Olimpiyatlar bizim açımızdan maalesef çok büyük başarısızlıkla sona erdi. 1 ve 2 sporcuyla katıldığımız 1908 ve 1912 Olimpiyatları’nı dışarıda tutarsanız tarihimizin en kötü sonucunu alıp 64. basamakta kaldık (Avrupa ülkeleri arasında 28.), 1984’ten bu yana ilk kez altın madalya hanemiz boş kaldı. Toplamda 3 gümüş, 3 bronz… Erkek sporculardan gümüş alabilen dahi yok… Haritada yerini gösteremeyeceğimiz 200 bin nüfuslu Santa Lucia bile bizim önümüzde…
Millet olarak sporu izlemesini seviyoruz, son zamanlarda bahis yüzünden sporla ilgilenenler de çoğaldı… Ne var ki millet olarak spor yapmıyoruz, liyakatsız yönetimler nedeniyle üst düzey yarışmacı sporcu da yetiştiremiyoruz.
Atletizmde sadece bugünün değil, tarihin en büyüklerinden İsveçli sırıkçı Armand Duplantis, büyük saygı gösterip atıcılıkta olimpiyatlarda gümüş madalya kazanan Yusuf Dikeç‘in duruşunu taklit ettiğinde “Olimpiyat rekoru da kırsan Yusuf abini örnek alırsın” diyen bir Spor bakanımız var… Ucuz popülizm ve saygısızlık… “Sen işini yap.” diye düşünürken hemen vazgeçiyoruz… Ne biliyor ki, ne bekleyeceğiz liyakatsızdan… Yıllarca spor gazetelerinde yöneticilik yaptım… Osman Aşkın Bak gibi birisi gelip iş istese hiç şansı yoktu. 3-4 yıl önce Atletizm Federasyonu Başkanı, Avrupa Şampiyonası‘nda kazandığımız madalyalarla övünüyordu. Afrikalılar’ı devşirmiş, Türk yapmış… Bizim de övünmemizi bekliyor. Bu kafalar mı Türk sporumu yüceltecek? Başka bir ülke daha fazla para verse, o atletler oranın vatandaşı olacak. Kim bilir kaç para harcadık? Şimdi hiçbiri ortada yok.
Bu kadar kapsamlı bir etkinliği TRT dışında hiçbir yayın kuruluşu yayınlayamazdı. Neredeyse sporcularımızın bütün yarışmalarını ekrana getirdiler. Teşekkürler… Ancak gördük ki birkaçı dışında spikerlerin büyük çoğunluğunun anlattığı branşla bir ilgisi bulunmuyor. 4 yılda bir yapılan Olimpiyatlar için kendilerini geliştirmeleri bu kadar mı zor? Allah’tan Eurosport’un uzmanları belli branşlarda devreye girdi de, TV’nin sesini kısmaktan kurtulduk.
