Anadoluefes gibi bir organizasyona daha sezon başından çok ham olarak geldiğini göstermişti ama basketbol kamuoyu bunu bile görememiş pazarlama taktikleri ile iletişim kazalarını rötüşleyip ambalajlayıp geçiştirmişti. Şahsen Anadoluefes’in Erdem Can’a niye bu kadar tahammül ettiğini halen anlayamıyorum. Peki günler sonra bu içerikte bir yazı hazırlama ihtiyacı neden çıktı?

    • Sayın roundsphere, katkınıza çok katılmasam da saygıyla karşılıyorum. Aşağıda yanıtladığım topluluktan sizin gibi sadece Efes’i dert edinenleri kastetmediğimi umarım anlayabilmektesiniz. Meramınızı anlatırken rakip kulüpten örnekler vermişsiniz, ben de o rakip kulübü, sizin olumlu örnek olarak verdiğiniz yönetiminin tutumu yüzünden eleştiren bir taraftarıyım. Efes yöneticisini eleştirmem de aynı çerçevede. O CV’ler spor yönetiminde anlamlı değil. Bence İvkoviç’i, Rus antrenörü ve Sarıca’yı – hele hele Aydın Örs’ü – sepetleme şekli de olumsuz örnekler, tıpkı Can’a yaptığı gibi. Bir sürü şirket yöneten bu insanlar herşeyi çok bildiklerini sanıyorlar, ama sporcu veya antrenör yönetmekle fabrika veya şirket elemanı yönetmenin pek benzer olmadığını anlayamıyorlar. Karşıt kulüplerin nefret odağı Aziz Yıldırım bu farkı iyi bildiği için 8 branşta içinden dünya yıldızları yetişen bir sporcular fabrikası kurdu, şimdiki yönetim yüzüne gözüne bulaştırarak da olsa hala o dönemin meyvesini yiyor. Onlar da Özillhan gibi kendilerini çok süper yönetici sanıyorlar ama gelir gelmez ikincilikten aldıkları futbol takımını ilk sezon kümeye oynatan bir yönetime teslim ettiler, basketbolda beş yıldır bir öyle bir böyle ..eksen kaydırdılar, kadın voleybolu öyle, tek istikrarlı takım olan erkek voleybolunu ise mahvettiler, takım branşlarında tek olumlu işleri kadın futbol takımını kurmak oldu. Bu çokbilmişlerin Obradoviç’e davranışları örnek gösterilemez, herkese aynı ilkeler çerçevesinde davranılmalı, ne mesafe çiğnenmeli ne de adam parlatılmalıdır. Parlayacaksa onlar kendileri parlarlar. Antrenörde de “Pasaporta bakılmasın”. bizimkilere de saygı gösterilsin. İvkoviç’i sevmedim, Örs’e ise hayranım, Can konusunda farklı düşünebiliriz, bunların hiçbirinin önemi yok ama kovuluşlarının yanlışlığına paralel şekilde kovuluş şekilleri de çirkin. Yöneticilerin sığlığına dikkat çekerim. Selâmlar.

  15. Erdem Can aleyhtarlarının herbiri bir diğeriyle çelişiyor. Her biri yerden ne bulursa fırlatıp atmış. Bu kakafonik ortamda hatası olmuş olsa bile Erdem Can tartışmak saçma olur. Türkiye’de çok lüks. Pek çok yerli ve yabancı antrenörden daha başarılı sonuçta. Yukarıdaki saldırgan kalabalığın önceki Efes antrenörünün skandallarını – örneğin şu anda debelendirmekte olduğu milli takımın halini – bir kez dahi eleştirmemeleri şöyle dursun, geçen sezon onun kontrat ve seçimleri yüzünden yerlerde sürünen 2022-23 sezonunun Efes’ine göre takımın yeni hocayla 2023-24 sezonunda yeniden bir toparlanma devresine girmek için gösterdiği çabanın baltalanmasını alkışlamaları dertlerinin hiç de “Efes’in iyiliği” olmadığını, güya “yönetim kurulu” dedikleri (bir kurul asla yok orada, tek bir patron var) kulüp sahibinin akıl dışı irrasyonel hamlesini (sezon ortası antrenörün yolunu keserek toparlanma programını baltalamasını) alkışlamaları asıl dertlerinin – kendi algılarına göre – Fenerbahçe bençinde pişmiş bir yeteneğin kanlı kellesini görmenin hazzı olduğunu ayan beyan ortaya dökmektedir. Bunlar fanatizmlerini gizlemek için tumturaklı laflarla – imla bile bilmemelerine karşın – çok bir şeylerden anlıyormuş gibi dünyada olup bitenlerden akıllarısıra örnekler vererek kendi öne sürdükleri saçmalıklara sahte bir itibar yapıştırma peşindeler, ama Can’a giydireyim derken kendilerini çırılçıplak ediveriyorlar. Acilen katran ve tüye ihtiyaçları var.

