Bugünün dünyası o kadar hızlı değişiyor ki;
Bazı alanlarda geleceğe yönelik uzun vadeli planlar yapmak giderek olanaksız hale geliyor.
Bu durumda yapılması gereken iki temel doğru var.
Geleceği iyi okuyup, bilgiyi kullanarak doğru stratejiler belirlemek ve İyi hazırlık sahibi olmak.
İster mesleğinde kıdemli uzman olun, ister hayata atılmaya hazırlanan bir üniversite öğrencisi , ya da bir basketbol profesyoneli , kendinizi bu gerçeğin dışında tutmanız artık mümkün değil.
Basketbol profesyonelleri dedik ya, Onlar değişime ayak uydurma konusunda diğer alanlara göre biraz daha şanslı.
Basketbolda bazı trendler, yapay zeka veya robotların süper hızlı dönüşümler başlattığı alanlarındaki kadar hızlı değişmiyor. Örneğin bizim Bilyoner.com KBL.
KBL’yi önce coach, sonra yorumcu olarak 3o yılı aşkın süredir takip ediyorum.
İzlediğim her sezon aşağıda göreceğiniz GRUPLAŞMA rutinini mutlaka yaşadık.
Önce bir “Yukarıdakiler” grubu oluşuyor. Bu grubun sayısı sezonlara göre değişmek ile birlikte iki ile altı arasında değişiyor. Örneğin bu sezon yukarıdakiler grubunda Fenerbahçe, Yakın Doğu Üniversitesi, Galatasaray ve Bellona AGÜ var.
Yukarıdakiler grubunda ilk hedef ligi lider bitirmek. Lider olmadığınız zaman ilk takım ile yarı finalde karşılaşmamak için 4. sıraya düşmemek tercih nedenidir.
İkinci grup “Ortadakiler” olarak adlandırılabilir. Bu grubun bu yılki üyeleri sırası ile İstanbul Üniversitesi, Adana ASKİ, Beşiktaş, Hatay BŞB, Mersin BŞB ve BOTAŞ.
“Orta Grubun” ilk hedefi play-off vizesi almaktır. Bunu garantileyen takımlar mümkün olduğu kadar yukarı sıralara yükselerek ilk tur şanslarını maksimize etmeyi hedefler. Bu sezon orta grubun iki üyesi play-off dışında kalacak.
Denk performansların yer aldığı orta grupta, tıpkı bu hafta Adana ASKİ Beşiktaş ve Hatay BŞB –İÜ maçlarında olduğu gibi yakın mücadeleler izlemeye devam edeceğiz.
Sondaki “Grup” tahmin edeceğiniz üzere ligde kalma temalı mücadeleyi sergileyecek takımlardan oluşur. Bu grubun sayısı da yıllara göre değişir.
Geçmişte, para kıtlığı nedeni ile erken kopmalar görüldüğü çok olsa da, bahis gelirleri ve televizyon yayınları ile artan görünürlük sayesinde gelen sponsorlar ve yerel yönetim /kurum kulüplerinin artan sayısı ile son yıllarda parkeye erken atılan havlu görmüyoruz.
Bu sezon Canik Belediyesi, MBK Doğuş Hastanesi, Girne Üniversitesi ve Tosyalı Toyo Osmaniye ligde kalma mücadelesi verecek grubun içinde yer alıyor.
Bahis gelirleri demişken, Doğu Avrupa ülkelerinin hemen hepsinde, bu ülkelerin her alanda AB standartlarına yaklaştığı dönemlerde sporda büyük bahis manipülasyonlarının ortaya çıkarıldığını ve bunun olayın bulaştığı sporlara zararlar verdiğini hatırlatmayı yararlı görüyorum.
Böyle süreçleri, Romanya, Bulgaristan, Macaristan, Sırbistan, Polonya ve Slovakya gibi ülkelerin hemen hepsinde başta futbol olmak üzere basketbolun da aralarında olduğu takım sporlarında gördük.
Şimdilik bu konuyu buraya not düşüp kapatalım
3+1 ve AMERİKA SEVDASI
Basketbol Federasyonunun, kadın basketbolunun 1 numaralı ligi KBL’deki yabancı oyuncu sayısı konusunda değerlendirmeler yaptığı konuşuluyor. Yabancı oyuncu sayısının 3+1 olması konuşulan alternatiflerden biri olarak görünüyor.
