Panathinaikos (Yunanistan)’un ve A Milli Erkek Basketbol Takımımızın başantrenörlük görevini birlikte yürüten Sayın Ergin Ataman, Yunanistan Basketbol Ligi final serisinde Olympiakos’a 3-1 kaybedip, şampiyonluktan oldukları maçın bitiminde katılmış olduğu basın toplantısında yaptığı açıklamaların, benim gibi milyonlarca basketbolseveri hayrete düşürdüğünden eminim.
Hayretler İçerisindeyim
Ataman’ın açıklamaları şu şekilde; “Yunanistan’ı seviyorum. Bugün salonda çok fazla Yunan bayrağı gördüm. Olympiakos taraftarı salona Yunan bayraklarıyla gelmiş ama şunu merak ediyorum, takımlarında kaç tane Yunan oyuncu oynuyor?
Sadece bir Yunan oyuncuları var. Geri kalan hepsi sahte Yunan. Walkup, Dorsey, Vezenkov, Mitrou-Long… Bizim kadromuz ise Yunan oyuncularla dolu. Sloukas var, Mitoglou var, Papapetrou var, Kalaitzakis var, Samadurov var. Buna rağmen sırf ben Türküm diye salona Yunan bayraklarıyla geliyorlar!”
Ergin Ataman’ın bu açıklamaları sonrasında inanın ne diyeceğimi bilemiyorum. O kadar şaşkınım ki!… Oysa, kendilerinin geçmişte Anadolu Efes‘te yerli oyuncuları oynatmadığı ve üstüne üstlük de yerli oyuncularımızı itibarsızlaştırıcı ve küçümseyici sözlemlerde bulunduğuna sıkça tanık olmuştuk.
Ergin Ataman, Anadolu Efes ve %6,5
18 Aralık 2017’de Velimir Perasoviç’in yerine Anadolu Efes basketbol takımının başantrenörlüğü görevine getirilen Ergin Ataman, böylece Anadolu Efes’teki üçüncü dönemine (1999-2001, 2008-2010 ve 2017-2023) başlamıştı. 2018-2019 sezonundan 2022-2023 sezonu sonuna kadar aralıksız Anadolu Efes’în başantrenörlük görevinde bulunduğu 5 EuroLeague sezonundaki oyuncu istatistiklerine baktığımızda, Ergin Ataman yönetimindeki Anadolu Efes’in yerli oyunculara en az süre ve sorumluluk veren takım olduğunu görüyoruz.
Aşağıdaki tabloda detaylı bir şekilde yer aldığı gibi, Ergin Ataman’ın EuroLeague’de 2018-2019 sezonunda 4, 2019-2020 sezonunda 6, 2020-2021 sezonunda 6, 2021-2022 sezonunda 5 ve 2022-2023 sezonunda ise 6 yerli oyuncuya süre verdiğini görüyoruz. Daha doğru ifade edecek olursak bir iki oyuncu haricinde bütün sezonlarda yerli oyuncularımız benchte vakit geçirmekten öteye geçememişlerdi. Hemen her sezon Türkiye Basketbol Süper Ligi (BSL)’nde önemli gelişim gösteren yerli oyuncuları Anadolu Efes’e transfer eden Ataman yönetiminde, gerçek anlamda sadece Sertaç Şanlı‘nın süre bulduğunu görüyoruz. Sertaç Şanlı’nın aslında Tibor Pleiss’ın sakatlanmasından sonra EL’de süre bulduğunu da özellikle belirtmemiz gerekiyor. Çünkü bir önceki sezon yerli oyuncular arasında en az süre alanın Sertaç Şanlı olduğunu görüyoruz.
Oyuncuların aldıkları sürelere göre takım içerisindeki sıralamalarına baktığımızda, istisnasız her sezon yerli oyuncularımız son sıralardalar. Örnek verecek olursak 2022-2023 sezonunda EL’de Anadolu Efes’te toplam 18 oyuncu süre alırken, yerli oyuncularımız aldıkları sürelere göre son altı sırada yer aldılar. Daha da üzücü olanı ise, Ergin Ataman döneminde Anadolu Efes’in EuroLeague maçlarında sezonlara göre süre olarak en önde yer alan yerli oyuncularımız olan Doğuş Balbay’ın (2018-2019) ve Sertaç Şanlı’nın (2019-2020, 2020-2021) ancak ve ancak en çok süre alan oyuncular sıralamasında takım içerisinde 9. sırada yer alabildiklerini görüyoruz. Düşünebiliyor musunuz, yerli oyuncularımız Ergin Ataman döneminde en iyi şekilde takım içerisinde rotasyonda 9. sırada geliyorlar.
