Cumartesi, Temmuz 27, 2024
spot_img

Yarınların A Milli Takımı

Genç Dinozor kimdir? Basketbol ruhu genç ve enerjik olan, dinozor misali tecrübeli spor insanlarıdır.

Kadroda kimler var? Necip Kapanlı, Haydar Kemal Ateş, Cem Gökçe, Selam Gökçe, Fatih Söylemezoğlu ve zaman zaman “Genç Dinozor” konukları.

Amacı nedir? Türk basketbol kamuoyuna ve özellikle veli, oyuncu, antrenör, yönetici ve tüm “Genç Öz kaynak” gruplarına gündemde ait basketbolun saha içi ve saha dışı olaylarını farklı ve geliştirici bakış açısıyla değerlendirmek ve basketbol kamuoyuna farklı düşünce pencereleri açmak.

Bugün A Milli Takımımızı beslemek için daha fazla neler yapılabilir başlığı altında umut vaad eden genç oyuncularımızı ve onların gelişimine daha fazla katkı verebilecek organizasyonların nasıl yapılması gerektiği hususunda görüşlerimizi paylaşacağız.

1999 VE DAHA KÜÇÜK CİDDİ POTANSİYEL VAR

Selam Gökçe: Açıkçası ben bu konuyu incelerken 3 yıl sonrası için A Milli Takım seçiminde bugünden daha fazla aday oyuncuya sahip olunabileceği duygusuna kapıldım. Tabii ki şu an için oraya aday olarak gözüken oyuncularımızı o günlere layıkı ile hazırlayabilirsek. Bu seviyeye aday olabilecek 1999 ve üstü doğumlu oyuncuları alt alta yazmaya başladığımda ciddi bir potansiyel ile karşılaştım. Örneğin Efes’de Melih Tunca. İleride A Milli Takımı oyun kurucusu olabilecek potansiyele sahip. Fenerbahçe’de Şehmuz Hazer uzun yıllar Milli Takıma katkı verebilecek bir oyuncu. Tarık Biberoviç, Emre Ekşioğlu kuvvetli, şutu olan, iyi savunma yapan bir oyuncu olarak dikkat çekiyor ve yine Fenerde Gökay Hacıoğlu ve Yiğit Hamza Mestoğlu var. Galatasaray’da Sadık Kabaca ve Karahan Efeoğlu var. Beşiktaş’ta Kerem Konan ve Samet Yiğitoğlu… Karşıyaka’da 2.05’in üzerinde Hakan Sayılı var. Petkim’de Yavuz Gültekin. Darüşşafaka’da Berk Demir ve Bora Yaşar. Boyu 2.10’a yakın olan bu oyuncu 2003’lü ve her gün biraz daha oyununu geliştiriyor. Aynı zamanda şutu var ve önemli bir fiziğe sahip. Tofaş’ta Ege Demir ve Özgür Cengiz, Mustafa Kurtuldum, Batın Tuna var. Çayırova Belediyesinde kiralık oynayan Eray Büyükcangaz. Bursa’da David Mutaf. Büyükçekmece’de Harun Apaydın ve Ata Kahraman var ki, Ata büyük gelişme kaydediyor. Geçen hafta çok iyi oynadı. Samsun’da Göktuğ Baş, Tarık Sezgün, Bora Satır çok çalışırsa buraları zorlar. Mersin’de Murat Meriç Kuntker, Gaziantep’te Koray Çekici, Yiğit Onan, Emir Arda Sivas, İbrahim Ethem Yılmaz, Bornova’da Enis Kıvanç Çöl, Buğra Çal ve yurt dışından Onuralp Bitim, Ömer Yurtseven, Alperen Şengün, Adem Bona, Berke Büyüktuncel, Tibet Gürener, Tan Yıldızoğlu. Bu listeye girebilecek benim gözümden kaçan başka oyuncular da muhakkak vardır. Bunlar sohbet sırasında ilk aklıma gelenler.
Her ne kadar bir iki turnuva kaçırsak da, önümüzdeki sene Şubat ayında yeniden Milli maçlar oynayacağız. Avrupa Şampiyonası’na gitmeyi yeniden garantilediğimiz andan itibaren, komple bu genç nesle yer açıp, işi sadece Milli takım koçluğu olacak birisi ile uzun süreli bir kontrat yapılarak, örneğin iki aylık periyodlarla bu oyuncular arasından belirlenecek bir kadro ile toplanıp çalışmalara başlanması gerekir. Ayrıca bu oyunculara özel programlar verilerek atletik ve fiziksel gelişimlerini kontrol altında tutmak lazım. Hatta direkt bu takımı sahaya sürmek yerine yumuşak bir geçiş yapmak için mevcut kadrodan tecrübeli ve ağabeylik de yapabilecek 1 numara pozisyonuna örneğin Kenan Sipahi gibi tecrübeli birkaç oyuncu ile birlikte bu oyuncular devreye alınmalı. Netice olarak 3 sene sonra zaten bu oyuncular arasından birileri A Milli Takımda yer alacak. Ama bugünden B Milli takım gibi bir organizasyona bu oyuncuları dahil edip, gelişimlerine katkı verilerek takip edilirse 3 sene sonra daha hazır bir halde kadroda yer alarak başarılı olacaklardır.

