Basketbolunun geleceği olarak gördüğümüz altyapılarımızda son yıllarda yaşanan gelişmeler ve ortaya atılan iddialar spor camiasında büyük tartışmalara neden olmaktadır. Özellikle altyapı Milli takım kadrolarının oluşturulmasında sistematik kriterlerin olmaması ya da uygulanmaması ve bu süreçte yaşandığı iddia edilen adaletsiz oyuncu seçimleri, sporcuların, ailelerin ve basketbol kamuoyunun büyük tepkisini çekmektedir.
Veri Tabanı Eksikliği ve Subjektif Seçimler
Milli takım kadrolarının oluşturulmasında objektif ve bilimsel verilerin kullanılması gerekliliği tartışmaya açık bir konu değildir. Ancak birçok iddiaya göre Federasyonu’nun bu konuda yeterli bir veri tabanına sahip olmadığı ve sporcuların performanslarının objektif kriterlere göre değerlendirilmediği belirtilmektedir. Bunun yerine, iki kişinin(!) insafına bırakılan bir sistemin ahbap çavuş ilişkileri ötesinde kulübün ismi, ailenin imkanları(!) ve kişisel ilişkilerin seçimlerde etkili olduğu öne sürülmektedir. Bunun sonucu olarak da yetenekli olmasına rağmen imkanları ve ilişkileri kısıtlı olan ailelerin çocuklarının haksızlığa uğrayarak, göz ardı edildiği örnekleriyle camia içerisinde konuşulmaktadır.
Nepotizm (Kayırmacılık) ve Liyakatsizlik İddiaları
Altyapı sisteminde nepotizm ve liyakatsizliğin yaygın olduğu iddiaları spor camiasında büyük bir güvensizlik yaratmaktadır. Tecrübeli antrenörlerin görüşleri alınmaksızın ve tamamen kişisel ilişkiler üzerinden kadroların oluşturulduğu görülmektedir. Bu durum sistemde yetkinliğin yerini torpilin almasına ve dolayısıyla altyapının gelişimine engel olmaktadır.
Algı Yönetimi ve Moral Bozukluğu
Yıllardır bir kişiye teslim edilen ve bu nedenle yerleşik hale gelen bu olumsuz tablo binlerce çocuğu ve ailelerini derinden etkilemektedir. Sporcular adaletsizliğe uğrayacakları endişesiyle motivasyonlarını kaybetmekte ve basketboldan soğumaktadırlar. Aileler de çocuklarının geleceği konusunda endişelenmekte ve antrenörlerle karşı karşıya gelmektedirler.
Değişim İçin Umutlar
Bu olumsuz tablo karşısında Basketbol Federasyonu Başkanı Hidayet Türkoğlu‘nun konunun farkında olduğunu düşünerek, gerekli değişiklikleri yapacağını umut ediyoruz. Harun Erdenay başta olmak üzere yeni kadrolarla birlikte altyapıda da köklü bir dönüşümün yaşanacağı beklentileri artık doruk noktaya ulaştı, çünkü herkesin fikri bu konuda bıçağın kemiğe dayandığı yönünde.
Sonuç
Türk basketbolunun geleceği için belirlenmiş bir altyapı sisteminin sağlıklı bir şekilde işlemesi büyük önem taşımaktadır. Objektif kriterlere dayalı bir değerlendirme sistemi oluşturulmalı, nepotizm ve liyakatsizliğe son verilmeli ve sporcuların yeteneklerinin gelişimi için her türlü imkân sağlanmalıdır. Aksi takdirde, Türk basketbolu büyük bir potansiyeli harcamaya devam edecektir.
Elbette basketbol altyapısındaki sorunları daha da derinlemesine incelemek için birçok farklı açıdan yaklaşılabilir. Bu konularda daha detaylı analiz yapılabilmesi için aşağıdaki başlıkların ele alınarak ilerlenmesi kalıcı bir sistem oluşturulması açısından önem arz etmektedir.
1. Antrenör Eğitimi ve Kalitesi:
• Seminer ve Kursların kalitesi : Bu eğitimler; içerik,eğitimcinin donanım ve konuya hakimiyeti , davranış ve hitabet gibi önemli konularda katılımcıları tatmin ediyor mu ?
• Lisanslı antrenör oranı: Lisanslı basketbol antrenörü sayısı yeterli mi?