Ayrıca dikkat çeken diğer bir husus ise yerli oyuncularımızın takım içerisinde aldıkları sürelerin yüzde olarak durumudur. Özellikle Anadolu Efes ile üst üste ikinci kez EL şampiyonluğu yaşadıkları 2021-2022 sezonunda yerli oyuncuların takım içerisinde aldıkları sürelerin sadece ve sadece %2,32 olduğunu üzülerek görüyoruz. Bu yüzde, aynı zamanda EL tarihinde şampiyon olup da yerli oyunculara en az süre veren takım ve başantrenör rekorunu da getirmiştir: Anadolu Efes ve Ergin Ataman’a!… Bir sonraki sezonu 11. sırada bitiren Ergin Ataman yönetimindeki Anadolu Efes’te bir rekor daha kırıldı! Yerli oyuncularımız bu sezon da takım içerisinde toplam sürenin ancak %2,46’sını alabildiler.
2018-2023 yılları arasındaki 5 sezonda Ergin Ataman yönetimindeki Anadolu Efes’te, EuroLeague’de yerli oyunculara takım içerisinde verilen toplam sürenin sadece ve sadece %6,5 olarak gerçekleştiğini görüyoruz. Başka bir bakış açısıyla ifade edecek olursak, bu dönemde takım içerisinde alınan toplam sürenin %93,5’ini yabancı oyuncular almış. Acaba yerli oyuncu hassasiyeti bu mu?
Ataman’ın basın toplantısında eleştirdiği konuda, aslında kendisinin ne ölçüde duyarlı olduğunu da üzülerek görebiliyoruz. Meslektaşı Olympiakos başantrenörü Georgios Bartzokas, Olympiakos yöneticileri ve bu açıklamaları duyan basketbolseverler, bu istatistiki verileri gördüğünde “bu ne perhiz bu ne lahana turşusu” demeyecekler mi?
Söylem ile Uygulama Arasındaki Tezatlar
Sayın Ergin Ataman’ın, rakip takımı eleştirdiği konularda bir de kendi uygulamalarına bakması gerektiğini söylememiz yanlış olmayacaktır. Gelin bir de bu yönden genel bir değerlendirmede bulunalım.
– Ergin Ataman’ın Anadolu Efes dönemindeki yerli oyunculara bakış açısı ve yaklaşımı genelde onları küçümseyici ve itibarsızlaştırıcı yönde olduğuna birçok kez şahit olduk. Daha somut olarak ise Anadolu Efes’te EuroLeague’de yerli oyunculara verdiği süre ve sorumluklardan da bunu görebiliyoruz. Anadolu Efes ile elde ettiği Eurolegaue şampiyonluğunda hemen hemen yerli oyunculara hiç süre vermemesi ve yerli oyunculara en az süre vererek EL şampiyonu olan takımın başantrenörü olmasıdır.
– Yabancı oyuncu sayısının artmasının, özellikle bu sezon uygulamaya geçirilen 4+3 yabancı oyuncu sayısı uygulamasının destekleyicilerinden biri olduğunu kendisi de ifade etmişti.
– Bir tek Türk oyuncusunu ülke basketbolumuza kazandırmamış olması (Sinan Güler ve Sertaç Şanlı her şeye rağmen gelişim gösterdiler) ve bunun dışında bir önceki sezon BSL’de önemli gelişim gösteren oyuncuları ısrarla takımına transfer etmesine rağmen, bu oyuncuların hiçbirine EL’de süre vermemiş olmasına hepimiz şahit olduk. Yukarıdaki tabloda yerli oyuncularımızın isimleri yazılıdır, ayrıca tek tek yazmama gerek olmadığını düşünüyorum.
– A Milli Takımımızın başantrenörü olmasına rağmen, ülke basketbolumuzun gelişimi ve yeni yeteneklerin ortaya çıkması adına düşüncede ve eylemde hiçbir katkıda bulunmaması, bu konuda herhangi bir hassasiyet gösterdiğine tanık olmadığımızdır. Benim gözümden kaçtıysa özür dilerim.
– A Milli Takımımızın aday kadrolarında olup da kampa katılmayan oyuncuların sorunlarından tutun da, devşirme oyuncularla yaşanan krizlere ve kulüp takımlarıyla anlaşmazlığa düşmeye kadar giden birçok olumsuzluğu Sayın Ataman döneminde yaşadık.
– A Milli Takımımızla üst üste üç önemli FIBA organizasyonunda yaşanan başarısızlıklar ve milli takımımızın son 30 yılın en başarısız dönemini yaşaması… A Milli Takımımızla verimli kamp dönemleri (Fransa’dan 50 sayı fark yenildiği özel maç sonrası) bile düzenlenememesi…
Yerli Oyuncu Meselesi Bu Kadar Hassas ise Neden?…
Bütün bu olumsuzlukları yan yana getirdiğimizde Sayın Ergin Ataman’ın, kendi çalıştırdığı takımlardaki yerli oyuncu meselesine hiç değinmezken; Olympiakos’un Yunan oyuncu meselesini gündeme getirmesine anlam veremiyorum. Bu büyük bir çelişki değil mi? Yerli oyuncu meselesi bu kadar önemliyse, neden kendisi örnek teşkil edecek şekilde Anadolu Efes’in başantrenörlüğü döneminde koskoca 6 yılda bunları gerçekleştirmedi.
