Türkiye Basketbol Federasyonu (TBF) Başkanı Sayın Hidayet Türkoğlu, dün gerçekleştirilen Türkiye Sigorta Basketbol Süper Ligi fikstür kura çekimi sonrasında şu açıklamada bulundu: “Herkes 4+3 yabancı fazlası olarak düşünüyor ama amacımız Türk sporcularının daha fazla süre alması. Hem kulüpler, hem milli takım bazında başarılı bir süreç geçirmek istiyoruz. Özellikle son 6 seneye baktığınız zaman kulüplerimiz Avrupa’da önemli başarılara imza attı. Türk oyuncuların maç sonlarında ilk 5’te olup, kritik süreçlerde o heyecanın bir parçası olmalarını hedeflediğimiz için böyle bir değişiklik yaptık. Bu süreci beraber yakından takip edeceğiz”…
TBF Başkanı Sayın Hidayet Türkoğlu’nu ve TBF yöneticilerimizi, 2024-2025 sezonunda Türkiye Basketbol Süper Ligi’nde 4+3 yabancı oyuncu kuralının uygulanması konusunda kim ya da kimler ikna ettiyse, Sayın Başkan’ın bu kişilerin ya matematikten anlamadıklarını ya ülke basketbolumuzun önceliklerinden habersiz olduklarını ya da başta EuroLeague’de yer alan kulüp takımlarımız olmak üzere, ülke basketbolumuzun gelişiminden ziyade kulüp fetişizmini ve kendi şahsi çıkarlarını ön plana koyan kişiler olduklarını geç olmadan anlaması gerektiğini düşünüyorum. Aksi taktirde ülke basketbolumuzdaki sorunlar yumağı gün geçtikçe daha da büyüyecek ve çözülemez hale gelecektir. Çünkü;
1) 12 kişilik maç kadrosundaki yabancı oyuncu sayısının 5’ten, 4+3=7’e yükselmesi demek; BSL‘de yer alacak 16 takımdan 2’şer olmak üzere toplamda 32 yerli oyuncunun maç kadrosuna girememesi demektir (bu oyuncuların çoğu da basketbol gelişimleri adına çok önemli bir süreçte olan genç oyuncular olacaktır).
2) Maç esnasında parkede yer alacak en az 1 (BİR) yerli oyuncunun, 4 yabancı oyuncu varken ve 4 yabancı oyuncunun da benchte 3 yabancı oyuncu alternatifi varken, takım içerisinde en kritik anlarda topu kullanabileceğini düşünmek, en iyimser ifade ile hayalcilik olur. Bu 7 yabancı oyuncunun sözleşmeleri, herhalde sahada en kritik anlarda 4 yabancı oyuncu yerine 1 yerli oyuncunun top kullanmasına izin verecek şekilde değildir! Zaten kulüp takımlarımızın bütçelerini en çok sarsan ve harcamalarının da ilk sırasında yer alan yabancı oyuncuların ve bunların değerli menajerlerinin sözleşmeleri, parkedeki 1 yerli oyuncumuzun en kritik anlarda topu kullanması ve dolayısıyla da Türk basketbolunun gelişimine katkı sunmayı yegane amaçları olarak görmeye dönük olmasa gerek!…
3) Geçtiğimiz sezonlarda bir maçta yerli oyuncularımızın aldıkları süre 60 dakikadan fazlaydı (Uzatmalar hariç bir maçta oyuncuların alacağı toplam süre: 40×5= 200 dakika). Maçlarda parkede en az bir yerli oyuncumuzun olması demek, yerli oyuncularımızın en az 40 dakika süre alması demektir. Mesele sadece yerli oyuncularımızın aldıkları sürede değil ki, bir sezonda her şeyi düzeltebilelim. Mesele, yetenekli genç oyuncularımızı geliştirememek ve bu gençlerimize başta birçok yerli antrenörümüzün ve kulüp yöneticilerimizin değer göstermemesi, TBF yöneticilerimizin de bu konuya çözüm bulamamasıdır. Parkede kalacak en az bir yerli oyuncumuzun muhtemeldir ki tecrübeli oyunculardan tercih edileceğini düşündüğümüz de, genç oyuncularımızın maç kadrosunda yer alacak 5 yerli oyuncu arasına girmesi de çok zorlaşacak. Dolayısıyla da geçtiğimiz sezon olduğu gibi, bu sezon da ülke basketbolumuz adına yeni yüzlere tanık olamayacağız.
