Efes’in basketbol aklı Monaco’nun atletik becerilerine ve soğuk kanlı haline baskın gelemedi. Efes’in kadrosu sakatlıklardan dönenlerle EL’in iyileri arasında sayılabilir. Efes ilk yarının sonunda Monaco’nun atletik oyununa karşı ofensif alanda 4 numara şutundan vazgeçip Oturu-Jones ikilisiyle oynadığında defansif anlamda etkili olup devreyi önde kapattı ve birçok takım gibi savunma ribaundunu kolay aldığında çok daha etkili olabildiğini gösterdi. Yarı saha hücumunda da sabırla penetre sonu şutlar bulabildiğinde etkili dış atıcılarını kullandı.
Efes’in hemen tüm maç boyunca rakibinin atletik becerilerine ve hücum ribaundlarına karşı çareler aramakla uğraştığını görüyoruz.
Bu konuda kişisel görüşümü şöyle özetleyebilirim:
Anadolu Efes bu sene 4 numaradan arzu ettiği katkıyı hemen hemen sadece dış atıştan bulabiliyor. 4 numara pozisyonunda ağırlıklı olarak rol alan oyuncular fiziksel özellikleri, ribaund katkıları ve savunmaları ile EL’de arzu edilen düzeye her maçta ulaşamıyorlar. İstenilen düzeye ulaşabildikleri maçlarda Efes daha kolay kazanabiliyor. Çözüm daha çok çalışmak ve tecrübe kazanmak. (Anadolu Efes’in üst düzey başarılar kazandığı sezonlarda Adrien Moerman, Amath Mbaye, Chris Singleton katkılarını unutmayalım.)
Maça dönersek açıkçası Monaco’nun en enteresan gelen tarafı maçın her anını telaşsız oynuyor olmaları. Adeta, “bu bir oyun, kazanabiliriz veya kaybedebiliriz, biz bildiğimizi yapmaya çalışalım” der gibi rahatlıkla maça ortak oluyorlar. Gerçekten de fiziksel güçlerini ve atletik becerilerini oyuna ve özellikle ribaundlara çok iyi yansıtabiliyorlar.
Neticede bizim tarafa baktığımızda Larkin’in çabası Anadolu Efes’i maça ortak etti ama kazandıramadı.
Şu oyuncu oynasa, bu taktik yapılsa gibi yorumları yersiz buluyorum. En iyisini koç Erdem Can ve ekibi bilmektedir. Maçı kazanabilirlerdi ama olmadı. Doğru yolda ilerlediklerini görmekteyiz. Bu yolda uyumu yakaladıklarında çok daha başarılı olacaklar. Efes kendini play off grubuna atabilirse kimsenin beklemediği başarıları yaşayabilir.
Abi harika analiz olmuş. Bende E.Can ağırlıklı yorumumu bırakarak katkı yapmaya çalışayım. E.Can’ın EL koçluğunu kariyer planlaması açısından 1 yıl erken bulmuştum.TT’da geçireceği 1 yıl daha çok tecrübelenmesini sağlar diye düşünüyordum. Ama hangi koç EL’den gelen böyle bir teklifi red edebilirki? Efes’ten gelen bu teklif bana göre onlar adına erkendi ama sezonun beklentinin altında geçmesine rağmen koça sahip çıkmalarını bir o kadar takdir ediyorum. E.Can çalışkan,oyuncularla arasında muazzam iletişimi olan samimi, doğal bir koç.Daha önceki yıllarda işler kötü giderken oyuncular bu kadar özverili çaba içinde olmuyorlardı.
E.Can’ın EL koçluğunu kariyer planlaması açısından 1 yıl erken bulmuştum. TT’da geçireceği 1 yıl daha tecrübelenmesini sağlar diye düşünüyordum. Ama hangi koç EL’den gelen böyle bir teklifi red edebilirki? Efes’ten gelen bu teklif bana göre onlar adına erkendi ama sezonun beklentinin altında geçmesine rağmen koça sahip çıkmalarını bir o kadar takdir ediyorum. E.Can çalışkan,oyuncularla arasında muazzam iletişimi olan samimi, doğal bir koç.Daha önceki yıllarda işler kötü giderken oyuncular bu kadar özverili çaba içinde olmuyorlardı.
Dr. Gökçe,
Çok güzel yorum olmuş. Maçın ardından aklımdaki bazı soruların da cevabını buldum.
Ben Dr. Yazlar’ın Erdem Can’ın bir yıl daha tecrübelendikten sonra EL olmalıydı görüşüne katılmıyorum. FB onu çok daha önce EL antrenörü yapmalıydı.
Geçmişteki 4 numaralar kalitesinde oyuncu bugün az bulunur halde,aynı şey guard için de geçerli,klişe bir laf ama doğru ,oyuncu havuzu dar ve ücretler de astronomik, öyle olunca da beklenen istenen özellik ve kalitede oyuncu bulmak zor. Yıllarca Türk yetiştiren, geliştiren,
ülkenin basketbolcu fabrikası Efes’in artık hazıra konmasını kimse eleştirmiyor niyeyse. Koskoca ülke oyuncu yetiştiremiyorsa sorunu ve sebebi biraz da kendimizde aramalıyız. Mevcut ve gelecekteki ekonomik sorunlar, dövizin daha da artacağı gerçeğinden yola çıkarak bir an önce kendi oyuncularını oynatarak geliştirmek zorunda kalacaklar bu da belki bir süre rekabetçi bir şekilde mücadele edemeyeceğimiz anlamına gelir ki varsın olsun belki o sürede 5-6 iyi Türk oyuncu çıkar. Ve Erdem’e eleştirileri de anlamsız buluyorum, genç yaşta ve kısa zamanda başarılı oldu, eurolig’de de olacaktır ama sabır ve zaman gerek. Takımın ciddi ve uzun süreli sakatlıklar sorunu yaşaması da cabası. Aynı sorunu Fb de yaşıyor su an takımda sadece bir 4 numara var ve o da geçen hafta geldi ve zorlu bir fikstür de onları bekliyor. Ayrıca Efes ve Fb her sene F4 yapmak, şampiyon olmak zorunda mı,bu kadar çok beklenti ve sabırsızlık neden? Sanki eskiden her sene şampiyon bizden çıkıyordu sonra uzun süre şampiyon olamadık da son 6 senede 3 şampiyonluk bizi kesmiyor o yüzden sürekli baskı,talep,başarı peşindeyiz ama yanlış yapıyoruz.
Türk oyunculara sabır gösteremeyen koça neden sabır gösterelim? Hollatz ve Jones çok özel oyuncular mı ki Türklerin önünde rol yapıştırılmaya çalışıldı? Sezon başından itibaren hem parkede hem de parke dışında hata üzerine hata… Tam bir hayal kırıklığı….
Doğru diyorsun da daha önceki yorumlarımda bahsettiğin konularla ilgili seninle benzer görüşlerimi belirtmiştim yukarıdaki yorumu genel olarak yaptım.