YÜRÜMEYEN POTANSİYELLİ OYUNCULARIN YÖNETİMİ

Cem Gökçe: Basketbol ülkemizde ikinci spor dalı ve ilgi gören bir branş. Bu nedenle bu kalabalık nüfus içerisinden her dönemde iyi kötü birtakım yetenekler çıkıyor. Bundan önce de çıkıyordu, bundan sonra da muhakkak çıkacaktır. Peki hal böyleyken yürümeyen ne? Yürümeyen, bu potansiyelli oyuncuların yönetimi. Şahsen şu anki basketbolun yönetim şekline baktığımda bu anlamda bir takım plan ve projelerin olduğuna maalesef inanmıyorum. Federasyon yönetimi var, Milli takımlardan sorumlu insanlar var, ancak uzun vadeli plan, program ve hedef yok. Öncelikle Milli takım menajerinin bu işleri yönlendirecek, federasyonda koordinasyonu sağlayacak kişi olması gerekli. Ancak bakıyoruz ki, biz de sabit menajerlik sistemi yok. Her etapta birileri fahri olarak bu işi yapacak deniliyor. O zaman da balık baştan kokuyor. Siz menajer olarak 1 ay sonra değişeceğinizi, ya da 5 maç sonra değişeceğinizi biliyorsunuz ama sizden 5 yıllık bir proje bekleniyor. Yapabilirler mi evet yapma kapasiteleri var tabii ki. Bizden daha iyi bu isimleri biliyorlardır. Ama yaparlar mı, buna inanmıyorum.
Netice olarak bu organizasyonları yapacak bir beyin lazım. Kimse yanlış anlamasın, hiç kimseye beyinsiz demiyorum. Federasyon içinde de mutlaka bizden daha akıllı, bu işleri yapabilecek kapasitede insanlar var. Ama bu insanları bu yöne doğru yatırım yaptıklarını, ya da bu yönde bir düşünce içerisinde olduklarını maalesef göremiyorum. 5 yıl önce Egemen adında bir oyuncumuzu yere göğe koyamıyorduk, bu geldiğimiz noktada Milli takım için adı dahi geçmiyor. Bunun nedenlerine bakmak lazım, niçin biz değerlerimize bir şeyler katmak yerine onları onları yavaş yavaş kaybediyoruz. Belirlenmiş bir sistemli çalışma için koçun üzerinde bir üst akıl olması gerekliliğine inanıyorum.

Selam Gökçe: Burada bir konuya katılmıyorum. “Milli takım menajeri bir ay sonra değişecekse niçin 5 yıllık plan yapsın” kısmına katılmıyorum. Bence bir ay sonra değişecek de olsanız, basketbolun geleceği için çaba gösterip uzun vadeli bir plan, proje ortaya koyarsınız ve bunu kamuoyuna açıklarsınız. Siz bir ay sonra gittikten sonra da eğer bu plan, proje devam ettirilmezse o zaman olası başarısızlığın tüm sorumluları da açığa çıkacaktır.

KADERİ DEĞİŞTİRMENİN YOLU FEDERASYONU DEĞİŞTİRMEK…

Cem Gökçe: Burada iki şey söylemek istiyorum. Kadere razı olmak başka şey, kaderi değiştirmek için çaba göstermek başka bir şey. Bu işin kaderini değiştirmenin yolu, bu Basketbol Federasyonunu değiştirmektir. Bu federasyon kaldığı sürece bu işin kaderini değiştiremezsiniz. İkincisi isimler üzerinden gideyim. Alper Yılmaz benim de arkadaşım. Kendisinin bunları düşünemeyeceği kanaatinde değilim, hepimizden daha fazla düşünebilecek kapasitesinin olduğunu biliyorum. Ama Alper’in şu anki hayat ve iş önceliğinde acaba öncelik Milli Takım mı? O halde Milli takıma birisinin seçerken böyle başka öncelikleri olan birisini mi seçmeniz lazım? Bence böyle olmamalı. Önceliği Milli takım olan birisi seçilmeli ki konuştuğumuz icraatları yapabilsin. Alper’in özelinde konuştuk ama, burada hatalı olan bu seçimi yapan federasyondur.

TBL’DEN MİLLİ TAKIMA OYUNCU ALINMALI

Necip Kapanlı: Basketbolun ülke çapında heyecan yaratması ancak Türk oyuncuların ve özellikle milli takımın başarılarıyla mümkün. Bunu herkesin anlaması lazım. Yabancılarla elde edilen başarılar herkesi ayağa kaldırmaz. An itibariyle maalesef Türkler kendi takımlarında süre alamıyor, milli takımımız büyük turnuvaları TV’den seyrediyor.

