Geçmiş yıllarda da birçok genç oyuncumuz eğitim ve basketbol için Amerika’yı seçmiş, bazıları ise Avrupa takımlarına gitmişti. Ancak bu yaz yurt dışını seçenlerin sayısında büyük artış oldu. Bunun en büyük nedeni NCAA yakın zamana kadar kulüplerinden para aldıkları gerekçesiyle üniversiteli basketbolcuları bir-iki sezon oynamama cezası verirken, şimdi Amerika üniversiteleri eğitim bursuyla birlikte genç oyunculara o yaşta ülkelerinde kazanamayacakları kadar para veriyor.
Bir üniversitenin Amerikalı bir oyuncuya yıllık 500 bin dolar vereceği biliniyor. Türkler’den ise yeni gidenlerden en fazla kazanan 300 bin dolar alacak (kim olduğunu tahmin edebilirsiniz). Ayrıca 100-150 bin dolarlık anlaşma yapan oyuncularımız da var.
Aileler “Hem daha iyi oyuncu olma şansı var, hem de iyi eğitim alma fırsatı…” diye düşünüyor. Genç yaşını dolduran oyuncuların NCAA’i seçme nedenleri arasında Türkiye’de kulüplerinden süre alamama kaygısı da bulunuyor (Ayrıca süre sözü verilenler de gidiyor).
Ali Gönenç, Arda Özdoğan, Berke Büyüktuncel, Deniz Gökpınar, Efe Tahmaz, Ege Tan Yıldızoğlu, Emre Barut, Civan Çatak, Alp Sarıkaya, Kerem Sarıaslan NCAA yolunu tutanlar arasında…
Bazı gençler ise daha iyi basketbolcu olacakları düşüncesiyle Avrupa takımlarını seçiyor… Altay Akcebe, Derin Can Üstün, Ömer Kutluay gibi…
Umarız haklarında hayırlısı olur…
Burada herkes menajerlere kızıyor ama bilmedikleri konu aileler menajerlerden talep ediyor çocukları için. Peki haksızlar mı kesinlikle hayır.Güven kalmadı ne sporcularda ne ailelerde.Burada kalıp ne yapacaklar.Alt yapılarda antrenör bir elin parmağından az.Sebebi kulüplerin alt yapı antrenörlerine verdiği komik ücretler yüzünden .Daha fazla kazanmak için A takımı tercih eden bir çok antrenör biliniyor.Bir çoğuda spor okulu açıyor.TBF yönetimi tam bir hayal kırıklığı her yönüyle.
Sıradan yabancıya 300-400 bin euro verip ,potansiyeli olan Türk gençlere nasılsa benç ısıtıyorsunuz deyip aylık 30-40 bin tl verirlerse(istisnalar hariç tabii) tabii ki giderler niye kalsınlar ki? Altyapı koçları da geçim derdindeyken kimse onlardan iyi sporcular yetiştirmesini de beklemesin ayrıca.
Abd ile para konusunda kimse yarışamaz da olay da paradan başka boyutlar da var dünya çapında geçerliliği olan diploma sahibi olmak ve belki de en önemlisi kulüplerin sürekli yabancı oyuncu oynatma, onları parlatma,her kritik topu onlara kullandırma hastalığı. Bsl’de yabancıların ortalama süresi 30 dk dan fazla, yerliler de anca figüran. Büyük takımlardaki Türkler bile öyleler sırf para uğruna o kulüplerde Bsl’de 3-5 dk oynamayı,eurolig’de kadroya dahi girmemeyi dert etmiyorlar hal böyle olunca bunun sonucu milli takımlara da yansıyor, Nba’deki 2-3 oyuncu harici doğru düzgün oyuncumuzla da olmuyor haliyle. Övündüğümüz, bir zamanların yerli oyuncu yetiştirme fabrikası Efes bile eurolig şampiyonu olduğunda F4’de tek Türk oyuncuyu tek bir dakika oynatmadı üstelik de koçu da Türk ve aynı zamanda milli takım koçu ! Haberdeki gençler başta belli seviyede yeteneği olan,yıldız adayları oynamadan nasıl gelişecekler? Hata elbet ki yapacaklar, hata yapmadan gelişim olur mu? Türk koçlar koltuklarını kaybetmemek, kulüpleri yönetenler de kazanalım da nasıl kazanırsak kazanalım kafasında olurlarsa, siyasi güçle federasyon yöneticileri olanlar da marifetmiş gibi sponsorlukları arttırmak haricinde bir icraat yapmazlarsa ne oyuncu yetişir ne de gelişir, menajer oyunları da var,ailelerin çocukları için bir an önce uzun süreli ve bol sıfırlı kontrat peşinde koşmaları da ve altyapılar da da durum facia hele koçların durumu ki Koç rumuzlu arkadaş da durumu kısa ama öz yazmış zaten. Bu kafa ve sistem devam ettiği müddetçe hem yerli oyuncu gelişiminde ve milli takımlarda daha çook seneleri boşa geçirirz tıpkı önümüzdeki seneyi geçireceğimiz gibi. Ve bu başarısızlıkta pay sahibi olanlar hala yönetici ve koç maalesef…
Gidin arkadaşım gidin. Her kesim dar kafalı ve sırf kendi minik menfaatleri peşinde ve herkes için başkası suçlu!
Garip, kültür ve ahlaki değerleri büyük hasar altında bir ülke burası, ikiye bölünmüş ama yok aslında birbirinden farkları… komik gerçekten…
Lütfen gidebilenler gidin, belki döndükten sonra bu saçma kültür ve ahlak yoksunu ülke için bir dönüşüm umudu olursunuz!
Tıpkı Can Bartu gibi FB basketbol okulu mamulatı olan İbo’nun oğlunu Real Madrid’e göndermesiyle ilgili habere yolladığım paylaşımı affınıza sığınarak aşağıya alıyorum: “Bu yaşta Avrupa’ya bu çocukları göndermek ve para kazanmak, ayağa kalkıp atılım yaptıktan 20-30 yıl sonra gerileye gerileye ulusal benliği zedelenmiş, kompleks içinde kıvranan, geleceğini kurmak için tıp mezunlarının bile bilmedikleri ülkelerde maceralara kalkıştığı demoralize olmuş bir topluma mahsustur. Bu coğrafyada eskiden bu kadar ezik bir toplum yoktu, tersine başı dik, meydan okuyan bir toplum vardı. O toplum Zekirıza’yı, Büyük Fikret’i, Lefter’i, Can’ı üretti, ama Arda’yı üretemiyor. Baba Kutluay’ı üretti ama oğul Kutluay’ı üretemiyor. Toplum dinamiklerini yitirdi, dumura uğruyor, çeşitli sektör ve branşlarda yavaş yavaş. Sen çok yaşa Dünya Şampiyonu Mete Gazoz, iyi ki sizin oralara kadar el atmadılar koluuzunlar.”