TBF tarafından düzenlenen 10. Uluslararası Antrenör Gelişim Semineri 26 Haziran 2016 Pazar günü Kuşadası’nda tamamlandı. Bu sayfalarda ve diğer medyada seminer ile ilgili içerik, nitelik ve kapsam konusunda haber ve yorumlar yer aldığı gibi, sosyal medyada da haliyle spekülasyon eksik olmadı.
Üç gün boyunca her oturumu yakından izleyen bir çift göz olarak söyleyeceğim ilk söz, bu üç günlük organizasyonun fazlasıyla iyi not aldığıdır.
İlk altının çizilmesi gereken konulardan biri seminerleri veren üst düzey isimler üzerinde izleyen hemen hiç kimseden olumsuz bir geri besleme gelmemesi ve tatmin düzeyinin yüksekliğidir: Seminer öncesinde ciddi ve yoğun bir mutfak çalışması yapıldığı belli. Türk basketbol ekolü ve altyapılarda alan savunması yapılmasının önlenmesine yönelik aydınlatma ve yön gösterici olma hedefi taşıyan interaktif panel gündemde yer tuttu. Yine ilk günün akşamında TRT Pota programında seminere ilişkin canlı yayın yapılması da seminerler tarihinde bir ilkti.
1200’ün üzerinde insanın katıldığı bir forumda yoğun bir interaktif sürecin yaşanması tabiatıyla çok mümkün değil ancak yine de her konuşmacının farklı profillerden olan katılımcıları oyunun içine katma girişimleri olumluydu.
Farklı bir nokta, fiilen basketbol oynayan Kerem Gönlüm ve Dusko Savanovic ya da eli hala top tutan Nikola Prkacin gibi değerlerin yıllar içinde oluşturdukları ve geliştirdikleri üst düzey pratiklerinin püf noktalarını neredeyse santim santim paylaşmalarıydı ki, bu antrenmanlar özellikle değerliydi.
Spekülasyonlar da olmadı değil: “Neden altyapıda alan savunması yapılmamasını teşvik edici bir panelin olduğu bir seminerde alan savunmasına hücum tekniklerine yönelik bir klinik yer alır?” sorusu sosyal medyada dillendirildi.
Bu konuya ilişkin görüşüm şudur: Nitelik parametresinden bakıldığında her seferinde bir öncekinden bir üst düzeyde performansın ortaya konduğu ve taşların yerine oturduğu, gelenekselleşen, yıldan yıla da rating’i yükselen “uluslararası” bir seminerden söz ediyoruz; dolayısıyla sadece altyapı antrenörlerinin değil, elit antrenörlerin de izlediği ve alan savunması dâhil en alttan en yukarı her düzeydeki konunun yer alması gereken bir ortam.
Bir diğer nokta da, konunun “alan savunması” olması değil, “alan savunmasına benim takımım nasıl hücum eder?” başlığının Andrea Trinchieri versiyonunun katılımcılara aktarımı idi; yani bebelerin basketbol öğrenme sürecini katleden “gözü kör olasıca alan savunması nasıl yenilir?” başlığında katılımcılara ipuçları veren farklı bir bakış açısı sunmasıydı ve yararlıydı.
Pazar günü nedense biraz daha kalabalık bir ortam vardı. Acaba plaj keyiflerini yarıda kesip sertifikalarını almak isteyen üç – beş antrenör arz-ı endam mı etmişlerdi? Yok canım, olur mu öyle şey…
2016 Uluslararası Kuşadası Antrenör Semineri iyiydi. Katılım yüksekti. Oturumların kalitesi yüksekti. TBF yönetiminin seminere verdiği önem ve değer her haliyle belliydi. Eğitim Kurulu Başkanı Seyfi Savaş ve tüm ekip işin hakkını verdiler. İleride daha da iyilerine…
Gelelim en güzel bölüme. İlk günün ikinci oturumunda panelistler anons edilirken, basketbol antrenörlerinin tepe örgütü TÜBAD‘ı temsilen panele katılan Aydın Örs’ün ismi zikredildiğinde salondaki ortam görülmeye değerdi. Yüzlerce insanın ayakta uzun süre süren alkışı tüyleri diken diken etti ki, bu da sözün bittiği yerdir…
(27-06-16)