A Milli Erkek Basketbol Takımımız, FIBA 2025 Avrupa Basketbol Şampiyonası Elemeleri B Grubu 5. maçında daha çok genç ve yedek kadrosuyla gelen İtalya‘ya kabul edilemeyecek bir oyun sonunda kendi evinde 80-67 yenildi. Sayın Ergin Ataman yönetiminde A Milli Erkek Basketbol Takımımız bugün bir kez daha kalburüstü bir basketbol ülkesine karşı hem galip gelme başarısı gösteremedi hem de bireysel oyunu aşıp da takım oyunu oynama ve takım olma olgusunu sahaya yansıtamadı.
Kadro kalitesine baktığımızda oyuncu isimleri ve basketbol kariyerleri anlamında, milli takımımızın İtalya karşısında her açıdan oyuna ağırlığını koyacağını beklememiz çok da yanlış olmayacaktı!… Ancak Sayın Ataman’ın özellikle ikinci kez milli takımımızın başında yer aldığı dönemde (2022 yılından itibaren) kalburüstü milli takımlara karşı hiç galibiyetimizin olmadığını üzülerek görüyoruz. Bu da yetmezmiş gibi Sayın Ataman’ın milli takımımızın başındaki ikinci döneminde 23’ü resmi olmak üzere toplamda 50’e yakın müsabakada, milli takımımızın ne hücumda ne de savunmada istenilen seviyeye bir türlü ulaşamadığını üzüntüyle izliyoruz.
Tek Bir Önemli Galibiyetimiz Bile Yok!
Sayın Ataman yönetiminde son iki buçuk yıllık süreçte resmi maçlarda sadece; Belçika (3 kez), Macaristan (2), Bulgaristan (2 kez), İzlanda (2 kez), Büyük Britanya, İsveç, Karadağ, Ukrayna gibi kadro kalitesi olarak bizim yakınımıza bile yaklaşamayacak ülke takımları karşısında galibiyetler alınırken; İtalya (2), Letonya (2 kez), Sırbistan (2 kez), Fransa, İspanya, Hırvatistan ve Gürcistan gibi orta seviye ya da zorlu rakipler karşısında ise maalesef tek bir galibiyet dahi alamadık. A Milli Takımımızın neredeyse birçok maçta sadece bir-iki oyuncunun eline bakan takım oyunundan uzak oyun anlayışı ile bir yere varılamayacağının görülmesi gerektiğini düşünüyorum. Ayrıca hem alınan sonuçlar adına hem de oynanan oyun anlamında yaşanan bu başarısız tablonun detaylı bir şekilde incelenmesi ve sorunların da biran önce çözüme kavuşturulması gerektiğini söylememiz gerekiyor.
Sayın Ataman’ın kulüp takımlarıyla elde ettiği başarıların, Milli Takımımız düzeyinde gerçekleşmediğini görmek zor olmasa gerek. Sayın Ataman’ın kulüp takımlarında hangi oyuncularla ve hangi oyun anlayışı ile başarılara ulaştıysa, mevcut milli takımımızın oyuncu kadrosuyla benzer başarılara ulaşmasının mümkün olmadığını düşünüyorum. A Milli Basketbol takımımızın geniş oyuncu havuzuna uygun ve kendi ülke basketbolumuzun dinamiklerine uygun bir anlayışla milli takımımıza en uygun oyun anlayışının biran evvel ortaya konması gerekiyor. Aksi halde neredeyse bütün kritik maçlarda yaşadığımız dağınık, takım oyunundan kopuk, bireyselleşmiş ve maç içerisinde performans dalgalanmasının çokça yaşandığı bir oyundan kurtulmamız mümkün olmayacaktır.
Sayın Ataman’ın öncelikle mental açıdan kendisini milli takıma vermesi de gerekiyor. Kadro kalitesi olarak çok üstün olduğumuz rakipler karşısında alınan kolay galibiyetler dışında, hiçbir maçta Sayın Ataman’ın bir antrenör dokunuşunu göremedik!…
Geniş aday kadronun belirlenmesi (Fenerbahçe Beko oyuncularının milli takım kadrosunda yer almama sorununun çözülememesi, hem devşirme statüsü daha önce alınan hem de uzun süredir resmi maç oynamayan Larkin’in kadroda yer alması gibi), İtalya karşısındaki oyuncu tercihlerimizden tutun da (Yiğitcan Saybir’in neden 12 kişilik kadroya alınmadığı gibi) maç içerisinde dört-beş kısaya dönülmesi, formsuz oyuncuların kadroya alınması, başta takım oyunu olmak üzere savunma açısından dip yapmamız, hücumda hiçbir doğru düzgün setimizin olmayışı, hücumda birebirlere çok kalmamız, ribauntlarda ezilmemiz, dış atışlar dışında (İtalya maçında millilerimiz 8/32 üçlük, 15/26 ikilik isabetinde bulunurken; İtalya ise 6/20 üçlük ve 22/38 ikilik isabeti yakaladı) hiçbir planımızın olmayışı gibi milli takımımıza yakışmayacak düzeyde beklentilerin çok altında bir oyun izledik. Tribünleri bu kış mevsiminde dolduran seyircilerimizin havanın soğukluğunun yanında oynanan kötü oyun karşısında salonun buz kesmesiyle de karşı karşıya bırakılmasına kimsenin hakkı olmadığını düşünüyorum.
Grup Liderliğini Düşünürken, Grup Üçüncüsü Olma Tehlikesi Yaşıyoruz!