Benim bu konudaki görüşümü zaten bildiğiniz için detaylı tekrarlamaya gerek yok.
Kadın Milli Takımının geleceği ve ülkede kadın basketbolunda olası bir gerileme süreci ile mücadele açısından TKBL iyice güçlenene kadar bu tip yaklaşımları doğru olarak görüyorum.
Bir de yaşı gelen her genç basketbolcunun, dil bilgisine, akademik ve kültür altyapısına, Türkiye‘de önündeki sportif ve akademik alternatiflere bakmadan saplandığı bir NCAA /NJCAA modası var.
Yabancı oyuncu sayısı ile ilgili manşet veriyi düzenleyerek gençlere önünüz kapalı değil mesajını veren bu tip kararlar bazı yeteneklerin ABD‘de harcanıp gitmesine de engel olabilir diye düşünüyorum.
Erkek basketbolunda TBL, kadın basketbolunda TKBL giderek genç oyuncuların kendilerini gösterecek fırsatları bulacağı bir platform olmaya başladı.
Yani “çocukların önü kapalı” bahanesi STBL ve Bilyoner.com KBL dışında giderek geçerliliğini yitiriyor.
Hemen baştan ifade edeyim;
Ben İngilizce altyapısı yeterli, NCAA’ye gitmek için Türkiye’de akredite bağımsız kurumlar tarafından düzenlenen akademik ACT ve SAT sınavlarından gerekli notları alabilen, ülkemizden çok farklı gelenek görenek ve yaşam tarzları önünde “kültür şoku yaşayarak dağılmayacak” sporcuların gitmesine pozitif yaklaşırım.
Bir şartla;
Bu sporcular Türkiye’de KBL ve TKBL’de süre ve sorumluluk alabilecek kapasitede oyuncular ise ABD macerası için bir defa değil 100 defa düşünülmesi gerektiği kanısındayım.
Bu konuda tecrübelerin bize öğrettiği 15-20 kadar negatif neden saymam mümkün. Zamanı iyi kullanmak için bir tanesini belirtmekle yetineceğim;
NCAA’de sezon Kasımda başlıyor. Şubat sonunda bitiyor. Şubat’tan diğer Kasım’a kadar gerçek maç oynama şansı yok. Coach ile maçların başlamasına 3-4 hafta kala çalışmaya başlıyorsunuz.
Türk oyunculara burs veren takımların NJCAA takımları KBBL, NCAA takımlarının büyük kısmı TKBL seviyesinde. Bunun daha ötesindeki okullarda yer, süre ve sorumluluk almak zor.
Sezon öncesi Ağustos-Ekim ve Mart-Mayıs ayları arasında bireysel çalışma konusunda öz disiplin sahibi olmayan sporcular, derslerin ağırlığı, sosyal ilişkilerin yoğunluğu gibi nedenler ile basketbol olarak gerilemekten kurtulamıyor.
Sözün özü kızlarda KBL ,TKBL ve erkeklerde TBL’de süre sorumluluk alabilecek kalibrede gençlerin basketbol seviyeleri Türkiye’de daha iyi gelişebilir.
Yukarıda saydığım şartları taşımayanlar ise, açık olarak ifade ediyorum; Kendilerine, “ABD’de burs bulma” konusunda ticari olarak yaklaşan kişi ve kurumlar tarafından pazarlanan hayal hikayelerine mesafe ile yaklaşmalı.
HAFTANIN MAÇLARI
FENERBAHÇE – CANİK BELEDİYE
Fenerbahçe ligin en alt sırasına demir atan Canik Belediyesi önünde bir önceki KBL yenilgisinin getirdiği odaklanma ile oynayarak 106-63 kazandı.
Hem takıma bu sene katılan yeni yerli transferlerin hem de bu maçlar ile geleceğe yönelik olumlu sinyaller üretmek isteyen Melis Gülcan ve Melisa Korkmaz gibi gençlerin ihtiyacı olduğu bir maçta aksayan parça yok gibiydi.
