Şerpa, dağcı gruplara rehberlik eden, yük taşıyan ve güvenliklerini sağlayan kişidir. Hem bilgi hem de fiziksel dayanıklılıklarıyla özellikle Himalayalar’daki tırmanışlarda çok önemli bir rol oynarlar. Günlük hayatta ise, “şerpa” kelimesi, bir konuda yol gösteren veya rehberlik eden kişi anlamında da kullanılabilir.
Sevgili İlker,
485 gün önce TÜBAD ve Basketfaul web sitelerinde yayınlanan röportajımdaki bilgilere gerek duyan, senin arşivindeki içeriklerinden esinlendiğin “AÇIK MEKTUP” adlı bir yazı dizisine başladığını fark ettim. Ancak, yazı dizisinin başlangıcında eski yazılarındaki ‘aynı bilgi ve vurguların’ aynı şekilde yeniden sunulması, açıkçası tekrara düşeceğin izlenimini uyandırdı. Bu beni açıkçası biraz endişelendirdi. Umarım bu yalnızca bir başlangıçtır ve ilerleyen bölümlerde daha “yeni” bilgi ve yorumlara yer vereceksindir.
Bu röportajın yayınlanmasından bir ay sonra yazılarına ara verdiğini görünce, seni telefonla arayarak eleştirilerini basketbol camiası ile paylaşmaya devam etmen için cesaretlendirici bir konuşma yapmıştım. Hatırladığını düşünüyorum. Çünkü çok sesliliğin ve farklı görüşlerin, sürece olumlu katkıları olacağına inanıyorum. Ancak yazı dizinin ilerleyen bölümlerinde üç noktaya önem vermen durumunda bu katkının çok daha değerli hale geleceğini düşünüyorum:
Eğitim Kuruluna Odaklanmak:
Basketbolumuzun tüm sorunlarının baş sorumlusu olarak Eğitim Kurulunu merkeze koymanın, objektif yaklaşımını zedelediğini ve değerli olabilecek fikirlerine zarar verdiğini düşünüyorum. Basketbolun ülke genelinde yaygınlaştırılmaması, oyuncu havuzunun genişletilmemesi, yerel liglerin organize edilmemesi, illerdeki lisanslı oyuncu sayılarının artırılmaması, dünya çapında oyuncu, hakem ve yazar yetiştirilmemesi gibi konuların farklı sorumluluk alanlarına ve birimlere sahip olduğunu biliyorsun. Eğitim Kurulu, bu alanlarda karar veren ve uygulayan birim değil; TBF çatısı altındaki hiyerarşi ve sorumluluk alanlarının farklı birimlerden oluştuğunu göz önüne almanı öneririm.
Verilerin Doğru Okunması:
Detaylara girmediğin için rakamları doğru okuyup objektif bir şekilde yorumlayamadığını üzülerek fark ettim. Özellikle pandemi sonrası “Denklik” oranını araştırmadığını gözlemliyorum. Sir Alex Ferguson ‘un istatistiklerin gizledikleri ile ilgili çok bilinen sözleri yerine Albert Einstein’a atfedilen şu sözü not olarak bırakmak istiyorum: “Sayılabilen her şey mutlaka önemli değildir; önemli olan her şey mutlaka sayılabilir olmayabilir.” Verilere ve detaylara tam hâkim olmadan yapılan yorumların, yazı dizininin algılanışını olumsuz etkileyebilir. Seni her zaman basketbola tutkuyla bağlı ve değer üreten bir öğretmen olman sebebiyle saygı duymaya devam etmek isterim. Bu bağlamda, E Kademe parkur sınavlarındaki performansını geliştirebileceğine de inanıyorum; erken vazgeçtiğini düşünüyorum.
Yönetici ve Menajer İlişkileri:
Ülke basketbolundaki yöneticilerin ve oyuncu menajerlerinin konumlanış biçimlerini, yönetici-antrenör-oyuncu-oyuncu menajeri arasındaki iletişim süreçlerini dikkate alarak bir değerlendirme yapmanın, yazı dizini çok daha gerçekçi ve etkili kılacağını düşünüyorum. Bu konulara değinmeden yazılan bir dizi, maalesef basketbol camiasının gerçeklerinden uzak kalacaktır.
Sonuç olarak,
Bu üç önerimi değerlendirip, aşağıda linklerini verdiğim röportajın içeriklerine göz atarsan, yazılarındaki yorum ve önermelerinin (eğer yapacaksan) doğruluk oranını artırabilir ve daha güçlü bir etki yaratabilirsin. “Her Şey Türk Basketbolu İçin” sloganı ile yola çıkan bir basketbol yazarının, ülkemizin basketboluna artı değer katacak bir yazı dizisi hazırlamasını tüm kalbimle dilerim.
Başarılar dilerim.
Saygı ve sevgilerimle,
Murat Özyer
Basketbol İnsanı