Kadın voleybolcuların kürsüye çıkması için çok ümitliydik ancak gerek bazı oyuncuların formsuzlukları, bazılarının sakatlığı buna izin vermedi. Yine de hepsine teşekkür ederiz. Evimizin bireyi oldular… Küçüklerin ablası, büyüklerin kızı… Bağnaz kesim ise bu takıma zarar vermek için ellerinden geleni yaptı. O bağnazlar gibi gibi yaşayıp, onlar gibi düşünüp, onlar gibi hareket etmezseniz, başarıyı hazmedemiyorlar. O kadınlar 4-5 yıldır tatil yapmadı, ligde ve Avrupa kuplarında üst düzey maçların hemen ardından Milli Takım kampına gittiler. O kadınlar Milli Takım’ın başarısı için anne olmayı bile erteledi… Bu takımla hayasızca uğraşanları Allah’a havale ediyorum…
helal bir köşe yazısı
bizim sporcular proteinle beslenemiyor makarna pilavla başarı bu kadar olur
burda sorun oraya giden başarısız olanlar mı liyakatsiz
liyakatsizlikten oraya gidemeyenler mi
Bu güzel yazı için teşekkürler. Olimpiyat denince Kenan Onuk, Hıncal Uluç, Cüneyt koryürek anıyor. Ruhları şad olsun. İyiyki bu günleri görmediler. Burada çocuklarımızı suçlamak lazım. Şark kurnazı federasyonlar Mayıs ve Haziran aylarında nasıl sa yıldız sporcular olimpiyat için hazırlanıyor Ken biz Avrupa şampiyonasında madalya toplarken, sporcuların sakatlanması ve tekrar form düşüklüğü olacağını biliyordu. Eskiden de iyi değildik ama 2000 lerin başında takım ve bireysel sporcular da yukarı doğru ivmelenme vardı. Naim Süleymanoğlu başlayan, Neslihan Demir, nevriye yılmaz, Süreyya Ayhan, Mehmet Okur, Hamza Yerlikaya… Bunlar bir dünya yıldızı sporcularımızdı. Şimdi çok güzel tesisler yaptık. Ne yazık ki bu yıldızlara yenilerini ekleyecek insanları bulamadık. İşi erbabına teslim edemedik. Üzücü ama basketbol kadınlar tükendi gitti. Güreş tükendi. Halter ne oldu bilen yok…. Eğer olimpiyat bir ölçüyse 64 olan bir ülke de bakanlığa bunca federasyona da gerek yok !!! Özbekistan canı gönülden tebrik ediyorum. 8 altın madalya kazandılar
Eşcinsel biri Türk milli takımı forması giyemez demek bağnazlıksa ben bağnazım necip abi zeki çevik ama ahlaksız
İnsanların özel hayatı bizj bir yere kadar ilgilendirir, eşcinsellik her yerde olduğu gibi sporun içinde de var. Hangi sporcu eşcinselliği övdü, övüyor,kim bu insanlar eşcinsel ben de öyle olayım diyor veya der, diyorsa da kaçta kaçı? Neden ahlak denince akla hep eşcinsellik ve uçkur gelen bir toplumuz? Hırsızlık,yolsuzluk torpil yapmak, rüşvet vermek,almak,hak yemek,
taciz vs de ahlaksızlık değil mi? Bunları yapanlara da aynı tepkiyi veriyor musunuz? Ayrıca kullandığınız birçok ithal Avrupa malı ilaç,araba vs şeylerin yapımında eşcinseller de çalışıyor o zaman onları da kullanmayın da görelim diyeceğim ama şark kurnazı bağnazların işine gelmez…
Necip ağabey seninle düşüncelerrimizle görüşlerimiz ortak çıktı. Dün Bursadabuün sitesindeki köşemde üç aşağı beş yukarı’) Paris’te tam bir fiyasko yaşandı bizim adımıza. İleri gideceğimize geri gitmişiz. Tesis, salon, havuz, vs var ama alttan sporcu yetiştiremiyoruz. Gidenlerin yerleri maalesef doldurulamıyor. Liyakatin yerine biatla yönetici ya da federasyon başkanı seçmek ise spor politikamız oldu!.. Getirilenler de konunun uzmanı değil, sıradan insanlar. Türki cumhuriyetlerinden Özbekistan 8, adını haritada zor göstereceğiz St Lucia adasının kadın atletinin 100 metre bayanlarda rekor kırarak altına uzanırken, Türkiye’nin boynu bükük kalmasının tek nedeni doğru spor politikasıyla, stratejisinin olmamasındandır.
Bu tarihi başarısızlığın hesabını bakalım kimler verebilecek? Örneğin Spor Bakanı Osman Aşkın Bak ‘evet beceremedik. Sorumluluğu üzerime alıyorum’ diyerek istifa edebilecek mi? Hiç sanmasam da bir umut işte.
