Çarşamba, Aralık 11, 2024
spot_img

Dünya Kupası’nı İzlemek İçin 19 Neden! Bölüm-2 (Yasin Yıldırım)

- Reklam-

Dünya Kupası’nı izlemek için sıraladığımız 19 maddenin ikinci kısmında karşınızdayız. Basketbol heyecanı her hücremizi sararken buyrun ilk 10 maddeye:

10-Sırbistan’a ekolü yetecek mi?
Her turnuva öncesi doğal favoriler arasında yer alan Sırbistan bu sefer favoriler arasında değil. Jokic ve Micic’in eksikliği çok büyük yara açarken koç noktasında da fark yarattıklarını söylemek hayalcilik olur. Bogdan Bogdanovic hala turnuvanın en büyük süperstarlarından biri ama onun seviyesine gelebilen pek oyuncu yok. Hazırlık döneminde de bazı takım içi sıkıntılar yaşandığı medyaya sızdı. Ama ne olursa olsun Sırbistan bir ekol ve onları denklemden çıkarmak pahalıya mal olabilir.

9-‘nın yükselişi.
Son Avrupa şampiyonasının da en güzel basketbol oynayan ekiplerinden biri olarak dikkat çeken Almanya hiçbir kayıp yaşamadan hatta üstüne koyarak gelmiş takımlardan biri. Schröder artık ustalık dönemini yaşıyor ve herkes bilir ki milli takım Schröderi dünyanın en iyi oyuncularından biridir. Wagner biraderlerin de milli takımı sahiplenmesi ve esktra performans vermesi onları olduklarından daha iyi bir takım haline getiriyor. Turnuvanın gizli favorilerinden biri olduğu dahi söylenen Almanya’nın herhangi bir gün herhangi bir takımı yenmesi asla sürpriz olmaz.
Hazırlık dönemini harika geçirdiler sadece bazen maçı bitirme noktasında sıkıntılar yaşadılar. Tarafsız izleyiciler için Almanya’yı desteklemek güvenli bir liman olabilir.

8-Spoelstra’nın eve dönüşü
Bu maddede bir sıla hasretinden bahsedeceğim. Erik Spoelstra kökeni Filipin olan bir koç ve medyaya düşen fotoğraflarda da görüldüğü üzere bu ülkede olduğu için çok mutlu. Aslında kendisine Filipinleri bir gün çalıştırmak ister misiniz diye sorulduğunda şimdi değil ama elbet bir gün yollarımız kesişecek diyerek mavi boncuk dağıtmaktan da geri durmadı. Spoelstra hayalim dediği ABD koç ekibinde olmanın yanı sıra şampiyona öncesi ve sırasında da hem genç sporcularla hem genç antrenörlerle hem de yerel ekiplerle bir araya gelerek tecrübelerini aktaracak. Kendisi için yoğun bir yaz geçecek ama ne demişler insanın evi gibisi yok.

7-Akdeniz Ateşi !
Çok can sıkıcı bir hastalık olan Akdeniz Ateşi aslında İspanya’nın diğer takımlar üzerindeki baskısına biraz benziyor. Tekrarlayan ateş, ağrı gibi belirtileri çoğu turnuvada İspanya da rakiplerine uyguluyor. Fakat bu sefer koç ve kaptan bile kendilerine pek inanmıyor. Rudy geçtiğimiz turnuvada da hiç kazanacağımıza inanmıyordum yine inanmıyorum bakalım yine herkesi şaşırtabilecek miyiz dedi.
Akdenizin öbür tarafındaki İtalya ise beklenmedik bir çıkışla turnuvaya geliyor. Muhteşem bir hazırlık dönemi geçirdiler. Sahada ne yapmak istediğini bilen ve bunu başarılı bir şekilde uygulayan bir takım var. Şampiyonluk gibi hayaller iki takım için de pek gerçekçi gözükmüyor ama kötü gününüzde bu iki takıma yakalanmayın.