  16. Yazi tabiki yanli olacak tabiki Erdem can savunulacak. Boyle bir plan Boyle bir yonetim sekli mi olur. 1 sene sabr demeyerek bunu yapan yonetim diyecem ama. Lutfen arkadaslar kime laf anlatoyoruz. Turkiye bir yamyamlar ulkesi insanlar yonetimler sirketler kulupler,herkes insanlari yutmak ve yoketmek uzerine. Bir deger yaratacak insanlari yukari tasiyacak insanlarin iyiligini guzelligini isteyecek bir ulke hicbir ozaman olamadik. Isimiz gucumuz oturdugumuz yerden bok atmak kiskanmak. Yetersiz insanlar topluluguyuz yetersiz insanlar yeterli insanlari boguyor yutuyor yiyiyor cunku onu rakip gorup kendi pozisyonunu korumak istiyor. Halbuki ideal insanlik nedir iyiye iyi denir desteklenir ve daha iyi olmasi icin onu acilir. Bizde tam tersi tekrar ediyorum yamyamlar yetersiz yeteneksizler ulkesi olmusuz. Ama tabikide vazgecmemeliyis. Yetersiz kotu niyetli koseleri kapmis sari disli sivri penceleri olan cirkin insanlara izin vermemeliyiz. Yeterli yetenekli insanlar desteklenmeli yukseltilmeli ve onu acilmali. Artik iyiliklere iyi demeyi ogrenelim. Guzellikleri dogrulsri cogaltalim lutfen artik.

  17. Güzel tespit, Anadolu Efes’te eurolig şampiyonluğu almadan Erdem Can antrenörlük yapsana 2_3 sene daha zaman verirdi. Ama Euroleague şampiyonlukları dan sonra anlayış değişti. Keşke degismeseydi…

  18. Merhaba Naci bey sayın erdem can üzerine güzel bir yazı yazmışsınız fakat bu güzel ülkem de daha neler harcanaktadir erdem bey bu konuda hafif kalır biz millet olarak harcamaya alışkınız bu ülke milli basketbol takımında gard olarak kime bel bağlamıştır bu ülkede hiç mi gard pilot vs alt yapıdan yetişmiyor elbette yetişiyor fakat harcanip gidiyor bu ülkede milli oyuncu olmak için ya istanbul takımlarında oynayacaksın yada ülke dışında yani buralarda oynamayan yetenekli çocukları harca gitsin efes ve bunun gibi takımlar hazır tükenmekte yerel kulüplerin alt yapısından yetişen hazır çocukları al sonra başarılı gozuk başarılı olamaz isen harca gitsin yani sözün özü biz harcamaya alışığız

    • Harcanıp gidenlerin başında Uğur Öğüt var. Telekom Antep arasında gidip geldi ömür boyu, gözönündeki kulüplerde oynamadı. Ondan mı, yoksa simsar şürekasıyla iyi ilişkisi yok diye mi, yoksa branşın ağalarına yağcılık etmedi diye mi, veya hangi “özel” nedenle bilmem, ilaç için bir kereliğine bile A Milli aday kadrosuna bile çağrılmadı. Belki de öyle “özel” bir nedenden dolayı çoğu kulübün kapısı ona kapandı. Artık saçları dökülüyor. Bir Bobby Dixon değil elbette ama Orhun Ene – Ender Arslan gibilerinin boşluğunu en azından şöyle-böyle dolduracak bir oyuncudur. Bilinmez nedenle afaroz ettiler onu ama, 25 yaşına yaklaşan forvet Şehmus’u zorla gard yapmaya çalışıyor malum şahıs, bir de laf sokuyor ona, çıkıp kendisi yapsa ya gardlığı madem, o kadar mümkünse yetişkin yaşta gardlık öğrenmek !!!. Serkan Bey, başarılı oldukları için cezalandırılanlara gelince, onlar basketbolda da sporun çeşitli branşlarında ülkemizin sosyal ve ekonomik hayatında da derya deniz, buralara sığmak bir yana fasiküller yetmez anlatmaya.. Umarım Erdem Can onlardan olmayacak, önü açık, daha genç. Gergin’den başka – Örs dahil – bütün antrenörleri sepetleyen, babasının kurduğu şirketleri yöneten Kayserili işadamının ise önü kapandı, hem genç de değil artık.

  19. uzaktan bir basketbol izleyicisi olarak, bu basketbol camiası içindeki çekişmeleri. çatışmaları .menfaat kavgalarını tahmin etmek zor değil.ahmet kurt da yıllarca hido dan önceki federasyon başkanını çok sert eleştirirdi.kim ne kadar doğru bilemem.ama eğer basketboldan zevk almamız isteniyorsa(ki bundan emin değilim) günün vahşi kapitalizm şartlarında hızlı üret hızlı tüket anlayışıyla ancak bu kadar oluyor.futbolda gurbetçi depomuz var avrupada da oradan gelenlerle eksiğimizi tamamlıyoruz.ya basketbol, boşnak vb. balklan topraklarından bir şeyler geliyor da onları kullanıyoruz.aslında futbolda olduğu gibi basketbolda da bu ülkelerden yetenekli gençleri kazanmak mantıklı.buralardan artık yıldızların çıkması zor.çıksa da kapağı NBA ye atıyorlar.onları suçlayamayız çünkü memleketin durumu malum.basketbol camiası içinde geçimini sağlayan bir sürü insan var.elbette onlar her zaman doğruları savunamıyorlar.ekmek parası neticede.ancak benim gibi izleyici olanların hiçbir menfaati yok. sadece zevk almak istiyorum.zevk alamadığım bir etkinliği niye seyredeyim.acımasızca da olsa eleştiririm.bu benim hakkım.problemlerin çözümü umurumda da değil zaten bir şey yapamam.ama eleştirmek en doğal hakkım.organik bağı olanlar düşünsün bana ne!!!

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Sosyal Medya

15,872TakipçilerTakip Et
36,695TakipçilerTakip Et
65,321AboneAbone Ol

REKLAMLAR

popüler

zonguldak psikolog
zonguldak bireysel terapi