Hemen tüm Fransız takımları gibi Bourg En Bresse de atletik kapasiteleri yüksek oyunculardan kurulu ve bunu çok koşarak sahaya yansıttı. Oyunun temposunu yükselterek ve buna bağlı olarak da aksiyon sayısını arttırarak oynadı.
Bu tempo aslında Beşiktaş‘ın da alıştığı bir tarz olduğu için ilk periyodda her iki takım sert savunmadan ödün vermeden mücadele etti. (16-13)
İkinci çeyrekte hücumda hata yapsa da tempoyu hiç düşürmeyen Bourg dış baskı yanında boyalı alanı da iyi savununca bir anda üstünlüğü ele geçirdi ve ilk yarıyı 44-30 önde kapattı. Bu arada Beşiktaş dış atışlarda hem çok fazla pozisyon hem de isabet bulamadı.
Bourg’un kısaları Axel Julien ve Lewis agresif oyunları ile göze batarken Massa, Kokila ve Salash oyunda oldukça etkili oldular.
Ekran başından konuşmak kolay olsa da ister istemez daha çok boyalı alan zorlayan ikililer ve penetreler bizi oyuna ortak eder diye düşünmeden duramadık.
İkinci yarı başında doğal olarak koç Alimpiyevic bizim gördüğümüzü zaten çözmüş olduğundan Beşiktaş Derek Nedham önderliğinde daha çok Delgado’yu ve bunun yanında da Simonovic’i kullanarak oyuna ortak oldu, fark 4 sayıya kadar düştü ve periyot skoru 62-56 olarak belirlendi.
Son çeyrek başındaki savunma hatalarımız erken bir Alimpiyevic molasını getirdi: 69-56.
Nedham’ın ve Delgado’nun gayretleri maça tekrar ortak olabilmemize yetmedi.
Jonah Mathews neredeyse sahada yoktu. Delgado 15 sayısının yanında 17 ribaundu ile çok iyi maçlarından birini oynadı. Maç boyunca bireysel savunmada ve pick& roll savunmasında özellikle 4 numaralarımızla hatalar yaptık.
Maçı 86-74 kaybettik ama bence halâ bu seriyi geçebiliriz. Oyuncu kalitemiz eksik değil. Oyunun temposunu biraz kontrol edebilirsek hiç de zor olmayacaktır.
Sinan Erdem Spor Salonunda alınabilecek net bir galibiyet her şeyi başka bir noktaya getirecektir. Beşiktaş’ın bunu yapabilecek gücü var. Umarım hep beraber bunu yaşarız.
Biz Bu Seriyi Kazanırız (Selam Gökçe)
- Reklam-
- Reklam-