Salı, Aralık 3, 2024
spot_img

Yüzde 3,88 (!) İle Gelen BCL Katılımı (İlker Yıldız)

- Reklam-

2024-2025 Basketbol Şampiyonlar Ligi (Basketball Champions League – BCL) elemelerinde yer alan temsilcimiz , sırasıyla; çeyrek finalde (Hollanda)’u 92-72, yarı finalde Cholet Basket (Fransa)’i 76-70 ve finalde de PAOK mateco ()’yu 79-69 mağlup ederek, BCL’de normal sezon grup aşamalarına kalma başarısı elde etti.

Tabii ki temsilcimizin bu başarısı memnuniyet verici. Ancak, bu başarı elde edilirken, ülke basketbolumuzun gelişimi adına çok önemli olan yerli oyuncuların katkısına bakmamızın da gerekli olduğunu düşünüyorum. Kısacası bu başarı elde edilirken, ülke basketbolumuzun dinamiklerinin bu başarıda etkisinin ne ölçüde olduğunu da incelememiz gerektiği muhakkak.

Türk takımımızda Türk oyuncuların bu elemelerdeki katkılarına gelin hep birlikte bakalım:

BCL Elemeleri Yarı Final Maçı: Aliağa Petkimspor (Türkiye) – Cholet Basket (Fransa)
BCL elemeleri yarı finalinde oynanan Aliağa Petkimspor – Cholet Basket maçında, temsilcimizde sadece üç (3) yerli oyuncumuz (Mustafa Kurtuldum, Troy Selim Sav, Yavuz Gültekin) süre alırken, yedi (7) de yabancı oyuncunun süre aldığını görüyoruz. Rakip takımda ise dört yerli oyuncunun (Fransız) süre aldığını görüyoruz. Başantrenörlüğünü Burak Gören’in yaptığı temsilcimiz Aliağa Petkimspor’da yerli oyuncularımız bu maçta toplamda sadece ve sadece 24:09 (%12,08) dakika süre alırken; 3 sayı- 2 ribaunt- 2 asist ve 3 verimlilik puanı olarak katkı verdiler. Fransız temsilcisi Cholet Basket’tin yerli oyuncuları ise 71:11 dakika süre alırken; 25 sayı- 16 ribaunt- 7 asist ve 29 verimlilik puanlık katkı verdiler.

BCL Elemeleri Final Maçı: Aliağa Petkimspor (Türkiye) – PAOK mateco (Yunanistan)
BCL elemeleri finalinde oynanan Aliağa Petkimspor – PAOK mateco maçında, Aliağa Petkimspor’da sadece iki (2) yerli oyuncumuz (Mustafa Kurtuldum, Troy Selim Sav) süre alırken, kadroda yer alan yedi (7) yabancı oyuncunun da süre aldığını görüyoruz. Temsilcimizde son çeyrekte hiçbir yerli oyuncumuz süre almazken, maç boyunca toplam sürenin %96,12’sinde (yanlış okumuyorsunuz; yüzde doksan altı tam yüzde on iki) parkede yabancı oyuncular yer aldı. Başantrenörlüğünü Burak Gören’in yaptığı temsilcimiz Aliağa Petkimspor’da yerli oyuncularımız maçta toplamda sadece ve sadece 07:46 (%3,88) dakika süre alırken; 2 sayı- 1 ribaunt- 0 asist ve 2 verimlilik puanı katkısı verebildiler. Yunan temsilcisi PAOK mateco’da ise yerli oyuncular toplamda 49:28 dakika süre alırken; 15 sayı- 8 ribaunt- 6 asist ve 21 verimlilik puanı katkısı verdiler.

Türk Takımımız BCL’de, Türk Oyuncularımız Nerede?
Türk oyuncuların neredeyse süre almadığı bir takımımızın BCL’ye yükselmesi ülke basketbolumuza ne kazandırmış olabilir? Şahsi düşüncem; ülke basketbolumuza pek bir şey kazandırmadığıdır. Hatta yabancı oyuncuların ülke basketbolumuzdaki hegemonyasını arttırmaktan öte bir sonuç elde ettiğimizi de düşünmüyorum. Geçmiş yıllarda olduğu gibi bol yabancı oyuncularla elde edilen Avrupa Kupaları’ndaki başarıların, ülke basketbolumuza başarı yönünden bir katkısı olmamıştır. Olsaydı, A Milli Takımlarımız son 30 yılın en başarısız dönemiyle karşı karşıya kalmazlardı. Bu durum, ülke basketbolumuzda değer üretemediğimizi ve değer üretimini de umursamadığımızı gösteriyor. Yerli antrenörlerimizin bu duyarsızlığı benim gibi ülke basketbolumuzun gerçek başarısını (büyük oyuncular yetiştirme ve A Milli Takımlar düzeyinde istikrarlı başarılar elde etme) düşünen kişileri günden güne çok daha fazla üzdüğünü söylemek zorundayım.