Canik Belediyesi sezona çok şanssız şekilde başladı. Bazı aksiyonları almakta geç kaldı. Takımın hedef maçlarda odaklanmasını üst seviyeye çekebildiği görülüyor. Bugünkü mücadele hedef maçlar için bir ölçü olmaktan uzaktı.
Canik Belediyesinde Fenerbahçe altyapısından yetişen 22 yaşındaki Hülya Çoklar (15s,4rb) ile Fenerbahçe’de aynı pozisyonda oynayan Tuğçe Canıtez (10s,6rb) arasındaki mücadele dikkat çekiciydi.
BELLONA AGÜ – MERSİN BŞB
Bellona AGÜ geçen sezon beklemediği bir KBL Şampiyonluğu fırsatını gerekli kadro kalitesi ve derinliğine sahip olmadığı için kullanamamıştı.
Bu sezon iç ve dış pozisyonlarda dengeli bir yapı kuran Kayseri ekibi, Şaziye İvegin Üner ile kadro derinliği konusundaki riskleri de bertaraf etmek için hamle yaptı.
Bellona AGÜ bundan sonraki haftalarda Lara Sanders’a yavaş yavaş form buldurarak, play-off ve Türkiye Kupasında kendisine gerekli olacak savunma odaklanmasını bir rutin haline getirmek için çalışmalı.
Bu rutin Mersin BŞB maçının yalnız üçüncü çeyreğinde ortaya çıkınca Bellona AGÜ bir kez daha yetecek kadar bir sonuç ve 74-64 skor ile iki puan almış oldu.
Mersin BŞB açısından benim bu sezon ile ilgili gördüğüm en olumlu yön Kulübün TKBL’de oynayan Gelişim Takımlarına verdiği önem.
Euroleague Women oynayan bir takım olarak KBL’de 16 hafta ardından play-off çizgisinin dışında olmak beklentilerin oldukça altında bir performans anlamına geliyor.
TOSYALI TOYO OSMANİYE – YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ
YDÜ kadro derinliği ve kalitesi avantajlarını iyi kullanarak her geçen dakika kontrolü ele aldığı maçı 64-85 kazandı.
Mc Bride’a ritim kazandırma isteği, ribauntlardaki ezici üstünlük maçın dikkat çeken notlarıydı.
YDÜ ligdeki konumu, yaptığı yatırım ve BGD-YDÜ kulüplerini Şampiyonluk hedefi ile bir araya getiren perspektif kapsamında yoluna devam ediyor.
Bununla birlikte, play-off ve Türkiye Kupas öncesinde yakın takip ettiği Fenerbahçe’nin istikrarlı yapısı, güçlü ve Veremeyenka tarafından desteklenen Lavender-Gruda ikilisi, kalabalık yerli guard rotasyonu dikkate alınır ise pota altında Robinson – (faul riski her daim yüksek) Hollingsworth ikilisine bir 3. uzun oyuncuyu eklemesi mantıklı görünüyor.
Bu uzun oyuncu Vajda ya da takıma yeni gelecek bir alternatif mi olur bilmek mümkün değil. Bununla birlikte strateji planında Türkiye Kupası ve Play-off’u 3 yabancı uzun ile oynamak düşünülmesi gereken bir alternatif.
Elbette bunun için Olcay Çakır Turgut’un bilinen sert savunması yanında, zor maçlarda takım kimyasına olumlu katkı ve az top kaybı ortaya koyarak, teknik ekibe, sahada 3. Bir uzuna yer bulmak üzere Eldebrink’i tribün gönderme konusunda güven vermesi şart.
GALATASARAY – GİRNE ÜNİVERSİTESİ
Aslında oyuncu profili ve kimya olarak birbirinden çok farklı olmayan iki takımın maçını izledik. Çok daha organize savunma yapabilen Galatasaray bu avantajını maçın bütününde ortaya koyarak Girne Üniversitesinin pas akışını çok zorlaştırdı.
Girne Üniversitesi savunmada bu sertliğe ayak uyduramadı. İşin atletik tarafında Galatasaray rotasyonu geniş kullanmanın getirdiği yararları 47-22 ribaunt farkı gibi faktörler ile sergileyince, dört çeyreği de önde bitirip 89-67 skorlu bir galibiyet elde etti.