6-Kredinizi onaylıyor musunuz?
Bu cümleyi kurmak belki de Gabrielius Maldunas için sıradan hale gelebilirdi. Amerikada Dartmouth Kolejinden ekonomi bölümünden mezun olduktan sonra kendine basketbolda bir kariyer çizmeye çalışan Maldunas İspanya’da yaşadığı tatsız deneyimin ardından 24 yaşında basketboldan emekli olmuştu. Nordea Bank gibi büyük bir firmadan teklif geldiğinde takım elbisesini çeken Maldunas stabil bir işe fena olmayan da bir maaşa sahipti. Ama kaderden kaçamazsınız. Basketbolun onunla işi henüz bitmemişti. Rastlantılar üzerine Nevezis takımından bir teklif gelmişti eski menajeri ise değerlendirmesini istiyordu. Maldunas takım elbisesini çıkardı ve uzun pozisyonunu doldurdu. İşler bu sefer istediği gibi gitti ve yolu şu an milli takıma kadar çıktı. Litvanya’nın son 12 oyuncusu arasına kaldığında acaba eski iş arkadaşları neler düşündü bilmiyoruz ama box-out mücadelesi evrak işlerinden daha kolay olabilir.

5-Ô Canada
“Alevlenen yüreklerimizle görüyoruz yükselişini
Gerçek Kuzey güçlü ve özgür”
Kanada milli marşının bu kısmı basketbol milli takımının son yıllarını anlatıyor olabilir. NBA’e sağladıkları oyuncu akışı onların katlanarak güçlenmesini sağladı. SGA geçen sezonun en dikkat çeken oyuncusuydu desek fazla kişiyi şaşırtmaz. Muhteşem bir NBA sezonu geçirirken neler yapabileceğini herkese kanıtladı. Yanında Barrett, Dort, Brooks, Olynyk ve Nickeil Alexander-Walker gibi etekileyici yan parçalar da bulunuyor. Hazırlık döneminde atletizmleri ve istediklerinde yarattıkları tempoyla dikkat çektiler ama istenen basketbolu oynadı mı takım büyük soru işareti. Almanya ve Dominik’e yenildiler. Özellikle Almanya karşısında iki maçta da çok zorlandılar ve zaman zaman savunma disiplininden koptular. ABD’ye en yakın takım görüntüsünü kağıt üzerinde verseler de basketbol olarak tam bir şampiyon adayı değiller. Yine de unutulmasın ki turnuvalar kahramanlık alanlarıdır. SGA çıkıp ben bu kupayı istiyorum derse kim önünde durabilir?

4-Itoudis ile teknik faul keyfi…
Itoudis’in Fenerbahçe ile geçen sezonunun ardından Giannis ile huzurlu bir yaz geçirebileceği düşünülüyordu. Ama güzel hikayeler bazen beklenildiği gibi gerçekleşmiyor. Giannis sürpriz bir şekilde kadroya katılmazken takım beklenilenden iyi oynuyor. Yeni Fenerbahçeli Papagiannis’in pota altını taşıdığı takımda yeni devşirme Walkup, Papanikolaou ve muhteşem bir sezon geçiren Rogkavopoulos dikkat çeken isimler. İki kez Slovenya’yı yendikten sonra oynadığı 4 maçı da kaybeden Yunanistan savunmada hiç hazır gözükmedi. Tempoyu düşürmek zorunda gözüken Yunanistan istediklerini pek yansıtamıyor. Itoudis’in ise genelde yüksek olan sinir katsayısı turnuvada çok farklı seviyelere çıkabilir. Ustasının izinden gelen Itoudis ile ilgili çılgın tahminim turnuvada en az 2 kez atılacağı şeklinde olur. Teknik faul rakamları için izlemeye değer bir takım Yunanistan.