Necip ağabey düşüncelerimizle görüşlerimiz üç aşağı beş yukarı ayni. Dün Bursadabugün sitesindeki köşemde ayni şeylerin altını çizmişim. (Yaz Olimpiyatlarında 40 yıl sonra sıfır çekilmesi üzerine) Paris’te tam bir fiyasko yaşandı bizim adımıza. İleri gideceğimize geri gitmişiz. Tesis, salon, havuz, vs var ama alttan sporcu yetiştiremiyoruz. Gidenlerin yerleri de maalesef doldurulamıyor. Liyakatin yerine biatla yönetici ya da federasyon başkanı seçmek ise spor politikamız oldu!.. Getirilenler de konunun uzmanı değil, sıradan insanlar. Türki cumhuriyetlerinden Özbekistan’ın 8 altın kazanması sporun genelinde nerede durduğumuzun göstergesidir. Adını haritada zor göstereceğiz St Lucia adasının kadın atleti 100 metre bayanlarda rekor kırarak altına uzanırken, Türkiye’nin sıfır çekmesinin mazereti olamaz. İstedikleri kadar inkar etsinler; iktidarın doğru spor politikası yok, strateji belirleyemiyoruz.
Peki bu faturanın hesabını kimler verebilecek? Örneğin Spor Bakanı Osman Aşkın Bak ‘evet beceremedik. Sorumluluğu üzerime alıyorum’ diyerek istifa edebilecek mi? Hiç sanmasam da bir umut işte.
Millet olarak sporu seviyoruza itirazım var… Millet olarak tuttuğumuz takımın başarılı olması durumunda o sporu seviyoruz… Eğer başarılı olamamışsa takımımız o sporu ya da sporcuları yerin dibine sokmayı çok seviyoruz… Son yıllarda bu bayan voleybol da kırılmıştı yıllar önce 12 dev adam macerası gibi onu da bu sene mahvetmek için herşeyi yaptık. Millet olarak şizofren ve paranoyak olduk, tuttuğumuz takımlar başarısız olunca hepimiz kendi hatalarımız dışında bir bahane arıyoruz ve genelde ya karşı tarafta ya da yönetimlerde buluyoruz.Kimse şapkasını önüne koyarak düşünmüyor, kafa yormuyor…Bunun ispatı da karşımızda Olimpiyatlarda veya diğer organizasyonlarda çıkıyor… Takım oyunlarını tamam kulüplere bıraksın federasyon ama amatör branşlarda ağırlığını koysun.Bir sponsor hikayesidir gidiyor herkes sponsorlara teşekkür ediyor!!! Demek ki federasyonun işini sponsorlar yapıyor!!! Eh o zaman başarıyı unutalım, devlet (federasyon) politikası olmadan olmaz bu işler… Tamam en çok madalya aldığımız Halter ve Güreş popüleritesi azaldı diye sıkletlerde/kurallarda değişikliğe uğradı eyvallah ama bundan herkes etkilendi, biz ise silindik!!! Tabi halterde doping cezalarımız utandığımızdan gündem bile olmuyor sanırım!!! Bu arada Türk dünyasının lideriydik şimdi sonuncuyuz, maşallah Özbekistan bu yıl devrim yaptı. Dolayısıyla liyakat ve kontrol devlette, devletinde üç beş STK’ya değil, spora gerçekten destek verenlere bütçe ayırması gerekiyor… Şimdi yine balık baştan kokar deyu topu taca atma zamanı değil bu işleri yoluna koyma zamanı…
Necip abi ilk defa bu kadar açık ve net yazmışsın. Tebrik ediyorum