Kendi ülke basketboluna yabancılaşarak ve kendi ülke basketbolumuzun kötü gidişatına yol açan uygulamalara göz yumarak elde edilen suni başarıların (sanki diğer ülke takımları sadece yabancı oyuncularla oynayarak başarı elde etmeyi bilmiyor. Rakiplerimizi izledim ve maçların en kritik anlarında parkede muhakkak en az bir yerli oyuncu bulundurdular), ülke basketbolumuzun geleceğine zarar vermekten başka bir anlam ifade etmediğini artık anlamalıyız. Şahsi başarılar ile bencilleşen basketbol paydaşları bilmeliler ki, er ya da geç bu batan gemide kendileri de benzer akıbete uğrayacaklar, hatta neredeyse nefes alamaz hale gelen ülke basketbolumuzun tabutuna çivi çakanlar olarak da hatırlanacaklarını bilmeleri gerekir. Ülke basketbolumuzu yöneten ve yönlendirenlerdeki bu duyarsızlık olduğu müddetçe, basketbolumuz da maalesef ivme kaybetmeye devam edecektir.

EL’de yüksek kontratlı yabancı oyuncularla üç şampiyonluk yaşayan ama gerek ülke basketbolumuzun niteliğinin en önemli göstergesi olan A Milli Takımımızla bizlere yaşattığı tarihi başarısızlıklarla gerekse de yerli oyuncularımızı rencide edici cümleler sarf ederek onları itibarsızlaştırarak çok da iyi bir örnek teşkil etmeyen antrenörümüzü örnek alan birçok yerli antrenörümüzün olması da çok üzücü değil mi? Maalesef kulüp takımlarımızda yerli oyuncularımızın figüran duruma düşmesindeki en büyük kabahatlerin başında, hiç kuşkusuz yerli antrenörlerimizin yaklaşımları da yer alıyor.

4+3 Ucube Yabancı Oyuncu Kuralı
Kulüp takımlarımızın, hemen her sezon yerli oyuncularımızın benchte havlu salladığı ve yabancı oyuncuların ise başrolde olduğu şekilde Avrupa Kupaları’nda elde ettikleri başarılar, ülke basketbolumuza faydadan çok zarar vermektedir. BSL’de bu sezon uygulamaya geçecek olan 4+3 yabancı oyuncu kuralı, tam bir ucube uygulamadır. Sadece Aliağa Petkimspor’un BCL ön elemelerinde oynadığı Cholet Basket ve PAOK mateco maçlarını izlemiş olanlar bile, bu kararın ülke basketbolumuz adına ne kadar yanlış bir karar olduğunu rahatlıkla anlayabilirler. Düşünebiliyor musunuz, bu iki maçtada yerli oyuncularımız son çeyrekte hiç süre almadılar ve Türk temsilcimizde son çeyrekte parkede sadece yabancı oyuncuları izledik. BSL’de en az bir yerli oyuncumuz parkede kalacak ama zannediyor musunuz 7 yabancı oyuncunun rotasyona girebileceği önemli maçlarda rol oyuncusu olmaktan kurtulabilecek. Belki de çoğu yerli oyuncumuzun eline top bile değmeden maç sona erecek. Bunu Aliağa Petkimspor’un BCL ön elemelerinde oynadığı son iki maçta üzülerek gördük. Bu mu ülke basketbolumuzun geldiği nokta? Bu mu ülke basketbolumuzun başarısı? Bu mu, milyonlarca yatırım yapılan ülke basketbolumuzun değer üretimi ve niteliği? Kulüplerimizin ülke basketboluna karşı hiç mi sorumluluğu yok?