4) Şahsi düşüncem şu ki; 2024-2025 Türkiye Basketbol Süper Ligi’nde uygulanacak olan 4+3 yabancı oyuncu kuralı, mevut TBF yönetiminin 8 yıllık yönetimleri sürecinde ülke basketbolumuzun 30 yıldaki en başarısız dönemini yaşatmalarından kaynaklı olarak (Gençlik ve Spor Bakanımızın Olimpiyat dönüşünde ifade ettiği “bu imkanları doğru ve verimli kullanamayan federasyonlar bunun hesabını verecektir” şeklindeki cümle çok önemli), bu başarısızlıklarının üstünü örtme adına kısa vadeli ve pratik bir çözüm üretme yoluna gidilmiş olabileceğini düşündürmektedir… Bu kolaycı çözüm(!); FIBA 2025 Avrupa Şampiyonası Finalleri’nde kürsüye çıkıp, ülke basketbolumuza yaşattıkları başarısızlıklara köklü bir çözüm bulmak yerine, bir turnuva için çözüm bulmayı amaç edinmiş izlenimi vermektedir. Sadece bir sezon için uygulanacak olan 4+3 yabancı oyuncu kuralı, FIBA 2025 Avrupa Şampiyonası Finalleri için olduğunu söylememiz yanlış olmayacaktır (A Milli Takımımızın son 30 yılın en başarısız dönemini yaşatırlarken neredelerdi?). Bu kısa vadeli yaklaşım, sonrasındaki 5 yabancı kuralı, ya da 6 yabancı kuralına geçiş için bir ön hazırlıktır. Benim tahminim, bu yabancı oyuncu kuralını onaylayanların ve belki de bu öneriyi sunanların başında Sayın Ergin Ataman’ın olduğu yönündedir. Sayın Ataman bir röportajında bunu zaten dile getirmişti.
5) Özetle söyleyecek olursak; 4+3 yabancı oyuncu kuralı sonrasında istersek FIBA 2025 Avrupa Şampiyonası’nda şampiyonluğa ulaşalım (önce elemeleri geçelim de), bu anlayış ülke basketbolumuzun sorunlarına ne bir çözümdür ne de samimi bir yaklaşımdır. Anlaşılan o ki, bu da ülke basketbol paydaşlarına ve Gençlik ve Spor Bakanlığımızın değerli yetkililerine A Milli Takımımızı ne kadar düşündüklerinin gerçekle ilgisi olmayan bir renkli sunumudur! Değerli TBF yöneticilerimiz, ülke basketbolumuzun niteliğinin en önemli göstergesi olan A Milli Takımlarımızın istikrarlı başarılarını ve dünya çapında büyük oyuncular yetiştirmenin önemini öncelikler hiyerarşisinde ilk sıraya koymuş olsalardı, eminim ki kendi dönemlerinde A Milli Erkek Basketbol Takımımız FIBA dünya sıralamasında 8. sıradan 27. sıraya, A Milli Kadın Basketbol Takımımız da 7. sıradan 14. sıraya gerilemezdi!
6) Kulüp takımlarımızın yerli oyuncularımızın figüran olduğu, yabancı oyuncuların ise hegemonya kurduğu bir anlayışla Avrupa Kupaları’nda elde ettikleri başarıların ülke basketbolumuzun gerçek başarısı olmadığını artık kabul etmeliyiz.
Sayın Başkanın, son 6 yılda kulüp takımlarımızın Avrupa Kupaları’nda önemli başarılar elde etmesini ifade ederken, elde edilen başarıların hem neredeyse tamamen yabancı oyuncularla elde edildiğini hem de o süreçte A Milli Takımlar düzeyinde ise o başarılarla ters orantılı olarak, tarihi başarısızlıklara imza atıldığını da ifade etmesi gerektiğini düşünüyorum. Kulüp takımlarımızın özellikle son altı yılda Avrupa Kupaları’nda elde ettikleri başarılar, kulüplerimizi hazırcı ve tüketici duruma getirmiş; ülke basketbolumuza karşı olan sorumluluklardan uzak, değer üretemez ve sürdürülemez bir kulüp yapısına sahip olmalarına yol açmıştır.
Ayrıca Sayın Hidayet Türkoğlu döneminde, A Milli Basketbol Takımlar düzeyinde son 30 yılın en başarısız sonuçlarıyla karşı karşıyayız!
A Milli Erkek Basketbol Takımımız;
1) FIBA 2017 Avrupa Şampiyonası Finalleri (Ev sahibiyiz. Türkiye, Finlandiya, İsrail, Romanya): 14. sırada tamamladık.
2) FIBA 2019 Dünya Kupası Finalleri (Çin Halk Cumhuriyeti): 22. sırada tamamladık. Bu derece, Dünya Kupası tarihindeki en kötü derecemizdi.
3) FIBA 2020 Olimpiyat Oyunları Elemeleri (Kanada). Elemelerin finaline bile kalamadık.
4) FIBA 2023 Dünya Kupası Elemeleri: 2002 yılından itibaren düzenli bir şekilde katıldığımız Dünya Kupalarına, 30 yıl aradan sonra katılma başarısı gösteremedik.