Yapılması gereken çok iş var… Başta altyapılarla ilgili… Ama bugünkü konumuz genç yaşını doldurmuş potansiyel oyuncuları nasıl milli takıma hazırlayacağımız. 3-4 yıl sonrasının milli takım adaylarının B Milli Takım takım olarak organize edilip hazırlanmaya başlanmasını yararlı görüyorum. O takım için fırsatlar yaratılıp sezon içinde BSL takımlarıyla 10-15 maç yapabilir, ayrıca geliştirmeleri gereken basketbol, kuvvet, atletizmle konularla ilgili olarak milli takım antrenörü, kulüp antrenörleriyle temas halinde olabilir.

Ayrıca yaklaşık 24 kişilik B Milli Takım aday kadrosuna TBL’den en az 2-3 oyucunun alınması gerekliliğini de düşünüyorum. TBL, BSL’ye göre çok daha ulusal bir lig. Onun marka değerinin yükseltilmesi gerekir. TBL’den A Milli Takıma oyuncu gidebilirse, buraya kaliteli yerli oyuncuların ilgisi artacaktır. Zaten artık TBL de oyunculara iyi paralar veriyor. A Milli Takımda TBL’den bir oyuncu alınması da kural olmalı. Yıllardır milli takımda Hakan Yapar’dan iyi 4 numara mı var?

Benim merak ettiğim konu şu. Biz burada Basketbol Milli Takımı daha iyi nasıl olur, ne yapılmalı diye tartışıyoruz. Acaba TBF Yönetimi en son bu konuyu ne zaman tartışmıştır, ya da hiç tartışmış mıdır?

SORUN PARA DEĞİL

Fatih Söylemezoğlu: B Milli Takım önerilerinize katılıyorum. Geçmişte de bu ve benzeri (Ümitler Ligi) uygulamalar yapılmıştı. Sonra niçin vazgeçildi bilmiyorum. Sadece B Milli Takım kurmanın da tek başına yeterli olmadığını düşünüyorum. Bunun da altının doldurulması lazım. Altyapı basketbol organizasyonları gözden geçirilip revize edilmeli. Öncelikle altyapı antrenörlerinin seviyelerini daha yukarı taşıyacak organizasyonlar yapılmalı. Özelikle Süper Lig ve TBL takımlarına altyapı organizasyonları için bütçelerinin belli bir yüzdesini ayırma şartı getirilip, sıkı bir şekilde de takibe alınmalı. Bu konuda hem federasyon hem de kulüpler açısından “para yok” bahanesine sığınılmasın. Çünkü transferlere harcanan paraları görünce sorunun para olmadığı, paranın kullanımı ile ilgili olduğu çok açık gözüküyor. Tabii en önemlisi de niyet etmek.
Bunlar yapılmadığı takdirde yıllardır olduğu gibi altyapıya önem veren birkaç takım dışında diğerleri havanda su döver. Bugün BGL’de bile taşeraon takım kullanılması affedilebilir bir davranış değil. Bunların acilen önüne geçilmeli ve işin ciddiyetinin altı yeniden çizilmeli. Tüm bunlara rağmen Selam ağabeyin saydığı kadar potansiyelli genç oyuncuya sahipsek bu büyük başarı. Bir de konuştuğumuz organizasyonlar devreye girse demek ki o zaman gerçekten Avrupa’nın ilk 3 liginden birisi oluruz. Öyle ya, insanlar 1.5-2 milyon nüfusla bunları başarıyorken, bizim 80 küsür milyon ile başaramamamız imkansız. Hatalarımızdan birisi de, biz uzun vadeli organizasyonlar yapıp orayı idare edecek insanlara da bu fırsatı tanımıyoruz. Özellikle altyapı Milli Takımlarında belirlenecek insanları kulüp takımlarının yaptığı gibi iki günde bir değiştirmemek lazım. Tabii bunu yapabilmek için de öncelikle ince eleyip sık dokuyarak gerçekten orayı doldurup katkı verecek doğru insanlarla yola çıkmak lazım. Yoksa her sene o insanları değiştirdiğiniz zaman hem işin verimi düşüyor hem de o kategorilerde kurumsal bir hafıza oluşmuyor.

Bu günlük de bu kadar…

Unutmayın, yaş sadece bir rakam. Basketbol ise ruhumuzun büyümeyen çocuğudur. Hem Dinozor hem de genç olabilirsiniz!

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Sosyal Medya

15,872TakipçilerTakip Et
36,695TakipçilerTakip Et
65,321AboneAbone Ol

REKLAMLAR

popüler

zonguldak psikolog
zonguldak bireysel terapi