Başların ayak ayakların baş olduğu bir yerden ne beklersiniz? Liyakatsizlik, partizanlık, torpil bölgecilik, yandaşlık yüzünden her bakımdan iyice kötüye gidiyoruz ama kimin umurunda? Hep dediğimiz gibi bu ülkenin doğru düzgün, liyakatli,bilgili,vizyoner,ahlaklı yöneticilere ihtiyacı var gerisi kolay. Gururumuz İlber Ortaylı dünkü yazısında olimpiyatlara en çok sporcu gönderen spor kulübü olan Fenerbahçe’yi tebrik etti, iktidarın bu kulübe zerre katkısı veya en basitinden kuru bir teşekkürü oldu mu? Hayatında spor yapmamış veya spora,ahlaka yakışmayan işlerde ismi geçmiş,kariyeri bitmiş yeni yapılan salondan nemalanma peşindeki paragöz adamları sırf benden diye ya da paranın gücüyle bakan,başkan, yönetici,koç yaparsanız, kadın voleybol takımımızdaki bazı oyuncuların özel hayatlarını sanki kendi hayatları çok düzgünmüş gibi eleştirir, takımın ahengini kasten bozmak için kadrosu açıklanmış takıma sırf bizden de birisi olsun diye üstelik de Vargas’a ırkçı ifadeler kullanmış bir oyuncuyu kulüp başkanı siyasi baskı ve güçle aldırır hak edeni takımdan çıkarırsanız, a milli basketbol takımının, sürekli oynatıp parlattığı yabancı oyuncular sayesinde başarılı olabilmiş koçu başarısızlıklar ve hezimetin hesabını vereceğine, nasıl yerli oyuncu yetişir ,gelişir diye kafa yoracağına hala milyon euroları alıp, kendini övüp, devşirme oyuncu peşindeyiz derse, hakemleri statta hapsettiği odadan kabile reisinin telefonuyla çıkartan, bir başkana seni gömerim mezarını bulamazlar diyecek cüreti de ondan alan, şımartılmış bölgenin mafyöz adamı futbol federasyonu başkanı olursa, diğer federasyonlarda da akla gelmeyecek torpil, sahtekarlık,yolsuzluklar olur, tarikat, cemaatçiler de yönetici,sporcu olursa olimpiyatlarda başarısız olmamız da yerli futbol basketbol, voleybol oyuncuları yetişmemesi,gelişmemesi de normal… İbb’nin İstanbul’un olimpiyat adaylığı için Paris’de kiraladığı İstanbul evine sırf Chp’li belediye diye gelmeyen spor ve sportif ruhla alakasız spor bakanından ve partisinden bu ülkeye hiçbir konuda zerre hayır gelmedi, gelmez !
partizanlığa partizan yorum
Liyakatsizlik spikerliğide ele geçirmiş; spor spikerliğinden ziyade genel kültür bile yok. Ülke kısaltmalarını bilmediğinden yarışmacının ülkesini söyleyemeyen var. Bilmediğine mi yanalım, akıl edip yarışmadan önce bakmayı akıl edemeyan zekasına mı bilemedim.
Ülkemizde spor kültürü yok spor ülkesi falan da değiliz , en popüler spor branşı olan futbolda bile bir kaç takım harici tribünler dolmuyor, tek gaye daha çok para kazanmak, hep başarı talep etmek. Ayrıca liyakat yoksunu, iş bilmezleri siyasetle karar alıcı,verici yapıyoruz, başarısız olsalar dahi koltuklarında tutuyoruz, adam kayırma, menajer oyunları altyapılara kadar inmiş, yabancılar ve devşirmelerle günlük ve geçici başarılara odaklanılmış, sporumuzun gerçek sorunları umursanmıyor, istekli ve potansiyelli gençlerimizin şevki kırılıyor, yetiştirici koçlara, kulüplere destek verilmiyor, basketbol milli takımlarımızın hazin hali azınlık hariç kimseyi üzmüyor, zihniyet böyle olunca olimpiyatlar ve diğer organizasyonlarda başarılı olmamız mümkün olabilir mi hiç ?