Demezler mi? Siz değil misin, Anadolu Efes’in iki EuroLeague şampiyonluğundan ilki olan 2020-2021 sezonunda yerli oyuncularımıza takım içerisinde ancak %10,40 süre veren, daha da kötüsü ise 2021-2022 sezonundaki EL şampiyonluğunda yerli oyuncularımıza sadece ve sadece %2,32 süre veren. Anadolu Efes ile elde ettiğiniz 2021-2022 EuroLeague şampiyonluğunun, EL tarihinde yerli oyunculara en az süre vererek şampiyon olan antrenör olma rekorunun da sizde olmasıdır? Yıllarca ülke basketbolumuzun lokomotifliğini yapmış olan bir kulübün ve kazandığı üst düzey kupalarla ön planda olan bir Türk antrenörünün birlikteliğinden bu sonucun çıkmaması gerektiğini hiç düşünmediniz mi?
Demek ki, yerli oyuncuların yabancı kaldığı ve figüran olduğu şampiyonlukları, o takımın ve o ülkenin gerçek başarısı olarak görmüyor ve üstüne üstlük bunu henüz sıcağı sıcağına şampiyonluğun tadını çıkarmak isteyen rakip takım taraftarına, antrenörüne, oyuncusuna ve yöneticisine karşı söylüyorsunuz…
Yıllarca ülke basketbolumuzun yaşadığı bu yabancılaşmanın yani yerli oyuncuların figüran oldukları bir sahnenin ne derece yanlış olduğunu bilmenize rağmen, uygulamada siz de ülke basketbolumuza olan bu yabancılaşmaya göz yummuş olmuyor musunuz?
Çok acı ki, bu kişiler ya da kulüpler meselesi değildir; bu büyük bir zihniyet sorunudur. Bu zihniyeti değiştirmeden de, kendi ülke basketbolumuza olan yabancılaşmayı engellememiz de mümkün değildir… Ülke basketbolumuzun değer üretemeyen, oyuncu yetiştiremeyen ve geliştiremeyen, yeni yerli oyunculara hasret kaldığımız, ülke bsaketbolumuzun niteliğinin en önemli göstergesi olan A Milli Takımlarımızın son 30 yılın en başarısız dönemini yaşadığı, kulüp yönetiiclerinin popülist söylemlerinin belirleyici olduğu, yabancı oyuncuların hegemonya kurduğu kulüp takımlarımızla Avrupa kupalarında elde edilen başarıların ülke basketbolumuzun gerçek başarısı olarak lanse edildiği (aynı dönemde A Milli Takımlarımız tarihi başarısızlılarla karşı karşıya kaldı) ve kulüp fetişizminin had safhaya tırmandığı bütün bu olumsuzlukların ülke basketbolumuzda yaşanmasından hiç kuşkusuz hepimiz sorumluyuz. Ancak, ülke basketbolumuzda yaşanan yabancılaşmayı ve başarısızlığı öngörüp de bile bile bu aşamaya gelmesine seyirci kalınmasını nasıl açıklayacağız, inanın ben de bilemiyorum. Kendileri açıklamak isterse de bundan memnuniyet duyacağımı ifade etmek isterim.
Her şey Türk basketbolu için. Her şey A Milli Takımlarımız için.
Bu adamın söylemlerine bu kadar değer verip araştırma yapmanıza gerek var mıydı üstad? Yine de elinize sağlık
İlker yıldız kim
Sayın Yıldız, kaleminize, yüreğinize sağlık. Her zaman olduğu gibi, istatistiksel verilerden yararlanarak, bilimsel bir yazı kaleme almışsınız. Bazı basketfaul okurlarının kendini tutamayıp yaptığı gibi (ben de dahil), Ergin Ataman’ın narsisistliğine, görgüsüzlüğüne, pişkinliğine vs. girmemişsiniz. Her şeyden önce sizi sabrınızdan ötürü tebrik ederim. Fakat Ergin Ataman ile ilgili her şey ‘bir deli kuyuya taş atmış. Kırk akıllı çıkaramamış’ benzeri bir hal almaya başladı. Daha da önemlisi, akıl sağlığımıza da zararlı olduğunu düşünüyorum.
Üzülerek söylüyorum bu adam toksik yaa fatih terim in basketbol versiyonu