• Eğitim programlarının içeriği: Antrenör eğitimi programları oyuncuların fiziksel, teknik ve mental gelişimine ne kadar katkı sağlıyor?
• Yabancı antrenörlerin etkisi: Yabancı antrenörlerin Türk basketboluna kattıkları ya da negatif etkileri nelerdir?
• Antrenörlerin motivasyonu: Antrenörlerin çalışma koşulları, maaşları, sosyal hakları ve kariyer gelişimleri için neler yapılabilir?
2. Altyapıya Yönelik Yatırımlar:
• Kulüplerin altyapıya ayırdığı bütçe: Kulüpler altyapıya yeterli yatırım yapıyor mu?
• Tesislerin yeterliliği: Altyapı takımlarının antrenman yaptığı tesislerin kalitesi nasıl?
• Spor malzemeleri: Oyuncuların ihtiyaç duyduğu spor malzemelerine erişimi kolay mı?
• Beslenme ve sağlık hizmetleri: Sporcuların beslenme ve sağlık ihtiyaçları konusunda bir destek verilebilir mi?
3. Ailelerin Rolü ve Farkındalığı:
• Ailelerin beklentileri: Ailelerin çocuklarından beklentileri hususunda yeterince bilgilendirme ve yönlendirme yapılıyor mu ?
• Ailelerin basketbol hakkında bilgisi: Aileler çocuklarının gelişimine nasıl katkıda bulunabiliyor?
• Ailelerin kulüp ve federasyonla ilişkileri: Ailelerin kulüp ve federasyonla iletişimi nasıl?
4. Spora Erişim Eşitliği:
• Sosyoekonomik farklılıklar: Sosyoekonomik durumu düşük olan çocukların spora erişimi gerektiği gibi sağlanabiliyor mu?
• Coğrafi engeller: Özellikle taşrada yaşayan çocukların basketbol oynama imkanları neler?
• Kız çocuklarının basketbola katılımı: Kız çocuklarının basketbola olan ilgisi nasıl artırılabilir?
5. Veri Analizi ve Bilimsel Yaklaşım:
• Performans takip sistemleri: Oyuncuların performansları nasıl takip ediliyor ve değerlendiriliyor?
• Veri analizi araçlarının kullanımı: Veri analizi araçları ile oyuncuların gelişimleri hakkında daha detaylı bilgi edinmek mümkün mü?
• Bilimsel çalışmalar: Basketbol altyapımız hakkında yapılan bilimsel çalışmalar var mı?
6. Uluslararası Karşılaştırmalar:
• Başarılı altyapı sistemlerine sahip ülkeler: Bu ülkelerin altyapı sistemlerindeki başarılı uygulamalar neler?
• Türkiye‘nin uluslararası sıralaması: Türkiye’nin altyapıdaki başarısı diğer ülkelerle karşılaştırıldığında nasıl?
7. Yetenek Taraması ve Oyuncu Gelişimi:
• Yetenek taraması yöntemleri: Yetenekli oyuncular nasıl keşfediliyor?
• Oyuncu gelişim programları: Oyuncuların potansiyellerini en üst düzeye çıkarmak için hangi programlar uygulanıyor?
• Pozisyonel gelişim: Oyuncular hangi pozisyonda yetiştirilmeli hususunda bir ortak akıl üretebilir miyiz?
8. Basketbol Kültürü ve Toplum:
• Basketbolun toplumdaki yeri: Basketbol Türkiye’de ne kadar popüler?
• Medyanın rolü: Medya basketbol altyapısını nasıl yansıtıyor?
• Sponsorluk ve destek: Basketbol altyapısına sponsorluk veren kurum ve kuruluşlar var mı?
Tüm bunların ışığında yapılacak bir altyapı planlaması ile 85 milyonluk bir ülkede basketbolun kısa süre içerisinde hak ettiği yere ulaşacağı hususunda şüphemiz yoktur.
Cem Çağal
Basketbol Antrenörü
Altyapıda Torpilin Gölgesi (Cem Çağal)
- Reklam-
- Reklam-
Başlığının yeterli olduğu bir yazı ve her kelimesine harfiyen katılıyorum.