Bu ülke çok uzun zamandır yalan ve göz boyama ile yönetiliyor. Her şey yalan, öyle olduk böyle dünya lideri derken insanımızın boğazına giren yemek kalmadı. Açlıkla savaşır hale geldik. Yurttaş açlıkla savaşırken ülkemizin neredeyse her şehri maliyeti en az 250-300 milyon dolar değerinde stadlarla donatıldı, 6-7 milyar dolar harcandı, o stadlara bakın, yılda 20 maç oynanıyor, her maçta bilemedin 3-4 bin seyirci var. Yurttaş açlıkla savaşırken mültecilere yılda 40-50 milyar dolar harcıyoruz. Bizi yönete(meye)nlerin tercihleri ve öncelikleri açlık bile değilken spor kimin umurunda olabilir? Dini yapılanmalarda çocuk tecavüzleri ayyuka ulaşmışken onların aklı sokak hayvanlarını katletmekte. Bence bu ülkede spor 11 Temmuz 2011 tarihinde sona erdi, sonrasında kurşun sıkılmasıyla cenaze namazı kılındı. Herkes çıkıp ne oluyor, bu hepimize yapılmıştır diyeceğine “Sahaya çıkmayan bedelini öder” dendi. Ne sporu, hangi spor? 1950li yıllarda başlayan ve bugün en tepe noktasına ulaşan torpil, kayırma, bahsettiğiniz liyakatsızlık ve burada da sıkça şahit olduğumuz “cahil cesareti” elbet sona erecek, eğer sonrasında spora siyaseti sokmanın, yapılanların, kimin kasasına gittiği belli olmayan milyarların hesabı sorulmazsa değişen hiç bir şey olmayacaktır. Bu ülke konuşma adetini bırakıp yapma erdemine ulaşmadıkça değişen hiç bir şey olmayacak. Mesela basketbolumuz, kimin elinde bir analiz, bir tespit, bir çözüm içeren kamuoyu ile paylaşılmış bir dosya var? Herkes konuşuyor, kimse mutlu değil, çare? konuşmak mı? Tüm bunları yıllardır bu hale gelmeden önce yazıyorum, rekabet diyorum, hakaret ediyorlar, 50 yılımı verdiğim basketbolda eksikler var diyorum, sen kimsin, uydurma diyorlar. Yazıyorum, tespit yapıyorum, çözüm öneriyorum, sen milliyetçi değilsin diye hakaret ediyorlar. Yaşadığımız topraklar insan medeniyetinin yeşerdiği topraklar, evrenin ilk köyü, ilk tarım, ilk hastane bu topraklarda yapılmış, buradan avrupa’ya oradan da dünyaya yayılmış, bugüne baktığımızda ne yazık ki bu topraklardan cehalet, vandalizm, hırsızlık ve haksızlık akıyor. Bir kültür mozayiği olan bu ülke bu kafayla, bu cehaletle yönetilemez. Aynı cehalet osmanlı’yı batırdı ama ders alan yok, aynı senaryo ikinci batışı planlıyor, bu bilinçli bir seçim, buna dur diyemezsek yakında spor konuşacak bir ülkemiz olmayacak. Bu bir ölüm kalım meselesidir, sporu sonra konuşuruz…
Sn.Necip Kapanlı, Sizden bir istirhamım var, 11 temmuz cumhuriyet gazetesi ahmet tan adlı şahsın yazdığı yazıyı lütfen ibret için okuyunuz, bir cümle örnek: “TC, enflasyona yenik düşmemeye çabalıyor.
FB ise lig sonuncusu olmamaya…” Lütfen ibret olsun diye bu yazıyı okuyunuz. Bu ülkenin en köklü, en saygın medya organlarından birinde, iflas ettiği halde olimpiyatlara en fazla sporcu yollayan, kazandığımız bir avuç madalyanın iki tane gümüş olanını bu ülkeye armağan eden bir spor kulübüne yapılan hakaretleri bir okuyun ve lütfen iki satır yazın; Yazan haklı diyorsanız ben ebediyen susacağım, bu seviye bunu yaparsa diğerleri ne yapar bir düşünün, övgüyü, desteği, yardımı bıraktım, bari sinekten zeytinyağ çıkarırcasına hakaret olmasa, en azından susma hakkı kullanılsa. Ben, gariban mehmet arif çok mu şey istiyorum? çok şey mi bekliyorum? Bu ülkede hiç olmazsa gölge etmeyecek insanlar olmayacak mı? Bırakın kulübü Türk Sporu bunu hak ediyor mu? https://www.cumhuriyet.com.tr/yazarlar/ahmet-tan/fbli-bir-baska-ali-portresi-2236587
Üstad, Fenerbahçe Spor kulübü bu ülkeye bu topluma fazla…Bilmem anlatabildim mi?