5) FIBA 2022 Avrupa Şampiyonası Finalleri (Almanya, İtalya, Çekya, Gürcistan): Başantrenörümüz Sayın Ergin Ataman’ın şampiyona öncesinde madalya alacağız söylemlerine rağmen, çeyrek final bile göremeden son 16 turunda elendik. Sayın Ataman benzer iddialı söylemlerde bulunmaya, FIBA 2025 Avrupa Şampiyonası için de devam ediyor!
6) 2024 FIBA Olimpiyat Oyunları Ön Elemeleri (Türkiye): Ev sahipliğimizde düzenlenen Olimpiyat Ön Elemeleri’nde finalde Hırvatistan’a farklı mağlup olduk ve Olimpiyat Elemeleri’ne dahi kalma başarısı gösteremedik.
A Milli Kadın Basketbol Takımımız;
1) FIBA 2017 Kadınlar Avrupa Şampiyonası (Çekya): Şampiyonayı 5. sırada tamamladık.
2) FIBA 2018 Kadınlar Dünya Kupası (İspanya): Dünya Kupası’na 2. turda veda ettik ve genel sıralamada 10. sırada yer aldık.
3)FIBA 2019 Kadınlar Avrupa Şampiyonası (Letonya, Sırbistan): Tarihimizde ilk kez Avrupa Şampiyonası Finallerine grup aşamasında veda ettik ve genel sıralamada 16 ülke takımı arasında 14. olduk.
4) FIBA 2021 Kadınlar Avrupa Şampiyonası (İspanya, Fransa): Üst üste ikinci kez Avrupa Şampiyonası Finallerine grup aşamasında veda ettik ve yine 16 ülke takımı arasında 14. sırada yer aldık.
5) FIBA 2023 Kadınlar Avrupa Şampiyonası (Slovenya, İsrail): Üst üste üçüncü kez Avrupa Şampiyonası Finallerine grup aşamasında veda ettik ve bir kez daha 16 ülke takımı arasında 14. sırada yer aldık.
6) Sayın Hidayet Türkoğlu’nun TBF Başkanlığı görevine gelmeden önce, A Milli Kadın Basketbol Takımımız; 2012 Londra ve 2016 Rio Olimpiyatları’na katılma başarısı göstermişti.
Her şey Türk basketbolu için. Her şey A Milli Takımlarımız için.
Sayin Ilker Yildiz.
Guzel ANALIZ olmus ve 1+1 = 1
yapar desem.
O ooozaman sayin Kapanli hocam beni birak Kapikule
Kapisinda Tufekle bekler arkamdan Sacma tufekle koooosturmaya.
Hollandaya gelir ve de kulagimi ceker.
Benceeeee …tabiki ben kimim ki.
Benceeeeeeeee … Sayin milli hocamiz ve THY EuroLeague Sampisi hocamiz
demiszsee — Biz 2025 `de Avrupa Sampisi olacagiz.
O zaman bir bildigi vardir degil mi.
Demedimi Panaya gitiginde Biz Sampi olacagiz ve de Pana
THY EuroLeague in son sirasindaiken.
Demedimi Efes Pilsene geldiginde ve de Efes THY EuroLeague in son
sirasindaiken
Bizzz Sampi olacagiz.
Ve deeee bunu 2 – sene arka arkaya yapti.
Ben Milli hocamiza guveniyorum.
Tabiki ben kimim ki
Saygilarimla.
Hollandadan.
Hasan Ulu
Hidayet efendi türk oyuncu son dakikalarda sahada olup top kullansın dememiş ki o heyecana ortak olsun demiş…heyecan yaşatmak istemiş geliştirmek değil.
İlker Bey yine Ataman’a ihaleyi çaktırmadan bırakmışsınız….Eeeee zaten bir önceki yazınızda zaten ihale olsun izaleyi şuyu olsun hatta Türk basketbolu ile ilgili ne kadar girişim varsa Ataman’a bağlamıştınız!?!?!? Halbuki ana fikriniz baş suçlu Hido ve şu yazdığınız muhteşem özet olsaydı ; “başta EuroLeague’de yer alan kulüp takımlarımız olmak üzere, ülke basketbolumuzun gelişiminden ziyade kulüp fetişizmini ve kendi şahsi çıkarlarını ön plana koyan kişiler olduklarını geç olmadan anlaması gerektiğini düşünüyorum. Aksi taktirde ülke basketbolumuzdaki sorunlar yumağı gün geçtikçe daha da büyüyecek ve çözülemez hale gelecektir.” yazınız çok daha vurucu olurdu…Ama merak etmeyin ben her açılan ortada yapıştıracağım bu mükemmel şut ve golü!?!?!!