3-Boomers Dünya’ya Karşı !
Hazırlık maçlarını başlıktaki şekilde oynayan ‘nın milli takımına isim vermesi son derece sempatik. Kadın takımına da Opaller diyen Avustralya’da milli takım aidiyeti ve sevgisi parmak ısırtan seviyede.
Avustralya ile ilgili ilginç konu yerel liglerinden altyapılarına milli takımlarından NBA’deki oyuncularına kadar herkesin benzer bir basketbolu oynaması. Yüksek tempolu ve yüksek fundamentalli bu takım topu dolaştırıp backdoor cutlar ve iyi saha içi yerleşimiyle izleyenlere keyifli bir basketbol deneyimi sunuyor. Giddey’nin müthiş formda gelmesi herkesi heyecanlandırırken atletizm olarak onlara boy ölçüşebilecek sadece iki takım var. Hazırlık maçlarındaki Brezilya kazası da işleri iyice ciddiye almalarını sağlamış olabilir. Giddey’nin triple double yapma ihtimali ve Thybulle’un sinir bozucu savunma katkısı izlemeye değer detaylar. Fakat Avustralya’nın detaylara ihtiyacı pek yok onlar tek başına dünyaya karşı gelecekler…

2-Bu Amerika gerçekten güçlü mü?
Filmdeki ismiyle Kermit Witts ya da gerçek ismiyle çok zor kişilerin ayakkabılarını doldurmaya çalışacak. Kobe Bryant ve tarafından giyilen 10 numaralı formanın ve ABD milli takımının taşıyıcı oyuncusu rolünün yeni sahibi o. NBA’in en büyük parlayan yıldızlarından biri olmasına rağmen hala soru işaretleri taşıyan bir isim. Bu aslında onun kendini ispatlaması için yeni bir ortam. Hem Bo Cruz(Juancho Hernangomez) de rakiplerin arasında. Amerika’nın en büyük yıldızlarının kenarda oturacağını söylesek herkes şaşırabilirdi ama bana sorarsanız en büyük iki yıldızı benchte oturan Steve Kerr ve Erik Spoelstra. Koç yönetiminin açık ara turnuvadaki takımlara fark attığını söylememiz de abes kaçmaz. Peki saha içinde neler göreceğiz:
Takımın net lideri Edwards ama skor noktasında ikinci oyuncu kim sorusu hala muallakta. Normal şartlarda Mikal Bridges’ın bu rolü üstlenmesi gerekirken top alamamaktan biraz şikayetçi olan Brooklyn’li yıldız tam olarak role giremedi. Walker Kessler’ın pota altındaki kaleci rolü özellikle basketboluna çok uygun gözüküyor. Jaren Jackson ise ilk bölümün yıldızıydı. Reaves ve Portis ise adeta ekibin sürpriz yumurtaları oldu. İki isim de sahada çok iyi gözükürken Portis’in açıklamaları da kendinden beklenmeyecek olgunluktaydı. Amerika yenilmez bir takım değil ama yenmek için 40 dakika çok iyi oynamak zorundasınız. 39 dakika onları yenmeye yetmez çünkü. Atletik, baskılı savunmalar deneyen ve boş kalınca şut kullanmaktan çekinmeyen bir ekip son şampiyonalardaki rezilliği örtbas etmek için sahada olacak.

1- Luka Magic
Uzun süredir bir oyuncuya verilmiş en uygun lakap Luka’ya verilen Magic lakabı olabilir. Gerçek bir sihirbazdan tek farkı Luka’nın yaptıkları bir şekilde açıklanabiliyor ama önlem alınamıyor. Yazın kilo verdiği belli olan Luka milli takımı çok seviyor ve en özel performanslarından bazılarını hep milli takımda sergiledi.

En az 1 triple double beklediğim Luka’nın tek başına bütün devleri yenip şampiyon olabilmesi ise Netflix ya da Disney için bir belgesel konusu olacaktır. Birbirini tanıyan ama seviyesi düşük bir takıma sahipler. Zaten bu kadar ufak bir ülkeden belli sayıda topçu anca çıkabiliyor çıkanlardan da maksimum verim alıyorlar.
Her şeyi geçersek bu 19 maddenin tümünün toplamı kadar izlenesi bir olay varsa o da Luka Doncic’in sihrini izlemek. Büyüle bizi Luka!

- Reklam-

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Sosyal Medya

33,250TakipçilerTakip Et
37,544TakipçilerTakip Et
65,321AboneAbone Ol

popüler

zonguldak psikolog
zonguldak bireysel terapi
online terapi