Kulüplerimiz Ülke Basketbolumuzun Gelişimi Adına Sorumluluk Taşımıyorlar?
Başantrenörlüğünü Sayın ‘ın yaptığı kulübünün resmi sosyal medya hesabından: “Panathinaikos AKTOR BC, Yunan sporcuları sürekli destekleyerek, Milli Takımın çekirdeğini oluşturarak ve Yunan değerlerini ve ilkelerini dünyanın her yerinde yayarak ulusal çıkarlar doğrultusunda hareket eden gerçek bir vatansever takım olarak, Yunan sporunun dünya çapında tartışmasız bir elçisi olduğunu yıllardır kanıtlamıştır” şeklinde yaptığı açıklama karşısında hiçbir kulübümüz kendi üzerine düşen kıssadan hisseyi çıkaramıyor mu?…

Özellikle son 10 yıllık süreçte ülke basketbolumuzda yabancı oyuncuların (devşirme oyuncuları da dahil ettiğinizde iş daha da vahim oluyor) hegemonya kurduğu takım yapılanmalarını üzülerek görüyoruz. Kulüp takımlarımızın Avrupa Kupalarında son 10 yılda elde ettiği başarılar ile A Milli Takımlarımızın son 30 yılın en başarısız dönemini yaşaması ve eskisi gibi büyük oyuncular yetiştirememe (geliştirememe) sorununu had safhada yaşamaya başlamamız da aynı dönemlere denk gelmektedir.

Hiç kuşkusuz ülke basketbolumuzun son 10 yıllık süreçte başına gelenler, adeta pişmiş tavuğun bile başına gelmemiştir. Ülke basketbol tarihimizin adeta en başarısız ve en kara dönemini yaşıyoruz. Çünkü ülke basketbolumuz hiç olmadığı kadar; yabancı oyuncuların ve onların menajerlerinin kulüp takımlarımızda hegemonya kurduğu, kulüp yöneticilerimizin popülerlik peşinde koşarak kulüp fetişizmini körüklediği, kulüplerimizin sürdürülebilir bir yapıdan iyice uzaklaştığı, ülke basketbolumuzun dikey ve yatay düzlemde adeta dibe çakıldığı ve A Milli Takımlarımızın gerek FIBA Dünya sıralamasında gerekse de elde edilen sonuçlar adına bu kadar hızlı bir ivme kaybı yaşadığı dönem belki de hiç olmamıştı…

Özetle şunu söylememiz gerekiyor ki; birkaç kulübün ve kulüp yöneticisinin isteklerine ve bencilliklerine boyun eğerek ve kulüp fetişizmine yenik düşerek, ülke basketbolumuzun bir arpa boyu yol alamayacağı aşikardır. Kulüp takımlarımızın elde ettiği suni başarılar, ülke basketbolumuzun niteliğini temsil etmemekte hatta ülke basketbolumuzun bütün dinamikleriyle her açıdan gerilemesine sebep olmaktadır.

Çözüm ise çok basit: TBF başta olmak üzere, ülke basketbolumuzu yöneten ve yönlendirenler (TBF Eğitim Kurulu, TÜBAD, kulüplerimiz, basın ve diğer paydaşlar) ülke basketbolumuzun gerçek başarısı adına öncelikler hiyerarşisini belirleyecekler ve kulüpsel başarı ile ülke basketbol başarısını aynı anda sağlayacak olan uzlaşı ortamını bulacaklardır, bulmaları da beklenmektedir. Aksi halde ülke basketbolumuzun mevcut olumsuz durumdan kurtulması pek mümkün gözükmemektedir.

Ülke basketbolumuzdaki bu olumsuz durumu değiştirebilmek için, mevcut tüketici ve bencil anlayış yerine; değer üreten ve ülke basketbolumuzun gelişimini ön plana koyan bir paradigma değişimine ihtiyaç vardır.

Her şey Türk basketbolu için, her şey A Milli Takımlarımız için.

- Reklam-

5 YORUMLAR

  1. Eğer yabancı oyuncular olmasa trol selim şov la ,Mustafa kurtuldum la ilk turda den bosh a farklı yenilerek elenirdik Türk oyuncular nasılsa kendini yetiştirmiyor yabancılar olmasa halimiz harap yabancı kuralını düşersen bile birsey değişeceğini sanmıyorum aynı şekil milli takımada yansımaz örnek olarak ispanya ligine bakalım orda da yabancı oyuncu sayısı çok ama İspanyol oyuncu öyle bir yetişiyor ve geliştiriyor kendini bizde niye olmuyor arastirilmali

  2. Söylediklerinizin çoğuna katılmakla beraber çözüm önerinize katılmıyorum. Sorun Türk oyuncunun süre alıp almamasında değil tek başına. Elbette süre alan oyuncunun oyunu gelişir ama sadece sorun bu olsaydı TBL’de 40 dk oynayan oyuncuların Milli Takım düzeyinde basketbol oynamaları beklenirdi. Bence sorun Türk oyuncuların ve fikirlerinden etkilendikleri kişilerin mentalitesinde. Bizimkilerin hedefleri çok küçük; sadece biraz para kazanmak. Basketbol bilgileri de sorgulanır açıkçası, sahada ne yaptıklarını bildiklerini zannetmiyorum. İstediği kadar iyi niyetli olsun hiçbir antrenör Türk oyunculara bizim olmasını istediğimiz süreleri veremez, çünkü hak etmiyorlar. Toplum bozuldu, oyuncular ve çevresindekiler de bunun bir parçası.