Alt yapı antrenörlerinin oyuncu yetiştirecek motivasyonu kalmadı maalesef. İçinde bulunduğumuz yapıdan oyunu yetiştirmek neredeyse imkansız hale geldi. Her jenerasyonda şanslı ya da etraflı bir kaç sporcu dışında a takım seviyesine oyuncu adapte etmek mümkün değil. Milli takımlar konusu da oldukça içler acısı. Oyuncular için bahsedilen nepotizm antrenörler için daha da fazla uygulanıyor. Geçtiğimiz yaz döneminde alt yapı milli takımlarında baş antrenörlük yapmış antrenörlerin kaç tanesi; çalıştığı jenerasyon hakkında, oyuncu havuzu hakkında, oyuncuların geçmişi ve gelişimi hakkında bilgi sahibiydi? Hal böyle olunca antrenör çalıştığı jenerasyona hakim değilse elbet sağdan soldan duyarak ya da iteklenerek gelen oyuncularla kuruluyor milli takım. Değerli Cem abi umarım en yakın zamanda alt yapı milli takımlarında yetkili olur. Bize Cem çağal vizyonunda ve bilgisinde yöneticiler lazım. Kusura bakmayın ama her haliyle çürümüş basketbolu bu işin gerçek emekçileri kurtarabilir.
Cem hocam ağzına yüreğine sağlık. federasyonumuzun yeni yonetimi umarım gerekli tüm değişiklikleri yapar
Herşeyi, tüm çıplaklığı dile getirdiğin için teşekkür ederim hocam. Basketbolun geleceği için yaptığın bu güzel tespitler ile gençliğin önü açılacaktır.. inşallah😇
Herşeyi, tüm çıplaklığı dile getirdiğin için teşekkür ederim hocam. Basketbolun geleceği için yaptığın bu güzel tespitler ile gençliğin önü açılacaktır.. inşallah😇
Torpil,particilik,bölgecilik,yandaşlık,liyakatsizlik bu ülkenin geçmişten günümüze acı bir gerçeği ve kanayan yarası ve hayatın her alanında da bolca mevcut maalesef. Adına torpil denen rezillik spor gibi kişisel yeteneğin ön planda olduğu bir yerde hele milli takıma oyuncu seçmede var olacak kadar fütursuzlaşmışsa diyecek bir şey yok. Torpil Bsl’deki takımlarda, altyapı hatta A takım koçlarında , tv yorumculuğunda bile var. Bu rezilliklere dur demesi umulan, yeni yapılan salondan nemalanma peşindeki federasyon başkanı ile düne kadar başkanla birbirine demediğini bırakmayan ama ne olduysa seçim öncesi ve sonrası beraber olan omurgalı ! ve büyük hayal kırıklığı olan kişiden hayır gelmez, sorunları onları yaratanlarla, hayatında her işini torpille yapabilmiş, yaptırmışlarla, siyasi güce paraya, çıkara teslim olmuşlarla çözemezsiniz çözemeyiz. Basketboldaki kirli düzenin düzelmesi için bir şans vardı ama seçimde kulüplerin tercihini gördük maalesef…
Bu federasyona has bir durum değil diyorsunuz da 40 yıldır basketbolun içindeyim evet eskiden de torpil, ailesi zengin vs olanlar vardı ama hiçbir zaman hidayet dönemindeki gibi içler acısı olmamıştı…
Ailesi zengin olan, annesi ablası güzel olan veya boyu 2.5 metre olanlar seçiliyor 40 yıldır. Bu federasyona has bir durum değil
Hocam sizi altyapı milli takimlarinin başında görmek istiyoruz .