çok rica ediyorum 2 dakika sabredin kulüp muhabbeti yapmayın yahu.
Kulüp muhabbeti dediğin olay sıradan bir olay mı? Bir otobüs dolusu insan az kaldı katlediliyordu ! Aklın varsa biraz düşün o olayın amacını, geçmişten günümüze ülke ve kulübe etki eden sonuçlarını, verilen mücadeleyi ondan sonra yorum yap ya da en iyisi hiç yapma, çok rica ediyorum !
Yazınızda otobüs ile ilgili bir kısım göremedim. Yorumsuz iletiyorum!
Bir üstteki yorumda kurşun sıkılması diye yazıyor, iki yorumun da arka arkaya ve birbiriyle alakalı olduğunu görmek ve anlamak için de dahi olmak gerekmez, azıcık zeka yeter sanırım, yorumsuz iletirim !
tüm yorumlarınız okumak gibi bir mecburiyet yok sanırım. konu türk sporu cımbızla başka yazınızdan kurşunlamayı çekmişsiniz. No Comment
Tüm yorumları okumak gibi mecburiyet yoksa o zaman kulüp muhabbeti yapmayın diye ahkam kesip, yorum da yapma hatta hiç yapma olur mu?
olur tabii . kulüp muhabbeti yapın lütfen. çünkü kulübünüz herşeyden daha değerli.
Liyakat /(layık olma, yaraşma, yaraşırlık, uygunluk.
yeterlilik)
Anlamı .
Siz olsa idiniz kimleri seçerdiniz?
Seçtiğiniz kişilerin başarısız olmaları durumunda siz liyakatsızmı olurdunuz?
Bağnazlık la da suçlamışsınız!
Bağnazlıkta bir nevi başka düşünceyi kabul etmeyen mesela sizede onu al bunu al bu tercih et denseydi sizde seçim yaptığınızda bu evet doğru olarak bunu düşündüm diğerlerini oyladık elendiler bu doğru olanı dediğiniz kişi de başarısız olsaydı sizde bir bagnaz mı olacaktınız?
İnsanları eleştirirken sınıflara ayırıp parmakla bağnazlıkla suçlamak yerine kendimizin hayata bakış açımızın doğru olduğunu başkalarının hayat tarzlarını yanlış olup onların bişeyi kabul etmeyeceği imâsında bulunmak doğru olmaz!önce doğru bir sistem metot bulalım altyapılardan itibaren bir ekol yaratalım basketboluyla futboluyla hentboluyla atletizmiyle boksuyla vs bütün branşlarda ondan sonra herne karar alırsak alalım kim yönetirse yönetsin saat gibi çalışacak sistem imkanımız var tesislerimiz var insanımız var e o halde neden olmasın!artık şu parmakla suçlu gösterme dönemini bırakalım bu çok eskide kaldı.hep birilerinin suçu
İşte olimpik yaklaşımımız: Neden silahlı saldırıyı konu ediyorsun? Burası yeri mi? Unutalım, halının altına süpürelim, olmamış gibi davranalım… Ve bunu düşünüp yazan kişi olimpik ruh hakkında fikir yürütecek… Olimpiyatlara tam 137 ülkeden daha fazla sporcu göndermiş bir kulübe yapılmış “HAÎN” bir saldırıyı sindirecek, sineye çekecek, yok sayacak, öteleyecek, susma hakkını bile kullanmayacak. Aslında aklında yazmaya cesaret edemediği şu fikir var: Ne var, burası Türkiye, sen de alışacaksın, abartma, işine bak! Aynı kafadakiler bizi bu hale getirdi, bu kafa en azından bizi yönetmeyene kadar böyle de devam edecek. Bu ülkenin cehatle savaşı ise kazanılana kadar sürecek. Burada bunları konu etme nedeni terör saldırısıyla karşılaşmış, iflas ettirilmiş bir kulübün kararlılığını vurgulayarak umurunda olmayanları rekabete davet etmektir. Insan yalan da olsa şunu duymayı bekliyor: Anladık, BEN DAHA İYİSİNİ YAPACAĞIM. NOKTA…