  3. yok abi yıllardır aynı terane bir tane de alternatif söyleyen görmedim, hep şöyle kötü böyle kötü, 4+3 5+12 bilmemne abicim oyuncular bakmıyor kendine, kaldırsınlar yabancı kuralını işsiz kalsın hepsi ondan sonra çalışmayı öğrensinler, bu kadar basit

  4. Yine güzel ve anlamlı bir yazı olmuş tebrikler ama anlayana, anlamak isteyene tabii. Türk oyuncu yetişmeme ve gelişmeme sorununda oyuncuların,kulüplerin,Türk koçların,federasyon yönetiminin herkesin payı var. Erkekler de durum kötü de kızlar da iyi mi? Değil tabii. 4+3 kuralına güya kulüpler ve Türk koçlar tepkili ama hepsinin takımında en az 7 yabancı var ve sahada her daim bir Türk oyuncu olacak peki en kritik anlarda top kullanabilecek mi yoksa sahada figüran olarak mı duracak? Duruma oyuncu olarak bakarsak ne yaparsa yapsın oynayamayacağını ya da yeterli şans ve süre alamayacağını, en ufak bir hatada kenara alınacağını, yabancının hata yapsa dahi sahada kalacağını bilen bir Türk oyuncunun şevki,isteği
    hırsı kırılmaz mı? Oynamayan,hata yapmayan,
    hatalardan ders almayan oyuncu yetişir, gelişir mi? Son yıllarda yetişen nadir Türk oyuncular ya iyiler ya da önlerindeki yabancı oyuncular sakatlandığı için mecburen süre verilip kendilerini gösterme şansı bulanlar. Larkin Efes’de hata yapsa dahi sahada kalacağını bildiğini bunun da gelişimine katkıda bulunduğunu anlatmadı mı? Efes Furkan’a sabır göstermedi o da Bandırma’ya gidip kendini gösterdi oradan da Nba’e gitti 7 sene oynadı ama başarılı oldu ama olamadı orası ayrı şimdi Monako’da. Sertaç da önündeki yabancılar sakatlanınca mecburen oynatıldı sonrası malum. Kenan İspanya’da oynarken hata yaptıktan sonra hep koça baktığını, koçun da kendisine niye ona baktığını sorduğunu anlatmıştı. Bir oradaki zihniyete bir de buradakine bakın. Para hep mevzu bahis yapılıyor ama sıradan vasat bir yabancı oyuncunun aldığı para niyeyse dert olmuyor. Mevcut ekonomik durumun gelecek yıllarda daha da kötüye gitmesi beklenirken 1-2 kulüp harici hangi takım yabancı oyunculara ne para verebilecek onu da göreceğiz. Kulüplerin Avrupa’da başarılı olup olmamasına bakılmadan bir veya iki sezon eskisi gibi 1-2 yabancı oyuncu ile oynayalım durumu, kimlerin oynamayı hak edip,etmediğini, potansiyellerin durumunu görelim ona göre hareket edelim ama kimsede sabrı yok, sabır ve doğru düzgün insanların yönetici,koç olmadığı, olması gereken sistemin kasten kurulmadığı yerde erkek,kadın tüm milli takımlar bazında istenen,
    beklenen başarı gelir mi, Türk oyuncu yetişir, gelişir mi? Umarız ki seçim sonrası mevcut yönetimin yerine aklı başında, idealist,ahlaklı, vizyoner,kendi insanına değer ve önem verenler gelir onların sayesinde de belki kulüpler ve Türk koçların zihniyeti değişebilir aksi halde zor…

  5. 100de 3.89 olunca bu kolsuz kendini 1 gram geliştirmeyen ben izlerken utanırken kendi vasatlıgından utanmayan oyuncularla Hollanda takımı eler geçerdi. 7 yabancı bu yönetimin verdigi en iyi karar. Tek yerli sahada mecburi kalma kuralı da acilen kalkmalı

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Sosyal Medya

33,250TakipçilerTakip Et
37,560TakipçilerTakip Et
65,321AboneAbone Ol

popüler

zonguldak psikolog
zonguldak bireysel terapi
online terapi