Torpilliler belli camiada herkes isim isim bilir
Sn Çağal gayet güzel yazmış. Yorumları ile katkı koyan site takipçileri de çok güzel ifadelerle desteklemişler. Sanırım Sn Çağal’ın konumu itibarı ile girmek istemediği iki noktayı da ben eklemek isterim. Birincisi altyapıları geçtim A Milli Takım dahil torpil işlerinin gölgesi olduğu. İkincisi bu gölgelerin esas kaynağı basketbolumuzun tabusu ve konuşulmaktan korkulan manejer baskılarıdır. Sahada, idmanda, takım kurulmasında, oyuncu sürelerinde, maç anlatımlarında, basında, basketbol haber sitelerinde, bir oyuncunun abartılmasında veya bir oyuncunun toprak edilmesinde, her yerde her yanlışın arkasında mutlaka bu grubun kontrolü ve baskısı çıkmaktadır… Hatta site yorumlarındaki sansürleme işlerinde bile…
Cem hocam ağzına yüreğine sağlık. federasyonumuzun yeni yonetimi umarım gerekli tüm değişiklikleri yaparmı? Sanmıyorum…
Herşeyi, tüm çıplaklığı dile getirdiğin için teşekkür ederim hocam… Basketbolun geleceği için yaptığın bu güzel tespitler ile gençliğin önü açmak için ama nafile açılmayacaktır…
Cem Hocam yine döktürmüş! sağ olsun aman canım sende bizim dediğimiz doğru gerisini boşver mantığı ile hiç birşeyin düzeleceği yok malesef…Körler sağırlar birbirini ağırlar devam ediyor…”Her şeyin Güzel olacak”sloganından başka bi şey ortaya çıkmayacak…
Bizim buralarda bir deyiş var Halk arasında”PARAN VARSA İSTANBUL PARAN YOKSA ISLANDUR!!” Biz ISLANMAYA devam ediyoruz edeceğiz de bu gidiş ile…
Basketbolun idealistleri bir elin parmakları kadar kaldı mevsim sonbahardı Kış Geldi yaz beklerken…
Saygı ve Sevgilerimle…
Cem hocam, yazınız ve yazınıza yapılan yorumların hepsini okudum ve herkesin ortak aklı ile her satırına aynen katılıyorum klişe sözü ile naçizane kendi görüşlerimi izninle paylaşmak istiyorum: Ele aldığınız her bir sorun ve ürettiğiniz çözüm önerilerinizin yetkili mercilerce dikkatli bir şekilde değerlendirilmesinin gerektiğine inanıyorum. Özellikle Milli Takım seçme kriterleri başlığındaki serzenişleri basketbolun tüm paydaşlarını rahatsız ettiğini de sosyal medya platformlardaki yazılardan takip ediyorum. Yazınızın ana başlığı Kayırmacılık ve Liyakatsizlik üzerine oluşunu da anlamlı buluyorum. Federasyon milli takımlar departmanının yılar önce tarama ve yetenekli oyuncu havuzu oluşturma çabalarının ve geliştirdikleri yöntemleri bilimsel gerçeklilik adına yapıyor(muş) gibi göstermenin de çok samimi olmadığı ve bu konunun basketbol camiasını tatmin etmediğini de yapılan eleştirilerden çok net görüyoruz…Federasyonun eğitim departmanında görev aldığımız yıllarda savunduğum düşünce; bilimsel olarak yapılan ölçümler ve seçme kriterlerinin tüm kulüplerle paylaşılması gerekliliği üzerineydi.. Bunu en basit tarifle neden istediğimi de ilgili birime açıkladım; Milli takım kadrosundaki bir oyuncunun atletik yetenekleri ve performansı ile basketbol yetenek seviyesinin ne olduğunu ortaya koymak, altyapıda eğitim alan her oyuncunun ulaşması gereken değerlerinin bu sonuçlarla üzerinden kıyaslanmak, yetişen oyuncunun bu parametrelerle kendisinin nerede olduğunu görmesi ve hedef milli takım formasını giymek ise buna ulaşabilecek çalışmaları yapması, her oyuncunun kendi öz değerlendirme yapmasını sağlayacaktır dedim… Ancak hiç bir şekilde bu veriler bizlerle paylaşılmadı…! Bu yöntem bu yazıya konu olan güvensizliği, kayırmacılığı ve liyakatsiz kişilerin kişisel tercihlerini bırakıldığı sonucunu doğurmaktadır…Doğal olarak yorumlarının bu mihvalde yapılmasına da zemin oluşturmaktadır. Basketbolda Yetenek ve Yetenekli kavramları ile oyuncu seçme ve yönlendirme derslerini de anlatan biri olarak, uygulanan yöntemin sıkıntılarını konuşmaktansa karar vericilerin tercihlerini ele