Sayın Ataman yönetiminde bütün önemli maçlarda benzer senaryoyu izlemek zorunda kalıyoruz. Çünkü teknik ekip başta olmak üzere, idari ekip ve oyuncu kadromuzun, maalesef rakip takım kadar karşılaşmaya hazırlanmış izlenimi vermediği yönünde hepimizde bir algı oluştuğudur… Milli Takımımızda iyi ve doğru gitmeyen birçok şey var. Bunların en başında da milli ruhu parkeye yansıtacak ve öncelikler hiyerarşisini belirleyecek bir organizasyona sahip olmayışımız, belki de milli takımımızdaki en önemli eksikliğimizdi. Bunu da onlarca milli takımımızın başında olanların oyun anlamıyla sorunlarımızı henüz çözememesi ve son yıllarda yaşadığımız tarihi başarısızlıklardan da görebiliyoruz. Mevcut anlayışla milli takımımızın kısa ve uzun vadede başarılı olma ihtimalinin olmadığını da söylemek zor olmasa gerek. İtalya ile grup liderliği maçını kaybettikten sonra, şimdi ise iki gün sonra deplasmanda oynayacağımız İzlanda maçında grubu üçüncü sırada bitirme tehlikesiyle karşı karşıyayız. Elemelerde alınan her galibiyetin ve sıranın gerek FIBA Dünya sıralamasında gerekse de finaller açısından büyük önemi olduğunu da unutmamalıyız.
4+3 Yabancı Oyuncu Kuralı Ne İşe Yaradı?
Berk İbrahim Uğurlu, Tolga Geçim, Ahmet Buğrahan Tuncer, Enes Berkay Taşkıran, Yunus Emre Sonsırma ve Kadir Bayram gibi BSL’de bu sezon uygulamaya geçirilen 4+3 yabancı kuralından itibaren takımlarında en çok süre ve sorumluk aldıkları görülen oyuncular milli takımımızın eleme maçlarında bile kadroda yer bulamayacaksa, 4+3 yabancı oyuncu kuralını uygulamanın bir anlamı var mıydı? Bu kuralın, ne yerli oyunculara ne de ülke basketbolumuza bir katkısı olmayacağını, aksine ülke basketbolumuzu değer üretmekten iyice uzaklaştırıp, daha çok tüketici konuma düşürdüğünü, art niyetlilerin ve aracıların bundan kazanç elde edeceğini nasıl göremeyiz?
Acil Çözüm Bekliyoruz!
Ülke basketbolumuzun temsilinin en önemli yeri olan A Milli Takımlar düzeyinde bu derece başarısız sonuçlar almak, nasıl oluyor da TBF yetkililerini yıllardır harekete geçirmiyor? Nasıl oluyor da TBF’nin en önemli görevi olan ülke basketbolumuzun gelişimi ve basketbolun ülke geneline yayılımını sağlayacak olanın A Milli Takımlar düzeyinde elde edilecek başarılar olduğu akıl edilmiyor? Nasıl olur da hâlâ 2025 FIBA Avrupa Şampiyonası’nda hedefimiz madalya diye retorikten öte olmayan sözler verilmeye devam ediliyor, bizler de bu sözleri kanıyoruz? Nasıl olur da ülke basketbolumuzda çözüm bekleyen ana sorunlar halının altına süpürülür de, bazı kulüplerin hegemonyasında bir ülke basketbolu yönetimi sürdürülür?
İşte bütün bu başarısız yönetim sürecinden dolayı da A Milli Takımımız son 30 yılın en başarısız dönemini yaşamaktadır. Kısacası nasıl oluyor da ülke basketbolumuza bu kadar YABANCILAŞABİLİYORUZ?
Her şey Türk basketbolu için. Her şey A Milli Takımlarımız için.
En başta Ataman’ın neden olduğu Fenerbahçe krizi Ataman için bir mazerete dönüşmüş durumda, kendisinin bu tür mazeretlere sığınma konusunda mahir olduğu biliniyor. Ancak kadroda FB’li oyuncular da olsa sonuç değişmezdi, çünkü Ataman elindeki oyuncu havuzunu iyi şekilde değerlendiremiyor. Milli takımın düze çıkması için yapılması gereken ilk şey bir an önce milli takımın başına başka bir koç getirmektir, bu konuda yabancı alternatifleri de değerlendirmek gerekir.
Arızamız şu kadroya alınsa bu alınmasa meselesi değil. Bu seviyelere oyuncu yetiştiremememizdir. Buralar için hazırladığımız bel bağladığımız oyuncu havuzumuzun şişirme oyuncular olmasıdır! Sn Yıldız Ataman’ın yerine mi geçmeyi hedefliyorsunuz?
Her zaman ki gibi gerçekleri gösteren bir yazı, ancak kimin umurunda?
Federasyon seçiminden başlayan hatalar her gün ülke basketbolunu aşağı çekiyor, milli duygularından bahseden ancak yüksek ücret karşılığında antrenörlük yapan sayın Ataman vaatleri bol keseden sallama peşinde; hayaller madalya gerçekler eleme grubu 3.lüğü .
Furkan Haltalı, Furkan Korkmaz, Erkan Yılmaz, Barış kendi takımlarında oynayamazken Milli takımdalar. İbrahim Berk Uğurlu, Yiğitcan Saybir, Okben Ulubay kendi takımlarını sürüklerken Milli Takım da yoklar, neden çalışsın ki bu gençler?
ÇOK GÜZEL BİR YAZI.. ÇOK DOĞRU TEŞHİSLER.. LAKİN ATAMAN’IN MİLLİ TAKIMDA HİÇ BAŞARILI OLAMADIĞINA VE NEDENLERİNE DAHA FAZLA DEĞİNEBİLİRDİNİZ. HALİL E.ATAMAN ‘A NEDEN BU KADAR BAŞARISIZLIKLARA KARŞIN BU KADAR ŞANS VERİLDİĞİNİ ANLAMIŞ DEĞİLİM…