Triple double’a bir kez daha yaklaşan Işıl Alben, 27 sayısı ile Jafferson, “moralli” Vitola (13s), belirli bir çizginin altına düşmeyen Pınar Demirok ve giderek formunu geliştiren Cansu Köksal maçın pozitif görüntülerini oluşturdu.
Girne Üniversitesi devşirme oyuncu Melisa Can’ı (Michelle Campbell) basketbola dönmeye ikna ederek ligde kalmak için ne kadar kararlı olduğunu gösterdi. Bana göre genç Courtney Williams ve tecrübeli Pondexter’ı yan yana oynatmak doğru ve Pondexter üzerindeki yükü akılcı şekilde azaltacak bir uygulama. Girne takımının hedeflerine ulaşması için savunmadaki dağınıklığı engellemesi şart.
Simay Karaman Merve Aydın ikilisinin yerli rotasyonda verimlerini yükseltmesi ve Krivacevic’in ribaunt, savunma gibi işin skor kadar görünmeyen taraflarında da katkısını arttırması diğer kritik faktörler konumunda.
ADANA ASKİ – BEŞİKTAŞ
Adana ASKİ – Beşiktaş maçında dengeyi bozan oyuncu Alyssa Clark oldu. Bunu yalnızca İsrail pasaportlu ABD asıllı oyuncunun 28 sayı atarak en skorer isim olması nedeni ile sizinle paylaşmıyorum.
Maçın ilk yarısında 31-33 skor ile denge vardı. Zellous ve Perovanovic ile Beşiktaş iyi başlamış, ASKİ Bentley ve ve Clark ile cevap vermişti.
Clark maçın kaderinin çizildiği ikinci yarıda dışarıdan bulduğu isabetler ile kendisini savunan Perovanovic gibi uzunlar üzerinden skor buldu. Rakiplerine faul sorunu yaşattı.
Beşiktaş açısından faul sorunlarının en can sıkıcı olanı Warley-Talbert’a hayatı zorlaştıran Kia Stokes’un 3 faul limitine erken ulaşmasıydı.
İkinci yarıda özellikle skorun 45-50 arasında kilitlendiği bölümde Clark, Beşiktaş kendisini önce Perovanovic, sonra Kübra Siyahdemir ve Zellous ile savunduğu anlarda potaya yakın oynayıp temas yaratınca (7/10 serbest atış) siyah beyazlılar alan savunması denemek zorunda kaldı.
Bu kritik anlarda üst üste sorumluluk alan Kübra Erat’ın 6 denemesinden sonuncusunda isabet bulması ev sahibi takıma maçı kontrol şansı verdi.
Özetlersek; Adana ASKİ savunmada önceki maçlardan daha etkili olduğu günde Clark’ın skorun ötesindeki etkili oyunu ile kazandı.
Beşiktaş açısından yerli rotasyonun yalnızca 6 sayı getirdiği günde, ilk çeyrekte 9 sayı bulan Zellous’un maçın kalanında yavaşlaması, Stokes’un istediği pasları alamaması, Perovanovic’in faul sorunu yenilginin nedenleri arasındaydı.
Bana göre siyah beyazlılar, sezonun ilerlediği ve fiziksel basıların arttığı dönemi dikkate alarak, oyun kurucu pozisyonunda savunmadan iskonto ederek 40 dakika sahada kalan Harding’i Esra Erden ve Sevgi Uzun ile destekleyerek bir miktar kenarda nefes alma olanağı sağlamalı.
HAFTANIN DİĞER MAÇLARI
BOTAŞ MBK Doğuş Hastanesi önünde organizasyon, enerji ve savunmadaki üstünlüğünü skora yansıtarak 77-63 galip geldi.
Hatay BŞB Tan White’ı iyi savunarak avantaj kazandığı İstanbul Üniversitesi önünde, fark yaratabilecek silahları Paris ve Syntsina’yı iyi kullanarak maçı son çeyrekte iyice kontrolüne aldı ve 66-52 skorla kazandı.
İÜ Takımında Jordan’ın Syntsina’nın mobilite ve çok yönlülüğü ile mücadele etmesi zordu. White’ın sürekli değişen savunmacıları ile boğuşmaktan yorgun düştüğü günde Cado 2 sayıda kalınca yenilgi kaçınılmaz oldu.
Twitter : @hayripekergin
(05-02-2017)