almak basketbolumuzun içinde bulunduğu durumla bire bir örtüştüğünü görmenin herkes gibi beni üzdüğünü belirtmek isterim. Yılları altyapı sistem ve oyuncu yetiştirmek ile geçiren duayen Cem hocanın ortaya koyduğu sorun ve çözüm önerileri dikkate alınarak sistemin başında olması gerektiğini sizlerle gibi bende şiddetle savunuyor ve öneriyorum. “Kendisinin böyle bir derdi olmadığını da biliyorum…”Türkiye’nin her bir coğrafyasında basketbol ile uğraşan bir çok oyuncunun keşfedilmeyi beklediğini de biliyoruz… Yerel Ligler,12 DABO projesi, minikler şenliği, yerel ve bölgesel turnuvalar, yarı finaller, Türkiye şampiyonası gibi tüm resmi organizasyonlar ile okullar arası organizasyonlar (şu anda bunun içi tamamen boşaltılmış ve yok edilmiş) gibi bir çok alanın taranması izlenmesi gerekirken, Türkiye’nin herhangi bir bölgesinde herhangi bir kulübündeki oyuncuya halen dokunamıyor ve ulaşılamıyorsa, gerekli çalışma ortamları Federsyonca veya diğer kaynaklardan sağlanamıyorsa, sorunlara yetkili makamlarca çözüm aranmıyorsa, eğitilemiyorsa…yapılacak her çabanın beyhude olduğunu söylemek sanırım yanlış olmayacaktır. Yazının ana başlıklarının her biri tek tek ele alınmalı ve üzerinde uzun uzun konuşulmalıdır. Yıllar önce Harun Erdenay Federasyon başkanlığında Kartepe’de yapılan basketbol çalıştayı ümit ve heyecan verici bir çalışmaydı.. Yeni seçimle başkan Yardımcısı görevini yürüten (halen) Harun Erdenay’ın çalışmanın sonuç bildirgesini tekrar gözden geçirmesini ve acilen benzer bir çalışmanın tekrar hayata geçirmesini bekliyorum. Ülkemizdeki Tüm federasyonların Milli Takımlar düzeyinde uluslararası yarışmalarda gösterdikleri başarılar ile basketbolumuzun şu an içinde bulunduğu durumu muhasebe edilmesinin gerekliliğine inanıyorum. İlgili Federasyonların başarılarının tesadüf olmadığı dikkatlice incelendiğinde herkes tarafından görülecektir… Basketbolun tüm paydaşları, tekrar kendini check etmelidir. Eğitim ve liyakat kesinlikle göz ardı edilmemelidir. Aile eğitimi görevde olduğumuz yıllarda çok önem verdiğimiz bir konuydu. İleri bir düzeye taşıyamadık ancak mutlaka ele alınması gereken bir konudur.
Federasyonun yeni yönetiminin, tekrar bir yapılanma sürecine girdiklerini gözlemliyoruz…Ancak bu yapılanma , kişilere yeni alanlar açmak ve farklı departmanlar oluşturmaktan “kuruyan bir göle su taşımak” öteye gidebilecek mi yada çözüm olup olmayacağı da ayrı bir soru işaretidir! . Cem abinin bir önceki paylaşımı “Japon ve Türk kürek takımı” örneği bunu anlatmaktadır…
Ez cümle; Yeni keşiflere ihtiyaç yoktur. Sorun ve çözüm önerileri ortadadır. Yapılacak İş LİYAKAT sahibi kişilerin işin başına getirilmesidir. Kısa, anlık, popilist yaklaşımlardan uzak durmak, bilimin ışığında doğru adımlar ve politikalar üretmektir. Başkan Türkoğlu’nun Kariyer ve Oyunculuk hikayesini anlattığı İstanbul Aydın üniversitesindeki söylemlerinden bir bölümü cımbızladığımda “AMA: Türk Sporuna Basketbol Gelişim Merkezini kazandırdık…”
Saygılarımla.
Güzel yazmışsınız,bravo. Ama, Türk Sporuna Basketbol Gelişim Merkezini kazandırdık diyen kanun kaçaklarıyla poz veren, yılın 10 ayını vatandaşı olduğu Abd’de geçiren, çift maaş alan, dopingden kariyeri bitmiş,milli formayı parayla primle giyen birinin başkan, çıkar için milletin gözünün içine baka baka taraf değiştirenin başkan yardımcısı ile Türk oyuncu yetiştirme ve geliştirme konusunda ülkeye zerre katkısı olmamış, genç oyuncu tokatlayan, duruma ve çıkarına göre hareket eden, polemik yaratma, ortalık karıştırma uzmanı,milyonlarca euroya milli takım koçluğu yapanların ve bunlara benzerlerinin olduğu bir kurumdan, camiadan,ortamdan,kafa yapısından kimseye hayır gelmez, gelmiyor da ama azınlık harici kimin umurunda?