Cumartesi, Temmuz 27, 2024
spot_img

Kazanırken kaybetmek (Erman Kunter)

(Cumhuriyet Gazetesi)
Nelson Mandela’nın meşhur bir sözü var, “Ben ya kazanırım ya da öğrenirim” demiş. Yenilginin çok öğretici olduğunu bundan güzel anlatan bir başka cümle yoktur herhalde… Hep söylüyorum, sporda kazanmak, hele kötü oynayıp şans faktörüyle veya rakibin ufak tefek hatalarıyla kazanmak uzun vadede büyük bozgunlara yol açabilir. Hepimiz insani zaaflara sahibiz. Kazanınca seviniriz, havalara uçarız. Ayaklarımız yerden kesilir, gerçeklerden uzaklaşırız. Dolayısıyla hatalarımızı görmeyi, onlardan ders çıkarmayı ihmal ederiz. “Zafer sarhoşluğu” diye bir deyim vardır mesela… Ama yenilginin sarhoşluğu olmaz. İçine oturur insanın… “Nerede yanlış yaptım?” diye döner döner sorarsınız. Antrenörseniz kaybettiğiniz maçları daha çok seyredersiniz. Hatalar oradadır, düzeltilmeyi bekler. Bir sonraki maç, gelecek hafta, gelecek ay…

Dikkatle izleyince görürsünüz; benzer hatalar kazanılan maçlarda da yapılmıştır aslında. Fakat galibiyet kocaman bir yorgan gibi örter bütün yanlışların üstünü.

İzlanda ile oynadığımız ve son saniye basketiyle galip geldiğimiz Eurobasket eleme maçı, bunun en canlı örneği. Yeni devşirmemiz Tarık sağolsun, o günü kurtardı (hakkını yemeyelim, kaybettiğimiz İtalya maçında da çok iyi oynamıştı). Skorborda bakılırsa kazandık ama bugün serin kanlı düşününce “Acaba kaybetsek daha mı iyi olurdu, belki aklımızı başımıza devşirirdik” diyorum. Son saniyede gelen o galibiyet, yönetici koltuklarında oturanların bütün ciddi sorunları bir kez daha halının altına süpürmesine neden oldu. En basit soruları bile cevaplamadan yine gidip yattılar kulaklarının üzerine… Nedir o sorular?

Izlanda’nın nüfusu kaç? (370.000)
Ligi var mı ? (12 takımlı amatör bir lig) Avrupa kupalarında tur geçebilen takımı var mı?
Uluslararası alanda tanınmış kaç basketbolcusu var ve hangimiz bu oyuncuların isimlerini sayabiliriz?
Izlanda takımındaki en pahalı oyuncunun yıllık kazancı nedir?
Böyle bir takımı son topla yenmek aslında sevinilecek değil, utanılacak bir durum değil midir?
Bu sorulara bile doğru dürüst cevap veremeyenlerin, Türkiye gibi 85 milyonluk bir ülkede basketbolu yönetmesini, sorunları çözmesini umut edebilir miyiz?

Bu arada hafta içinde kulüplerimiz Avrupa kupalarında çok iyi sonuçlar aldılar. Kadınlarda Çukurova ve Beşiktaş, erkeklerde ise Fenerbahçe Beko, Anadolu Efes ve Beşiktaş kazanarak yollarına devam ettiler. Federasyonumuzun katkısını (!) inkâr edemeyiz.

1 Yorum

  1. Sosyal medyadaki bir çok yorum,mesajlarda keşke kaybetseydik diyenlerin sayısı ne yazık ki oldukça fazlaydı onları eleştirmemiz de pek mümkün değil ama ülkemiz basketbolundaki tüm sorunların sebebini de federasyona yüklemek de çok adil değil . Tabii ki payları çok ama basketbolun vahim halinin sebeplerinden biri de anlı şanlı kulüpler ve Türk koçlar. Ülkenin en büyük sorunlarından biri de her sektörde olması gerektiği gibi iyi,adil,eğitimli, bilgili,
    tecrübeli,insan odaklı yöneticilerin,karar alıcı,
    vericilerin olmaması. Mesela A milli takım koçu hangi Türk oyuncunun yetişmesine, gelişmesine,yıldız seviyesine gelmesine katkıda bulunmuş? Ya diğerleri? Ya yabancı oyunculara sırtını dayayıp başarılı olabilmiş kulüp yöneticileri? 30 milyon genç nüfusun olduğu ülkede basketbolcu yetişmemesi nasıl olur? 5 yabancı sınırı var diye illa 5 yabancı almak şart mı? Oynamayan,oynatılmayan ve ekstra idman yapmayan, hedefi olmayan, çabalamayan,demotive, şevki kırılmış oyuncu nasıl gelişecek? A milli takımda doğru düzgün top sürebilen kaç oyun kurucu ya da oyuncu var? Bu çocuklar nasıl A takıma çıkmışlar ve sonra neden kendilerini geliştirmemişler,koçları bu nasıl iş dememiş mi? Tembellik mi rahatlık mı başka sebeplerden mi,hepsi mi? Gençlerin gelişiminde çok önemli yeri olan altyapı koçlarının başta geçim olmak üzere bir çok sorununun hangisi çözülmüş? Federasyon ve kulüpler sponsorluk,reklam vs gibi maddi nedenlerden dolayı 5 yabancı kuralından vazgeçmeyecek belli ki o zaman seneye Almanya’daki gibi 3+2 kuralını getirmeliler yoksa yakın gelecekte de yaşanılan ciddi sorunlar katlanarak devam edecek gözüken o. Ayrıca hakem kalitesinin de basketbolun gelişiminde çok önemli payı olduğunu da unutmayalım dolayısıyla hakem kalitesinin artırılması için de ciddi çaba gösterilmeli…

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Sosyal Medya

15,872TakipçilerTakip Et
36,695TakipçilerTakip Et
65,321AboneAbone Ol

REKLAMLAR

popüler

zonguldak psikolog
zonguldak bireysel terapi